İsrail'de Netanyahu hükümetinin yargı düzenlemesine karşı kitlesel gösteriler 12'nci haftasında

İsrail'de Başbakan Binyamin Netanyahu'nun yargının yetkilerini kısıtlayan tartışmalı düzenlemesine karşı çıkan on binlerce kişi, gösterilerin 12'nci haftasında yine sokaklara döküldü.

AA
AA
TT

İsrail'de Netanyahu hükümetinin yargı düzenlemesine karşı kitlesel gösteriler 12'nci haftasında

AA
AA

Başbakan Netanyahu öncülüğündeki aşırı sağcı koalisyon hükümetinin yargı düzenlemesine karşı her hafta cumartesi akşamı ülke genelinde gösteri düzenleyen İsrailliler, yine meydanlara indi.
Başbakan Netanyahu, bu hafta Mecliste görüşülmesi beklenen yargı düzenlemesine ilişkin yasa tasarısı konusunda geri adım atmazken ülke genelinde kitlesel protestolar düzenleyen gruplar, tasarıyı "yargıya müdahale" olarak değerlendiriyor.
Başta Tel Aviv olmak üzere Hayfa, Batı Kudüs, Birüssebi ve Netanya gibi kentlerdeki gösterilere on binlerce İsrailli katıldı.
Her hafta olduğu gibi en yoğun katılımlı gösteriye ev sahipliği yapan Tel Aviv’de on binlerce protestocu, Kaplan Caddesi'ndeki Hükümet Kompleksi'nin önünde toplandı.
İsrail’in Kanal 12 Televizyonuna göre, Tel Aviv’deki gösterilere 195 bin kişi katıldı.
Göstericiler, Netanyahu'nun başbakanlığı aleyhinde İngilizce "Suç Bakanı" (Crime Minister) yazılı pankartlar ile koalisyon hükümetindeki aşırı sağcı partileri eleştiren dövizler taşıdı.
Öte yandan eski Başbakan ve şimdiki muhalefet lideri Yair Lapid, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, haftalardır süren gösterilere verdiği desteği yineledi.
Lapid, paylaşımında, "Biz bu ülkede sadece vergi vermek, çocuklarımızı askere göndermek için yaşamıyoruz. Son birkaç ayın büyük karanlığında harika bir şey de oldu: Liberal kamp uyandı." ifadelerini kullandı.
Ülkede maliye ve savunma bakanlıkları görevlerinde bulunan, şimdi muhalefetteki İsrail Evimiz Partisi lideri Avigdor Lieberman da gösterilere Hayfa kentinde katıldı.

Savunma Bakanı Gallant’ın evinin önünde protesto
Yüzlerce protestocu da Savunma Bakanı Yoav Gallant'ın ülkenin kuzeyinde yer alan Amikam'daki evinin önünde toplandı.
Göstericiler, yargı düzenlemesinin durdurulması için geçen hafta yapmayı planladığı konuşmayı Başbakan Netanyahu’nun girişiminin ardından iptal eden Gallant’a tepki gösterdi.

Netanyahu hükümetinin tartışmalı yargı düzenlemesi
İsrail Adalet Bakanı Yariv Levin, 5 Ocak'ta Yüksek Mahkemenin yetkilerini sınırlandıran, yargının, hakimlerin seçimi üzerindeki etkisini azaltan "yargı reformu" planladıklarını açıklamıştı.
Ülkedeki en yüksek yargı mercisi olarak görev yapan İsrail Yüksek Mahkemesi, Meclisin çıkardığı kanunları, anayasa taslağı olarak kabul edilen "temel yasalara" aykırılık gerekçesiyle bozma yetkisine sahip.
Açıklanan yargı düzenlemesi ile Meclisin çıkardığı kanunları bozma yetkisinin Yüksek Mahkemenin elinden alınması bekleniyor.
Bu hafta Mecliste görüşülmesi beklenen yasa tasarısı, hükümetin, Yüksek Mahkeme üyelerinin belirlenmesinde öncelikli söz sahibi olmasını ve böylelikle Yüksek Mahkeme Başkanını belirleyebilmesini öngörüyor.
Hükümetin yargının yetkilerini kısıtlayan ve iktidarın yargı atamalarında söz sahibi olmasını öngören yargı düzenlemesi, İsrail içinde ve uluslararası alanda yargının yetkilerini kısıtladığı gerekçesiyle yoğun şekilde eleştirilmişti.
Netanyahu hükümetinin yargı düzenlemesine karşı kitlesel protestolar, 12 haftadır yüz binlerce kişinin katılımıyla devam ediyor.



