Husiler tarafından gözaltına alınan Yemenli bir aktivistin öldürülmesi öfkeye neden oldu

İbb’deki hapishanede Husiler tarafından öldürülen Yemenli bir gencin cenazesi (Twitter)
İbb’deki hapishanede Husiler tarafından öldürülen Yemenli bir gencin cenazesi (Twitter)
TT

Husiler tarafından gözaltına alınan Yemenli bir aktivistin öldürülmesi öfkeye neden oldu

İbb’deki hapishanede Husiler tarafından öldürülen Yemenli bir gencin cenazesi (Twitter)
İbb’deki hapishanede Husiler tarafından öldürülen Yemenli bir gencin cenazesi (Twitter)

Husiler tarafından İbb’de gözaltına alınan Yemenli bir aktivistin öldürülmesi, halk arasında ve resmi düzeyde öfkeye ve soruşturma ve adalet taleplerine neden oldu. Cenazeye katılan binlerce kişinin ayaklanması Yemen Başkanlık Konseyi Başkanı tarafından övgü ile karşılandı. Gözlemciler ise Husilerin bu ilden sürülmesi yönünde daha kapsamlı bir ayaklanmanın başladığı düşüncesinde.
Binlerce İbb sakini, el-Mukahhal (sürmeli anlamında) ismi ile meşhur aktivist Hamdi Abdurrezzak el-Havlani’nin yasını tutuyor. Husilere karşı benzeri görülmemiş sloganlar atan şehir sakinleri, milisleri Havlani’yi hapishanede tasfiye etmekle, ailesine cansız bir beden teslim etmekle suçluyor.
SABA’nın haberine göre Yemen Başkanlık Konseyi Başkanı Reşad el-Alimi, Havlani’nin kalabalık cenazesi ardından yaptığı açıklamada, İbb’de Husi grubuna karşı kaydedilen halk ayaklanmasından duyduğu gururu dile getirdi. Başkanlık kaynağının aktardığına göre Alimi, Havlani’yi ‘açlıktan bitap düşmüş, milislerin ve yolsuz liderlerinin acımasız uygulamaları sebebiyle bitkin milyonlarca Yemenlinin acısını dile getiren içten bir ses’ olarak niteledi. Havlani’nin ailesinin maaşa bağlanması emrini veren Alimi, öfkeli gençlerin kitlesel keyfi tutuklamaları da dahil olmak üzere cenazeyi takip eden Husi milislerinin eylemlerinin, grup liderlerinin ve acil durum amirlerinin kalplerinde özgürlük çağrısı yapan vatansever seslerin yarattığı terörün boyutlarını ve ilham veren halk iradesi önündeki zayıflığı ve kırılganlığı yansıttığını vurguladı.
Yerel ve uluslararası insan hakları örgütleri, aktivist Mukahhal'ın ölümünü kınayarak Husi milisleri, tutuklamanın ardından kendisini hapishanede tasfiye etmekle suçladı.
Mukahhal'ın sosyal medyadaki hesaplarında dile getirdiği görüşleri nedeniyle birkaç kez kaçırıldığını bildiren İngiltere merkezli Our Right örgütü, olayın koşullarına ilişkin uluslararası soruşturma komitesi kurulması gerektiğini belirtti.
Husiler, Mukahhal'ın hapishaneden kaçtıktan sonra öldüğünü iddia ederken, bu anlatıya dair şüphelerini açıkça belirten Our Right örgütü ise bu gelişmenin milislerin kendi kontrol alanlarındaki siyasi muhaliflere ve aktivistlere karşı uyguladıkları vahşete ciddi bir kanıt teşkil ettiğini vurguladı.
Husi milisler tarafından yönetilen hapishanede esrarengiz bir şekilde hayatını kaybeden Mukahhal'ın perşembe günü İbb’de düzenlenen cenazesine çok sayıda kişi katıldı. Cenazeye katılanlar Husi darbesine karşı sloganlar attı. Kaçırılmasının beş ay ardından Mukahhal’ı cezaevinde tasfiye etmekle suçladıkları Husi grubundan intikam alınması çağrıları yapıldı.
Husi milisler ise Mukahhal'ın cenaze tarihinin salı günü açıklanmasının ardından İbb şehri çevresinde önlem almaya başladı. Cenazeye katılanlar saldırıya uğradı ve Husiler katılımcıları dağıtmak için ateş açarak birçoğunu kaçırdı.
İbb halkı, Mukahhal gibi gözlerine sürme çekerek kendisi ile dayanışma içinde olduklarını ifade etti. Cenaze sırasında kadınların ağıt yaktıkları duyuldu.
İbb halkının anlattığına göre, Husi milisler cenazeye katılanların mezarlığa ulaşmasını kurdukları barikatlar ve havaya ateş ederek engellemeye çalıştı. Cenazeye katılanlar ise havaya ateş edip intikam yemini ederek yanıt verdi.
Husi milisleri geçen pazar günü, takipçileri, çeşitli medya ve sosyal platformlar aracılığıyla yaptığı gayri resmi paylaşımlarda "El-Mukhal" lakaplı genç Abdurrezzak el-Havlani’nin İbb Valiliği Emniyet Müdürlüğü'nden kaçtığını ve kaçtıktan sonra ölü bulunduğunu iddia etti.
Ancak Mukahhal'ın ölümünden Husi milisleri sorumlu tutan insan hakları aktivistleri, uluslararası toplumu olayın aslını öğrenmek üzere soruşturmak için müdahale etmeye çağırarak, milislerin aktivistlere yönelik uygulamalarını durdurmaya, özgürlükleri kısıtlamaya ve seslerini kesmeye yönelik davranışlarının sonlandırılmasını istediler.
Mukahhal'ın sosyal medyada paylaştığı ve Husilerin uygulamalarına karşı çıkarak onları Yemenlileri aç bırakmakla suçladığı paylaşımları oldukça meşhurdu. Sosyal medya kullanıcılarının Mukahhal'ın bu görüntülerini çeşitli yerlerde paylaşmaları, bu paylaşımların bir eyleme sebebiyet vereceği korkusuyla Husi milisleri harekete geçirdi. Bunun üzerine İbb’i birkaç gün süreyle kuşatan ve internet ağını kesen Husi milisler, Mukahhal'ın evine baskın düzenleyip onu kaçırarak hapishanede tuttu.
Öfke, Husi milislerini destekleyen siyasi ve sosyal figürlere kaydı, onlar da milislerin anlatımını sorguladı ve onları suçun faillerini örtbas etmekle suçladı.
Milislere bağlı darbeci parlamentodaki Milletvekili Ahmed Seyf Haşid, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, “İbb, mesajını yüksek sesle duyurdu. Reddettiklerini ve neye ulaştıklarını açıkça belirtti. İyi insan, yetim ve mazlum Hamdi Mukahhal, İbb halkını yanına alarak Yemen halkının sevgisini kazandı. İktidarın kibri, insanların hakları pahasına tahakküme ve boyun eğdirme gücüne güvenmeye devam etmesi, bir süre sonra dahi olsa onun sonunu getirecek. Ki, bunun çok uzun süreceğini düşünmüyorum” vurgusunda bulundu.
Milislerin yüksek devrim komitesi üyesi Muhammed el-Mekaleh ise uydurma anlatılarını kınadığı milisleri olayın faillerini himaye etmekle suçladı. Milis liderlerine hitap eden Mekaleh, “Nehabe'den İbb'e gönderilenlerin tümü sessiz kaldı. Mukahhal'ın ölümüyle ilgili tek bir açıklama yapmadılar. Ancak bilin ki elinize halkın kanını ve parasını bulaştıracaklar. Sonra ise sizi terk ederek sorumluluğu üzerinize yıkacaklar” değerlendirmesinde bulundu.



İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nin kuzeyinde 9 askerin yaralandığını duyurdu

Gazze Şeridi sınırındaki bir mevzide konuşlanan İsrail askerleri (AFP)
Gazze Şeridi sınırındaki bir mevzide konuşlanan İsrail askerleri (AFP)
TT

İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nin kuzeyinde 9 askerin yaralandığını duyurdu

Gazze Şeridi sınırındaki bir mevzide konuşlanan İsrail askerleri (AFP)
Gazze Şeridi sınırındaki bir mevzide konuşlanan İsrail askerleri (AFP)

İsrail Ordu Sözcüsü bugün yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi'nin kuzeyinde meydana gelen patlamada 9 askerin yaralandığını bildirdi.

Şarku’l Avsat’ın İsrail Kanal 13 televizyonundan aktardığına göre, “Ordu güçleri Gazze'deki Şucaiye mahallesinde arama operasyonları sırasında patlayıcı bir cihaz buldu” diyen Ordu Sözcüsü, yaralılar arasında 6310. Tabur Komutanı ve 252. Bölük komutan yardımcısının da bulunduğunu belirtti.

Ordu Sözcüsü, “Tüm yaralılar tedavi için tahliye edildi ve ailelerine haber verildi” dedi.

Gazze Şeridi’ndeki Sivil Savunma Müdürlüğü bugün, İsrail'in yıkıma uğramış ve kuşatma altındaki Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Gazze şehrinde yerlerinden edilmiş insanların barındığı bir çadıra düzenlediği saldırıda 5 kişinin hayatını kaybettiğini duyurdu.

İsrail ordusu saldırıyla ilgili henüz bir açıklama yapmazken, kurbanların bir yakını ölenlerin bir çift ve üç çocukları olduğunu söyledi.

Sivil Savunma Müdürlüğü Sözcüsü Mahmud Basal AFP'ye yaptığı açıklamada, “İsrail savaş uçağının Gazze'nin es-Sabra mahallesindeki bir çadırı hedef alması sonucu 5 kişi şehit oldu. Çok sayıda vatandaş da yaralı olarak kurtarıldı” ifadelerini kullandı.

Bir AFP fotoğrafçısının çektiği görüntülerde, cesetleri yerde yatan ve farklı boyutlarda beyaz kefenlere sarılmış olan kurbanların yanında ağlayan bir dizi insan görüldü.

Hayatını kaybeden çocukların dedesi Ömer Ebu’l Kas, “Üç çocuk, anneleri ve babalarıyla birlikte bir çadırda uyuyorlardı ve herhangi bir uyarı olmaksızın bombalandılar” dedi.

Gazze Şeridi'ndeki savaş, Hamas'ın 7 Ekim 2023'te İsrail yerleşimlerine düzenlediği ve İsrail'in resmi verilerine göre bin 218 kişinin ölümüne yol açan eşi benzeri görülmemiş saldırının ardından başladı.

Saldırı sırasında kaçırılan 251 kişiden 58'i halen Gazze Şeridi'nde tutuluyor. Esirlerden 34'ünün İsrail ordusu tarafından öldürüldüğü açıklandı.

Gazze Şeridi'ndeki Sağlık Bakanlığı'na göre savaşın başlamasından bu yana en az 52 bin 787 Filistinli hayatını kaybetti. Bunların en az 2 bin 678'i İsrail'in iki aylık kırılgan bir ateşkesin ardından 18 Mart'ta askeri saldırı ve operasyonlara yeniden başlamasından bu yana yaşamını yitirdi.