İsrail Başbakanı Netanyahu, İngiltere'de protestolarla karşılandıhttps://turkish.aawsat.com/home/article/4232091/i%CC%87srail-ba%C5%9Fbakan%C4%B1-netanyahu-i%CC%87ngilterede-protestolarla-kar%C5%9F%C4%B1land%C4%B1
İsrail Başbakanı Netanyahu, İngiltere'de protestolarla karşılandı
İsrail Başbakan Binyamin Netanyahu, Londra'da insan hakları örgütlerinin, Filistinli grupların ve muhalif İsraillilerin ayrı ayrı düzenlediği gösterilerle protesto edildi.
Netanyahu, resmi ziyaret kapsamında geldiği İngiltere'nin başkenti Londra'da Başbakan Rishi Sunak ile görüştü.
Downing Sokağı'ndaki Başbakanlık Ofisi 10 Numara'da yapılan karşılama ve görüşme, sokağın karşısında yapılan protestoların gölgesinde geçti.
Netanyahu'yu ve İsrail'i Filistin politikaları nedeniyle eleştiren protestocuların yanı sıra Netanyahu'yu anti demokratik olmakla suçlayan İsrailliler, ayrı ayrı gösteri düzenledi.
Filistin'in özgürlüğü için protestolara katıldığını belirten Ortodoks Yahudi Chaim Blier, AA muhabirine yaptığı açıklamada, iki ayrı protestoda Netanyahu'nun politikalarını değiştirmesinin dile getirildiğini söyledi.
Ortodoks Yahudilerin Filistinlilerin tüm haklarını desteklediğini ifade eden Blier, "Bizim hükümetle, sağ ya da sol görüşle problemimiz yok. Bizim Siyonist bir ülkeyle, Siyonist bir ülkenin var olmasıyla sorunumuz var. Kutsal topraklarda Siyonist bir devlet olması tamamen sapkınlıktır, insan hakları ihlalidir, insanlığa karşı suçtur ve İsrail devletinin olması Yahudiliğe karşı suçtur." diye konuştu.
Blier, kutsal topraklarda özgür bir Filistin devleti istediklerini de sözlerine ekledi.
- "Müslüman ve Yahudilerin birlikte yaşadığı ülkelerde birbiriyle problemi yok"
Haham Elhanan Beck ise açıklamasında sadece Netanyahu'yu değil tüm İsrail'i protesto ettiklerini belirterek, "İsrail tanrıya karşı isyan içindedir." dedi.
Beck, Müslümanların Yahudilerle değil işgalcilerle sorunu olduğuna dikkati çekerek, "Müslüman ve Yahudilerin birlikte yaşadığı ülkelerde birbiriyle problemi yok, barış içinde yaşıyorlar." ifadelerini kullandı.
Filistinlilere destek için gelen Kajsa Anckarstrom da İngiltere'nin de İsrail'e destek verdiğini kaydederek, İngiltere'de İsrail İHA'ları için parçalar üretildiğini ve bu İHA'ların Gazze'yi bombaladığını söyledi.
Anckarstrom, Britanya'nın sömürgeciliğinin bir sonucu olarak bugün İsrail-Filistin sorunu yaşandığını belirterek, "Balfour Deklarasyonu ile Filistin, Siyonist militanlara yasa dışı olarak verildi." dedi.
Dün geldiği İngiltere'de bugün resmi temaslar gerçekleştirecek olan Netanyahu, Sunak'ın dışında İçişleri Bakanı Suella Braverman'la da bir araya gelecek.
Suriye, Uluslararası Terörle Mücadele Koalisyonu ile ortak operasyonda DEAŞ'ın sözde Şam valisini yakaladıhttps://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/5222981-suriye-uluslararas%C4%B1-ter%C3%B6rle-m%C3%BCcadele-koalisyonu-ile-ortak-operasyonda-dea%C5%9F%C4%B1n
Suriye, Uluslararası Terörle Mücadele Koalisyonu ile ortak operasyonda DEAŞ'ın sözde Şam valisini yakaladı
Şam'daki Yermuk Filistinli Mülteci Kampı yakınlarında konuşlanan eski Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed dönemi askerleri, 2018 (Arşiv - Reuters)
Suriyeli yetkililer, dün gece, ABD öncülüğündeki Uluslararası Terörle Mücadele Koalisyonu ile birlikte Şam'da ‘titiz bir güvenlik operasyonu’ düzenleyerek terör örgütü DEAŞ’ın önde gelen liderlerinden birini yakaladıklarını duyurdu.
