Tunus açıklarında 2 düzensiz göçmenin daha cesedine ulaşıldı
Tunus Sahil Güvenlik tarafından ele geçirilen Afrikalı göçmenler (AFP)
Tunusaçıklarında İtalya’ya gitmek üzere yola çıkan teknenin alabora olması sonucu kaybolan düzensiz göçmenlerden 2’sinin daha cesedine ulaşıldı.
Ulusal Güvenlik Kuvvetleri Sözcüsü Hüsameddin el-Cebabli, düzensiz göçmen ve yasa dışı göç girişimlerine ilişkin yazılı bir açıklama yaptı.
Açıklamada, “Deniz Kuvvetlerine bağlı güvenlik güçleri tarafından Perşembe ve Cuma günleri Sfaks açıklarında düzenlenen arama kurtarma çalışmaları neticesinde biri bebek, 4’ü çocuk olmak üzere 9 Sahra Altı Afrika ülkesi vatandaşı göçmenin cesedine ulaşıldı. Ayrıca operasyonlar sonucunda engellenen 79 düzensiz göç girişiminde 9’u Tunuslu diğerleri Sahra Afrika Altı ülkelerinden olmak üzere 2 bin 982 göçmen gözaltına alındı.” ifadelerine yer verildi.
Ülkenin sahil kesiminde, operasyonların devam ettiğini aktaran Cebabli, gözaltına alınan düzensiz göçmenlerin adli makamlara sevk edildiğini kaydetti.
Cebabli, 23 Mart’ta yaptığı açıklamada, tekneleri batan düzensiz göçmenlerden biri bebek, 4'ü çocuk olmak üzere toplam 7 göçmenin cesedine ulaşıldığını duyurmuştu.
Sfaks Mahkemesi Adli Yetkilisi Fevzi Mesmudi ise 24 Mart’ta yaptığı açıklamada, son 48 saatte Tunusaçıklarında düzensiz göçmenleri taşıyan 5 teknenin alabora olduğunu, tekneden denize düşen 4 kişinin kurtarıldığını ve teknede yolculuk yapan diğer 34 kişi için ise arama kurtarma çalışmalarının devam ettiğini aktarmıştı.
Her yıl binlerce Afrikalı düzensiz göçmen, daha iyi bir yaşam umuduyla Akdeniz üzerinden Avrupa'ya ulaşmak için Tunus’a geliyor.
Uzun yıllar Tunus'ta göçmen mahallelerinde yaşayan Sahra Altı Afrika ülkelerinden gelen göçmenlerin bir kısmı Avrupa'ya ulaşmayı başarırken bir kısmı ise denizde can veriyor.
Şam'ın Mezze bölgesi civarında bir patlama sesi duyulduhttps://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/5224151-%C5%9Fam%C4%B1n-mezze-b%C3%B6lgesi-civar%C4%B1nda-bir-patlama-sesi-duyuldu
Şam'ın Mezze bölgesi civarında bir patlama sesi duyuldu
Şam kırsalında gerçekleştirilen güvenlik operasyonları sırasında Suriye güvenlik güçleri (Suriye İçişleri Bakanlığı)
Resmi Suriye Arap Haber Ajansı (SANA), bugün Şam'ın Mezze bölgesi yakınlarında bir patlama sesi duyulduğunu ve patlamanın niteliğinin araştırıldığını bildirdi.
Libya'nın başkentinde devam eden protestolar ve yol kapatma eylemlerihttps://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/5224131-libyan%C4%B1n-ba%C5%9Fkentinde-devam-eden-protestolar-ve-yol-kapatma-eylemleri
Libya'nın başkentinde devam eden protestolar ve yol kapatma eylemleri
Libya Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) Başbakanı Abdulhamid Dibeybe (Dibeybe'nin ofisi)
Libya’nın başkenti Trablus, Ulusal Birlik Hükümeti’ne (UBH) karşı öfkeli protestoların yeniden alevlenmesiyle bir kez daha gergin bir gece yaşadı. Protestolara, ‘Misrata kentindeki devrimci tugaylar ve birlikler’ olarak bilinen grupların da destek vermesiyle talepler, hükümetin görevden alınması çağrısının ötesine geçerek, yıllardır siyasi bölünmüşlük altında bulunan ülkedeki tüm ‘siyasi oluşumların’ düşürülmesi isteğine dönüştü.
