Lübnan’da sağlık ve eğitim zenginlere özel hizmetler haline geldi

Bacak kırığı tedavisinin bedeli 360 milyon Lübnan lirasını aştı.

Beyrut çarşamba günü protesto gösterilerine sahne oldu. (AFP)
Beyrut çarşamba günü protesto gösterilerine sahne oldu. (AFP)
TT

Lübnan’da sağlık ve eğitim zenginlere özel hizmetler haline geldi

Beyrut çarşamba günü protesto gösterilerine sahne oldu. (AFP)
Beyrut çarşamba günü protesto gösterilerine sahne oldu. (AFP)

Lübnan lirasının dolar karşısında sürekli değer kaybetmesi ve halkın büyük bir kısmının maaşlarının ‘sembolik’ hale gelmesi alım gücünün kaybolmasına neden oluyor. Halkın gıda, barınma, su ve elektrik gibi temel hizmetlerin ücretlerini karşılayamaması, başta sağlık ve eğitim olmak üzere birçok sektörü adeta zenginlere özel hale getirdi.
Devlet kurumları 2019 öncesinde, küçük meblağlar ödeyen Lübnanlıların hastane masraflarının büyük bir bölümünü karşılarken, bu kuruluşlar artık hastane faturalarının yüzde 10’unu bile karşılayamıyor. Bu da hastaları, devam eden mali çöküşün gölgesinde temin edemedikleri ilaçlara büyük meblağlar ödemek zorunda bırakıyor.
Hastane Sahipleri Sendikası’ndan Süleyman Harun, bir yıldan uzun bir süre önce ‘hastaneye gitmenin zenginlere özel bir hizmet haline geleceği’ konusunda ilk uyarıyı yapan kişiydi. Harun, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada şunları söyledi:
‘Çok sayıda hasta, faturaların tamamen dolara çevrilmesinin ardından hastane masraflarını karşılayamadıkları için artık hastanelere gitmiyor. Bu durum hastaneye başvurma yüzdesinin yüzde 40 ila 50 arasında düşmesine neden oldu. Hastaneler halen maliyetleri doğrudan karşılayacak fonların bulunmaması durumunda, ciddi vakaları ve hayati tehlikeye sahip olanları alıyor. Ancak bundan daha fazlasını yapamıyor. Zira diyaliz dışındaki tüm tıbbi malzemeler ve harcamalarımız, sübvansiyonların kaldırılmasıyla birlikte dolarla ödenen bir hale geldi. Örneğin ayağı kırılan bir hastanın gerekli tedaviyi alabilmesi için en az 360 milyon Lübnan lirasına tekabül eden üç bin ABD doları ödemesi gerekiyor. Bazı hastalar sağlık merkezlerine başvursa da bu merkezler hastanelerin yerini alamıyor. Ayrıca bazı kişiler devlet hastanelerinde özel hastanelerde ödenenlere göre daha fazla fark ödeyebiliyor.”
Bu durum, Lübnan’ın Ortadoğu bölgesinde öncü olduğu hastane sektörü için geçerliyken, uzman ve nitelikli sağlık personelinin büyük bir bölümünün göç etmesiyle sektör dramatik bir çöküşe tanık oluyor ve artık eğitim sektöründe de aynı sıkıntı yaşanıyor. Öğrenciler çevre ülkelerden Lübnan okullarına ve üniversitelere akın ettikten sonra mali kriz bu sektörü de vurdu. Aylarca derslerin askıya alınmasına, öğretmenlerin yurt dışına çıkmasına ve görülmemiş bir şekilde eğitim seviyesinin düşmesine yol açtı.
Devlet okullarındaki öğretmenler, değerini yitiren maaşlarının dolarla ödenmesi talebiyle yaklaşık üç aydır grev yapıyor. Özel okul öğretmenleri de zaman zaman greve giderek okulların yönetimlerine maaşlarını artırmaları için baskı uyguluyor.
Özel Okullarda Öğretmenler Sendikası Başkanı Nime Mahfuz’a göre, geçen yıl yaklaşık 50 bin öğrenci devlet okullarından özel okullara geçerken bu yıl 42 bin öğrenci geçiş yaptı. Mahfuz, devam eden grevler gölgesinde öğrencilerin gerekli eğitimi almadığı göz önüne alındığında, büyük çoğunluğun gelecek yıl devlet okullarından ayrılmasının muhtemel olduğunu belirtti.
Özel okulların koşulları da pek farklı değil, Mahfuz, Şarku’l Avsat’a şu açıklamada bulundu:
“Sadece 10 ila 15 okul öğretmenlerine maaşlarının bir kısmını dolar olarak verirken, büyük çoğunluk maaşlarını hala Lübnan lirası olarak ve en iyi ihtimalle, sembolik olarak 50 dolar veya 70 dolar vererek ödüyor.”
Mahfuz ayrıca öğretmenlerin yüzde 20’sinin göç etmesi ve ardından yüzde 50’nin kamu sektöründen ayrılmaya istekli olmasıyla, birçok okulda eğitimin kalitesiz hale geldiğini belirtti. Eğitim için geçerli olan durumun, diğer tüm sektörler için geçerli olduğunu, sektörlerin zenginlere döndüğünü geri kalan halkın ise bu koşullar altında ezildiğini vurguladı. 
Aynı durum restoran sektöründe de görülüyor. Bazı restoranlar her zaman dolu olsa da yüklü faturalarını nasıl ödedikleri merak uyandırıyor. Lübnan’daki Restoran, Kafe, Gece Kulübü ve Pastane Sahipleri Sendikası Başkanı Tony er-Rami, yaşananların gerçek yüzünü ortaya çıkarıyor. Rami, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“230 bin aileden oluşan yaklaşık 800 ila 900 bin kişi yani Lübnanlıların yüzde 5’i dolarla ticaret yapıyor. Liranın değer kaybetmesiyle bu kişilerin alım güçleri arttı. Bu da başta restoranlar olmak üzere turizm işletmelerinde dolar fiyatlarının düşük kalmasına neden oldu. Çok popüler ve kalabalık olan yaklaşık 100 özel yemek işletmesi bulunuyor. Bunlar en iyi ve en pahalı işletmeler. Diğer kurumlar ise ciddi bir zarar görüyor. Sektörde eskiden 5 milyar dolarlık satış yapılırken, şimdi 1 milyar dolarlık satış anca yapılıyor. 2019 yılında 8 bin 500 restoran işletmesi vardı. Ancak krizlerin giderek kötüleşmesi, Beyrut limanının patlaması ve ardından yaşanan diğer sıkıntılarla 2022 yılında sayı 4 bin 500’e geriledi. Bu, özellikle orta sınıfın ortadan kalkması ile pazarın küçüldüğü ve bu sektörün bir lüks haline geldiği anlamına geliyor. Ancak bu işletmelerin sahipleri süreklilikte ısrar ediyor, durumu bir kriz yönetimi, sebat ve varlık ispatı aşaması olarak ele alıyor.”



