Sudan'ın simgelerinden Hartum Ulu Cami yeniden ibadete açıldı

Fotoğraf: Mahmoud Hjaj/AA
Fotoğraf: Mahmoud Hjaj/AA
TT

Sudan'ın simgelerinden Hartum Ulu Cami yeniden ibadete açıldı

Fotoğraf: Mahmoud Hjaj/AA
Fotoğraf: Mahmoud Hjaj/AA

Afrika ile İslam kültürünün harmanlandığı Doğu Afrika ülkesi Sudan'ın başkenti Hartum'daki en büyük tarihi cami olan Ulu Cami (Mescid-i Kebir), geçen sene başlayan restorasyon çalışmalarının ilk etabının tamamlanmasıyla ziyaretçilerini bekliyor.
Hartum Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Tarık Muhammed Nur, AA muhabirine yaptığı açıklamada, caminin tam olarak ne zaman inşa edildiği ve mimarı hakkında net bilgi bulunmadığını söyledi.
Nur, Mısır Valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa'nın Sudan'ı Osmanlı topraklarına katmasının ardından Hartum'un imarıyla birlikte Ulu Cami'nin de 1830'larda ilk kez inşasına başlandığını tahmin ettiklerini belirtti.
Sudan'daki kısa ömürlü Mehdi Devleti (1885-1899) döneminde başkentin Umdurman kentine taşınmasıyla caminin de kaderine terk edildiğini dile getiren Nur, İngiliz işgali döneminde, kapsamlı şekilde yeniden inşa edilen caminin 1901'de Mısır Hidivi 2. Abbas Hilmi Paşa'nın Sudan ziyaretinde açıldığını ifade etti.
Nur, iç ve dış duvarlarındaki desenler ve süslemelerle dikkati çeken caminin Mısır'daki camilerin tarzına benzediğini söyledi.

- Ulu Cami yeniden ibadete açıldı
Cami, geçen sene başlayan restorasyon çalışmalarının ilk aşaması tamamlandıktan sonra bu ramazan ayına birkaç gün kala yeniden ibadete açıldı.
Hartum Ulu Cami, ramazan ayında namazların yanı sıra iftar, sahur ve dinlenmek için Müslümanların uğrak yerlerinden biri olmayı sürdürüyor.

- Ramazan'da çok amaçlı bir ibadet merkezi
Kavurucu sıcaklardan kaçan Sudanlılar, konumu itibarıyla merkezi bir yerde bulunan camide dinleniyor, bazıları da "kaylule" adı verilen öğlen uykusunu burada geçiriyor.
Caminin içinde ve avlusunda namazlar kılınıp dualar edilirken, halka vaaz ve nasihatte bulunuluyor, mukabelelerle hatimler indiriliyor ve hayırseverlerin ikramlarıyla avlularda iftarlar açılıyor.
Sudanlı Müslümanlar, iftar sonrası gece saatlerine kadar teravih ve sair ibadetlerle ramazanın manevi atmosferini ve ruhunu burada yaşamaya çalışıyor.

- TİKA, 2016'da yenileme desteği sunmuştu
Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA), 2016'da camide ışıklandırma, elektrik ve ses sisteminin yenilenmesi, avizeler eklenmesi konusunda destek sağlamıştı.
Ulu Cami'nin sorumlularından es-Sadık Ebu Muhammed Ahmed, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ramazan ayında camide oruçla ilgili vaazlar verildiğini, teravih ve teheccüd namazlarının kılındığını anlattı.
Hartum Ulu Cami'nde her yıl ramazanda toplu iftarlar verildiğini söyleyen Ahmed, iftarın ardından akşam, yatsı ve teravih namazlarına başlandığını dile getirdi.

- "Cami, ramazanda hayır girişimlerinin merkezlerinden biri"
Ahmed, "Bu mübarek ayda birçok hayırsever camiye gelir. Ayrıca çarşı halkı ve yoldan geçenler, sabahın erken saatlerinden itibaren Kur'an-ı Kerim ve tefsir halkalarına katılmak için camide olurlar. Hartum Ulu Cami, yardımlaşma ilkesini gerçekleştirmek, hayır ve bereket ayı olan ramazanda hayır girişimlerinin merkezlerinden biri." şeklinde konuştu.
Hartum Ulu Cami'nde fıkıh, akait, Arapça, miras ve İslam hukuku gibi çeşitli dersler verildiğini belirten Ahmed, dini dersler ve sohbet halkaları sebebiyle başkentin yanı sıra çevre eyaletlerden de caminin rağbet gördüğünü kaydetti.



Libya Devlet Yüksek Konseyi Başkanı Mişri’ye Zaviye’de tepki

Salih, Libya’nın doğusunda kalan el-Kubbe’deki ofisinde Bathiliy ile bir araya geldi (Salih’in medya ofisi)
Salih, Libya’nın doğusunda kalan el-Kubbe’deki ofisinde Bathiliy ile bir araya geldi (Salih’in medya ofisi)
TT

Libya Devlet Yüksek Konseyi Başkanı Mişri’ye Zaviye’de tepki

Salih, Libya’nın doğusunda kalan el-Kubbe’deki ofisinde Bathiliy ile bir araya geldi (Salih’in medya ofisi)
Salih, Libya’nın doğusunda kalan el-Kubbe’deki ofisinde Bathiliy ile bir araya geldi (Salih’in medya ofisi)

Abdulhamid ed-Dibeybe liderliğindeki Libya Geçici Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) tarafından ez-Zaviye şehrinde ‘kaçakçıların’ bulunduğu yerlere yapılan hava saldırıları neticesinde Batı, Libya’daki bölünmenin gittikçe derinleşmesinden endişe duyarken, özellikle Devlet Yüksek Konseyi (DYK) Başkanı Halid el-Mişri’nin bir Zaviye toplantısından çıkarılmasının ardından Batı Libya’da gerilim ve kutuplaşma artıyor.

Geçen haftanın başından beri başkent Trablus’taki yürütme organı, gergin durumu takip etmek için güvenlik liderleriyle toplantılar yapıyor. En son çarşamba akşamı Dibeybe, kuvvetlerinin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Muhammed el-Haddad, Batı Kıyısı Askeri Bölge Komutanı, Operasyonlar Odası Başkanı ve Deniz Kuvvetleri Genelkurmay Başkanı ile bir araya geldi.

Dibeybe Trablus’ta güvenlik güçlerinin komutanları ile bir araya geldi (Hukumetina (Hükümetimiz) platformu)
Dibeybe Trablus’ta güvenlik güçlerinin komutanları ile bir araya geldi (Hukumetina (Hükümetimiz) platformu)

Dibeybe’nin medya ofisi, toplantının ‘Libya ordusunun suç çeteleri, uyuşturucu ve silah ticareti, insan kaçakçılığı ve yurtdışına akaryakıt kaçakçılığıyla mücadele etmek için ülkenin batısındaki bölgelerde yürüttüğü güvenlik operasyonunun gidişatını takip etme’ amacıyla yapıldığını bildirdi.

Savunma Bakanı görevini de üstlenen Dibeybe ‘hava saldırılarının, kendisine verilen görevleri yerine getiren Hava Kuvvetleri tarafından üstlenilen titiz profesyonel kurallara bağlılığına ve hedefleri belirlemede askeri unsurların ve istihbarat teşkilatlarının geri kalanıyla koordinasyon içinde olunmasına’ övgüde bulundu.

Haddad, ‘ordu güçlerinin vatandaşların güvenliğini korumak ve ülkeyi silahlı ve organize suç çetelerinden temizlemek için her zaman görevini yapmaya hazır olduğunu’ vurguladı.