Görgü tanıkları ve yerel medya kaynaklarına göre, cumartesi akşamı Trablus’ta Abdulhamid Dibeybe hükümetini protesto eden göstericiler otoyolu ve sahil yolunu kapattı. Başkentin merkezinde lastikler ateşe verilirken, birçok mahallede gece saatlerinde düzenlenen gösterilerde yolsuzluğun yaygınlaşması, hizmetlerdeki aksaklıklar ve yaşam koşullarındaki kötüleşme protesto edildi.
Libyalı diplomat Muhammed Halife el-Akrut, yolların kesildiği, lastiklerin yakıldığı, trafik akışında ciddi aksamalar yaşandığı ve yoğun sıkışıklık nedeniyle çok sayıda aracın birbirine çarptığı bir tabloya dikkat çekti.
Trablus’ta cuma günü düzenlenen benzer gösterilerin ardından protestolar ikinci gününe girerken, Misrata ve Zaviye kentlerinde de eş zamanlı eylemler yapıldı. Göstericiler, ekonomi, hizmet ve güvenlik koşullarındaki kötüleşmeyi protesto ederek geçiş sürecinin sona erdirilmesini talep etti.
Misrata kentindeki devrimci tugaylar ve birliklerin liderleri, ‘halk ayaklanması’ olarak niteledikleri eylemlere tam destek verdiklerini açıkladı. Açıklamada, ‘ülkenin çektiği acılardan sorumlu tüm siyasi oluşumların devrilmesi’ çağrısı yapılırken, Libyalılar sokağa çıkmaya davet edildi. Ayrıca Misrata’daki askeri kurumlara, protestocuların yanında yer alma çağrısında bulunuldu.
Açıklamada geçen ‘siyasi oluşumlar’ ifadesinin, Temsilciler Meclisi (TM) ile Devlet Yüksek Konseyi’nin (DYK) yanı sıra Trablus’taki UBH ve ülkenin doğusunda parlamento tarafından görevlendirilen hükümeti de kapsadığı değerlendiriliyor.
Devrimci tugaylar ve birliklerin liderleri, yayımladıkları bir başka açıklamada, Libya Savunma Bakan Vekili Tuğgeneral Abdusselam Zubi ile aralarına mesafe koyarak, kendilerini temsil etmediğini ve ‘devrimcilerin haklarını savunma’ konusunda kayda değer bir rol üstlenmediğini belirtti. Ayrıca, geçtiğimiz salı günü Türkiye’nin başkenti Ankara’dan havalandıktan kısa süre sonra düşen ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral Muhammed el-Haddad ile bazı askeri yetkililerin hayatını kaybettiği uçak kazasına ilişkin tutumunu eleştirerek sessiz kalmasını kınadı.
Açıklamada, UBH’nin olaya ilişkin resmi bir taziye mesajı ya da kazanın koşullarını açıklayan bir basın toplantısı düzenlememesi ‘zayıf’ bir tutum olarak nitelendirildi; bunun askeri kuruma ve devrimcilerin fedakârlıklarına bir hakaret olduğu savunuldu.
Misrata Devrimci Tugayları, Libya’nın batısındaki en büyük ve en güçlü örgütlü askeri güçler arasında yer alıyor. Bu yapı, 17 Şubat 2011 devrimi sırasında ortaya çıkmasının ardından, özellikle Misrata, Sirte ve Trablus cephelerinde yürüttüğü operasyonlarla eski lider Muammer Kaddafi rejiminin devrilmesinde kilit rol oynamıştı.
Bingazi'deki Libya Temsilciler Meclisi (TM) oturumundan (TM Medya Ofisi)
Bu oluşumlar, izleyen yıllar boyunca savaşçı örgütlenmeleri, silahlanmaları ve geniş toplumsal tabanlarına dayanarak Misrata’da ve kent dışında kayda değer bir askerî nüfuzu elinde tutmayı sürdürdü. Ayrıca devletin çeşitli askeri kilit noktalarında da varlık gösterdiler.
