İtalya, Avrupa’yı Tunus'tan gelebilecek 900 bin kişilik göçmen akını tehlikesine karşı uyardı

Tunus sularında teknede göçmenler (AFP)
Tunus sularında teknede göçmenler (AFP)
TT

İtalya, Avrupa’yı Tunus'tan gelebilecek 900 bin kişilik göçmen akını tehlikesine karşı uyardı

Tunus sularında teknede göçmenler (AFP)
Tunus sularında teknede göçmenler (AFP)

İtalya Başbakanı Giorgia Meloni, Avrupa Birliği Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi’nde yaptığı konuşmada Tunus'taki mevcut kriz sona ermedikçe, Tunus'un eski kıtaya 900 bin düzensiz göçmen ihraç etme tehlikesi olduğu konusunda uyarıda bulundu.
İtalya'nın bu göçmenlerin Avrupa'ya açılan kapısı olacağını ve ülkesinin onları kabul edip barındırma konusunda "yetersiz" kalacağını kaydeden Meloni, Tunus devleti ile Uluslararası Para Fonu arasında bir anlaşma için baskı yapılması gereğini vurguladı. Meloni, Uluslararası Para Fonu tarafından gerekli kredi sağlanarak durumun daha da kötüye gitmesinin önlenebileceğine dikkat çekti.
Meloni dün (Cuma) yaptığı açıklamada, ciddi bir mali krizle karşı karşıya olan Tunus'u desteklemek için Brüksel'e çağrıda bulundu. Tunus’un yaşadığı zorlukların Avrupa'ya doğru "benzeri görülmemiş bir göç dalgasına yol açacağından" korktuğunu ifade ededen İtalyan Başbakan, gazetecilere yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Tunus meselesini Avrupa Konseyi huzurunda gündeme getirdim; Tunus'taki durumun yarattığı tehlikelerin herkes farkında olmayabilir. Büyük finansal sorunlar yaşayan bir ülkede istikrarı desteklemeye ihtiyaç var. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile ikili görüşmemde de bu konuyu gündeme getirdim.”
Avrupa Birliği İçişleri Komiseri Ylva Johansson ile birlikte Tunus'a olası bir İtalyan-Fransız misyonu gönderilmesi hakkındaki bir soruya yanıt olarak Meloni, "Evet, iki dışişleri bakanı düzeyinde bir misyon var ve birçok kişi Tunus'a gidiyor" dedi.
Aşırı sağcı hükümeti göçmen karşıtı bir çizgi izleme eğiliminde olan başbakan, sözlerine şöyle devam etti: "Bu sorunlarla uygun şekilde ilgilenmezsek, benzeri görülmemiş bir göç dalgasını ateşleme riski oluşacak."
Tunus'taki durumu "önümüzdeki günlerde oraya gidecek olan" Avrupa Birliği (AB) Komisyonu'nun Ekonomiden Sorumlu Üyesi Paolo Gentiloni ile de görüşen Meloni, "Uluslararası Para Fonu ile Tunus hükümetini finansal istikrarı sağlamak için bir anlaşma yapmaya ikna etmek adına diplomatik düzeyde çalışma gereğini" vurguladı.
Avrupa Birliği Dış Politika Sorumlusu Josep Borrell, geçtiğimiz pazartesi günü yaptığı açıklamada Tunus'taki durumun "çok tehlikeli" olduğu konusunda uyardı. Devletin “çökme” tehlikesine atıfta bulunan Borrell, “Bu çöküşün göçmenlerin Avrupa Birliği'ne doğru akışına ve Orta Doğu ve Kuzey Afrika'da istikrarsızlığa neden olması muhtemeldir.” dedi.
Meloni'nin göç dalgalarıyla ilgili korkutan açıklamaları, Tunuslu yetkililerin bugün Tunus'un Safakes açıklarında bir teknenin batması sonucu 34 göçmenin kaybolduğunu ve 4 göçmenin sağ olarak kurtarıldığı açıklamasıyla aynı zamana denk geldi.
Safakes mahkemesinin adli yetkilisi Fevzi el-Mesmudi DPA'ya yaptığı açıklamada, kaza yapan teknenin iki gün içinde bölge açıklarında batan beşinci tekne olduğunu söyledi. Mesmudi, çarşamba ve perşembe günleri dört teknenin battığını, Deniz Kuvvetlerinin Sahra altı Afrika ülkelerinden dört çocuk ve bir bebek de dahil olmak üzere yedi göçmen cesedi bulduğunu açıkladı. Bu teknelerde bulunan 30’dan fazla kayıp kişi için arama çalışmaları devam ederken, 84 kişi kurtarıldı. Tunus Ulusal Muhafızları ise son iki gün içinde deniz sınırlarından 30 yasa dışı geçişin engellediğini ve 9 Tunuslu da dahil olmak üzere 2 bin 34 göçmenin alıkonduğunu açıkladı.



Muhammed bin Selman, Starmer ve Erdoğan ile son gelişmeleri görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
TT

Muhammed bin Selman, Starmer ve Erdoğan ile son gelişmeleri görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman bin Abdulaziz ile Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer arasında dün yapılan telefon görüşmesinde, bölgedeki anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesi gerektiği vurgulandı.

Görüşmede, bölgedeki son gelişmeler ve İsrail'in İran'a yönelik askeri operasyonlarının yansımaları ele alınırken, tüm anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesi ve gerilimin azaltılması için her türlü çabanın sarf edilmesinin önemine değinildi.

Diğer yandan İsrail'in İran'a yönelik saldırısı bağlamında Suudi Arabistan ve Türkiye, gerilimin düşürülmesi ve itidalli davranılması için her türlü çabanın sarf edilmesi gerektiğini ve diyaloğa dönülerek tüm anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesinin önemini vurguladı.

Şarku’l Avsat’ın Suudi Arabistan resmi haber ajansı SPA’dan aktardığına göre, Veliaht Prens Muhammed bin Selman ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasındaki telefon görüşmesinde, İsrail'in İran'a yönelik saldırısının ardından bölgede yaşanan gelişmeler gözden geçirildi ve söz konusu gelişmelerin krizin çözümüne yönelik mevcut diyaloğun kesintiye uğramasına yol açtığı ifade edildi.

Türk devlet televizyonu TRT, iki tarafın bölgesel ve küresel konuları ele aldığını belirtti. Erdoğan'ın, Başbakan Binyamin Netanyahu liderliğindeki İsrail'in ‘bölgenin istikrar ve güvenliğine en büyük tehdidi oluşturduğunu’ söylediği ve bu tehdidin İran'a yönelik saldırıyla bir kez daha ortaya çıktığını belirttiği aktarıldı.

Erdoğan, ABD ile İran arasında nükleer müzakereler yoluyla uzlaşma arayışlarının sürdüğü bir dönemde İsrail'in İran'a yönelik saldırısının barış çabalarını baltalamayı amaçladığını ve İsrail saldırılarının İsrail'in ‘bölgesel ve küresel güvenliği sorumsuzca tehdit ettiğini’ bir kez daha ortaya koyduğunu belirtti.

Görüşme sırasında Erdoğan, ‘bölgenin yeni bir krizi kaldıramayacağı ve yıkıcı bir savaşın bölgedeki tüm ülkelere düzensiz göç dalgaları yaratabileceği’ uyarısında bulunarak, ‘nükleer anlaşmazlığın ancak devam eden müzakereler yoluyla çözülebileceğini’ vurguladı.