Toplantıya aynı zamanda Elektronik Havacılık Otoritesi, Batı Bölgesi İstihbaratı ve Genelkurmay Başkanlığı tarafından Ortak Operasyonlar Odası’nda Batı bölgesinin güvenlik planını geliştirmekle görevlendirilen güvenlik komitesinin başkanları da katıldı. Toplantıda gerçekleştirilen hava saldırılarının bir sunumu yapıldı ve saldırıların ayrıntılarının yanı sıra gerçekleştirilen hedeflere değinildi.

Dibeybe’nin ofisine göre toplantıda ayrıca güvenlik operasyonlarının geliştirilen plana göre önümüzdeki aşamalarda devam etmesinin takibi ele alındı ​​ve bunların ‘istenen hedeflere ulaşana kadar devam edecekleri’ vurgulandı.

Fotoğraf altı: Mişri’nin Zaviye şehrinde öfkeli insanlar tarafından kovulmadan önceki gergin halinin kameralara yansıması (Sosyal medyada dolaşan bir videonun karesi)
Mişri’nin Zaviye şehrinde öfkeli insanlar tarafından kovulmadan önceki gergin halinin kameralara yansıması (Sosyal medyada dolaşan bir videonun karesi)

Dibeybe hükümetinin Savunma Bakanlığı’na bağlı uçaklar tarafından gerçekleştirilen hava saldırıları ile ilişkili olarak çarşamba akşamı Zaviye kentinde yapılan bir toplantıya katılanlar toplantıda DYK Başkanı Mişri’yi kovdular.

Sosyal medyada dolaşan bir videoda bir grup öfkeli Libyalının, Dibeybe hükümetinin ‘kaçakçıların inlerine’ yaptığını söylediği askeri operasyona karşı Mişri’nin takındığı tavıra itiraz ettiği görüldü.

Mişri Batı Libya’nın sahil şehirlerindeki hükümetin yürüttüğü operasyona yönelik duruşunu haklı çıkarmak için çaba sarf etse de kendisine karşı çıkanların sesleri yükseldi ve salondan ayrılmasını isteyerek “Defol, defol” diye bağırdılar.

Böyle Mişri, kendi şehri Zaviye’den ikinci kez kovulmuş oldu. Daha önce 17 Şubat Devrimi’nin 11. yılını kutlayanlar, Meclis’te onaylanan anayasa değişikliğindeki tutumu nedeniyle Mişri’yi yine kovmuşlardı.

Şarku’l Avsat’ın Fransız gazetesi Le Monde’dan aktardığı habere göre gazetenin başkent içindeki bölünmeleri yeniden alevlendiren ‘tehlikeli bir gelişme’ olarak nitelendirdiği hava saldırılarının ardından Mişri, Dibeybe’yi ‘suçla mücadele kisvesi altında farklı siyasi taraflarla politik hesaplaşmalarını görmek için insansız hava araçlarını (İHA) kullanmakla’ suçlamıştı. Daha sonra Genelkurmay Başkanlığı ve Başsavcı ile koordinasyon içinde suç ve kaçakçılıkla mücadele dosyasının liderliğini üstlendiği, bu dosyayı yönettiği ve bunun başbakan tarafından siyasi olarak kullanılmasına engel olduğu için Başkanlık Konseyi’ne teşekkür etmişti.

Zaviye Üniversitesi Eğitim ve Dil fakültelerinden bir grup kız öğrenci, fakülteleri önünde toplanarak ‘suç ve kaçakçılığa hayır’ sloganları atıp Libya Hava Kuvvetleri’nin batı bölgesinde yürüttüğü operasyonlara desteklerini gösterdiler.

Fotoğraf altı: Menfi, Bathiliy'i Trablus'taki Başkanlık Konseyi merkezinde kabul etti (Başkanlık konseyi)
Menfi, Bathiliy'i Trablus'taki Başkanlık Konseyi merkezinde kabul etti (Başkanlık konseyi)

BM Libya Özel Temsilcisi Abdullah Bathiliy dün Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi’ye mevcut durumun öncelikleri konusunda Libyalı önemli taraflarla yaptığı görüşmeler hakkında bilgi verdi. Menfi’nin medya ofisi, toplantıda, bu yıl herkes için ‘bağımsız, şeffaf ve kapsayıcı’ bir seçimin yapılmasını sağlayacak seçim yasalarını hazırlamak ve tamamlamak için 6+6 Komitesi’nin çalışmalarındaki gelişmelerin tartışıldığını söyledi.

Temsilciler Meclisi Başkanı Akile Salih ve Bathiliy yaptıkları görüşmede, başta siyasi gelişmeler olmak üzere ülkede yaşananları ‘her düzeyde’ ele aldılar ve seçim yasalarını hazırlamaktan sorumlu 6+6 Komitesi’nin görevini yerine getirmesi için desteklenmesini görüştüler.

Çarşamba akşamı Libya’nın doğusundaki Kubbe şehrinde düzenlenen toplantıda, ‘Libya’daki çözümün, bu aşamayı sonlandıracak seçimlerin yapılmasından geçtiği’ vurgulandı. Salih Libya halkının iradesinin gerçekleşmesi için seçimlerin yapılmasını sağlayacak ‘tek’ bir hükümetin kurulmasının gerekliliğini vurguladı. Bathiliy ise “Temsilciler Meclisi Başkanı’nı, komite üyelerini tartışmalarını Libyalılarla sınırlı tutmaya ve şeffaflık ve saygının bir işareti olarak vardıkları sonucu Libya topraklarında kamuoyuna açıklamaya teşvik etmeye çağırdım” ifadelerini kullandı.

Fotoğraf altı: Kuzeybatı Libya’da savaştan kalan bir füze bulundu (Beni Valid Ulusal Güvenlik Kurumu)
Kuzeybatı Libya’da savaştan kalan bir füze bulundu (Beni Valid Ulusal Güvenlik Kurumu)

Öte yandan Beni Velid (kuzeybatı Libya) kentindeki Ulusal Güvenlik Kurumu, çalışma ekiplerinden birini, eski kale binasında savaş kalıntıları bulan bir vatandaşın ihbarıyla ilgilenmesi için yönlendirdiğini duyurdu. Kurum, ekibin kalenin içinde bulunan 500 kilogramlık patlamamış bir uçak füzesini kaldırmayı başardığını belirtti.


Lübnan’da 5 kişi 1 UNIFIL askerini öldürmekten yargılanıyor

Geçtiğimiz Ocak ayında meydana gelen kaza mahallinde uluslararası güç unsurları (AFP)
Geçtiğimiz Ocak ayında meydana gelen kaza mahallinde uluslararası güç unsurları (AFP)
TT

Lübnan’da 5 kişi 1 UNIFIL askerini öldürmekten yargılanıyor

Geçtiğimiz Ocak ayında meydana gelen kaza mahallinde uluslararası güç unsurları (AFP)
Geçtiğimiz Ocak ayında meydana gelen kaza mahallinde uluslararası güç unsurları (AFP)

Lübnan askeri yargı, 14 Ocak'ta Lübnan'ın güneyinde konuşlu Birleşmiş Milletler Geçici Barış Gücü (UNIFIL) bünyesinde faaliyet gösteren İrlanda taburunun devriyesine düzenlenen saldırının koşullarını açıkladı. Saldırı sebebiyle bir İrlanda askeri ölürken, 3 asker de yaralanmıştı. Askeri Savcı Fadi Savan, davadaki tek tutuklu Muhammed Ayyad ve adaletten kaçan Ali Halife, Ali Selman, Hüseyin Selman ve Mustafa Selman’ı İrlandalı bir askeri kasten öldürmekten suçluyor. Olaya karışan diğer kişilerin kimliğini ortaya çıkarmak, onları tutuklamak ve adalete teslim etmek için araştırma ve soruşturmalar devam ediyor.