Lahbib: İsrail'in Gazze'de uluslararası insani yardım kuruluşlarını yasaklama planları, yardımların engellenmesi anlamına geliyor

İnsani yardım malzemesi yüklü tırlar Kerem Şalom Sınır Kapısı’ndan Gazze Şeridi'ne giriyor. (DPA)
İnsani yardım malzemesi yüklü tırlar Kerem Şalom Sınır Kapısı’ndan Gazze Şeridi'ne giriyor. (DPA)
TT

Lahbib: İsrail'in Gazze'de uluslararası insani yardım kuruluşlarını yasaklama planları, yardımların engellenmesi anlamına geliyor

İnsani yardım malzemesi yüklü tırlar Kerem Şalom Sınır Kapısı’ndan Gazze Şeridi'ne giriyor. (DPA)
İnsani yardım malzemesi yüklü tırlar Kerem Şalom Sınır Kapısı’ndan Gazze Şeridi'ne giriyor. (DPA)

Avrupa Komisyonu Eşitlik, Hazırlık ve Kriz Yönetimi Komiseri Hadja Lahbib bugün yaptığı açıklamada, İsrail’in Gazze Şeridi’nde uluslararası insani yardım kuruluşlarını yasaklama planlarının, hayat kurtaran yardımların bölgeye ulaşmasını engelleyeceğini belirtti.

