Vatikan: Kudüs'te Hristiyan din adamlarına yönelik saldırılarda ciddi bir artış yaşanıyor

Kudüs’teki Gethsemane Kilisesi. (AFP)
Kudüs’teki Gethsemane Kilisesi. (AFP)
TT

Vatikan: Kudüs'te Hristiyan din adamlarına yönelik saldırılarda ciddi bir artış yaşanıyor

Kudüs’teki Gethsemane Kilisesi. (AFP)
Kudüs’teki Gethsemane Kilisesi. (AFP)

Radikal Yahudi yerleşimcilerin Hristiyan din adamlarına ve Hristiyanların Kudüs'te yer alan Eski Şehir bölgesindeki kutsal mekanlarına yönelik saldırılarında ciddi bir artış yaşanıyor. Kutsal Toprakların Sorumlusu ve Vatikan Delegesi Papaz Francesco Patton, İsrail hükümetine söz konusu zalim saldırılara bir son vermesi ve failleri cezalandırması çağrısında bulundu. Yapılan diğer açıklamalarda da İsrailli yetkililerin bu fenomenle ciddi bir şekilde ilgilenmediğine dikkat çekilerek uluslararası müdahale çağrısında bulunuldu.
Hristiyan meseleleri ile ilgilenen araştırmacı Yisca Haranişu açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“İsrail'de radikal sağcı hükümetin kurulması ardından hem rahiplere ve Hıristiyanların kutsal yerlerine yönelik saldırılarda hem de saldırılara dair şiddet ve cüretkarlık düzeyinde keskin bir artış var. Geçmişte din adamlarına gizlice saldıranlar bugün ise bunu açıkça yapıyorlar.”
İsrail’deki Rossing Eğitim ve Diyalog Merkezi'nde Proje Koordinatörü John Munayer’in açıklaması da şöyle oldu:
“Ermeni Hristiyan din adamları, yaşadıkları mahallenin Yahudi mahallesine komşu olması nedeniyle son dönemde oldukça fazla saldırıya maruz kalıyor. Süryanilere de ağır saldırılar düzenleniyor. Üzerlerine tükürdüklerini, kasıtlı olarak yere düşürüldüklerini söylüyorlar. Başlarına darbe alıyorlar. Yahudiler bazen kilise ve manastır duvarlarına müstehcen yazılar yazıyor, kiliselerin içinde vandalizm eylemlerinde bulunuyor ve mezar taşlarını kırıyor. Hristiyan din adamları sokağa çıkmaktan çekinir hale geldi.”
Kudüs Kiliseleri Arası Koordinasyon Komisyonu’nun raporuna göre, rahiplerden biri bu yılın başından bu yana en az 90 kez hakarete uğradığından ve yüzüne tükürüldüğünü, hatta bazen günde iki kez hakarete uğradığından şikayet etti. Yapılan açıklamalara bazıları yaşlı rahiplere ve rahibelere yönelik saldırılara dikkat çekilerek iki farklı kilisenin tahrip edildiği kaydedildi. Komisyon, Yahudilerin bu saldırılar ile açıkça Kudüs'te kalan Hıristiyanları sınır dışı etmek istediklerini vurguluyor.
Bundan yaklaşık bir asır önce, Kudüs nüfusunun dörtte birini, 1948'de Arap nüfusunun yarısını Hıristiyanlar oluşturuyordu. Bugün bu oran yüzde 1'e, yani yaklaşık 12 bin 500 kişiye düştü. Kutsal Kabir Kilisesi'nin bulunduğu Kudüs, Hristiyanlık için ikinci en önemli dini nokta olarak kabul ediliyor. İsrail’in 1967'deki işgalinden sonra şehirdeki Hristiyan Filistinlilerin sayısı önemli ölçüde azaldı. Zira Hristiyan Filistinlilerin Kudüs’teki topraklarının yüzde 30'una el koyan İsrail, Ortodoks vakfına ait birçok gayrimenkule el koymak için anlaşmalar yaptı.
Kudüs'teki Hıristiyanların yarısının Batı Kudüs'te evleri ve gayrimenkulleri vardı. Ancak Doğu Kudüs'ün ilhakını ve Kudüs’ü İsrail'in başkenti olarak ilan eden İsrail, Batı Kudüs'te el konan gayrimenkulleri sahiplerine iade etmeyi reddetti. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre Yahudiler için kutsal olan Ağlama Duvarı avlusunun genişletilmesi amacıyla Meğaribe mahallesinin yıkılmasının ardından şimdi de Ermeni mahallesinin taşınması planlanıyor. Dolayısıyla sınır dışı etme planları sürüyor.
Kutsal Topraklardaki Hıristiyan kiliselerinin liderleri aralık ayının sonlarında, Netanyahu hükümetinin kurulması öncesinde kutsal topraklardaki Hıristiyan varlığına yönelik mevcut tehdide ilişkin bir açıklama yayınladılar. Kutsal topraklardaki Hıristiyanların aşırılık yanlısı grupların sürekli saldırılarının hedefi haline geldiği uyarısında bulunan liderler, 2012'den bu yana rahiplere ve diğer din adamlarına yönelik sayısız fiziksel ve sözlü saldırının olduğuna dikkat çektiler. Aynı zamanda Hıristiyan kiliselerine ve kutsal yerlere saygısızlık edildiğinin ve buraların tahribata uğradığının atını çizdiler. Söz konusu liderler, sadece özgürce yaşamaya ve ibadet etmeye çalışan yerel Hıristiyanlara sürekli gözdağı verildiğini vurguladıkları açıklamalarında şu ifadeleri kullandılar:
“Bu taktiklere başvuran aşırılık yanlısı gruplar, Hıristiyan cemaatini def etmek için sistematik girişimlerde bulunarak aslında Hıristiyan varlığını önemli ölçüde azaltmak, böylece Hıristiyan mahallesinde stratejik mülkiyet elde etmek istiyor.”
Rusya Dışişleri Bakanlığı, geçtiğimiz hafta Kudüs'teki Gethsemane Meryem Ana Kilisesi'ne düzenlenen saldırıdan sorumlu İsrailli yetkililerin yargılanması çağrısında bulundu. Bakanlık Sözcüsü Maria Zaharova’nın konuya dair açıklaması şöyle oldu:
“Bu taciz edici davranışlar derin endişeye neden oluyor. Hristiyanlık karşıtı olaylardaki artışta endişe verici bir ivme olduğuna dikkat çekiyoruz. Çeşitli Hristiyan mezheplerine, din adamlarına, keşişlere, kiliselere ve mezarlıklara saldırılıyor. Bu tür suç teşkil eden eylemlerin hiçbir gerekçesi olmadığına inanıyoruz. İsrail makamlarının yaşananlara dair kesin bir değerlendirme sunacağını, faillerin adalet önüne çıkarılması ve gelecekte bu tür olayların tekrarlanmaması için kapsamlı tedbirler alacağını umuyoruz.”