Savan tarafından hazırlanan iddianamede, bahsi geçen Hizbullah üyesi sanıkları ‘şer örgütü oluşturmak ve bir suç projesi uygulamakla’ suçlandı. İddianameye göre, tutuklanan Muhammed Ayyad ve adaletten kaçan dört kişinin eylemleri, Lübnan Ceza Kanunu’nun 549. maddesinin beşinci fıkrası kapsamına giriyor. Bu maddede, “Bir memura karşı, görevinin ifası sırasında veya görevinden dolayı suç işlenirse, bunun cezası ölümdür” ifadeleri yer alıyor.30 sayfalık mahkeme kararında, söz konusu kişiler ‘kasten öldürmekle’ suçlandı.

Lübnan hükümeti ile Birleşmiş Milletler arasında imzalanan anlaşmanın 45. Maddesi, UNIFIL kuvvetlerine veya onun unsurlarından birine karşı işlenen suçların, yerel kuvvetlere karşı işlenen suçlar için geçerli olan aynı metne tabi olduğunu ortaya koyuyor.

Askeri mahkemeden bir adli kaynak 30 sayfalık iddianamenin, tanık ifadeleri ve İrlanda devriyesinin pusu alanı civarında yakalanan güvenlik kameralarının ses ve video kayıtları da dahil olmak üzere soruşturma yargıcının güvendiği tüm kanıtları içerdiğini söyledi. Kaynak, kayıtların içeriğinin saldırıya uğrayan devriyenin dört bir yandan kuşatıldığını, silahlı kişilerce saldırıya uğradığını ve  birinin devriyeye bağırarak “Biz Hizbullah’tanız” dediğini açıkça ortaya koyduğunu aktardı.

Şarku’l Avsat’a konuşan kaynak, kazanın önceden tasarlanarak planlanmış olmadığını, ani bir sonuçla geliştiğini ve devriyenin halka açık bir yoldan ayrılması sonucunda meydana geldiğini aktardı. Ayrıca, Savan’ın savcılığın iddiasını kasten öldürme suçuyla değiştirdiğini ifade etti. Kaynak, kararda UNIFIL devriyesinin Akabiye beldesinden Beyrut’a doğru yol alırken, yolunu kaybettiğini, güneyde bir tali yola girdiğini ve her yönden sivil arabalarla çevrili olduğunu bildirerek, kısa süre sonra silahlı adamların gelerek zırhlı aracın kapısını yumruklamaya başladığını söyledi. Kaynak, iddianamede silahlı adamların araçtaki teçhizatı ele geçirmeyi başardığını ve bu esnada devriye unsurlarından birinin devriyeyi bitirdikleri sırada bir aracın kendilerine kasten çarparak o sırada silahlı kişilerin ateş açmaya başladığını söylediğini aktardı.

İddianamede, Hizbullah üyeleri ‘şer örgütü oluşturmak ve bir suç projesi uygulamakla’ suçlandı.

Şarku’l Avsat’a konuşan adli kaynağa göre karar, saldırıya uğrayan araçla birlikte İrlanda taburuna ait ikinci bir aracı etkileyen başka bir saldırıyla ilgili.


İran’dan Kahire’ye uçuşlar için siyasi adımlar atılması bekleniyor

Kahire Uluslararası Havalimanı. (Havalimanı web sitesi)
Kahire Uluslararası Havalimanı. (Havalimanı web sitesi)
TT

İran’dan Kahire’ye uçuşlar için siyasi adımlar atılması bekleniyor

Kahire Uluslararası Havalimanı. (Havalimanı web sitesi)
Kahire Uluslararası Havalimanı. (Havalimanı web sitesi)

İran’ın Kahire’deki çıkarlarını korumak için çalışan ofisinden dün yapılan açıklamada, İran Havayolları’nın Mısır makamlarından Kahire’ye uçuş yapmak için izin başvurusunda bulunacağı bildirildi. Bu açıklama, geçtiğimiz günlerde İran’ın Mısır’la diplomatik ilişkileri yeniden kurmasına ilişkin duyurusu ile eş zamanlı gerçekleşti. Kahire ise bu yakınlaşmaya karşı sessiz kalmıştı.

İran Sivil Havacılık Örgütü Başkanı Muhammed Bahş, Tahran’ın İran ile Mısır arasında doğrudan uçuş yapmaya hazır olduğunu doğruladı. İran medyasının aktardığına göre Bahş, Tahran ile Kahire arasındaki uçuşlarda herhangi bir kısıtlama olmadığını belirterek İran havacılık filosunun uçuşa hazır olduğunu vurguladı.

Mısır makamları tarafından resmi bir pozisyon verilmemiş olsa da Sivil Havacılık alanında bilgil sahibi kaynaklar, bu konuda henüz resmi bir talebin olmadığını aktardı. Bir süredir faaliyetini durduran yeni havayolları açma veya rotalara devam etme taleplerinin teknik ve diğer bazı başlıklara tabi olduğunu belirtti.

Şarku’l Avsat’a şartlar konusunda açıklamalarda bulunan kaynaklar, havayollarının Mısır - İran destinasyonunun operasyonunun teknik hususlardan çok siyasi başlıklarla ilgili olabileceğine ve siyasi bir adımlar gerektirdiğine dikkat çekti.

Daha önce bir İran Hükümet Sözcüsü, İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi’nin Dışişleri Bakanlığı’na Mısır’la ilişkileri güçlendirmek için gerekli önlemleri alması talimatını verdiğini ve İran Dini Lideri Ali Hamaney’in ilişkilerin yeniden başlamasını memnuniyetle karşıladığını söyledi. Bu açıklamalar, İran’ın başkenti Tahran’da Umman Sultanı Heysem bin Tarık’ın son resepsiyonunda geldi.

Hamaney, ülkesinin iyi komşuluk politikalarını genişletme ve İslam ülkelerinin tüm bölge halklarına fayda sağlama enerjilerini ve potansiyelini kullanma çerçevesinde Kahire ile ilişkilerini tam olarak yeniden tesis etmede hiçbir sorunu olmadığını söyledi.

İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, Tahran ve Kahire’deki iki ülkenin çıkarlarını gözetme ofisleri aracılığıyla iki taraf arasında doğrudan iletişim için resmi bir kanal olduğunu da doğruladı.

Mısırlı kaynak, Mısır ile başka herhangi bir ülke arasında uçuş yapmaya başlamanın en az dört ay sürdüğünü belirterek bu konuda karar alınmasının önemini vurguladı.

Teknik boyutun, fizibilite çalışmaları ve yolcu sayılarının tahminlerine dayanarak bazı uçuşların yeniden planlanması, uygun uçak ve mürettebatın sağlanmasını gerektirdiğini kaydetti.

Kaynak, önceki tahminlere dayanarak İran ile Mısır arasında düzenli uçuşların başlatılmasına talep bulunacağını  söyledi ve uçakların doluluk oranının en az yüzde 80 az olmayacağı tahmininde bulundu.

Kaynak, uçuşların gerçekleştirileceği şehirlerde vize işlemlerinin kontrollere bağlı olduğunun altını çizdi.

Mısır hükümeti geçtiğimiz mart ayında İranlı turistlerin ülkeye girişini kolaylaştırma kararı da dahil olmak üzere yabancı turistlerin hareketini kolaylaştıracak bir paketi onayladı.

Mısır Turizm ve Eski Eserler Bakanı Ahmed İsa düzenlediği basın toplantısında, İranlı turistlerin Güney Sina’daki havaalanlarına vardıklarında belirli kontrol ve koşullar dahilinde vize alacaklarını bildirdi.

Koşullar, Mısır tarafı ile seyahatleri önceden koordine eden şirketler aracılığıyla, İranlı turistler için vize almayı içeriyordu.

İsa, İranlıların başta Şarm eş-Şeyh olmak üzere birçok turistik destinasyonun bulunduğu Güney Sina’ya giriş vizeleriyle ilgili olarak şunları söyledi:

“İlk adım olarak Güney Sina’ya girişi değerlendireceğiz ve buna dayanarak diğer destinasyonlara izin verilip verilmeyeceğini belirleyeceğiz.”