Lahbib, X platformundaki hesabından yaptığı paylaşımda, Avrupa Birliği’nin (AB) tutumunun net olduğunu vurgulayarak, “Sivil toplum kuruluşlarının mevcut haliyle kayıt altına alınması yasasının uygulanması mümkün değil” dedi.

Lahbib, insani yardımların önündeki tüm engellerin kaldırılması gerektiğini vurguladı ve “Uluslararası insancıl hukuk, herhangi bir belirsizliğe yer bırakmıyor; yardımlar ihtiyaç sahiplerine ulaştırılmalı” ifadesini kullandı.

İsrail medyası, hükümetin dün yaptığı açıklamaya dayanarak, Sınır Tanımayan Doktorlar, ActionAid ve Oxfam gibi onlarca insani yardım örgütünün lisanslarının iptal edileceğini ve bunların ‘terörle bağlantılı’ olduğu gerekçesiyle kapatılabileceğini duyurmuştu.

Bazı uluslararası yardım kuruluşları, kayıtlarının iptal edilmesi riskiyle karşı karşıya bulunuyor. Eğer 31 Aralık’a kadar İsrail makamlarının belirlediği yeni kriterlere uyum sağlamazlarsa, 60 gün içinde faaliyetlerini durdurmak veya Gazze Şeridi ve Batı Şeria’daki çalışmalarına kısıtlama getirmek zorunda kalabilirler.


Süveyda’da el bombası patladı: 1 ölü, 2 yaralı

Geçen temmuz ayında Süveyda’daki çatışmalar nedeniyle yükselen duman (Arşiv – DPA)
Geçen temmuz ayında Süveyda’daki çatışmalar nedeniyle yükselen duman (Arşiv – DPA)
TT

Süveyda’da el bombası patladı: 1 ölü, 2 yaralı

Geçen temmuz ayında Süveyda’daki çatışmalar nedeniyle yükselen duman (Arşiv – DPA)
Geçen temmuz ayında Süveyda’daki çatışmalar nedeniyle yükselen duman (Arşiv – DPA)

Şarku’l Avsat Suriye devlet televizyonu El-İhbariyye'den aktardığı habere göre bugün (Çarşamba) Süveyda kentinde meydana gelen el bombası patlamasında bir kişi hayatını kaybetti, iki kişi yaralandı.


Sinvar'a yakınlığı bulunan ve serbest bırakılan bir mahkum, Gazze'deki Hamas içinde bir isyana öncülük ediyor ve bu durum bazı Hamas liderlerini öfkelendiriyor

Gazze'nin güneyindeki Refah'ta, Hamas'ın silahlı kanadı olan Kassam Tugayları üyeleri (Arşiv- Reuters)
Gazze'nin güneyindeki Refah'ta, Hamas'ın silahlı kanadı olan Kassam Tugayları üyeleri (Arşiv- Reuters)
TT

Sinvar'a yakınlığı bulunan ve serbest bırakılan bir mahkum, Gazze'deki Hamas içinde bir isyana öncülük ediyor ve bu durum bazı Hamas liderlerini öfkelendiriyor

Gazze'nin güneyindeki Refah'ta, Hamas'ın silahlı kanadı olan Kassam Tugayları üyeleri (Arşiv- Reuters)
Gazze'nin güneyindeki Refah'ta, Hamas'ın silahlı kanadı olan Kassam Tugayları üyeleri (Arşiv- Reuters)

Gazze Şeridi'ndeki Hamas hareketi, iki yıl süren İsrail savaşı sırasında liderlerinin suikastlara kurban gitmesinin ardından bir dizi liderlik değişikliği yaşıyor. Bu durum, hareketin eski lideri olan ve Ekim 2024'te Refah'ta İsrail güçleriyle çıkan çatışmalarda beklenmedik bir şekilde öldürülen Yahya Sinvar'a yakın kişilerin daha fazla öne çıkmasına neden oldu.