İnsani yardım misyonu ilk kez El Faşir'e girdi

El Faşir'den kaçan Sudanlılar, 19 Kasım 2025'te Sudan'ın kuzeyindeki El-Debba şehrinde bulunan "El-Afad" mülteci kampına ulaşmalarının ardından dinleniyorlar (AFP)
El Faşir'den kaçan Sudanlılar, 19 Kasım 2025'te Sudan'ın kuzeyindeki El-Debba şehrinde bulunan "El-Afad" mülteci kampına ulaşmalarının ardından dinleniyorlar (AFP)
TT

İnsani yardım misyonu ilk kez El Faşir'e girdi

El Faşir'den kaçan Sudanlılar, 19 Kasım 2025'te Sudan'ın kuzeyindeki El-Debba şehrinde bulunan "El-Afad" mülteci kampına ulaşmalarının ardından dinleniyorlar (AFP)
El Faşir'den kaçan Sudanlılar, 19 Kasım 2025'te Sudan'ın kuzeyindeki El-Debba şehrinde bulunan "El-Afad" mülteci kampına ulaşmalarının ardından dinleniyorlar (AFP)

Birleşmiş Milletler insani yardım misyonu, Hızlı Destek Kuvvetlerinin (HDK) bir yıldan uzun süren kuşatmanın ardından kontrolü ele geçirdiği ve geride felaket boyutunda bir insani durum bıraktığı Kuzey Darfur eyaletinin başkenti El Faşir'e ilk kez girdi.

Birleşmiş Milletler İnsani İşler Koordinasyon Ofisi (OCHA), El Faşir'e bir değerlendirme heyetinin ulaştığını ve bu adımı şehre insani yardım ulaştırılmasında "sınırlı bir atılımın göstergesi" olarak değerlendirdiğini açıkladı. Heyet, Dünya Gıda Programı'ndan bir delegasyon ve Dünya Sağlık Örgütü'nden bir ekibi de içeriyor.

ABD Başkanı'nın Arap ve Afrika işlerinden sorumlu kıdemli danışmanı Massad Boulos ise El Faşir'e değerlendirme heyetinin gelişini memnuniyetle karşıladı ve "X" platformunda attığı bir tweet'te bu gelişin Amerika Birleşik Devletleri'nin kolaylaştırdığı bir yolla gerçekleştiğini belirtti.


Aralarında Esed rejiminin bazı üyelerinin de bulunduğu beş kişi, Suriye’ye yasa dışı yollarla girmeye çalışırken gözaltına aldı

8 Aralık'ta Deyrizor'da düzenlenen askeri geçit töreni sırasında Suriye birlikleri (X)
8 Aralık'ta Deyrizor'da düzenlenen askeri geçit töreni sırasında Suriye birlikleri (X)
TT

Aralarında Esed rejiminin bazı üyelerinin de bulunduğu beş kişi, Suriye’ye yasa dışı yollarla girmeye çalışırken gözaltına aldı

8 Aralık'ta Deyrizor'da düzenlenen askeri geçit töreni sırasında Suriye birlikleri (X)
8 Aralık'ta Deyrizor'da düzenlenen askeri geçit töreni sırasında Suriye birlikleri (X)

Suriye Arap Haber Ajansı'nın (SANA) haberine göre, Suriye sınır muhafızları Tartus kırsalında Suriye topraklarına yasa dışı yollarla girmeye çalışan beş kişiyi gözaltına aldı.

Savunma Bakanlığı Medya ve İletişim Dairesi dün yaptığı açıklamada, " gözaltına alınanlarla ilgili ilk soruşturmalar, bazılarının eski rejimin unsurları olduğunu gösterdi" diyerek, "gerekli soruşturma ve işlemlerin tamamlanması için yetkili makamlara teslim edileceklerini" belirtti.

sadfgth
Suriye askerleri (AFP)

Ajans, bu operasyonun "vatan güvenliğinin ve topraklarının emniyetinin korunmasını sağlamak amacıyla, ordunun sınırları koruma ve her türlü yasadışı sızma girişimini önleme yönündeki devam eden çabaları çerçevesinde" gerçekleştirildiğini belirtti.