İran, Mısır Turizm Bakanı’nın açıklamalarını memnuniyetle karşıladı. İranlıların ziyaret etmelerine izin vererek Mısır’a turistik geziler düzenlemeye hazır olduğu açıklandı. Ancak İran Kültür Mirası ve Turizm Bakanı İzzetullah Dargami bu ayın başlarında, “İran’dan Mısır’a toplu turistik gezi yok” açıklamasında bulundu.

Genel olarak Mısır ile İran arasındaki ilişkiler son yıllarda gerginliklere sahne oldu. Ancak iki ülke diplomatik temaslarını en azından ofisleri aracılığıyla sürdürdü.

İran ile Mısır arasındaki ilişkiler, İsrail ile bir barış anlaşması imzaladıktan sonra resmi olarak koptu. İranlı yetkililer, merhum Mısır Cumhurbaşkanı Enver Sedat’ı başkent Tahran’da bir sokakta öldürmekle suçlananlardan birinin adını verdi.

Eski İran Cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi, 2003 yılında Cenevre’deki Bilgi Toplumu Zirvesi oturum aralarında eski Mısır Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek ile bir araya gelmişti. Mübarek rejiminin ayrılmasının ardından eski İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedi Necad, İslam Zirvesi’ne katılmak üzere 2013 yılında Kahire’yi ziyaret etmişti.

2011-2013 döneminde İran’dan turistik uçuş alma girişimlerine Mısır’daki etkili selefi partiler ve o dönemdeki akımlar şiddetle karşı çıkmış ve bu da sürecin tamamlanmasını engellemişti.


Sudan’da çatışmalar sürerken, ordu başkente takviye kuvvetler getirdi

1 Haziran 2023’te Hartum’un güneyindeki bölgedeki bir binanın duvarında oluşan kurşun delikleri (AFP)
1 Haziran 2023’te Hartum’un güneyindeki bölgedeki bir binanın duvarında oluşan kurşun delikleri (AFP)
TT

Sudan’da çatışmalar sürerken, ordu başkente takviye kuvvetler getirdi

1 Haziran 2023’te Hartum’un güneyindeki bölgedeki bir binanın duvarında oluşan kurşun delikleri (AFP)
1 Haziran 2023’te Hartum’un güneyindeki bölgedeki bir binanın duvarında oluşan kurşun delikleri (AFP)

Sudan’ın başkenti Hartum’a takviye kuvvet getiren Sudan ordusu ile Hızlı Destek Kuvvetleri arasındaki ateşkesin bitmesinin ardından çatışmaların yoğunlaştı ve şehirde topçu atışlarının sesleri yankılandı.

Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığı habere göre, görgü tanıkları, Omdurman banliyösünde Radyo ve Televizyon binasının yakınında top atışları duyduklarını bildirdi.

Hartum ve Sudan’ın diğer bölgeleri, 15 Nisan’dan bu yana Orgeneral Abdulfettah Burhan liderliğindeki ordu ile Hamideti olarak bilinen Muhammed Hamdan Daklu liderliğindeki Hızlı Destek Kuvvetleri arasında şiddetli çatışmalara tanık oluyor.

Birleşmiş Milletler (BM), çatışmalar nedeniyle 1,2 milyondan fazla insanın ülke içinde yerinden edildiğini ve yarım milyondan fazla insanın yurt dışına sığındığını bildirirken, bin 800’den fazla kişi de öldü.

İki taraf, en son Suudi Arabistan ve ABD’nin arabuluculuğunda Cidde şehrinde yapılan görüşmelerde birden fazla ateşkes anlaşmasına vardı.

Ancak ateşkes her seferinde hızla bozuldu ve özellikle Hartum ve ülkenin batısındaki Darfur bölgesinde çatışmalar yeniden başladı.

FOTO: 2 Mayıs 2023’te Sudan’ın başkenti Hartum’daki krizin ardından tahliye edilen Sudanlı bir kız (Reuters)
2 Mayıs 2023’te Sudan’ın başkenti Hartum’daki krizin ardından tahliye edilen Sudanlı bir kız (Reuters)

Ordu tarafından bugün yapılan açıklamada, şiddetin daha da artma olasılığını düşündüren bir adımla, Hartum’un merkezindeki operasyonlara katılmak üzere takviye kuvvetler getirdiğini duyurdu.

Hartum merkezli Confluence Danışma Merkezi’nden Sudanlı analist Kholood Khair, “Ordu yakında Hızlı Destek Kuvvetleri’ne karşı büyük bir saldırı başlatmayı planlıyor ve bu nedenle Cidde’deki müzakerelerden çekildi” dedi.

Ordu Çarşamba günü yaptığı açıklamada, Hızlı Destek Kuvvetleri’nin ateşkese uymaması ve hastaneler ile sakinlerin evlerinden çekilmekle ilgili yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle müzakerelere katılımın askıya alındığını bildirdi.

Washington, Cidde’deki müzakereler ve ateşkesin çökmesinden çatışmanın iki tarafını sorumlu tuttuktan sonra, Perşembe günü şirketlere yaptırımlar ve çatışmanın iki tarafıyla bağlantılı yetkililerin giriş vizelerine kısıtlamalar getirdi.

ABD’nin yaptırımları, Hızlı Destek Kuvvetleri’ne bağlı bir altın madenciliği şirketi olan Al Junaid ve paramiliter gruba ekipman temin eden Tradive General Trading’in yanı sıra orduyu destekleyen Sudan Master Technology ile Defense Industry System adlı şirketi de hedef aldı.

Analistler, ülkeyi 30 yıl yöneten eski Devlet Başkanı Ömer El Beşir döneminde uygulanan uluslararası yaptırımlara karşı olduğu gibi, ABD yaptırımlarının uygulanabilirliğini sorguluyor.

Müzakere öncesi kazanımlar

Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, “Şiddeti sürdüren aktörlere karşı ekonomik yaptırımlar uygulayarak ve vize kısıtlamaları getirerek konuyu takip ediyoruz” dedi.

Sullivan dün düzenlediği basın toplantısında, son zamanlarda ateşkesin ihlali edilmesinin çatışmanın uzun süreceği ve Sudan halkı için büyük bir acıya neden olacağına ilişkin endişelerinin artırdığını vurguladı.

FOTO: ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, Washington’da düzenlediği basın toplantısında (Reuters)

ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, Washington’da düzenlediği basın toplantısında (Reuters)
ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, Washington’da düzenlediği basın toplantısında (Reuters)

Analist Kholood Khair, “Ordu, müzakere masasındaki konumunu iyileştirmek amacıyla gelecekteki herhangi bir müzakereyi taahhüt etmeden önce bazı askeri kazanımlar elde etmek istiyor” yorumunda bulundu.

Ordu, Cidde müzakerelerine katılımını askıya aldığını açıkladıktan kısa bir süre sonra, Çarşamba günü Hartum’un güneyindeki Hızlı Destek Kuvvetleri’nin mevzilerini top atışlarıyla hedef aldı.

Cidde görüşmeleri, sivillerin savaş bölgelerini terk etmelerine ve insani yardım ulaştırmalarına olanak tanıyan güvenli geçişler sağlamayı amaçlıyordu.

Bununla birlikte, insani yardım çalışmaları, güvenli geçişlerin olmaması ve hava yoluyla gelen yardımın gümrükte engellenmesi gibi birçok zorlukla karşı karşıya.

Özellikle uluslararası yardım kuruluşlarının merkez ve depolarına yönelik yağma ve hırsızlıklar devam ediyor.

Dünya Gıda Programı İcra Direktörü dün yaptığı açıklamada, “Depolarımız saldırıya uğradı ve 4,4 milyon insanın yiyeceği risk altında” dedi.

