Libya kamuoyuna göre, BMGK’nın seçimleri ‘engelleyenlere’ yaptırımı gerçekçi değil

BMGK’nın bir önceki oturumundan bir kare (BM'nin Libya misyonu)
BMGK’nın bir önceki oturumundan bir kare (BM'nin Libya misyonu)
TT

Libya kamuoyuna göre, BMGK’nın seçimleri ‘engelleyenlere’ yaptırımı gerçekçi değil

BMGK’nın bir önceki oturumundan bir kare (BM'nin Libya misyonu)
BMGK’nın bir önceki oturumundan bir kare (BM'nin Libya misyonu)

Libyalı siyasetçiler, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) Libya'daki seçim sürecini engelleyenlere yaptırım uygulama tehdidini hafife aldı. Bu tehdidin, özellikle 2021'in sonu olarak planlanan bir önceki vade tarihinin başarısızlığıyla, hiçbir siyasi parti nezdinde harekete geçirilmeden ‘tekrarlandığını’ düşünüyorlar.
Libya Temsilciler Meclisi üyesi Celal eş-Şuhveydi, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, “Ülkede siyasi geçişe engel olanlara ceza tehdidi, BM misyonu ne zaman siyasi krizle ilgili herhangi bir yeni girişim veya plan açıklasa, Libyalılardan tarafından söylenir oldu” dedi. Şuhveydi, bu tehdidin ‘öncelikle parlamentoya ve devlete yönelik’ olduğuna inanıyor. Ancak bunu diğer şahsiyetler ve güçlerle karşılaştıran Libyalı Milletvekili, “Uluslararası toplum, bir önceki seçimi iptal etmek için çalıştığını ve hesap sorulmadığını çok iyi biliyor” dedi.
BMGK tarafından yayınlanan son açıklamada, ‘Libya'da barışı, istikrarı veya güvenliği tehdit eden veya siyasi geçiş sürecinin başarılı bir şekilde tamamlanmasını, ayrıca BM elçisi Abdoulaye Bathily’nin yıl sonundan önce yapmaya çalıştığı seçimleri engelleyen veya baltalayan kişi veya oluşumların cezalandırılacağı’ sözü verildi.
Öte yandan eski Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Hasan es-Sagir, uluslararası toplumun yaptırım kartını sallamasını ‘mükerrer ve yararsız’ olarak nitelendirdi. Bu bağlamda, Sağir, Şarku'l Avsat’a yaptığı açıklamada "BMGK’nın Libya'da siyasi çözümü engelleyen taraflara yaptırım uygulama konusunda ciddi olduğunu varsayarsak, daimi üye ülkeler bu konuda birbirleriyle görüş ayrılığına düşecektir" dedi. Tüm yerel partilerin, önerenlerin bakış açısından makul görünseler veya yandaşlarının desteğini alsalar bile, bazılarının seçimlerin yapılmasını engelleyebilecekleri koşullar koymasına rağmen BMGK’nın dahil edebileceği ve yaptırım uygulayabileceği isimleri sordu.
Sağir, “Ulusal Birlik Hükümeti’nin Başkanı Abdulhamid ed-Dibeybe, seçimlere gitmeden önce anayasa referandumunu şart koşuyor. Öte yandan, Temsilciler Meclisi ve Devlet Yüksek Konseyi (DYK), seçime doğru herhangi bir adım atmadan hükümetini değiştirmesi gerektiğini talep ediyor. Libya sahnesindeki bu derecede likidite, engellemeden kimin sorumlu olduğunu belirlemeyi zorlaştırıyor” dedi. Bu bağlamda, BM Elçisinin girişiminin özelliklerini açıklamak için düzenlediği basın toplantısında söylediklerini hatırlatarak, “Seçimleri engelleyenlere uluslararası yaptırım uygulanması ihtimali sorulduğunda, Libya halkına, ‘yabancı ülkeler tarafından kendilerine yaptırım uygulanmasını beklemek yerine seçimlerde onlara oy vermeyerek’ onları cezalandırmaya çağırarak yanıt verdi” şeklinde konuştu. Bunun, bu tür cezaların olasılığının ortadan kaldırıldığına dair erken bir kanıt olduğunu düşünen Sağir, BMGK'nin daha önce bazı Libyalı kişileri insan ve yakıt kaçakçılığı ve cinayetlere karışmak da dahil olmak üzere suçlar ile suçlayarak yaptırım listesine dahil ettiğini ancak şimdiye kadar hala serbest olduklarına dikkat çekti.
Öte yandan Libya Ulusal Meclisi Partisi’nin Kurucu Başkanı Esad Zeho, bu uluslararası tehdide ilişkin değerlendirmesi iki faktöre dayandırdı: Birinci faktör, uluslararası toplumun ülkede seçim yapılmasının önünü açan siyasi bir çözüme varılmasındaki ciddiyeti. İkincisi ise bu yaptırımların ne ölçüde etkili ve caydırıcı olduğu. Zeho, Şarku'l Avsat’a yaptığı açıklamada, Uluslararası toplumun 2021'in sonunda seçime gitme konusundaki ciddiyetine dair birçok açıklama yaptığı, bunu engelleyenleri yaptırımla tehdit ettiği ama sonunda 'engellendiği' açıkladı. Uluslararası toplumun 2yerel taraflara bunu iptal etme talimatı veren ve izin veren kişi olduğuna ve bu nedenle Libyalıların meseleden şüphe duymamasının zor olduğuna’ inandığını ifade etti.
Zeho, “Washington'un Rus Wagner paramiliter unsurlarını ülkeden uzaklaştırmak amacıyla seçime gitme arayışında olduğu, yerel partilerin bir slogan olarak seçimleri yükselttikleri ancak odaklarının başka kazanımlar olduğu biliyoruz” dedi. Zeho, uluslararası yaptırımların getirilmesinin önemine de dikkat çekti. Bunun, özellikle caydırıcı olması ve siyasi hakların kullanılmasının reddedilmesine kadar uzanması ve seyahat yasağı ve yurtdışındaki varlıkların dondurulması ile sınırlı olmaması durumunda, seçim yarışının herhangi bir ihlalini bir kez başladığında azaltmaya bir dereceye kadar katkıda bulunabileceğini düşünüyor.
2020 yılının Ekim ayında Avrupa Birliği (AB), Libya Temsilciler Meclisi Başkanı Akila Salih'e ve Genel Ulusal Kongre Eski başkanı Nuri Ebusehmen’e uyguladığı yaptırımları kaldırdı. AB, 2016 yılının Nisan ayında ‘barış çabalarını engellemekle’ suçlandıkları için varlıklarının dondurulması ve AB ülkelerine seyahatlerinin yasaklanması da dahil olmak üzere Salih ve Ebusehmen’e yaptırımlar uygulamıştı.
Tehdit mesajının ‘ayrım gözetmeksizin herkese yöneltilmesi gerektiği’ sonucuna varan Zeho, “Bir dereceye kadar Temsilciler Meclisi ve DYK veya yürütme otoritesinin veya silahlı oluşumların rolüne odaklanılırken, kaosun devam etmesinin çıkarlarını güvence altına aldığını gören bazı iş insanları var; Bu lobi, silahlı oluşumlar ve siyasi güçlerle yakından bağlantılıdır” dedi.



Gazze'de İç Güvenlik yetkilisi Zemzem’e suikast: İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı

Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
TT

Gazze'de İç Güvenlik yetkilisi Zemzem’e suikast: İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı

Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)

Filistin Enformasyon Merkezi, Gazze Şeridi'ndeki İç Güvenlik Teşkilatı yetkililerinden Yarbay Ahmed Zemzem’in bu sabah Gazze Şeridi'nin orta kesiminde yer alan Megazi Mülteci Kampı’nda silahlı kişiler tarafından düzenlenen silahlı saldırıda öldürüldüğünü bildirdi.

Gazze İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan kısa basın açıklamasında, ilgili makamların Yarbay Ahmed Zemzem suikastıyla ilgili ‘derhal soruşturma başlattığı’ ve suikasta karışan şüphelilerden birini tutukladığı, diğer şüphelilerin izini sürme çabalarının ise devam ettiği belirtildi. Açıklamada olayın arkasındaki koşulları ve nedenleri ortaya çıkarmak için çalışmaların sürdürüldüğü ifade edildi.

Olay, İsrail ordusunun dün akşam Gazze şehrinin batısındaki er-Raşid Caddesi’nde bir araca düzenlenen baskında Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları liderlerinden Raid Saad'ı öldürdüğünü açıklamasının üzerinden 24 saat geçmeden meydana geldi. İsrail, Saad'ın öldürüldüğü saldırıyla, Gazze'deki ateşkes anlaşmasını bir kez daha ihlal etti.


Cezayir’de Kabiliyeliler ‘MAK’ ayrılıkçı projesine karşı birleşti

Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
TT

Cezayir’de Kabiliyeliler ‘MAK’ ayrılıkçı projesine karşı birleşti

Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)

Cezayir’de Kabiliye bölgesi, ayrılıkçı “MAK” hareketinin Fransa’da ilan etmeyi planladığı “bağımsız Kabiliye devleti” girişimine karşı dikkat çekici bir toplumsal mobilizasyona sahne oldu. Cezayir yönetiminin, ülkenin toprak bütünlüğünü hedef almakla suçladığı bu girişime karşı bölgede çeşitli protesto ve farkındalık faaliyetleri gerçekleştirildi.

Başkent Cezayir’in yaklaşık 250 kilometre doğusunda bulunan ve Kabiliye’nin en büyük kentlerinden biri olan Becaia (Bejaia) vilayetinde, vatandaşlar ve yerel aktörler ulusal birliğe zarar verecek her türlü projeye karşı olduklarını ortaya koyan çok sayıda inisiyatif gerçekleştirdi. Kent genelinde çok sayıda ev ve iş yerinin cephelerine Cezayir bayraklarının asıldığı gözlemlendi.

Becaia Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü tarafından “Cezayir tek ve bölünmezdir” sloganıyla düzenlenen, ulusal bayraklarla süslenmiş araçlardan oluşan bir konvoy, kent merkezinden hareket ederek çeşitli cadde ve köyleri dolaştı. Öte yandan Becaia Üniversitesi öğrencileri yayımladıkları bildiride, ayrılıkçı MAK hareketinin projesini reddettiklerini belirterek, “Cezayir’in birliği ve egemenliğine” olan bağlılıklarını vurguladı.


HDK, Güney Kordofan'daki BM karargahına saldırdı: Altı Bangladeşli asker öldürüldü

Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
TT

HDK, Güney Kordofan'daki BM karargahına saldırdı: Altı Bangladeşli asker öldürüldü

Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)

Sudan’da Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) dün, kuşatma altındaki Güney Kordofan eyaletinin yönetim şehri Kadugli şehrine insansız hava aracı (İHA) ile düzenlediği bir saldırıyla şehirdeki Birleşmiş Milletler (BM) karargahını hedef aldı. Saldırıda en az altı Bangladeşli asker öldürüldü. Öte yandan şehirdeki bazı insani yardım kuruluşları ve BM ajansları, kötüleşen güvenlik durumu nedeniyle personelini tahliye etmeye başladı.

BM Abyei Geçici Güvenlik Misyonu (UNISFA) tarafından yapılan açıklamada, Kadugli'deki BM merkezine düzenlenen İHA’lı saldırıda ‘altı askerin öldürüldüğü ve altı askerin yaralandığı’ duyuruldu. UNISFA tüm kurbanların Bangladeşli olduğunu ekledi.

Öte yandan Bangladeş Başbakanı Muhammed Yunus, yaptığı açıklamada olaydan dolayı ‘derin üzüntüsünü’ dile getirdi.

BM Genel Sekreteri António Guterres ise Sudan'daki UNISFA askerlerine yönelik saldırıların ‘haksız ve savaş suçu niteliğinde’ olduğunu vurguladı.

Guterres, sosyal medya platformu X hesabından yaptığı paylaşımda, UNISFA askerlerini hedef alanlardan hesap sorulması çağrısında bulundu.

Sudan Egemenlik Konseyi saldırıyı kınadı

Öte yandan Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi, saldırıyı ‘uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali ve açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi.

Konsey tarafından yapılan açıklamada, ‘korunan bir BM tesisini hedef almanın, organize terörizme eşdeğer tehlikeli bir tırmanış ve suç teşkil eden bir davranış olduğu, uluslararası hukuku kasıtlı olarak hiçe saydığı’ vurgulandı.

sd
Sudan ordusu komutanı Korgeneral Abdulfettah el-Burhan (AFP)

Saldırıdan HDK’yı sorumlu tutan konsey, BM ile uluslararası topluma BM tesislerinin korunması için ‘kararlı tutumlar ve caydırıcı önlemler almaları’ çağrısında bulundu.

HDK dün, kuşatma altındaki Güney Kordofan eyaletinin yönetim şehri Kadugli şehrine İHA’lı saldırı düzenleyerek BM karargahını hedef aldı ve en az altı sivili öldürdü. Bunun üzerine şehirdeki bazı insani yardım kuruluşları ve BM ajansları, kötüleşen güvenlik durumu nedeniyle personelini tahliye etmeye başladı.

Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi, saldırıyı ‘uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali ve açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi. Konsey tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Korunan bir BM tesisini hedef almak, organize terörizme eşdeğer tehlikeli bir tırmanma ve suç teşkil eden bir davranış olup, uluslararası hukuku kasıtlı olarak hiçe sayma ve insani yardım ve uluslararası misyonların çalışmalarını doğrudan tehdit etme anlamına gelir.”

dfrgt
BM Genel Sekreteri António Guterres (Reuters)

HDK, bu saldırıyı, BM Genel Sekreteri António Guterres’in HDK’yı ‘kötü güçler’ olarak nitelendirdiği, HDK’nın ise BM'yi ‘çifte standart’ uygulamakla suçladığı açıklamasından iki sonra gerçekleşti.