Şarku’l Avsat'a konuşan Hamas kaynaklarına göre, serbest bırakılan mahkum Ali el-Amudi, siyasi büro üyesi ve savaş öncesinde hareketin medya departmanından sorumlu olan serbest bırakılan mahkum Ali el-Amudi, kendisi ve Sinvar'a yakın bir dizi kişinin Gazze Şeridi'ndeki hareketi yönetmekle görevlendirilmesinin ardından, Gazze Şeridi'ndeki siyasi bürosunun başına geçti. Bu kişilerin çoğu, Şeridin güneyindeki Han Yunus'ta yaşıyor.

Hamas lideri Yahya Sinvar ve İsmail Haniye'in 2017'de Gazze'de çekilmiş fotoğrafı (Arşiv- Reuters)Hamas lideri Yahya Sinvar ve İsmail Haniye'in 2017'de Gazze'de çekilmiş fotoğrafı (Arşiv- Reuters)

2011 Gilad Şalit esir takasıyla serbest bırakılan eski bir mahkum olan el-Amudi, Gazze Şeridi yönetiminin merkez figürü haline geldi. İsrail hapishanelerinde kaldıkları süre boyunca ve serbest bırakıldıktan sonra Sinvar'a çok yakındı ve sık sık toplantılarına ve diğer etkinliklerine eşlik etti.

Bazı kaynaklar, Gazze Şeridi'nde siyasi büro için gerçek bir seçim yapılmadığını, bunun yerine sürecin atama, onaylama ve istişare yoluyla yürütüldüğünü söylüyor.

Bazı kaynaklar operasyonun “iç yönetmelikleri ihlal ederek” gerçekleştirildiğini söylerken, diğerleri amacın “iç eksiklikleri gidermek” olduğunu ve “seçilenlerin hepsinin Tevfik Ebu Naim, Salah Ebu Şarik ve diğerleri gibi Sinvar'a yakın kişiler olduğunu” açıkladı.

Kaynaklar, el-Amudi'nin şu anda Gazze'deki Hamas içinde “devrim” olarak nitelendirilebilecek bir harekete öncülük ettiğini söylüyor. Özellikle İsrail saldırılarında yaralanan ilçe idari organlarının başındaki bazı yerel liderleri görevden aldı ve yerlerine atamalar yaptı. Savaş sırasında sorumluluklarının bir kısmından vazgeçen diğer kişiler için de aynı şeyi yaptı. Suikasta uğrayan, başka nedenlerle görevden alınan veya farklı görevlere atanan eski liderlerin yerine geçecek kişileri aramaya devam ediyor.

Bazı kaynaklara göre, bu adımlar Gazze Şeridi içindeki yerel Hamas liderlerinin yanı sıra yurtdışındaki liderler arasında da öfkeye yol açtı. Şeridin dışındaki siyasi büro üyelerinden bazıları yerel liderlere, "Olanlar kabul edilemez ve iç hukuka aykırıdır; önümüzdeki günlerde hareketin liderinin seçilmesini beklemeliyiz ki, bir yıl sonra yapılacak genel seçimlere kadar bazı bölgelerin liderliğindeki boşlukların geçici olarak doldurulması konusunda bir anlaşmaya varılabilsin" şeklinde bilgi verdi.

İzzeddin el-Haddad (Fotoğraf el-Kassam tarafından yayınlandı)İzzeddin el-Haddad (Fotoğraf el-Kassam tarafından yayınlandı)

Kaynaklar, Gazze Şeridi'ndeki Hamas içinde siyasi düzeyde hüküm süren "kaosun" aksine, askeri kanadında istikrarlı bir durumun söz konusu olduğunu ve yeniden yapılanmanın sorunsuz ve sistematik bir şekilde devam ettiğini belirtiyor. İzzeddin Kassam Tugayları'nın yeni Genelkurmay Başkanı İzzeddin Haddad'ın savaş sırasında suikasta kurban giden veya öldürülenlerin yerine yeni atamalar yapmak üzere bir dizi toplantı düzenlediğini ve çeşitli kararlar aldığını ifade ediyorlar. Ayrıca, tüm taraflarla sürekli iletişim kurarak siyasi düzeydeki farklılıkların veya anlaşmazlıkların üstesinden gelmeye ve böylece her düzeyde istikrarı sağlamaya çalışıyor.

Kaynaklara göre Haddad, bazı bölgelerdeki tugay komutanları da dahil olmak üzere çeşitli liderlik pozisyonlarındaki boşlukları doldurmak için çalışırken, asıl komutanlarının suikast sonucu öldürülmesinin ardından bu tugayları yönetmek üzere atanmış diğer kişileri de görevde tutuyor.

Savaş sırasında İsrail, Gazze Şeridi'ndeki (Kuzey, Merkez, Han Yunus ve Refah) tugay komutanlarının çoğunu, İzzeddin Haddad'ın komuta ettiği Gazze Şehri Tugayı hariç, suikast sonucu öldürdü. Yerine Muhanned Receb atandı.

Savaş sırasında İsrail, Gazze Şeridi'ndeki (Kuzey, Merkez, Han Yunus ve Refah) tugay komutanlarının çoğunu suikastla öldürdü. Bunun istisnası, Muhannad Receb'ın yerine geçen İzzeddin el-Haddad'ın komutasındaki “Gazze Şehri Tugayı”ydı.

Gazze'deki Hamas savaşçıları (Arşiv-Reuters)Gazze'deki Hamas savaşçıları (Arşiv-Reuters)

Çeşitli kanatları ve kademeleriyle Hamas, İsrail'in çeşitli kaynaklarını hedef alması sonucu mali krizden muzdarip olmuş durumda. Bununla birlikte, savaş sırasında veya sonrasında, farklı oranlarda ve zamanlarda da olsa, maaş ve ödenekleri tamamen kesmedi.

Gerçekte Hamas, 7 Ekim 2023 saldırısının ardından, 1987'deki kuruluşundan bu yana eşi benzeri görülmemiş son derece karmaşık bir dönemle karşı karşıya. Hareketin gözlemcilerine göre, Gazze Şeridi'ne sınır komşusu İsrail tesislerine ve kasabalarına yönelik saldırılarla başlayan bu saldırı, İsrail'i uzun süreli bir savaşa sürükledi.

Yazar ve siyasi analist Mustafa İbrahim, hareketin “askeri yenilginin, örgütsel tükenmişliğin, siyasi karmaşanın ve geleceği ile rolü hakkındaki varoluşsal kaygının iç içe geçtiği bir aşamaya girdiği” değerlendirmesinde bulunuyor.

İbrahim, İsrail savaşının, Hamas'ın siyasi büro üyelerinin ve Gazze Şeridi'ni yıllarca yöneten idari komitelerin başkanlarının çoğunu kaybetmesinin ardından, liderlik ve karar alma yapısını vurduğunu açıkladı. Bu durum, doldurulması kolay olmayan derin bir liderlik boşluğu yarattı ve hareket içinde geleceği ve bir sonraki aşama hakkında anlaşmazlıkları ortaya çıkardı: Bu bir yönetim aşaması mı, örgütsel hayatta kalma aşaması mı yoksa sadece uzun süreli bir krizi yönetme aşaması mı olacak?

Hamas'tan birkaç kaynak Şarku’l Avsat'a şunları söyledi: "İşlerin iyi ve sorunsuz gittiğini söylemek mümkün değil. Birçok zorluk var ve yaşananlar, hiçbir şey bırakmayan ve hareketin liderlerinin çoğunun suikastına neden olan yıkıcı bir savaşın ışığında normal. Geniş bir liderliğe ve Filistin içinde ve dışında geniş bir halk tabanına sahip bir hareket için liderlik boşluğu normaldir ve bir yıl sonra kapsamlı seçimler yapılana kadar mevcut farklılıklar da normaldir."