Öte yandan ülkenin batısındaki el-Esabia kentinde esrarengiz yangınlar yeniden çıktı. Kentte yaklaşık üç eş zamanlı yangın meydana gelirken, 19 Şubat’ta yaşanan ve onlarca, hatta yüzlerce evin yanmasına yol açtığı belirtilen yangınlar zinciri yeniden gündeme geldi.
El-Esabia Belediyesi, sınırlı imkânlar nedeniyle ekiplerin kapasitesini artırmak amacıyla ek bir itfaiye aracı ve bir ambulans tahsis edilmesi çağrısında bulundu. Şarku’l Avsat’ın Libya resmi haber ajansı LANA’dan aktardığına göre el-Esabia Belediyesi Basın Ofisi Müdürü Sıddık el-Mukattef, yetkili kurumlara acil destek çağrısı yaptı.
El-Mukattef, yangınların nedenlerinin ‘halen bilinmediğini’ belirterek, özellikle şubat ayından bu yana mayısta verilen kısa bir aranın ardından olayların tekrar etmesi nedeniyle takibin artırılması ve halkın korunmasına yönelik önlemler alınması çağrısında bulundu.
Ülkenin doğusunda ise Bingazi’de pazartesi ve salı günleri yapılması planlanan TM oturumunun gündemine ilişkin sessizlik hâkim. Oturumda üç ana dosyanın ele alınmasının beklendiği belirtiliyor. Bunlar arasında Yüksek Seçim Komisyonu Başkanı İmad es-Sayih’in idari atamalara ilişkin adaylıklarının onaylanması, Mareşal Halife Hafter liderliğindeki Libya Ulusal Ordusu’nun (LUO) maaş çizelgesinde değişikliğe gidilmesi ve TM için yeni bir yönetim yapısının yeniden seçilmesi yer alıyor.
Naim Kasım, ‘silah taşıma münhasır hakkının’ ertelenmesini istedihttps://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/5224128-naim-kas%C4%B1m-%E2%80%98silah-ta%C5%9F%C4%B1ma-m%C3%BCnhas%C4%B1r-hakk%C4%B1n%C4%B1n%E2%80%99-ertelenmesini-istedi
Naim Kasım, ‘silah taşıma münhasır hakkının’ ertelenmesini istedi
İsrail’in Lübnan'ın güneyindeki Aknit beldesinde hedef aldığı ve üç kişinin hayatını kaybettiği bir aracın yanında duran Lübnan askerleri (DPA)
Hizbullah Genel Sekreteri Şeyh Naim Kasım, Lübnan hükümetine, silahların münhasıran devletin elinde olması gerektiğini öngören ‘silahların münhasır kontrolü’ konusunu ertelemesi çağrısında bulunarak, bunu ‘İsrail'in devam eden saldırıları ışığında mantıksız’ olarak nitelendirdi.
Kasım, Hizbullah'ın silahsızlandırılmasının, bu aşamada ‘silahların devletle sınırlandırılması’ olarak adlandırılsa da, bir Amerikan-İsrail projesi olduğunu düşündüğünü belirtti.
Hizbullah Genel Sekreteri, bu projenin ‘Lübnan'ın askeri kapasitesini sona erdirmek ve Lübnan halkının dengeli bir kesimini vurmak’ amacını taşıdığını da sözlerine ekledi. Hükümetin karşılığında hiçbir şey almadan gereksiz tavizler verdiğini, İsrail'in ise hiçbir anlaşmaya bağlı kalmadığını vurguladı.
Şeyh Kasım, Hizbullah’ın etkinliğinde yaptığı konuşmada, ülkenin tarihi bir dönüm noktasında olduğunu belirterek, ‘şu anda önerilen planların yeniden gözden geçirilmesi’ çağrısında bulundu. Direnişin anlaşmaya devletten daha fazla bağlı olduğunu vurgulayan Şeyh Kasım, İsrail'in anlaşmaları ihlal etmeye devam ettiğini belirtti.
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة