Cezayir’deki İbn Haldun mağarası, sosyoloji öğrencilerinin ilgi merkezi haline geldi

Cezayir’in batısındaki Frenda şehrinde yer alan mağaranın adıyla ilgili tarihi bilgilerde farklılıklar var.

Mukaddime’nin yazarı İbn Hadun.
Mukaddime’nin yazarı İbn Hadun.
TT

Cezayir’deki İbn Haldun mağarası, sosyoloji öğrencilerinin ilgi merkezi haline geldi

Mukaddime’nin yazarı İbn Hadun.
Mukaddime’nin yazarı İbn Hadun.

İman Uveymir
Cezayir’in batısındaki Frenda şehri, Cezayir tarihinin yüzyıllar önceki parlak dönemlerine dayanan arkeolojik bir şaheser ve eşsiz bir tarihi miras olarak tanınıyor. Frenda şehri birçoğunun gözünde, sosyal bilimlerin kaynağı, bilimin ışığı ve birçok araştırmacının varış noktası.
Tarihi referanslar, Tiaret şehrinin 50 kilometre güneybatısında ve Cezayir’den 399 km uzaklıktaki Frenda şehrinin adında farklılık gösteriyor. Bazıları, ‘burada kayboldu’ anlamına gelen şaşırtıcı bir kelime olduğu konusunda hemfikir. Bazıları ise, bölgeye yerleşen kabilelerden biri olan Beni Yefran’dan sonra Frenda olarak adlandırıldığını söylüyor. Bazı tarihçiler adı, Arapça asıllı olduğunu belirterek nar ağaçlarının açtığı Sebibe bölgesindeki bir tür kırmızı gül olan el-Frand’a atfediyor. Bazıları da Roma döneminde ünlü bir kılıç olan el-İfrand’dan geldiğini öne sürüyor.

İbn Haldun mağarası
Frenda, tarih boyunca pazarlarının, meyve bahçelerinin, tarımının, sığırlarının, atlarının ve medeniyetinin yanı sıra, turistlerin cazibe merkezi haline gelen tarihi anıtları da içeriyor.
Sosyolojinin manevi babasını kucaklayan İbn Haldun mağarası, bugün Taghazout adı verilen yüksek bir yerde bulunan Beni Selame kalesinin eteklerinde durduğu Frenda şehrinin geçmişine tanıklık eden tarihi eserlerden biri.
İbn Haldun'un girişini yazdığı mağara (sosyal paylaşım siteleri)
İbn Haldun’un el-Mukaddime’yi yazdığı belirtilen mağara. (Sosyal paylaşım siteleri)
Latat ovasına hakim bir tepede bulunan mağaranın arkasında ise tarihi masallar ve romanlar duruyor. Tarihi referanslar, İbn Haldun’un el-Mukaddime’yi yazmaya başladığında, Tlemcen kralları tarafından takip edildiğini ve Cezayir’in başkentinin 350 kilometre batısındaki mağaralardan birine sığındığını belirtiyor. İşte İbn Haldun’un, Tlemcen krallarından kaçarak inzivaya çekildiği mağara da burası.
Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığına göre mağara, Avrupa üniversitelerinde İbn Haldun sosyolojisi okuyan öğrenciler ve çeşitli Arap ülkelerinden araştırmacılar için vazgeçilmez bir destinasyon haline geldiği için hala popülaritesini korumaya devam ediyor.