BM’ye göre, Sudan’da hastanelerin dörtte üçü hizmet dışı kalırken, 25 milyon insan (nüfusun yarısından fazlası) insani yardıma ihtiyaç duyuyor.

BM, ihtiyaç duyduğu 2,6 milyar doların yalnızca yüzde 13’ünü elde ettiğini bildirdi.


Batı Şeria’da bir yerleşim birimi yakınında Filistinli bir bebek ve babasına ateş açıldı

Batı Şeria’daki bir köye konuşlanan İsrail askerleri (AP)
Batı Şeria’daki bir köye konuşlanan İsrail askerleri (AP)
TT

Batı Şeria’da bir yerleşim birimi yakınında Filistinli bir bebek ve babasına ateş açıldı

Batı Şeria’daki bir köye konuşlanan İsrail askerleri (AP)
Batı Şeria’daki bir köye konuşlanan İsrail askerleri (AP)

Batı Şeria'daki bir İsrail yerleşiminin yakınında açılan ateş sonucu Filistinli 3 yaşındaki bir bebek ve babası ağır yaralandı.

Şarku’l Avsat’ın DPA’dan aktardığı habere göre, İsrail ambulans servisi yaralılarının durumunun kritik olduğunu bildirdi. Filistin haber kaynakları, olayın yaşandığı sırada baba ve oğulun arabadan olduğunu aktardı.

İsrail ordusu, yalnızca askeri bir noktanın yakınında ateş edildiğini doğruladı. Kimin ateş ettiği ise belli değil.

İsrail ve Filistin topraklarındaki güvenlik durumu, Batı Şeria'da Filistinliler ile İsrail ordusu arasında sık sık yaşanan çatışmalar nedeniyle aylardır çok gergin.

İsrail ordusu, bir dizi saldırıdan bu yana daha fazla baskın düzenliyor. Yıl başından bu yana İsrail askeri operasyonlarında, çatışmalarında veya kendi taraflarına yönelik saldırılarda 118 Filistinlinin öldürülürken, biri İtalyan ve Ukraynalı olmak üzere 18 İsrailli hayatını kaybetti.


Lübnan Maruni Patriği Cumhurbaşkanlığı krizinin çözümünde ilerleme kaydetti

Lübnan Katolik Doğu Kilisesi Maruni Patriği Beşara Butros er-Rai’nin Lübnan Basın Sendikası heyetiyle görüşmesinden (Şarku’l Avsat)
Lübnan Katolik Doğu Kilisesi Maruni Patriği Beşara Butros er-Rai’nin Lübnan Basın Sendikası heyetiyle görüşmesinden (Şarku’l Avsat)
TT

Lübnan Maruni Patriği Cumhurbaşkanlığı krizinin çözümünde ilerleme kaydetti

Lübnan Katolik Doğu Kilisesi Maruni Patriği Beşara Butros er-Rai’nin Lübnan Basın Sendikası heyetiyle görüşmesinden (Şarku’l Avsat)
Lübnan Katolik Doğu Kilisesi Maruni Patriği Beşara Butros er-Rai’nin Lübnan Basın Sendikası heyetiyle görüşmesinden (Şarku’l Avsat)

Lübnan Katolik Doğu Kilisesi Maruni Patriği Beşara Butros er-Rai, tüm siyasi taraflarla iletişim kurmaya başlama hamlesinin, ülkedeki Hristiyan partilerin Cihad Azur ismi üzerinde fikir birliğine ulaşmasının ardından geldiğini söyledi. Geçtiğimiz günlerde Vatikan ve Fransa’ya yaptığı ziyarette, Hristiyanların fikir birliğinden memnun olduğunu ve bu çerçevede (Şii) Hizbullah dahil tüm taraflarla iletişime geçme çalışmalarına başlayacağını açıkladı.

Şarku’l Avsat’ın yerel kaynaklardan edindiği bilgilere göre Rai, Hristiyan partilerin bir aday üzerinde anlaşmasına övgüde bulunarak, bu adımı desteklemeye çağırdı. Patrik Rai, kendisini Bkerki Patrikhanesi’ni ziyaret eden Basın Sendikası heyetine, Vatikan ve Fransa’daki gezisi sırasında, bir isim konusunda Hristiyanlar arasında fikir birliğinin sağlanmasından memnun olduğunu söyledi. Seçimleri kazanmak ve Lübnan’ın yaşadığı Cumhurbaşkanlığı boşluğu krizini çözmek için çalışma sözü verdi.

Rai, Vatikan ve Fransa ziyaretini ‘çok başarılı’ olarak nitelendirirken, iki ülkenin bileşenlerin geri kalanıyla dahili olarak çalışmak istediklerini ve “Hizbullah dahil istisnasız herkesle konuşacağız, hamlemiz bugünden başlayacak” dedi. Bu bağlamda Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri ile iletişiminin hiç kesilmediğini belirtti.

Cumhurbaşkanlığının yetkilerine ilişkin olarak, “Cumhurbaşkanlığı boşluğu başlar başlamaz tüm devlet kurumları sekteye uğradı. Milletvekillerine her zaman görevlerini yerine getirmeleri ve bir cumhurbaşkanı seçmeleri çağrısında bulundum zira yaşadığımız kaos kabul edilemez” dedi.

Lübnan konusunda uluslararası bir konferans düzenleme çağrısı hakkında, “Uluslararası bir konferans çağrısında bulunmadım, ancak işler ters giderse, o zaman konferansın düzenlenmesi, Taif Anlaşması’nın ve uluslararası kararların uygulanması, Filistinli ve Suriyeli mülteciler sorununa bir çözümün tartışılması çağrısında bulunacağım” açıklamasında bulundu. Lübnan’ın yapısı itibariyle tarafsız bir ülke olduğunu ve öyle kalması gerektiğini vurguladı.


Lübnan muhalefeti, cumhurbaşkanını seçmek için Berri’ye oturum düzenleme baskısı uyguluyor

Eski Bakan Cihad Azur
Eski Bakan Cihad Azur
TT

Lübnan muhalefeti, cumhurbaşkanını seçmek için Berri’ye oturum düzenleme baskısı uyguluyor

Eski Bakan Cihad Azur
Eski Bakan Cihad Azur

Muhalefet partilerinin çoğu, Marada Hareketi lideri Süleyman Franciyye’nin cumhurbaşkanlığı adaylığına karşı çıkarken, pozisyonlarını eski bakan Cihad Azur’u destekleme yönünde belirlediler. Bugünse çatışmaları başka bir aşamaya taşındı. Öyle ki Temsilciler Meclisi Başkanı Nebih Berri’ye bir an önce bir cumhurbaşkanının seçileceği bir oturum çağrısı yapması için baskı yapılıyor.

Yeni oturum çağrısını geciktirme sorumluluğunun, çeşitli taraflardan siyasi partilerin ortaya koyduğu pozisyonlar aracılığıyla paylaşıldığı açık görünüyor.

Bu nedenle muhalefet, saflarını ve tutumlarını düzenlemeye çalışıyor. Öyle ki Azur’u cumhurbaşkanlığına aday gösterme konusunda uzlaşı sağladıktan sonra bu aşamadaki savaşı, parlamento oturumu çağrısı yapmak için baskı oluşturmayı hedefliyor.

İki gün önce Özgür Yurtsever Hareket, ‘cumhurbaşkanlığı için bir aday üzerinde muhalefetle mutabakat açısından blok başkanının izlediği yolu’ açıkladı. Ancak buna rağmen Azur isminde uzlaşmaya karşı Yurtsever Hareket içerisinden itiraz sesleri yükseldi. Ayrıca 1 Haziran’da muhalefet partilerinin temsilcilerinin Azur’a destek vermek için bir araya geldiği toplantıya Özgür Yurtsever Hareket temsilcilerinin katılmaması dikkat çekiciydi.

