Dünyanın en uzun sakalının sahibi, rekorunu geliştirmeye doyamadı

"Sakal bize Tanrı tarafından verildi ve olduğu gibi kalması gerekiyor"

Sarwan Singh sakalını 17 yaşından beri uzattığını söyledi (Guinness Dünya Rekorları)
Sarwan Singh sakalını 17 yaşından beri uzattığını söyledi (Guinness Dünya Rekorları)
TT

Dünyanın en uzun sakalının sahibi, rekorunu geliştirmeye doyamadı

Sarwan Singh sakalını 17 yaşından beri uzattığını söyledi (Guinness Dünya Rekorları)
Sarwan Singh sakalını 17 yaşından beri uzattığını söyledi (Guinness Dünya Rekorları)

Dünyanın en uzun sakalına sahip olan Sarwan Singh, Guinness Dünya Rekoru'nu geliştirdi. Kanada'da yaşayan adamın devasa sakalının 2,54 metreye ulaştığı açıklandı.
Singh'un rekoru ele geçirdiği ilk kez 2008'de duyurulmuştu. O dönem sakalının uzunluğu 2,33 metreyi bulan adam, İsveçli Birger Pellas'ın 1,77 metrelik rekorunu tarihe gömmüştü.
Singh'in bundan iki sene sonra ölçülen sakalı 2,4 metreyi bulmuştu. 

Guinness Dünya Rekorları'nın iki gün önce yaptığı açıklamaya göre Singh rekorunu bir kez daha geliştirdi. 
Sihizm'e inanan Singh, bu sebeple saç ve sakallarını kesmiyor.
Singh normalde sakallarını bağladığını, sadece özel günlerde ve dini törenlerde açtığını kaydetti. 
Sakalını her gün sakalını tarayan ve özen gösteren Singh, bakım yaparken hiç zorluk çekmediğini belirti.
Britanya Kolumbiyası'nda hayatını sürdüren Singh şöyle konuştu:
"Sakal, Sihizm'in en önemli yönlerinden biri olarak görülüyor. Sakal bize Tanrı tarafından verildi ve olduğu gibi kalması gerekiyor. Sakal, Tanrı'nın bir lütfu. Bu kişisel bir başarı değil."
Singh, ailesi ve arkadaşlarının rekordan gurur duyduğunu da sözlerine ekledi.
 
Independent Türkçe, Guinness Dünya Rekorları, The National



Uzmanlardan aşırı işlenmiş bebek mamaları uyarısı

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Uzmanlardan aşırı işlenmiş bebek mamaları uyarısı

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Uzmanlar, "çocukları ömür boyu obeziteye hazırlayan" aşırı işlenmiş bebek mamalarının "süpermarket raflarını ele geçirdiği" uyarısında bulundu.

Leeds Üniversitesi'ndeki araştırmacıların yürüttüğü çalışma, reyonları dolduran bebek maması ürünlerinin üçte birinin, uzun vadeli sağlık sorunlarıyla ilişkilendirilen aşırı işlenmiş gıda (UPF) olarak sınıflandırıldığını ortaya koydu.

Araştırmacılar ayrıca, endüstriyel olarak üretilen gıda ürünlerinde doğal içerikleri öne çıkaran "yanıltıcı" etiketler konusunda ebeveynleri uyardı.

Ekip, önde gelen markalara ait 600 bebek maması ürününü analiz etti ve bebek atıştırmalıklarının şaşırtıcı bir şekilde yüzde 87'sinin, bebek kahvaltılık gevreklerinin ise yüzde 79'unun UPF olarak sınıflandırıldığını tespit etti. Bu, sözkonusu gıdaların genellikle ev yemeklerinde bulunmayan malzemelerle endüstriyel teknikler kullanılarak üretildiği anlamına geliyor.

Ayrıca, bebekler için pazarlanan popüler atıştırmalıklarda "endişe verici eğilimler" buldular. Bunlar arasında "erimiş" şişirilmiş atıştırmalıklar ve meyve bazlı çiğnemelik ve barlar da var.

Çalışmanın yazarları, Birleşik Krallık hükümetine UPF'ler konusunda daha sıkı düzenlemeler getirmesi çağrısında bulunarak, sunulan gıdaların "küçük çocukların büyürken yemesi gerekenlere çok az benzediğini" söylüyor.

Çalışmanın baş araştırmacısı ve Leeds Üniversitesi'nde çocuk beslenmesi uzmanı olan Dr. Diane Threapleton şunları söyledi:

Bebek reyonunda aşırı işlenmiş atıştırmalıklar, tatlılar, kahvaltılık gevrekler ve hatta öğünlerin baskın olduğunu görüyoruz. Bunlar genellikle sağlıklı, organik veya 'ilave şeker içermez' iddialarıyla pazarlanıyor ancak küçük çocukların büyürken yemesi gereken gıdalara çok az benzeyen içeriklere sahipler ve yoğun işleme tabi tutuluyorlar. Bu ürünler, bebekleri en başından itibaren aşırı işlenmiş, aşırı tatlı yiyeceklere istek duymaya itiyor. Bu, hükümetin daha sağlıklı bir nesil yetiştirme konusunda ciddi olduğunu göstermesi için gerçek bir fırsat. Bebek maması reyonunun mevcut durumu kabul edilemez ve artık gözardı edilmemeli.

Çalışmaları, hükümetin "yanıltıcı" etiketlere sahip şekerli atıştırmalıkların satışını engellemek için "acilen" harekete geçmesi gerektiğini belirten Obezite Sağlık İttifakı (OHA) tarafından destekleniyor.

OHA Direktörü Katharine Jenner şunları söyledi:

Hükümetin 10 Yıllık Sağlık Planı, obeziteyi sona erdirmek için büyük bir hedeften bahsediyor ancak erken çocukluk dönemindeki açığı kapatmadığımız sürece asla bu hedefi yakalayamayız. Sağlıklı bir yaşam doğumdan itibaren başlar, bebeklerimize ve küçük çocuklarımıza gelişimlerini ve uzun vadeli sağlıklarını olumsuz etkileyen aşırı işlenmiş gıdalar veriyoruz. Bebek maması reyonu, çocukları ömür boyu kötü beslenme alışkanlıklarına, obeziteye ve diş çürümesine sürükleyen şekerli, aşırı işlenmiş atıştırmalıklarla dolu. Birleşik Krallık bir ağız sağlığı krizinin pençesindeyken, hükümetin bebek maması şirketlerinin yanıltıcı etiketlere sahip yüksek şekerli gıdaları satmasını acilen sınırlaması gerekiyor. Bu ürünler, çocuklarının sağlığını her şeyin üstünde tutmak isteyen ebeveynlerin ve bakıcıların iyi niyetlerini gölgeliyor.

Independent Türkçe