Piramitler ve mağaralar
Frenda’daki turistik ve tarihi eserler arasında tarihi duvar resimlerinin olduğu mağaralar bulunuyor. Mısır’ın Gize bölgesindeki Firavun piramitlerine benzeyen piramitler, MS dördüncü ve altıncı yüzyıllara dayanan Berberi mezar anıtları olarak hizmet ediyor. Piramitler, yerliler tarafından duvar anlamına gelen ‘Lejdar’ olarak adlandırılıyor.
Fernanda bölgesi, Mısır piramitlerine benzer bir mimariye sahip yaylalarda inşa edilmiş 13 piramit sayar (sosyal paylaşım siteleri)
Frenda bölgesi, Mısır piramitlerine benzer bir geometriye sahip 13 piramide ev sahipliği yapıyor. (Sosyal paylaşım siteleri)
Lejdar 1969’dan bu yana ulusal miras alanı olarak sınıflandırılıyor. Cezayirli yetkililer ve arkeologlar buranın Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü’ne (UNESCO) girmesini sabırsızlıkla bekliyor.
Frenda, Latat ovasına bakan kayalık yamaçlara kurulmuş turistik bir şehir. Simetrik binaları ve dar sokakları ile ayırt ediliyor. Dört ana kapısı ve üç gözetleme kulesi bulunuyor Bu dar sokaklar ziyaretçiyi şehrin kalbine götürüyor. Osmanlı zamanındaki restorasyon sayesinde şehir, genişleme ve refah yaşadı.

Antik kent
Birçok kişi Frenda’yı içerdiği paha biçilmez antikalar nedeniyle antik kent olarak adlandırıyor. Cezayirli yetkililer, Cezayir’in batısındaki bu antik kenti tanıtmak için elinden geleni yapıyor. Yetkililer, turizm acentelerini şehri tanıtmak için geziler programlamaya teşvik ederek farkındalık yaratmaya gayret ediyor.



Gazze'nin güneyinde 13 evin enkazı altında kalan 55 Filistinlinin cesetlerinin çıkarılması süreci başladı

Bir akraba, Gazze şehrinin el-Tuffah mahallesinde sığınağa dönüştürülen okula düzenlenen İsrail bombardımanında bir gün önce hayatını kaybeden el-Nadir ailesi üyelerinin cenazeleri başında yas tutuyor (AFP)
Bir akraba, Gazze şehrinin el-Tuffah mahallesinde sığınağa dönüştürülen okula düzenlenen İsrail bombardımanında bir gün önce hayatını kaybeden el-Nadir ailesi üyelerinin cenazeleri başında yas tutuyor (AFP)
TT

Gazze'nin güneyinde 13 evin enkazı altında kalan 55 Filistinlinin cesetlerinin çıkarılması süreci başladı

Bir akraba, Gazze şehrinin el-Tuffah mahallesinde sığınağa dönüştürülen okula düzenlenen İsrail bombardımanında bir gün önce hayatını kaybeden el-Nadir ailesi üyelerinin cenazeleri başında yas tutuyor (AFP)
Bir akraba, Gazze şehrinin el-Tuffah mahallesinde sığınağa dönüştürülen okula düzenlenen İsrail bombardımanında bir gün önce hayatını kaybeden el-Nadir ailesi üyelerinin cenazeleri başında yas tutuyor (AFP)

Filistin haber ajansı Safa’nın haberine göre Sivil savunma ekipleri, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta yıkılan 13 evin enkazı altında kalan 55 şehidin cesedini aramaya başladı.

Ajans, "Sivil Savunma ekiplerinin, uluslararası kuruluşlarla iş birliği içinde, Gazze şehrinin Rimal mahallesindeki bir evin enkazı altından Filistinli ailenin şehitlerinin cesetlerini çıkardığını" belirtti.

Şarku’l Avsat’ın Safa’dan aktardığına göre "Gazze Şeridi'nde iki yıldır süren İsrail imha savaşının kurbanı olan 9 binden fazla şehit, halen evlerin enkazı altında gömülü kalmaya devam ediyor."


Ürdün, Suriye'deki DEAŞ mevzilerine yönelik saldırılara katıldı

Ürdün Kraliyet Hava Kuvvetleri'ne ait bir F-16 Fighting Falcon savaş uçağı, 29 Mayıs 2014'te Eager Lion tatbikatı sırasında Ürdün'ün kuzeyindeki bir hava üssünün üzerinden uçuyor. [ABD Hava Kuvvetleri web sitesi]
Ürdün Kraliyet Hava Kuvvetleri'ne ait bir F-16 Fighting Falcon savaş uçağı, 29 Mayıs 2014'te Eager Lion tatbikatı sırasında Ürdün'ün kuzeyindeki bir hava üssünün üzerinden uçuyor. [ABD Hava Kuvvetleri web sitesi]
TT