Muhalefet, yaptığı açıklamada cumhurbaşkanlığı anlaşmasının belirginleşmesine olanak tanıyacak uygun mekanizmaları ortaya koymak için bir toplantı düzenlediğini açıkladı. Toplantı Lübnan Kuvvetleri Partisi, Lübnan Ketaib Partisi, Yenilenme Bloku ve Değişim Bloku temsilcilerini içeriyordu. Bu çerçevede muhalefet, “Muhalif ve değişim yaratan parlamenter güçler, Lübnanlıları teslim olmak ile boşluk arasında bir seçim yapma mantığıyla yüzleştirmek için çabalar sarf ediyor. Bu çerçevede Güçlü Cumhuriyet Bloğu, Ketaib, Yenilenme Bloğu ve Değişim Bloğu temsilcileri, kendileri ve diğer bloklar arasında bir cumhurbaşkanlığı anlaşmasının belirginleşmesine olanak tanıyacak uygun mekanizmalar belirlemek için bir toplantı yaptılar” diyerek, toplantıda ‘cumhurbaşkanlığı boşluğunu sona erdirmek ve Lübnan’ı içinde bulunduğu krizden kurtarmak için bu kesişme gerçekleştiğinde nasıl desteklenebileceği’ konusunun ele alındığını söyledi.

Edinilen bilgilere göre muhalefet, toplu olarak Azur konusunda anlaşmaya vardığını ilan edecek. Bu çerçevede Lübnan Kuvvetleri Partisi kaynakları, Şarku’l Avsat’a yaptıkları açıklamada “Muhalefet ve Özgür Yurtsever Hareket arasında tek aday üzerinde uzlaşı sayılan temel aşamanın tamamlanmasının ardından bugün gözler, ‘cumhurbaşkanı seçmek üzere bir oturum çağrısı yapması’ için Meclis Başkanı’na yönelik baskıya çevrildi” dedi. “Anlaşmanın onaylanması, bir sahnede veya birbirini izleyen beyanlar yoluyla veya parlamentoda oylama sırasında olmak üzere çeşitli şekillerde olabilir” diyen kaynaklar, Azur’un yürüteceği temaslar da dahil olmak üzere ayrıntılı teknik konuların yanı sıra ana mücadelenin bağlamıyla ilgili diğer konulara değindi.

Seçim oturumunu düzenleme mücadelesine ilişkin olarak kaynaklar, “Ortaya koydukları tüm bahaneler ortadan kalktıktan sonra Berri’nin cumhurbaşkanı seçmek için oturum çağrısı yapma zamanı gelmiş demektir ve muhalefet bunun için bir yol haritası çizecektir. Farnciyye’ye kıyasla Azur’un kazanma şansının yüksek olduğuna inanıyoruz” ifadelerini kullandı.

Bu çerçevede Lübnan Kuvvetler Partisi üyesi Fadi Kerem, “Muhalefetteki gruplar, günlük toplantılar yapıyor. Eski Bakan Cihad Azur’un adaylığının kabulünün birkaç gün içinde ve Özgür Yurtsever Hareket ile koordinasyon içinde açıklanması yolunu görüşüyorlar. En kısa sürede bir cumhurbaşkanı seçmek için bir oturum çağrısı yapmak amacıyla cumhurbaşkanlığı savaşına yaklaşacak ve Meclis Başkanı Nebih Berri’ye baskı uygulayacak uyumlu bir ekip olabilmemiz için toplantılar yürütülüyor” açıklamasında bulundu.

Kerem, “Meclis Başkanı Berri, özellikle iki aday olduğu, tüm partilerin cumhurbaşkanlığı seçimlerine hazır olduğu ve pozisyonlarını aldığı için, oturum çağrısı yapmanın ülkenin çıkarına olduğunu biliyor. Dolayısıyla bugün oturum çağrısı yapmama gerekçesi geçersiz” diyerek, sözlerinin devamında ise “Adayımız Cihad Azur’un 65’ten fazla oy alma kabiliyetine sahip olduğuna inanılıyor” şeklinde konuştu.

Diğer taraftan Lübnan Kuvvetleri’nde Milletvekili George Okais, “Cihad Azur, meydan okuyucu bir aday değil. İkisinin de meydan okuyucu aday olmanın anlamını tanımlaması gerekiyor” açıklamasında bulundu. Okais, “Şu andan itibaren hafta sonuna kadar her şey yolunda giderse açıklama, Cihad Azur’a desteğini ilan eden geniş bir parlamento kavşağı şeklinde olacak” diyerek, “Ulusal Ilımlılık Bloğu, Cihad Azur hakkında da Süleyman Franciyye hakkında da henüz kararını vermedi” ifadelerini kullandı.

Ulusal Ilımlılık Bloğu, İlerici Sosyalist Parti ve bir dizi bağımsız milletvekili, Azur’un adaylığı konusundaki tutumlarını henüz belirlemedi. Aynı şekilde cumhurbaşkanlığı meselesi, 1 Haziran’da ‘Ulusal Ilımlılık’ Milletvekili Velid el-Baarini ile Başmüftü Abdullatif Deryan arasındaki tartışmanın odak noktasıydı.

Baarini, görüşme sonrasında “Dar’ul Fetva, Müslüman Temsilciler Ulusal Toplantısı’nın ardından yaptığı açıklamada Dar’ul Fetva tarafından belirlenen özelliklere sahip bir cumhurbaşkanının seçilmesi çerçevesinde cumhurbaşkanlığı pozisyonu konusunda arzulu. Geçen Eylül ayında gerçekleşen toplantı, cumhurbaşkanının ismi üzerinde durmadı” dedi. Milletvekili Velid el-Baarini ayrıca, “Dar’ul Fetva’nın yanındayız ve çatısı altındayız. Cumhurbaşkanını seçerken başkanı ile istişare ve iletişim kuruyoruz. Allah muvaffak etsin” ifadelerini kullandı.


Şam yönetimi, Kamışlı’da buğday mahsulü almak için üç alım merkezi açtı

Haseke’de buğday hasadı (SANA)
Haseke’de buğday hasadı (SANA)
TT

Şam yönetimi, Kamışlı’da buğday mahsulü almak için üç alım merkezi açtı

Haseke’de buğday hasadı (SANA)
Haseke’de buğday hasadı (SANA)

Suriye hükümeti, Suriye’nin kuzeydoğusundaki Kamışlı bölgesinde kolay prosedürler kapsamında çiftçilerden buğday mahsulü almak için bir silonun yanı sıra üç alım merkezinin açıldığını duyurdu. Son zamanlarda, Haseke’nin yağmurla beslenen güney ve doğu bölgelerindeki buğday hasadı başladı. Tarım alanlarının geri kalanı önümüzdeki birkaç gün içinde hasata başlayacak.

Şarku’l Avsat’ın Suriye resmi haber ajansı SANA aktardığına göre vakfın şube müdürü Abdullah Abdullah, dün (Perşembe) çiftçi ve üreticilerden buğday almak için üç merkez açıldığını ve paketlenmemiş buğdayı almak için acil durum silosunun hizmete alındığını söyledi.

Yalnızca satın alma uzmanı olarak ziraat mühendislerinden oluşan bir kadroyu güvence altına almanın yanı sıra, depolama ve pazarlamayı denetlemek için gruplar da oluşturuldu. Vakfın buğday değerlerinin değişimi sırasında torbaların fiyatını çiftçilere iade etmesi şartıyla vakfın depolarında yeni ile kullanılmış arasında iki milyondan fazla boş torba bulunması nedeniyle şube hasat işlemleri için boş torba satmaya başladı.

Suriye hükümeti, buğdayın karaborsaya düşmesinin önlenmesi adına çiftçinin yerel yönetimden hasat ve nakliye için önceden izin alması şartıyla bir kilogram buğdayın alım fiyatını 2 bin 800 lira olarak belirledi.