Suriye İçişleri Bakanlığı tarafından yayınlanan açıklamaya göre Şam Kırsalı İç Güvenlik Komutanı Tuğgeneral Ahmed el-Dalati, “Özel birimlerimiz, Genel İstihbarat Servisi ve Uluslararası Terörle Mücadele Koalisyonu ile ortaklaşa titiz bir güvenlik operasyonu gerçekleştirdi” dedi. Operasyon sonucunda örgütün sözde Şam valisi yakalandı.
ABD, geçtiğimiz hafta bir pusuda öldürülen iki Amerikan askerinin intikamını almak için Başkan Donald Trump'ın talimatını yerine getirerek, Suriye’de DEAŞ’a ait olduğu düşünülen yerlere hava saldırıları düzenledi.
Suriye geçtiğimiz ay Uluslararası Terörle Mücadele Koalisyonu’na resmi olarak katıldığını duyurmuş ve Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara, DEAŞ’ın kalıntılarını ortadan kaldırma çabalarında ABD ile iş birliği yapma sözü vermişti.
Saraya el-Cevad adlı bir terör hücresine mensup bir grup hedef alındı
Öte yandan Suriye'nin kuzeybatısındaki Lazkiye ilindeki İç Güvenlik Komutanı Abdulaziz Hilal al-Ahmed, komutanlığa bağlı özel kuvvetlerin, terörle mücadele birimi ve bir ordu birimi ile ortaklaşa dün sabah Cable kırsalında, Saraya el-Cevad adlı bir terör hücresine yönelik bir güvenlik operasyonu düzenlediklerini açıkladı.
Ahmed, eski rejimin önde gelen yetkililerinden Suheyl el-Hasan’a bağlı hücrenin ‘suikastlar, sahada infazlar ve bombalı saldırılar gerçekleştirdiği, iç güvenlik ve ordu kontrol noktalarını hedef aldığı ve ayrıca yeni yıl kutlamalarını hedef almaya hazırlandığını’ belirtti.
Çatışmanın yaklaşık bir saat sürdüğünü söyleyen Ahmed, çatışma sonucunda hücrenin bir üyesinin tutuklandığını ve diğer üç üyesinin etkisiz hale getirildiğini açıkladı.
Ahmed açıklamasında, güvenlik güçlerinden dört kişinin hafif yaralandığını ve hücre çökertilene kadar çalışmaların devam ettiğini de sözlerine ekledi.
İsrail ordusu, Lübnan'ın güneyinde bir Hizbullah militanını hedef aldığını duyurduhttps://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/5222976-i%CC%87srail-ordusu-l%C3%BCbnan%C4%B1n-g%C3%BCneyinde-bir-hizbullah-militan%C4%B1n%C4%B1-hedef-ald%C4%B1%C4%9F%C4%B1n%C4%B1
İsrail ordusu, Lübnan'ın güneyinde bir Hizbullah militanını hedef aldığını duyurdu
Lübnan askerleri, İsrail'in güney Lübnan'a düzenlediği baskında hedef alınan bir aracın enkazının yanında, (AFP)
İsrail ordusu sözcüsü Avichay Adraee dün akşam yaptığı açıklamada, ordunun Lübnan'ın güneyindeki Jannata bölgesinde Hizbullah grubuna mensup bir kişiyi hedef aldığını söyledi.
Lübnan medyası, İsrail'e ait bir insansız hava aracının (İHA) Jannata kasabasında bir aracı hedef aldığını bildirdi. İlk etapta can kaybı bildirilmedi.
Lübnan resmi haber ajansına göre, İsrail savaş uçakları dün erken saatlerde Lübnan'ın güneyindeki el-Numeyriye ve Humin vadilerini hedef alan bir dizi hava saldırısı düzenledi.
İsrail ordusu, Hizbullah'ın "fırlatma noktalarına" saldırdığını duyurdu.