Kürt liderler Türkiye'yi Suriye'ye yönelik politikasını gözden geçirmeye çağırıyor

Halep'teki hareketlilik sırasında SDG mensupları (AFP)
Halep'teki hareketlilik sırasında SDG mensupları (AFP)
TT

Kürt liderler Türkiye'yi Suriye'ye yönelik politikasını gözden geçirmeye çağırıyor

Halep'teki hareketlilik sırasında SDG mensupları (AFP)
Halep'teki hareketlilik sırasında SDG mensupları (AFP)

Kürt liderler, Türkiye'nin Suriye'ye yönelik politikasını ve "Suriye Demokratik Güçleri"ne (SDG) karşı tekrarlanan askeri müdahale tehditlerini eleştirerek, Suriye Kürtlerinin ülkeyi bölmeyi amaçlamadığını vurguladı.

Bu durum, Suriye'deki Kürdistan İşçi Partisi'nin (PKK) bir kolu olarak kabul edilen Kürt Halk Koruma Birimleri (YPG) liderliğindeki SDG ile Şeyh Maksud ve Eşrefiye mahalleleri arasında son haftalarda yaşanan çatışmalarla gerilimin yeniden arttığı bir dönemde ortaya çıkıyor. Ayrıca, SDG'nin 10 Mart'ta Şam ile imzaladığı, Suriye ordusu ve devlet kurumlarına entegrasyonuyla ilgili anlaşmayı uygulamaya koyacağına dair hiçbir işaret de bulunmuyor.

PKK’nın önde gelen liderlerinden ve Kürdistan Topluluklar Birliği (KCK) Yürütme Kurulu üyesi Mustafa Karasu, "Türk devletinin Suriye'ye yaklaşımı yanlıştır. Türkiye Gazze'deki savaşa ve İsrail'in Lübnan ve Suriye'ye yönelik saldırılarına karşı çıkıyor, yani savaşa karşı ve barış istiyor, ancak aynı zamanda SDG entegrasyon anlaşmasını uygulamadığı takdirde Suriye'ye müdahale edeceğini söylüyor... Bu mantık nasıl makul olabilir?" dedi.

Suçlamalar ve uyarılar

Karasu, bugün Türk gazetelerinde de yer alan Kürt medya kuruluşlarına yaptığı açıklamalarda, Türkiye'nin tüm bölgelerde barış istediğini ancak Kürtlere karşı savaş istediğini belirterek, "Kürtler ve Şam hükümeti sorunlarını kendi aralarında görüşüp çözebilirler, çünkü bu iç meseledir ve Kürtler 'Suriye'yi bölelim' demiyor, böyle bir yaklaşım söz konusu değil" diye vurguladı.

PKK liderlerinden Mustafa Karasu (Türk medyası)PKK liderlerinden Mustafa Karasu (Türk medyası)

Türkiye'nin Suriye'ye yönelik, baskı ve tehdit yoluyla adımlarını dayatmaya dayalı politikasını değiştirmesi gerektiğini vurgulayan Karasu, şunları ekledi: “Mesele birden fazla gücün elinde. Evet, farklı güçler söz konusu. Sadece Türkiye ile sınırlı değil; diğer güçler de Suriye'de karışıklık çıkarıyor. Yapılabilecek en iyi şey Suriye'de istikrarı sağlamaktır, ancak istikrar, Şam ile Kuzey ve Doğu Suriye yönetimleri arasında çatışma ve anlaşmazlık çıkararak sağlanamaz.”

Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada, SDG'nin Suriye ordusuna entegrasyonu konusunda anlaşmaya varan Türkiye ve diğer tarafların sabrının tükendiğini belirterek, anlaşmanın uygulanması yönünde herhangi adım atıldığına dair bir işaret olmadığını vurguladı.

El-Şara, 22 Aralık'ta Şam'da Türk heyetiyle yaptığı görüşmede (Türkiye Savunma Bakanlığı - X)El-Şara, 22 Aralık'ta Şam'da Türk heyetiyle yaptığı görüşmede (Türkiye Savunma Bakanlığı - X)

Geçtiğimiz pazartesi günü Şam'da Suriye Dışişleri Bakanı Esad el-Şeybani ve Türk mevkidaşı Hakan Fidan'ın düzenlediği ortak basın toplantısında Ankara ve Şam, SDG'yi lideri Mazlum Abdi ile Cumhurbaşkanı Ahmed el-Şara arasında imzalanan anlaşmanın uygulanmasını geciktirmekle suçladı ve Suriye'nin birliğini ve istikrarını baltalamaya yönelik her türlü girişimi reddettiklerini yineledi.

Fidan, Savunma Bakanı Yaşar Güler ve İstihbarat Başkanı İbrahim Kalın'ın da aralarında bulunduğu bir Türk heyeti Şam'da El-Şara ile görüşmeler yaparken, SDG ateşkes anlaşmasını ihlal ederek Halep'in kuzeyindeki El-Şeyhan ve El-Layramun kavşaklarına yakın noktalara saldırdı. Bu saldırı, Şam ve Ankara'ya yönelik mesaj olarak değerlendirildi.

Halep'te Gerilim artıyor

Dün gece Halep'in kuzeyinde SDG ile Suriye hükümet güçlerine bağlı gruplar arasında çatışmalar yeniden başladı.

 Halep'in Şeyh Maksud mahallesindeki bir kontrol noktasında SDG unsurları (X)Halep'in Şeyh Maksud mahallesindeki bir kontrol noktasında SDG unsurları (X)

SDG'ye bağlı İç Güvenlik Kuvvetleri (Asayiş), hükümete bağlı grupların Şeyh Maksud ve Eşrefiye mahallelerine ağır makineli tüfek ve topçu ateşiyle şiddetli bir saldırı düzenlediğini, Şeyh Maksud kavşağı yakınlarındaki kontrol noktalarından birine iki RPG mermisi isabet ettirdiklerini ve bu saldırıya karşılık verdiklerini açıkladı.

Bu gerilim, SDG ile Şam arasında 10 Mart anlaşmasının uygulanmasına ilişkin müzakereler için bir tehdit oluşturuyor.

Suriye Dışişleri Bakanlığı'ndan bir kaynak, dün resmi haber ajansı SANA'ya verdiği demeçte, SDG liderliğinin entegrasyon ve Suriye'nin birliğiyle ilgili yaptığı açıklamaların pratik adımlara veya net zaman çizelgelerine dönüşmediğini, bu durumun anlaşmaya olan bağlılıklarının ciddiyeti konusunda soru işaretleri yarattığını söyledi.

10 Mart'ta SDG'nin Suriye ordusuna entegrasyonuna ilişkin anlaşmanın imzalanması sırasında El-Şara ve Abdi (EPA)10 Mart'ta SDG'nin Suriye ordusuna entegrasyonuna ilişkin anlaşmanın imzalanması sırasında El-Şara ve Abdi (EPA)

Kaynak, Suriye ordusu çerçevesi dışında, bağımsız liderliğe ve yabancı bağlantılara sahip silahlı grupların varlığının devam etmesinin ulusal egemenliği zayıflattığını ve istikrarı engellediğini vurguladı. Aynı durum, sınır geçişlerinin tek taraflı kontrolü ve bunların pazarlık kozu olarak kullanılması için de geçerlidir.

Geçtiğimiz hafta, Türkiye Savunma Bakanı Yaşar Güler, Türkiye'nin her türlü olasılığa hazır olduğunu belirterek, SDG’den anlaşmanın uygulanması için net bir yol haritası açıklamasını istemişti.

Türk müdahaleleri

Suriye'deki Kürt Demokratik Birlik Partisi başkanlık kurulu üyesi Salih Müslim, Şeyh Maksud ve Eşrefiye mahallelerini kuşatan hükümete bağlı grupların emirleri Şam'dan değil, doğrudan Türkiye'den aldığını belirtti.

Salih Müslim (Suriye Kürt Demokratik Birlik Partisi)Salih Müslim (Suriye Kürt Demokratik Birlik Partisi)

Müslim, Türkiye'nin bu gerilimle Suriye arenasını alevlendirmeyi ve SDG entegrasyon anlaşmasını engellemeyi amaçladığını, Türk politikasının ise "Suriye'deki Kürt ve demokratik iradeyi" kırmayı hedeflediğini iddia etti.

Şeyh Maksud ve Eşrefiye mahallelerinin Genel Konseyi ile Suriye hükümeti arasında 1 Nisan'da imzalanan anlaşmanın, Halep şehrinde birlikte yaşamı pekiştirmeyi ve sivil barışı teşvik etmeyi amaçladığını, iki mahallenin özel statüsünü teyit ettiğini ve Suriye hükümetindeki İçişleri Bakanlığına bağlı İç Güvenlik Güçlerinin (Asayiş) iki mahallenin korunmasından sorumlu olacağını belirtti; ancak "asi" silahlı kişilerin bu anlaşmayı tehlikeye attığını vurguladı.