BM Genel Sekreteri Guterres, herkes için su güvenliğinin önemine işaret etti

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, "Herkes için su güvenliği sağlayacağımız bir gelecek için adım atalım." dedi.

Antonio Guterres (AP)
Antonio Guterres (AP)
TT

BM Genel Sekreteri Guterres, herkes için su güvenliğinin önemine işaret etti

Antonio Guterres (AP)
Antonio Guterres (AP)

Guterres, 2023 BM Su Konferansı'nın kapanış oturumunda konuştu.
2023 BM Su Konferansı'nın önemli bir gerçeği ortaya koyduğunu ifade eden Guterres, "İnsanlığın en kıymetli ortak küresel ürünü olarak su hepimizi birleştiriyor.” diye konuştu.
Guterres, suyun küresel sınamalardan barışa ve insan haklarından cinsiyet eşitliğine kadar uzanan geniş bir etki alanı bulunduğuna dikkati çekti.
Suyun daha güvenli, sürdürülebilir ve eşit dağılımı için "oyun değiştirici, kapsayıcı ve somut adımlara odaklı taahhütlerin" gerekli olduğunun altını çizen Guterres, konferans marjında oluşturulan "Su Eylem Gündemi"nin önemine değindi.
Guterres, iyi karar alma mekanizmalarının ve akıllı politikaların oluşturulması ve gıda üretimi ve tarımda suya olan sürdürülemez bağlılığın azaltılması gerektiğini söyledi.
Su olmadan sürdürülebilir kalkınmanın mümkün olmadığını vurgulayan Guterres, ortak gelecek için yatırım yapılması gerektiğini kaydetti.
Guterres, "Herkes için su güvenliği sağlayacağımız bir gelecek için adım atalım." diye konuştu.

"Tarihte yeni bir sayfa açıldı"
BM 77. Genel Kurul Başkanı Csaba Körösi ise Konferans kapsamında "Su Eylem Gündemi"ni desteklemek için 300 milyar dolar taahhütte bulunulduğunu aktararak, "Bu konferansın sonucu yasal olarak tarafları bağlayan bir belge değil ama gene de tarihte yeni bir sayfa açıldı." değerlendirmesinde bulundu.
Körösi, katılımcıların BM Genel Sekreterinden sürdürülebilir su kullanımını yönetmek için bir BM Temsilcisinin atanmasını ve kurumsal mimari inşa edilmesini talep ettiğini bildirdi.

Türkiye'yi Kirişçi temsil etti
Konferansta Türkiye'yi Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci temsil etti.
Kirişci, Genel Kurul kürsüsünden yaptığı konuşmada, BM su özel temsilcisi atanması girişimlerini önemsediklerini belirterek, "Söz konusu temsilcinin 6 numaralı sürdürülebilir kalkınma hedefine ilişkin farkındalık yaratılması ve suyla ilgili yatırımlara odaklanan bir görev yönergesinin uygun olacağını düşünüyoruz." açıklamasında bulundu.
Kirişci, Türkiye'nin su konusuna bütünüyle insani açıdan yaklaştığına ve sınırı aşan suları kıyıdaş ülkeler arasında anlaşmazlıktan ziyade bir işbirliği unsuru olarak gördüğüne dikkati çekerek, Türkiye'nin kıyıdaş ülkelerin ihtiyaçlarını daima gözeten bir anlayışla hareket ettiğini dile getirdi.



ABD elçisi Tom Barrack Lübnan konusunda konuştu: Trump'ın sabrının da bir sınırı var

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)
ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)
TT

ABD elçisi Tom Barrack Lübnan konusunda konuştu: Trump'ın sabrının da bir sınırı var

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)
ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, Lübnan'da kendi ifadesiyle ‘Başkan Trump'ın sabrına bağlı’ sınırlı bir zaman dilimi olduğunu vurguladı.

Barrack, New York'ta düzenlediği ve Şarku’l Avsat'ın da davet edildiği basın toplantısında şunları söyledi: “Trump sabrıyla tanınsa da bu sabır sınırsız değil. Lübnan'ı çok seviyor ve belki de Dwight Eisenhower'dan bu yana hiçbir ABD başkanı bu sevgiyi göstermemiştir. Bu ülkeye yönelik samimi takdirlerini ifade etti. Ancak Lübnanlılar harekete geçmeli. Bu fırsatı değerlendirmek zorundalar. Aramızda bir etkileşim var, bu nedenle zaman zaman biraz hayal kırıklığına uğrasam da iyimserim.”

Hizbullah'ın silahları konusunda Barrack, kabine içinde ve üç başkan (Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Meclis Başkanı) arasında bir uzlaşmaya varılırsa ve Hizbullah ağır silahlarını yavaş yavaş bırakmayı kabul ederse bunun bir başlangıç olacağını söyledi. Barrack sözlerini şöyle sürdürdü: “Lübnan'da herkes hafif silahlar taşıyor ama burada söz konusu olan İsrail'i etkileyebilecek silahlar. Bu desteklenmesi gereken bir süreç ve Lübnan ordusunun silah toplama işini yapabilmesi için güçlendirilmesi gerekiyor. Sorun şu ki orduya bir süredir ödeme yapılmıyor ve bu da engellerden biri. Tüm bu unsurların aynı anda gerçekleşmesi gerekiyor. Lübnanlılar arasında büyük saygı gören Lübnan ordusunun silahların nasıl iade edileceği ve bir iç savaşa yol açmadan nasıl toplanacağı konusunda Hizbullah ile yumuşak bir müzakere yürütmesi için güçlendirilmesi lazım. Çünkü bu silahlar yeraltı garajlarında, mahzenlerde ve evlerin altında saklanıyor.”

Barrack, Lübnan hükümetinin Hizbullah'ın silahlarıyla ilgili olarak gecikmesinin sebebinin iç savaş korkusu olduğuna inanıyor.

ABD elçisi, Suriye ile İsrail arasındaki herhangi bir normalleşmenin doğal olarak Lübnan, İsrail, Irak ve nihayetinde İsrail arasında da normalleşmeyi gerektireceğini belirtti. Barrack, “Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera, İsrail'in düşman olmadığını ve mevcut sorunlara çözüm bulmak için İsrail'le görüşmeye ve müzakereye açık olduğunu söylerken tutumunda netti. Bu süreç diğer komşu ülkelerde olduğu gibi kademeli adımlarla başlayacak” ifadelerini kullandı.

Barrack, “Başkan Trump'ın İran'ın bombalanmasına verdiği destek gibi attığı cesur adımlar kısa vadeli de olsa bir fırsatı temsil ediyor. Çünkü İran, Hamas, Hizbullah ve Husiler şu anda geçici bir geri çekilme durumunda. Geri kalan ülkelerin kendilerini yeniden tanımlama şansı var” dedi ve kararın kendilerine bağlı olduğunu vurguladı. Barrack, “Bu adımların zaten atılmakta olduğuna ve herkesin bu yönde ilerlemek için sorumlulukla hareket ettiğine inanıyorum” diyerek sözlerini noktaladı.