İsrail, 27 Kasım 2014'te yürürlüğe giren Lübnan ile yapılan ateşkes anlaşmasının şartlarına uymadı. Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre İsrail güçleri, güney Lübnan'da buldozerle yıkım ve tahribat operasyonlarına devam ediyor ve baskınlar düzenliyor. Ayrıca bölgedeki çeşitli noktalarda da varlıklarını sürdürüyorlar.
Lübnan’da esrarengiz kayıp: Emekli subay Ahmed Şükr nasıl tuzağa düşürüldü?https://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/5222906-l%C3%BCbnan%E2%80%99da-esrarengiz-kay%C4%B1p-emekli-subay-ahmed-%C5%9F%C3%BCkr-nas%C4%B1l-tuza%C4%9Fa-d%C3%BC%C5%9F%C3%BCr%C3%BCld%C3%BC
Lübnan’da esrarengiz kayıp: Emekli subay Ahmed Şükr nasıl tuzağa düşürüldü?
Günlerdir kayıp olan Lübnanlı emekli Genel Güvenlik subayı Ahmed Şükr’ün ailesinin yaşadığı şok sürerken, Lübnanlı güvenlik ve yargı kaynaklarından sızan bilgiler, Şükr’ün 1986 yılında Güney Lübnan’da kaybolan İsrailli pilot Ron Arad dosyasıyla bağlantılı “şüpheli ilişkiler” nedeniyle İsrail istihbaratı tarafından kaçırılmış olabileceğine işaret ediyor.
Şükr’ün kardeşi Abdüsselam Şükr, ağabeyinin kayboluşuna giden süreci şöyle anlattı: “Kongo’nun başkenti Kinşasa’da yaşayan Lübnanlı bir gurbetçi (A.M.), aylar önce Ahmed Şükr’le temasa geçerek Şuveyfat bölgesindeki dairesini kiralamak istedi. Taraflar anlaşmaya vardı ve 500 dolar kira ödendi. Söz konusu kişi daha sonra birkaç kez Lübnan’a geldi; bu ziyaretlerden birinde Şükr’le evinde görüştü. Ardından, Afrika’da büyük bir yatırımcı olduğunu söylediği Selim Kassab adlı bir kişinin (sonradan sahte isim olduğu ortaya çıktı) Zahle’de arazi satın almak istediğini, bu konuda yardıma ihtiyaç duyduğunu iletti.”
Abdüsselam Şükr, gurbetçinin araziyi yerinde incelediğini, ülkeyi terk ettikten iki hafta sonra da yatırımcının satın almaya karar verdiğini bildirdiğini söyledi. Görüşmenin, Ahmed Şükr’ün kaybolduğu gün saat 16.30’da yapılmasının özellikle dayatıldığını belirten Abdüsselam, ağabeyinin “o saatte bölgenin karanlık olacağı ve arazinin net görülemeyeceği” uyarısına rağmen bu ısrarın sürdüğünü aktardı. Gurbetçi ise ayağının kırıldığını öne sürerek görüşmeye katılamayacağını, yatırımcının Ahmed Şükr’le birlikte araziyi tek başına ziyaret edeceğini bildirdi.
Doğu Lübnan’dan kaçırılan Lübnan Genel Güvenlik Teşkilatı’ndan emekli subay Ahmed Şükr (Aile arşivi – Şarku’l Avsat)
Belirlenen saatte yapılan buluşmanın ardından Ahmed Şükr’ten bir daha haber alınamadı. Abdüsselam Şükr, “Onunla ilgili bildiklerimiz yalnızca güvenlik ve yargı kaynaklarından sızan bilgiler” dedi. Bu bilgilere göre, kaçıranlar Zahle’de bir ev kiraladı ve Şükr’ün kaçırılmasının ardından tüm izleri sildi. Güvenlik kameraları aracın Batı Bekaa’daki Soveyra Belediyesi yönüne gittiğini tespit etti; ancak bu noktadan sonra izler kayboldu. Soveyra’nın, geçmişte Güneybatı Şam’dan Lübnan’a uzanan bir kaçakçılık hattı olarak kullanıldığı belirtiliyor.