Starmer ve Macron Gazze ve Ukrayna'daki durumu görüştü

Filistinliler dün Gazze'nin güneyindeki Han Yunus'taki bir yardım mutfağından yiyecek almakta zorlanıyor (AP)
Filistinliler dün Gazze'nin güneyindeki Han Yunus'taki bir yardım mutfağından yiyecek almakta zorlanıyor (AP)
TT

Starmer ve Macron Gazze ve Ukrayna'daki durumu görüştü

Filistinliler dün Gazze'nin güneyindeki Han Yunus'taki bir yardım mutfağından yiyecek almakta zorlanıyor (AP)
Filistinliler dün Gazze'nin güneyindeki Han Yunus'taki bir yardım mutfağından yiyecek almakta zorlanıyor (AP)

Downing Street sözcüsü dün akşam yaptığı açıklamada, İngiltere Başbakanı Keir Starmer'ın Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile görüştüğünü söyledi.

Açıklamada, “Gazze'deki durumu değerlendiren iki lider, son gelişmelerden duydukları derin endişeyi dile getirdiler ve barış sürecinin yeniden başlatılması gerektiği konusunda mutabık kaldılar” ifadeleri yer aldı.

İki lider, Ukrayna'daki durumla ilgili olarak anlamlı barış görüşmelerinin sağlanması için Rusya'nın 30 günlük ateşkese uyması gerektiğini vurguladı.

df
Ukrayna'nın Sumi bölgesinde Rusya sınırında askeri bir aracın yanında duran Ukraynalı askerler,  16 Ağustos 2024 (Reuters)

 


Polonya Başbakanı: Avrupa “savaş öncesi döneme” girdi

Polonya Başbakanı Donald Tusk (DPA)
Polonya Başbakanı Donald Tusk (DPA)
TT

Polonya Başbakanı: Avrupa “savaş öncesi döneme” girdi

Polonya Başbakanı Donald Tusk (DPA)
Polonya Başbakanı Donald Tusk (DPA)

Polonya Başbakanı Donald Tusk, Ukrayna'daki çatışmanın Avrupa için oluşturduğu tehdit konusunda uyarıda bulunarak, kıtanın İkinci Dünya Savaşı'nın sona ermesinden bu yana ilk kez "savaş öncesi döneme" girdiğini söyledi.

Tusk, Avrupa gazetelerinin en büyük ittifakını içeren “LENA” medya ağına verdiği röportajda şunları söyledi:

 “Savaş artık geçmişte kalan bir kavram değil. Bu gerçek ve iki yıldan fazla bir süre önce başladı. Şu anda en endişe verici olan şey, herhangi bir senaryonun mümkün olmasıdır. 1945'ten beri böyle bir durum görmedik."

Tusk sözlerini şöyle sürdürdü: “Bunun özellikle genç nesil için kulağa yıkıcı geldiğini biliyorum, ancak yeni bir dönemin başladığı gerçeğine alışmamız gerekiyor: savaş öncesi dönem. Abartmıyorum, bu, her geçen gün daha da netleşiyor."

Rusya'nın iki yıldan fazla bir süre önce Ukrayna'yı işgal etmesi Avrupalı ​​liderlerin savaş sonrasındaki istikrarlı barış duygusunu sarstı ve birçok Avrupa ülkesini Kiev'e ve güçleri için ihtiyaç duyduğu silahları sağlamak için üretimlerini hızlandırmaya yöneltti.

Ülkesi komşu Ukrayna'nın en önde gelen destekçilerinden biri olan eski Avrupa Konseyi başkanı Cuma günü, Kiev'in savaşı kaybetmesi halinde Avrupa'da kimsenin kendini güvende hissetmeyeceğini belirtti.

Kıtanın endişelerinin başında, eski ABD Başkanı Donald Trump'ın, özellikle NATO'ya yönelik bilinen şüpheci duruşunun ardından Beyaz Saray'a dönme olasılığı da etkili oluyor.

Tusk verdiği röportajda, "Misyonumuz, Amerikan başkanının kim olduğuna bakılmaksızın transatlantik ilişkilerini güçlendirmektir" ifadelerini kullandı.