Ürdün, Suriye'deki DEAŞ mevzilerine yönelik saldırılara katıldı

Ürdün Kraliyet Hava Kuvvetleri'ne ait bir F-16 Fighting Falcon savaş uçağı, 29 Mayıs 2014'te Eager Lion tatbikatı sırasında Ürdün'ün kuzeyindeki bir hava üssünün üzerinden uçuyor. [ABD Hava Kuvvetleri web sitesi]
Ürdün Kraliyet Hava Kuvvetleri'ne ait bir F-16 Fighting Falcon savaş uçağı, 29 Mayıs 2014'te Eager Lion tatbikatı sırasında Ürdün'ün kuzeyindeki bir hava üssünün üzerinden uçuyor. [ABD Hava Kuvvetleri web sitesi]

Ürdün, Kraliyet Ürdün Hava Kuvvetleri aracılığıyla, dün sabah erken saatlerde Suriye'nin güneyindeki çeşitli DEAŞ mevzilerini hedef alan hassas hava saldırılarına katıldı.

Ürdün devletine ait el-Memleke TV internet sitesine göre, ABD ile iş birliği içinde gerçekleştirilen bu katılım, Suriye hükümetinin yakın zamanda katıldığı DEAŞ karşıtı uluslararası koalisyon operasyonlarının bir parçasıdır.

Bu operasyon, terörle mücadele çerçevesinde ve özellikle DEAŞ terör örgütünün güney Suriye'de yeniden yapılanıp kapasitesini güçlendirmesinin ardından, aşırılıkçı örgütlerin bu bölgeleri Suriye'nin komşularının ve bölgenin güvenliğini tehdit etmek için birer üs olarak kullanmasını önlemek amacıyla gerçekleştirildi.


El-Hakim, silahların devletle sınırlandırılmasını istiyor

Irak güvenlik güçleri, Suriye topraklarında bir operasyon düzenlediklerini ve DEAŞ liderlerini tutukladıklarını açıkladı (Hükümet medyası)
Irak güvenlik güçleri, Suriye topraklarında bir operasyon düzenlediklerini ve DEAŞ liderlerini tutukladıklarını açıkladı (Hükümet medyası)
TT

El-Hakim, silahların devletle sınırlandırılmasını istiyor

Irak güvenlik güçleri, Suriye topraklarında bir operasyon düzenlediklerini ve DEAŞ liderlerini tutukladıklarını açıkladı (Hükümet medyası)
Irak güvenlik güçleri, Suriye topraklarında bir operasyon düzenlediklerini ve DEAŞ liderlerini tutukladıklarını açıkladı (Hükümet medyası)

Irak'taki "Koordinasyon Çerçevesi" ittifakının liderlerinden Ammar el-Hakim, devletin güç kullanımında tekel sahibi olması gerektiğini belirterek, silahların ülkedeki karar vericiler üzerinde baskı aracı olarak kullanılmaması gerektiğini vurguladı.

El-Hakim dün yaptığı konuşmada, "Silahlar, anayasaya uygun olarak, Irak halkının ve siyasi partilerinin iradesiyle, dışarıdan dayatmalarla değil, devletin elinde olmalıdır" dedi.

Hikmet Hareketi partisinin lideri el-Hakim, karar vericiler üzerinde baskı kurmak için devlet dışında silah kullanılmasına karşı olduğunu ifade etti.

El-Hakim'in partisinin liderlerinden Fahd el-Cuburi, "Washington, yeni hükümette grupların yer alması konusunda çekincelerini dile getirdi" dedi.

Son dönemde parlamentoda birkaç sandalye kazanan ve silahlı bir fraksiyon olan İmam Ali Tugayları ise "devletin elindeki silahların tekelleştirilmesini ve Haşdi Şabi Güçlerinin güçlendirilmesini" savundu. Tugayların genel sekreteri Şibl el-Zaidi, yaptığı açıklamada, "fraksiyonel güçlerin seçimlerdeki önemli zaferi, onları önemli bir sınavın önüne koyuyor" ifadelerini kullandı.