Kuzeydoğu Suriye’nin özerk yönetimi, 2023 sezonu buğday alım fiyatını 43 dolar yani kilogram başına yaklaşık 3 bin 800 Suriye lirası olarak belirledi. Özerk yönetim geçtiğimiz Nisan ayı sonunda 24 buğday alım merkezi açtı.

Suriye hükümeti Tarım Müdürlüğü Bitkisel Üretim Dairesi rakamlarına göre, Haseke’nin güney ve doğu bölgesinde hasatın diğer bölgelerden daha erken başladığı yerlerde yaklaşık hasat miktarı bin hektarı aştı. Suriye hükümeti tarafından kontrol edilen bölgelerdeki yağmurla sulanan buğday mahsulünün toplam hasat edilebilir alanını 305 bin 800 hektar, normal sulanan buğdayın ise 123 bin 600 hektar.

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) rakamlarına göre, Suriye’nin 2022’deki buğday hasadı 2011 öncesi seviyelere göre yüzde 75 düşüşle yaklaşık bir milyon ton olarak gerçekleşti. Suriye’deki buğday hasadı 2011’den önceki yılda yaklaşık dört milyon tondan geriledi. Suriye’nin yılda iki milyon ton buğdaya ihtiyacı var ve fazla miktarlar komşu ülkelere ihraç ediliyor. Buna rağmen Suriye 2012’den bu yana buğday ithal ediyor. Geçen yıl Rusya’dan 500 bin ton olmak üzere bir milyon tondan fazla buğday ithal ettiği için buğday ithalatçısı bir ülke haline geldi.


UNITAMS’ın geleceği hakkında BM Güvenlik Konseyi’ne endişe hakim

BM Sudan Özel Temsilcisi Volker Perthes (Reuters)
BM Sudan Özel Temsilcisi Volker Perthes (Reuters)
TT

UNITAMS’ın geleceği hakkında BM Güvenlik Konseyi’ne endişe hakim

BM Sudan Özel Temsilcisi Volker Perthes (Reuters)
BM Sudan Özel Temsilcisi Volker Perthes (Reuters)

Görevi önümüzdeki birkaç saat içinde sona erecek olan Sudan’daki Birleşmiş Milletler (BM) Entegre Geçiş Yardımı Misyonu’nun (UNITAMS) kaderini belirlemek için New York’ta ve diğer Batılı başkentlerde diplomatik çabalar yoğunlaştı. Bir yandan Abdulfettah el-Burhan liderliğindeki Sudan ordusu ile Muhammed Hamdan Daklu (Hamideti) liderliğindeki Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasındaki düşmanca askeri operasyonların sürdürülmesi ışığında, BM Güvenlik Konseyi üyeleri arasında bu görevin tamamlanması veya değiştirilmesi konusunda bölünmeler yaşanıyor.

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, Burhan’ın UNITAMS’a başkanlık eden BM elçisini suçlamasından bir gün sonra BM Sudan Özel Temsilcisi Volker Perthes’e verdiği desteği yineledi.

Guterres, UNITAMS misyonunun bir süre daha devam etmesini destekleyip desteklemediğine veya buna son vermenin zamanının gelip gelmediğine karar verilmesinin BM Güvenlik Konseyi’ne bağlı olduğunu söyledi.

Guterres’in açıklamaları, Güvenlik Konseyi tarafından kişisel talebi üzerine yapılan ve üyelerin kendisinden Sudan’daki durum hakkında bunun nadir olduğunu bilerek brifing aldığı kapalı bir toplantıdan sonra geldi.

Şarku’l Avsat, toplantıya katılan diplomatlardan Guterres’in Sudan’daki gelişmeleri ve krizi çözmek için devam eden bölgesel ve uluslararası çabalara ek olarak ABD-Suudi Arabistan’ın arabuluculuğuyla gerçekleşen Cidde müzakerelerine değindiğini öğrendi.

Guterres, Burhan’ın Perthes yerine yeni bir aktör atama talebi karşısında yaşadığı şoku yineledi.

Toplantı sırasında konsey üyeleri, kötüleşen durum hakkında endişelerini dile getirdi. Bununla birlikte konsey üyeleri arasında, Sudan’daki şiddetin son zamanlarda tırmanmasına yanıt olarak Güvenlik Konseyi’nin pozisyona ihtiyaç duyulup duyulmadığı bir tartışma konusuydu. Çin ve Rusya tarafından desteklenen üç Afrika ülkesi Gabon, Gana ve Mozambik, konseyde bir pozisyon belirlenmesinin hassas bir zamanda mesajların tekrarlanmasına ve karışıklıklar yaratmasına yol açabileceğini savunuyor.

Bu, geçen hafta “Güvenlik Konseyi’nin herhangi bir ürünle ilgili katılımını desteklemiyoruz” diyen Sudan Daimi Temsilcisi el-Haris İdris el-Haris Muhammmed’in resmi konumunu yansıtıyor. Bu ayrıca, konseyin Afrika Birliğinin duruma olumlu katılma çabalarını da baltalayabilir.

Bunu Güvenlik Konseyi üyeleri arasında, 3 Haziran’da sona erecek olan UNITAMS misyonunu yenileyen bir karar tasarısı üzerinde müzakereler izledi. Diplomatlar, Sudan’daki durumun nasıl tersine çevrileceğine dair farklı görüşler ışığında müzakerelerin karşı karşıya kaldığı zorluklara değindi.

Sudan dosyasında kalemi elinde tutan ülke İngiltere, son gelişmeleri yansıtan bir dil ortaya koydu. Ancak bu, UNITAMS’ın görev süresinin yalnızca teknik olarak uzatılmasını isteyen diğer üyelerin muhalefetiyle karşılaştı. Teknik uzatma kavramı, temel işlevlerini değiştirmeden görev süresini uzatmak için kısa bir kararın verilmesi anlamına geliyor. Bu anlaşmazlıklar sonucunda İngiltere, gelişmeler hakkında bir başkanlık bildirisi taslağı önermeye hazırlanıyor.


Lübnan: Beiteddine Festivali 40. yıl programını açıkladı

Festival, mimari şaheserlerden biri olarak kabul edilen ve yaklaşık 200 yıllık Prens Beşir Sarayı’nda gerçekleşiyor (Getty Images)
Festival, mimari şaheserlerden biri olarak kabul edilen ve yaklaşık 200 yıllık Prens Beşir Sarayı’nda gerçekleşiyor (Getty Images)
TT

Lübnan: Beiteddine Festivali 40. yıl programını açıkladı

Festival, mimari şaheserlerden biri olarak kabul edilen ve yaklaşık 200 yıllık Prens Beşir Sarayı’nda gerçekleşiyor (Getty Images)
Festival, mimari şaheserlerden biri olarak kabul edilen ve yaklaşık 200 yıllık Prens Beşir Sarayı’nda gerçekleşiyor (Getty Images)

İlk lansmanından 40 yıl sonra, Beiteddine Festivali'nin hayranları ve organizasyon komitesi üyelerinin de katılımıyla dün Beyrut'taki Milli Kütüphane'de Festivalin Başkanı Nura Canbolat'ın etrafında bir araya geldi. Canbolat, Turizm Bakanı Velid Nassar, Enformasyon Bakanı Ziyad Mekkari ve Kültür Bakanı Muhammed Visam el-Murteza’nın da katılımıyla 2023 Yaz Programını duyurdu.