Birçok kaynak, HDK'nın Kadugli şehrine İHA’lı saldırı düzenlediğini bildirdi. Şehirde dumanlar yükseldiği görüldü. Fransız Haber Ajansı AFP’ye konuşan bir sağlık kaynağı, BM karargahına düzenlenen İHA’lı saldırıda en az altı sivilin öldüğünü söyledi.

Bölge sakinleri kaçıyor

Sudan merkezli bir haber sitesi, HDK'ya bağlı Sudan Kurucu İttifakı’nın (Te’sis) perşembe günü Kadugli sakinlerine askeri çatışma ve operasyon bölgelerini terk etmeleri çağrısında bulunduğunu aktardı. Haberde, bu çağrının bölge sakinleri tarafından geniş çapta dikkate alındığı, bu göç dalgasının savaşın patlak vermesinden bu yana en büyük dalga olduğu ve bölgeden kaçanların çoğunluğunun kadınlar, çocuklar ve yaşlılar olduğu belirtildi.

Al Sudania News sitesi, Sudan Kurucu İttifakı liderinin yaptığı açıklamada, ittifakın ‘sivilleri korumaya ve Kadugli'den gönüllü tahliyeleri kolaylaştırmaya tam olarak kararlı olduğunu’ söylediğini aktardı.

İttifak lideri, ‘tüm vatandaşlara hayatlarını korumak için çatışmalardan uzak durmaları çağrısını’ yineledi.

Bu gelişmeler yaşanırken Güney Kordofan eyaletinde askeri çatışmalar daha fazla bölgeye yayılıyor ve bunların sivillerin insani durumuna etkisi konusunda endişeler artıyor.

Sudan Ordusu, Güney Kordofan eyaletindeki Kadugli, Dilling ve Abu Jubayhah olmak üzere son üç şehri kontrol ediyor.

Sudan Kurucu İttifakı, geçtiğimiz temmuz ayında, Muhammed Hasan et-Taişi liderliğinde paralel bir hükümetin kurulduğunu açıklayan HDK'nın da dahil olduğu bir siyasi ittifak.

Hartum'da kitlesel gösteriler düzenlendi

Öte yandan dün binlerce Sudanlı, başkent Hartum ve ülkenin diğer şehirlerinde kitlesel gösteriler düzenleyerek, HDK'ya karşı savaşan orduyu destekledi. HDK ise, ülkedeki savaşı sona erdirmek için gösterdiği çabaları boşa çıkarmak amacıyla uluslararası toplumun önünde vatandaşları istismar etmemesi konusunda uyarıda bulundu.

Yürüyüşler, Sudan ordusu ile birlikte savaşan silahlı gruplar ve İslamcı hareketlerle koordineli olarak Seferberlik ve Halk Direnişi Yüksek Komitesi’nin çağrısı üzerine düzenlendi.

efrgt
Cumartesi günü Port Sudan'da ordu yanlısı yürüyüş (AFP)

Seferberlik ve Halk Direnişi Yüksek Komitesi lideri Korgenereal Beşir Mekki el-Bahi, geçtğimiz ay, Kordofan’ın tüm cephelerinde orduyu desteklemek için genel seferberlik ilan edildiğini ve bazı eyaletlerde eğitim kamplarının açıldığını duyurdu.

Bahi, komite tarafından yayınlanan açıklamasında şunları söyledi:

“Bu yaygın halk ayaklanması, Sudan halkının gerçek iradesini yansıtıyor ve ulusal devlet kurumlarının üzerinde hiçbir meşruiyet olmadığını teyit ediyor.”

Şarku’l Avsat, aralarında Hartum, Port Sudan, Medeni, Dongola, Sennar ve Halfa’nın bulunduğu, Sudan ordusunun kontrolündeki eyaletlerin başkentlerinde düzenlenen yürüyüşleri yerinde takip etti.

HDK'nın yaygın ihlallerine tanık olan El Cezire eyaletinin merkezindeki onlarca belde ve küçük köyde de dayanışma gösterileri düzenlendi.

Protestocular, Sudan ordusuna destek çağrısı yapan pankartlar açarken ‘Tek ordu, tek halk’ sloganları attı. Bazı protestocular ise HDK'nın terör örgütü olarak sınıflandırılması çağrısında bulunan sloganlar attı.

Öte yandan başta Sivil Demokratik Devrimci Güçler İttifakı (Sumud) olmak üzere savaş karşıtı güçler, ‘Barışa ve demokrasiye evet. Savaşa, askeri yönetime hayır’ sloganıyla sosyal medyada yaygın olarak paylaşımların yapıldığı bir kampanya başlattı.