Lübnan’da telekomünikasyon sektörü çöküşün eşiğinde

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Lübnan’da telekomünikasyon sektörü çöküşün eşiğinde

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Lübnan’daki telekomünikasyon sektörü, çökmekte olan devlet kurumlarının geri kalanı gibi kademeli bir çöküş aşamasına girdi. Tamamen izole hale gelen birkaç bölgede iletişim ve internet hizmetleri durdu. Hizmetlerin durması, ulusal para biriminin ABD doları karşısında değer kaybetmesi nedeniyle düşük maaşlarına itiraz eden Ogero Şirketi çalışanlarının grevi başlatmasından 24 saatten az bir zaman sonra geldi.
Sabit telefon ve internet hizmetlerini sağlayan bazı santrallerde meydana gelen arıza ve bakımsızlık nedeniyle hizmetler kısmi olarak veya tamamen durdu. Bu durum, iki komünikasyon şirketinin Ulaştırma Bakanlığı santrallerinden sağlanan internet hizmetini de etkiledi. Ogero Genel Müdürü Mühendis Imad Kreidieh, durumu ‘sektörü etkileyen eskime ve yıpranma durumuna’ bağladı. Kreidieh Şarku’l Avsat’a “İnternet kesintisi iki ana sebepten kaynaklanıyor. Birincisi geçtiğimiz saatlerde şebekede arızaların meydana gelmesi ve çalışanların grevi sebebiyle tamir edilememesi, ikincisi ise elektriğin olmaması. Zira santraller ya düzeltilemeyen mekanik arızalara maruz kalıyor ya da şu anda mazot sağlanamayan jeneratörler ile çalışıyor” açıklamasında bulundu. Ayrıca “Çalışanlar maaşlarında iyileştirme taleplerinde haklılar. Kurumdaki en yüksek yetkili maaşının 200 doları geçmemesi düşünülemez. Bu maaş sadece ulaşım için bile yeterli değil” ifadelerini kullandı.
Hükümet yarın (Pazartesi) bir toplantı düzenleyecek ve tüm kamu sektörünün durumunu, özellikle de doların değer kaybetmesi nedeniyle eriyen maaşlar ve sosyal yardımlar konusunu ele alacak. Kreidieh, hükümet çalışanların maaşlarına hızlı bir çözüm bulmaz ve sektörün sürekliliği ve gelişimi amacıyla destek için inisiyatif almazsa görevinden istifa etme tehdidinde bulundu. Kreidieh “İstifamın akıbeti hükümetin pazartesi günü alacağı karara bağlı ve ben kurumun çöküşüne ve halkın çektiği çilelere de yalancı bir tanık olmayı kabul etmiyorum” ifadelerini kullandı. Telekomünikasyon sektörünün desteklenmesi ve Lübnan topraklarındaki vatandaşlara ve bölge sakinlerine hizmet sağlama yeteneğine sahip olması çağrısında bulunan Kreidieh, aynı zamanda çalışanların ‘gerilimi yükseltmemelerini ve kısmen de olsa bu hayati tesisi çalıştırmak için işlerine dönmelerini temenni etti.
Ogero çalışanları sendikası, santralleri aksatmayacağını ancak çalışmayı durmuş olan 7 santralde oluşan arızaların giderilmesi için inisiyatif almayacağını açıkladı. İletişim Bakanı Johnny el-Karm, Touch ve Alfa şirketlerinden, çalışmalarına devam edebilmeleri için Ogero şirketinin jeneratörleri için mazot sağlamalarını istedi.
Eski İletişim Bakanı Cemal el-Cerrah, ‘iletişim durumunun kötüleşmesinden ve kuleleri çalışır durumda tutmak için gerekli finansmanı sağlamamaktan’ hükümeti sorumlu tuttu. Cerrah Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, ‘internet kesintisinin, Lübnan’a internet sağlayan Avrupalı ​​şirketlere ücretlerin ödenmemesinden ya da elektrik jeneratörlerini çalıştıran mazotun olmamasından kaynaklandığını’ açıkladı. Sonrasında “Ogero Vakfı, kalıcı elektrik akımı sağlamak için 8 milyon dolarlık bir güneş enerjisi projesi sundu ancak hükümet bu miktarı sağlamadı. Ulaştırma Bakanlığı 5 ay önce uluslararası aramalar karşılığında Avrupalı ​​şirketlerden 26 milyon dolar aldı. Ogero’ya güneş enerjisi projesi için 8 milyon dolar destek verebilirdi ama kimse bu sektörü kurtarmak için iş birliği yapmak istemiyor” dedi.
Geçtiğimiz yıllarda telekomünikasyon sektörü, gerilemeye başlamadan önce her yıl sağladığı büyük gelirler ile devlet hazinesinin en önemli kolunu teşkil ediyordu. Cerrah “Büyük sorun iki yıl önce, artık kurumun taleplerini hızlı bir şekilde karşılayamayan İletişim Bakanlığı hesabının Lübnan Bankası’ndan Maliye Bakanlığı’na devredilmesiyle başladı” ifadelerini kullandı. Sorunun bir kısmının da fiyatların düşük olmasından kaynaklandığını belirtti.
Sürekli yükselen mazot fiyatlarına göre güneş enerjisi sistemi kurma maliyeti daha az kalıyor. Eski Bakan çıkar çatışmasının telekomünikasyon sektöründen büyük karlar elde eden dizel yakıt tüccarları adına güneş enerjisi projesini finanse etmeyi reddetmesinin ardındaki sebep olabileceğini vurguladı.



Irak Güvenlik Konseyi'ne: İsrail çatışmayı genişletmek için iddia ve bahaneler üretiyor

İsrail'in Beyrut'un güney banliyölerine düzenlediği saldırılardan (Reuters)
İsrail'in Beyrut'un güney banliyölerine düzenlediği saldırılardan (Reuters)
TT

Irak Güvenlik Konseyi'ne: İsrail çatışmayı genişletmek için iddia ve bahaneler üretiyor

İsrail'in Beyrut'un güney banliyölerine düzenlediği saldırılardan (Reuters)
İsrail'in Beyrut'un güney banliyölerine düzenlediği saldırılardan (Reuters)

Irak Dışişleri Bakanlığı bugün yaptığı açıklamada, Bağdat'ın BM Güvenlik Konseyi (BMGK), BM Genel Sekreteri, Arap Birliği ve İslam İşbirliği Teşkilatı'na (İİT) İsrail'in “tehditlerine” ilişkin mektuplar gönderdiğini bildirdi.

Irak Haber Ajansı tarafından aktarılan açıklamada, Bağdat'ın İsrail'den “bölgede devam eden şiddeti durdurmasını ve tehditlerine son vermesini” talep ettiği belirtildi.

İsrail'in “çatışmayı genişletmek amacıyla bölgede iddialar ve bahaneler yarattığı” belirtilen açıklamada, Irak'ın Güvenlik Konseyi'ne başvurmasının “Konsey'in uluslararası barış ve güvenliğin korunmasındaki rolünü yerine getirme isteğinden kaynaklandığı” ifade edildi.

Açıklamada ayrıca Irak'ın “hava sahasının komşu bir ülkeyi hedef almak üzere kullanılması konusunda itidalli davranmaya istekli olduğu” vurgulandı.

Irak Dışişleri Bakanı Fuad Hüseyin dün yaptığı açıklamada, Bağdat'ın İsrail'den “açık bir tehdit” aldığını duyurdu. Resmi haber ajansına göre Hüseyin, Kürdistan Bölgesi'nin Duhok kentinde düzenlenen “Amerikan Üniversitesi Forumu” sırasında yaptığı konuşmada, “silahlı kuvvetlerin Irak topraklarından yapılacak herhangi bir saldırıyı önlemek için Başbakan'dan emir aldığını” ve ülkesinin “savaş istemediğini, tehlikeyi ortadan kaldırmaya çalıştığını” vurguladı.

İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Sa'ar daha önce BMGK başkanına bir mektup göndererek, İran yanlısı silahlı grupların Irak'taki faaliyetlerinin ele alınması için derhal harekete geçilmesi çağrısında bulunmuş ve Irak hükümetinin kendi topraklarında ya da topraklarından yapılan her türlü eylemden sorumlu olduğunu söylemişti.