Lübnan’da tüm ihtilafların içerisinde ülkenin içinden geçtiği tüm zor koşullara rağmen festivallerin devam etmesi konusunda bir fikir birliği söz konusu. Enformasyon Bakanı toplantıda “Bu festival, Lübnan'ı, kültürünü ve mirasını temsil ediyor ve Lübnan'daki mimari kendi içinde duran önemli bir miras” dedi. Festival, mimari şaheserlerden biri olarak kabul edilen ve yaklaşık 200 yıllık Prens Beşir Sarayı’nda gerçekleşiyor. Turizm Bakanı Velid Nassar ise Bakanlıkta bugüne kadar 82'den fazla festival etkinliğinin kaydedildiğini ve gurbetçilerin festivallerin yapılıp yapılmayacağını sorduğunu belirtti.

Beiteddine Festivali Başkanı Nura Canbolat, 2023 sezonunun, ekonomik çöküşün ışığında Lübnan'a hayatın dönüşünün kesin kanıtı olduğunu vurguladı.

Fotoğraf Altı:  Festival Başkanı Canbolat ve üç bakan geçtiğimiz Salı günü basın toplantısı gerçekleştirirken (Şarku'l Avsat)
Festival Başkanı Canbolat ve üç bakan geçtiğimiz Salı günü basın toplantısı gerçekleştirirken (Şarku'l Avsat)

“Bugün, tamamı refah içinde geçmeyen 40. yılı kutluyoruz. 1980’li yıllarda savaş sırasında başlayan festival, barış ve gelişme ile gelişerek Arap dünyasının gelmiş geçmiş en parlak festivallerinden biri haline geldi. Ancak 2019'daki ekonomik çöküşten ve ardından gelen karantina ve salgından bu yana olanlar, zarif, sunduğu sanatları geliştirmeye yönelik sonsuz arayış açısından oldukça sert oldu.

Ancak festival, kuruluşunun başlangıcında zorlu koşullara uyum sağladığı gibi uluslararası alanda büyüme sağladı. Yıllar boyunca birçok başarı ve rekor elde ederek, 500'den fazla etkinliğin düzenlendiği, 6 bin 600'den fazla sanatçı, müzisyen ve mucide ev sahipliği yaptı. Tarihi sarayın avlularında 700 binden fazla izleyiciyle paylaşım imkânı sağlandı. İşte bugün festival, Lübnan'daki ekonomik çöküşün dayattığı yeni koşullara uyum sağlıyor. 2023 sezonunu Lübnan'ın kültürel ve sanatsal rolüne olan inançlarını ve güçlü medeniyet mesajlarını vurguluyor.”

Bu ifadeler, konferansta söylendi. Verilen bilgilerle birlikte, çöküş öncesi döneme benzer bir program duyuruldu. Ancak bu sefer, Lübnan-Arap kimliğini vurgulayarak, bugün herkesin karşılayamayacağı yabancı gruplardan vazgeçildi.

Fotoğraf Altı:  Diva Farrah el-Dibany açılış yaparken (Festival Yönetimi)
Diva Farrah el-Dibany açılış yaparken (Festival Yönetimi)

Geçen yıl kısa ve ücretsiz olan program, Beiteddine'e özel olarak koordine edilen iki konserle yeniden gerçekleştirildi. Diva Farrah el-Dibany'nin orkestra şefi Maestro Lübnan Baalbaki eşliğinde şarkı söyleyeceği açılış töreni 20 Temmuz'da yapılacak. Açılışı ödüllü Mısırlı-Fransız sanatçı, Beiteddine Festivali için özel olarak hazırlanan bir programla yapacak. Bu program, klasik eserlerin yanı sıra Feyruz, Esmahan ve Dalida gibi Arap dünyasının büyük yıldızlarının şarkılarını içerecek. Diva Farrah el-Dibany, Berlin Devlet Operası’nda eğitim aldı. Çin Operası, Venedik ve Paris Sanat Festivali'nde şarkılar söyledi. Fransız Milli Marşı'nı Emmanuel Macron'un yeniden seçildiği gün ve 2022 FIFA Dünya Kupası'nın Katar'daki kapanış töreninde muhteşem bir şekilde seslendirdiği için birçok kişi tarafından hatırlanan Diana Haddad’ın da programda yer alması bekleniyor.

22 Temmuz'daki açılışından iki gün sonra gerçekleşecek olan ikinci konser, flamenko ve oryantal ezgilerin bir araya geldiği müzikal bir buluşma ile gerçekleşecek. Program iki bölümden oluşuyor. İlk bölümde Chiquillo grubu ile ve grubun yetenekli gitaristi ve kurucusu Juan Gomez'e bir dans grubu sahne alacak. İkinci bölümde Lübnanlı sevilen şarkıcı, piyanist ve popüler besteci Guy Manoukian yer alacak. Juan Gomez, geçtiğimiz 30 yıl boyunca yerel ve uluslararası birçok gösteri sunup, büyük sanatçılarla çalıştı. Doğu melodilerini modern müzikle harmanlayan tarzıyla tanındı. Müzik konserlerinin biletleri Londra, Singapur, Kahire, Paris, Dubai ve birçok uluslararası festivalde tükendi.

25 Temmuz gecesi, iç avluda, Lübnan'ın önde gelen caz sanatçılarını bir araya getiren bir caz gecesi olacak. İlk bölümde, besteci ve müzisyen Donna Khalifeh, kendi grubuyla birlikte sahne alacak. İkinci bölümde ise piyanist ve besteci Arthur Satyan ve grubu yer alacak. O, bölgede en önemli caz müzisyenlerinden biri ve büyük etkisi var.

Fotoğraf Altı:  Lübnanlı sanatçı ve piyanist Guy Manoukian, ikinci kez Beiteddine'de sahne oluyor (Getty)
Lübnanlı sanatçı ve piyanist Guy Manoukian, ikinci kez Beiteddine'de sahne oluyor (Getty)

27 Temmuz'da, Lübnan asıllı Amerikalı sanatçı Maisa Karaa'nın beklenen konserlerden biridir. Maisa Karaa, Grammy adayı bir şarkıcı ve söz yazarı. 27 Temmuz'da vereceği konserde pop, rock ve Arap müziği karışımı sunacak. Konser, ünlü Lübnanlı besteci ve keman virtüözü Yusuf Samirat tarafından özel olarak Beiteddine Festivali için hazırlandı. Ayrıca, tanınmış Lübnanlı ud virtüözü Charbel Rouhana da özel bir performans sergileyecek. Müzik grubu, Maisa'nın profesyonel müzisyen meslektaşlarından oluşuyor. Son olarak, müzikal dünya başyapıtı Chicago Musical in Arabic’i izleme fırsatı bulamayanlar için müjde vermek istiyoruz. Gösteri 2, 3 ve 5 Ağustos'ta, Beyrut Sarayı’nda sergilenecek.

Chicago Musical in Arabic Broadway'den lisanslı ilk Arapça müzikal olup, yetenekli Lübnanlı Roy Khoury tarafından yazılan, tasarlanan ve yönetilen bir yapıt. Önemli oyuncular arasında Mirva Kadi, Cynthia Karam, Fouad Yammine, Yumna Bou Hadir, Matteo El Khoder ve Elias Christophoridis yer alıyor.

Fotoğraf Altı: Chicago Musical in Arabic’ten bir sahne (Festival Yönetimi)
Chicago Musical in Arabic’ten bir sahne (Festival Yönetimi)

Grup, 20 dansçı, 20 müzisyen ve şarkıcıdan oluşuyor. Besteci Eliyo Klassi ve şarkı yazarı Anthony Adonis'in yanı sıra, prodüksiyonu Naela Khoury tarafından yapılıyor. Gösteri, Lübnan'daki bir kumarhanede ilk kez beş tamamıyla tükenen gösteriyle sahnelenmiştir. Casino du Liban'da kapalı gişe beş gösteriyle prömiyerini yaptı.

Her yıl olduğu gibi, saray ziyaretçileri bu kez ‘Tecrid’ başlıklı bir sergiyle soyutlama sanatını Lübnan'da temsil eden Saleh Barakat'ın yönetimindeki bir sergiye katılma fırsatı bulacak.