Suriye Cumhurbaşkanlığı: İsrail'in Cumhurbaşkanlığı Sarayı yakınındaki saldırısı tehlikeli bir adım

Suriye'nin başkenti Şam semalarında uçarken bir füze ateşleyen İsrail savaş uçağı, 30 Nisan 2025. (AFP)
Suriye'nin başkenti Şam semalarında uçarken bir füze ateşleyen İsrail savaş uçağı, 30 Nisan 2025. (AFP)
TT

Suriye Cumhurbaşkanlığı: İsrail'in Cumhurbaşkanlığı Sarayı yakınındaki saldırısı tehlikeli bir adım

Suriye'nin başkenti Şam semalarında uçarken bir füze ateşleyen İsrail savaş uçağı, 30 Nisan 2025. (AFP)
Suriye'nin başkenti Şam semalarında uçarken bir füze ateşleyen İsrail savaş uçağı, 30 Nisan 2025. (AFP)

Suriye Cumhurbaşkanlığı bugün yaptığı açıklamada, İsrail'in Şam'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı yakınlarına düzenlediği saldırının ‘gerilimi artıran tehlikeli bir adım’ olduğunu bildirdi.

Şarku’l Avsat’ın Suriye resmi haber ajansı SANA’dan aktardığına göre Cumhurbaşkanlığı tarafından yapılan açıklamada, “Suriye Arap Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı, dün işgalci İsrail tarafından devlet kurumlarına ve egemenliğine karşı tehlikeli bir adım olarak Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın bombalanmasını en güçlü ifadelerle kınıyor” denildi. Açıklamanın devamında, kınanan bu saldırının ülkeyi istikrarsızlaştırmaya ve güvenlik krizlerini artırmaya çalışan pervasız hareketlerin devamını yansıttığı ve ulusal güvenlik ile Suriye halkının birliğini hedef aldığı vurgulandı.

Cumhurbaşkanlığı, Telegram kanalında yayınladığı açıklamada, uluslararası toplumu ve Arap ülkelerini, uluslararası kanun ve sözleşmeleri ihlal eden bu saldırgan saldırılar karşısında Suriye'nin yanında yer almaya davet etti. Ayrıca, Arap ülkelerini tutumlarını birleştirmeye ve bu saldırılar karşısında Suriye'ye tam desteklerini ifade etmeye ve İsrail'in saldırgan uygulamalarına karşı Arap halklarının haklarının korunmasını sağlamaya çağırdı.

Suriye Cumhurbaşkanlığı, ister yerli ister yabancı olsun Suriye'nin birliğini hedef alan bu saldırıların Suriye halkının iradesini zayıflatamayacağını ya da devletin tüm bölgelerde istikrar ve barışı sağlama çabalarını engelleyemeyeceğini vurguladı. Yetkili güvenlik birimlerinin bu saldırıların sorumlularını cezalandırmak için gerekli soruşturmaları sürdürdüğünü ve ülkenin ve vatandaşlarının güvenliğini hedef alabilecek her türlü tehdidi önlemek için kararlılıkla çalışmaya devam edeceğini kaydetti.

Cumhurbaşkanlığı, tüm taraflara ulusal birlik çerçevesinde diyalog ve iş birliğine bağlı kalmaları ve krizi uzatmaya yönelik tüm bozma girişimlerine karşı koymaları çağrısını yineleyerek, Suriye'nin inşa yolunda ilerlemeye devam ettiğini ve reform çarkının zorluklara rağmen durmayacağını belirtti. Cumhurbaşkanlığı açıklamasını, “Suriye egemenliğinden ya da güvenliğinden ödün vermeyecek ve halkının haklarını mevcut tüm araçlarla savunmaya devam edecektir” sözleriyle sonlandırdı.

Diğer yandan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Savunma Bakanı Yisrael Katz yaptıkları ortak açıklamada, İsrail'in Şam'ı bombalamasının ‘Suriye rejimine açık bir mesaj gönderdiğini’ söyledi. Açıklamada, “Suriye güçlerinin Şam'ın güneyinde konuşlanmasına ya da Dürzilere yönelik herhangi bir tehdit oluşturmasına izin vermeyeceğiz” ifadesi yer aldı.