“Devlete sadıktı”
Abdüsselam Şükr, ağabeyinin kırk yıl boyunca askeri görev yaptığını vurgulayarak, “Onun sadakati yalnızca devlete ve kurumlara oldu; hayatı boyunca hiçbir partiyle ilişkisi olmadı. Biz siyasetten uzak bir aileyiz” dedi.
Ahmed Şükr’ün, kuzeydoğudaki Bekaa bölgesine bağlı Nebi Şit kasabasındaki memleketinden başlayan titiz bir planla tuzağa düşürüldüğünü ve Zahle kentine çok yakın bir noktada kaybolduğunu aktaran aile, olayın ardından kasaba muhtarı Abbas Şükr’ün evinde taziye ve protesto ziyaretlerinin sürdüğünü belirtti.
Kaçırılan Ahmed Şükr’ün kardeşi Abdüsselam Şükr, Nebi Şit kasabasından Şarku’l Avsat’a konuştu (Şarku’l Avsat)
Aileye göre Ahmed Şükr, dokuz yıl önce Genel Güvenlik’ten emekli oldu; hizmeti sırasında Suriye sınırındaki el-Masnaa ve el-Kaa sınır kapıları dahil birçok noktada görev yaptı. Abdüsselam Şükr, “Ağabeyim 1979’da askeri hizmete girdi. Bu da Ron Arad’ın 1986’daki kayboluşu sırasında onun ‘devlet görevlisi’ olduğunu gösterir. Devlet görevlilerinin parti ilişkileri olmaz” ifadelerini kullandı.
Aile, İsrail’in Temmuz 2024’te Beyrut’un güney banliyösünde öldürdüğü Hizbullah yöneticisi Fuad Şükr’le akrabalık iddialarını da reddetti. Abdüsselam Şükr, “Kasabada kimse Fuad Şükr’ü tanımıyordu. 1980’lerin başında kasabadan ayrıldı ve bir daha dönmedi; akrabalarından da uzaktı” dedi. Ağabeyinin emeklilikten sonra Bekaa dışına çıkmadığını, evinde kaldığını ve akşamları arkadaşlarıyla kâğıt oynadığını söyledi.
Dosyada resmi temaslar
Ailenin evinde şaşkınlık ve belirsizlik hâkim. Dosyanın resmi makamlarca ele alınması ise, Şii Yüksek İslam Konseyi Başkan Yardımcısı Şeyh Ali el-Hatib’in Cumhurbaşkanı Joseph Avn ve İçişleri Bakanı Ahmed el-Haccar ile temasa geçmesinin ardından hız kazandı. Abdüsselam Şükr, Cumhurbaşkanı Avn’ın güvenlik ve yargı makamlarından soruşturmanın genişletilmesini ve olayın aydınlatılmasını istediğini aktardı. Ayrıca Emel Hareketi yetkililerinin de Meclis Başkanı Nebih Berri ile dosya konusunda temas halinde olduğunu belirtti.
Kayıp gizemi
Abdüsselam Şükr, “Ron Arad dosyasıyla ilişkilendirmeye dair sızıntıların doğru olup olmadığının yargı ve güvenlik makamlarınca net biçimde açıklanmasını istiyoruz. Bizi ilgilendiren, Genel Güvenlik ve İç Güvenlik Güçleri Bilgi Şubesi’nin resmi bulgularıdır” dedi.
Şükr, kayboluşun kilit isminin Kinşasa’da yaşayan ve Güney Lübnan’ın Kana kasabasından olduğu belirtilen (A.M.) olduğunu savundu. “Devlet, Interpol üzerinden bu kişinin yakalanmasını ve Lübnan’a getirilmesini sağlamalı” diyen Şükr, söz konusu kişinin telefonlarına cevap vermediğini, hakkında elde edilen tüm bilgi ve video kayıtlarının güvenlik birimlerinin elinde bulunduğunu ifade etti.
Aile, gurbetçi A.M.’nin “Mossad ile planı kuran ve operasyonu profesyonelce yürüten” kişi olduğuna inanıyor. Lübnanlı güvenlik kaynaklarından aktarılan bilgilere göre, kaçıranlar ne Zahle’nin Duhur bölgesindeki evde ne de Şuveyfat’taki dairede parmak izi bıraktı; kullanılan araç da henüz tespit edilemedi.
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة