Papa Katolik Kilisesi'nde cinsel istismarla mücadele yasasının kapsamını genişletti

Katoliklerin ruhani lideri ve Vatikan Devlet Başkanı Papa Franciscus, Katolik Kilisesi bünyesinde cinsel istismarı önleme ve bununla mücadeleye ilişkin yasayı kapsamını genişleterek yeniden onayladı.

AA
AA
TT

Papa Katolik Kilisesi'nde cinsel istismarla mücadele yasasının kapsamını genişletti

AA
AA

Vatikan'dan yapılan yazılı açıklamaya göre, Papa Franciscus, "Motu Proprio" adıyla anılan kanun hükmünde bir Papalık Nizamnamesi çıkararak, 2019'da getirilen Katolik Kilisesi bünyesindeki istismar hadiseleri ve bunların örtbas edilmesiyle ilgili kilise normlarını güncelledi.
Yapılan güncellemeyle yasa, cinsel istismar hadiselerini örtbas etme konusunda Katolik Kilisesi'nde dini vazifesi olmayan ancak Vatikan tarafından tanınan sıradan uluslararası inanç liderlerini de kapsayacak şekilde genişletildi.
Ayrıca "cinsel istismar mağdurları" kapsamına yetişkin olmayanların yanı sıra savunmasız yetişkinler de dahil edildi.
Yeni yasayla, taciz iddiasını bildiren kişilerin yanı sıra tanıklıklarını aktaranlar da koruma kapsamına alınırken, 2019'da getirilen diğer düzenlemeler de yeniden onaylandı.
30 Nisan'da yürürlüğe girmesi beklenen yeni düzenleme, Mayıs 2019'da getirilen önceki düzenlemenin yerini alacak.
Vatikan'a yakın basın yayın organları, bu son Papalık Nizamnamesi'nin, Katolik Kilisesi'nin istismar suçlarıyla mücadeleyi sürdürme arzusunu ortaya koyduğunu yazdı.
Cinsel istismar olayları ve bunları örtbas girişimleri, Katolik Kilisesi'nin dünya genelinde en çok eleştirildiği konuların başında geliyor.

Bask Katolik Kilisesi, çocuklara yönelik cinsel istismarlar nedeniyle özür diledi
Öte yandan İspanya'nın kuzeydoğusunda bulunan Bask bölgesindeki Katolik Kilisesi, bünyesindeki bazı din adamlarının karıştığı belirtilen, çocuklara yönelik cinsel istismar olaylarının mağdurlarından özür diledi.
Bask bölgesinin önemli kentlerinden Bilbao'nun Başpiskoposu Joseba Segura, Bilbao Katedrali'nde yönettiği ayinde Bask Katolik Kilisesi olarak bazı din adamlarının "çocuklara yönelik cinsel istismarlarını tanıdıklarını", mağdurların yanında olduklarını ve özür dilediklerini söyledi.
Bilbao Başpiskoposu, "Aramızda istismarcılar olduğunu, bunların tarihimizin, geçmişte yaptıklarımızın birer parçası olduklarının farkındayız. Bizim sahip olduğumuz ve olmak istediğimiz değerlerin hepsini temsil etmiyor, aksine sahip olduklarımızın tam tersini yansıtıyorlar." dedi.
Katolik Kilisesi'nin iyi ve kötü tüm tarihinin bilinmesiyle gerçeğe tanıklık edebileceklerini belirten Segura, "Kurbanların acılarını, psikolojik hasarlarını bilip onları dinleyerek, eşlik ederek ve savunarak iyileşmelerine yardımcı olabiliriz." şeklinde konuştu.
Mağdurlardan özür dilemenin olayların üzerinin kapatılmak istenmesi anlamına gelmemesi gerektiğini vurgulayan Başpiskopos Segura, "Bu özür, bazı mağdurların talep etmesinden dolayı gereklidir ama elbette ki tek başına yeterli değildir." değerlendirmesinde bulundu.
İspanya'da ilk defa Katolik Kilisesi bünyesinde bir başpiskoposun cinsel istismar olaylarından dolayı özür dilemesi dikkati çekti.
Katolik Kilisesi'ne bağlı kurumlarda çocuklara yönelik cinsel istismar iddiaları, İspanya'da son bir yıldır araştırılıyor.
Kamu Denetçiliği Kurumu, mart ayı başlarında meclise sunduğu raporda, Kilise'deki din adamlarının cinsel istismarına uğradıkları iddiasıyla mağdur olarak 445 kişiyi dinlediğini duyurmuştu.
Katolik Kilisesi'nde çocuklara yönelik cinsel istismar vakalarıyla ilgili bazı Avrupa ülkelerinde kurulan bağımsız komisyonlardan şu ana kadar yapılan açıklamalarda, son 70 yılda Fransa'da 216 bin, Portekiz'de de 4 bin 815 mağdurun tespit edildiği belirtilmişti.



Muhammed bin Selman, Starmer ve Erdoğan ile son gelişmeleri görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
TT

Muhammed bin Selman, Starmer ve Erdoğan ile son gelişmeleri görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman bin Abdulaziz ile Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer arasında dün yapılan telefon görüşmesinde, bölgedeki anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesi gerektiği vurgulandı.

Görüşmede, bölgedeki son gelişmeler ve İsrail'in İran'a yönelik askeri operasyonlarının yansımaları ele alınırken, tüm anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesi ve gerilimin azaltılması için her türlü çabanın sarf edilmesinin önemine değinildi.

Diğer yandan İsrail'in İran'a yönelik saldırısı bağlamında Suudi Arabistan ve Türkiye, gerilimin düşürülmesi ve itidalli davranılması için her türlü çabanın sarf edilmesi gerektiğini ve diyaloğa dönülerek tüm anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesinin önemini vurguladı.

Şarku’l Avsat’ın Suudi Arabistan resmi haber ajansı SPA’dan aktardığına göre, Veliaht Prens Muhammed bin Selman ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasındaki telefon görüşmesinde, İsrail'in İran'a yönelik saldırısının ardından bölgede yaşanan gelişmeler gözden geçirildi ve söz konusu gelişmelerin krizin çözümüne yönelik mevcut diyaloğun kesintiye uğramasına yol açtığı ifade edildi.

Türk devlet televizyonu TRT, iki tarafın bölgesel ve küresel konuları ele aldığını belirtti. Erdoğan'ın, Başbakan Binyamin Netanyahu liderliğindeki İsrail'in ‘bölgenin istikrar ve güvenliğine en büyük tehdidi oluşturduğunu’ söylediği ve bu tehdidin İran'a yönelik saldırıyla bir kez daha ortaya çıktığını belirttiği aktarıldı.

Erdoğan, ABD ile İran arasında nükleer müzakereler yoluyla uzlaşma arayışlarının sürdüğü bir dönemde İsrail'in İran'a yönelik saldırısının barış çabalarını baltalamayı amaçladığını ve İsrail saldırılarının İsrail'in ‘bölgesel ve küresel güvenliği sorumsuzca tehdit ettiğini’ bir kez daha ortaya koyduğunu belirtti.

Görüşme sırasında Erdoğan, ‘bölgenin yeni bir krizi kaldıramayacağı ve yıkıcı bir savaşın bölgedeki tüm ülkelere düzensiz göç dalgaları yaratabileceği’ uyarısında bulunarak, ‘nükleer anlaşmazlığın ancak devam eden müzakereler yoluyla çözülebileceğini’ vurguladı.