İtalya'da yaşlıların bakımını robotlar mı üstlenecek?

Ülkede 3,8 milyon yaşlı kendine bakamayacak durumda

Yaşlı bakımında robotlardan dünyanın pek çok yerinde yararlanılıyor (AP/Arşiv)
Yaşlı bakımında robotlardan dünyanın pek çok yerinde yararlanılıyor (AP/Arşiv)
TT

İtalya'da yaşlıların bakımını robotlar mı üstlenecek?

Yaşlı bakımında robotlardan dünyanın pek çok yerinde yararlanılıyor (AP/Arşiv)
Yaşlı bakımında robotlardan dünyanın pek çok yerinde yararlanılıyor (AP/Arşiv)

Yaşlı nüfusunun gitgide arttığı İtalya'da bu kişilerin bakımıyla ilgili sorunlar var. Ülkenin kuzeyindeki Carpi bölgesinde bu problemleri çözmek için bir toplantı yapıldı. Yaşlı akrabalarına bakanlara ve profesyonel bakıcılara robotlar tanıtıldı.
Avrupa'nın en düşük doğum oranlarından birine sahip olan ülkede 60 milyonluk nüfusun 7 milyonu 75 yaşın üzerinde. Bu kişilerin 3,8 milyonu kendine bakamıyor.New York Times (NYT) İtalya'da yaşlıların genellikle huzurevine yerleştirilmediğini vurguladı.Uzmanlar, düşük doğum oranlarının ve gençlerin iş imkanları sebebiyle yurtdışına yerleşmesinin bakıcı sayısını düşürdüğünü söylüyor. Ailelerde de yaşlılara genellikle kadınlar bakıyor. Böylece kadınlar işgücünün dışına çıkarken ekonomik sorunlar artıyor ve doğum oranları daha da düşüyor.Bunlar rağmen İtalya'da evde bakım, huzurevine göre daha çok tercih ediliyor. Haberde ülkede bakıcı için onlarca yıldır çoğu Doğu Avrupa'dan gelen ve genellikle kayıt dışı olan işçilere başvurulduğu kaydedildi. Ocakta bu işçileri temsil eden sendikalar sayesinde maaşlara 145 euro zam yapıldı. İtalya'da maddi zorluk yaşayan kişiler bunun ardından yaşlı bakımını kendileri üstlenmeye başladı. İtalya'da ailelerde, yaşlılara bakan tek bir kişiye devlet yardımı yapılıyordu. Bu yıl itibarıyla ücretli izin ve diğer yardımların aile içinde paylaştırılması bekleniyor.
Parma Üniversitesi'nde görev yapan psikoloji profesörü Olimpia Pino, hazırladığı projeyle ailelere ve bakıcılara yardım etmesi için robotları evlere sokmayı istiyor.Carpi'de robotlarla ilgili yapılan tanıtım toplantısına yaşlı yakınlarına bakanlar katıldı. Çoğu kadın olan katılımcılar, cihazla ilgili geri bildirimde bulundu. Toplantıyla robotların İtalyanlar için daha ilgi çekici olması ve hangi konularda yardım edebileceğinin belirlenmesi amaçlanıyor.
NYT, çoğu katılımcının Fransız yapımı Nao adlı robota ilk başta şüpheyle yaklaştığını yazdı. Haberde "İlk önce gözleri turuncu, sarı ve mor ışıklarla parlayan, arkadaşça görünen robotun zarar verip vermeyeceğini kontrol etmek istediler" ifadesi kullanıldı.
Projeyi geliştiren Profesör Pino, "sosyal robotların yaşlı bakımına yardım etmesinin bir devrim" olacağını söyledi.
Akademisyen, yapay zekadaki gelişmelerin robotların yaşlı bakımında daha fazla rol oynamasını sağlayacağını savundu.
İtalya'daki bakıcılara destek veren Sadece Yaşlılar Değil adlı örgütün başkanı Loredana Ligabue ise şöyle konuştu:
Hepimiz bu durumda teknoloji de olmak üzere tüm muhtemel çözümleri aramalıyız.
Projede görev yapan psikoloji öğrencisi Leonardo Saponaro "Robotlar, diğer insanlarla sosyalleşmenin yerine alamaz. Yine de bir refakatçi olabilir" dedi.
Pek çok ülkede yaşlılara yardım etmesi için robotlardan yararlanılıyor. Örneğin geçen sene ABD'nin New York kentinde yalnız yaşayan yaşlılara arkadaşlık yapması için robotların dağıtılması kararı alınmıştı. Japonya'da da huzurevlerinde robotlardan istifade ediliyor. 
 Independent Türkçe, New York Times, New York Post, Los Angeles Times
 



Trump’tan Filistinliler dahil 7 ülkenin vatandaşlarına daha ABD’ye giriş kısıtlaması

ABD Başkanı Donald Trump (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump (Reuters)
TT

Trump’tan Filistinliler dahil 7 ülkenin vatandaşlarına daha ABD’ye giriş kısıtlaması

ABD Başkanı Donald Trump (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump dün, Suriye dahil yedi ülkenin vatandaşlarının yanı sıra Filistin Yönetimi pasaportu sahiplerinin de ABD'ye girişini yasaklayarak seyahat yasağının kapsamını genişletti.

Beyaz Saray tarafından sosyal medya üzerinden yapılan açıklamada, Trump'ın ‘ABD'nin güvenliğini korumak amacıyla yabancı uyrukluların girişini daha da kısıtlayan ve sınırlayan bir karar imzaladığını’ duyurdu.

Başkanlık kararına göre kısıtlamalardan etkilenen diğer ülkeler arasında Burkina Faso, Nijer, Mali ve Güney Sudan yer alırken, Laos ve Sierra Leone'ye kısmi veya tam kısıtlamalar getirilecek.

Bu önlem, Filistin Yönetimi tarafından verilen pasaportlara sahip Filistinlileri de hedef alıyor. Trump yönetimi, halihazırda ondan fazla ülkeye kapsamlı kısıtlamalar getirdi. Suriye ile ilgili olarak, bu önlem, Washington'da iki Ulusal Muhafız askerinin vurulduğu saldırından birkaç gün sonra alındı.


Trump, "yaptırım uygulanan Venezuela petrol tankerlerine" abluka uyguluyor

Karayipler'de hazırlık seviyesini yükseltme çabaları kapsamında, ABD Deniz Piyadelerine ait iki Osprey uçağı Porto Riko'dan havalandı (AFP)
Karayipler'de hazırlık seviyesini yükseltme çabaları kapsamında, ABD Deniz Piyadelerine ait iki Osprey uçağı Porto Riko'dan havalandı (AFP)
TT

Trump, "yaptırım uygulanan Venezuela petrol tankerlerine" abluka uyguluyor

Karayipler'de hazırlık seviyesini yükseltme çabaları kapsamında, ABD Deniz Piyadelerine ait iki Osprey uçağı Porto Riko'dan havalandı (AFP)
Karayipler'de hazırlık seviyesini yükseltme çabaları kapsamında, ABD Deniz Piyadelerine ait iki Osprey uçağı Porto Riko'dan havalandı (AFP)

ABD Başkanı Donald Trump, dün Karakas'a yönelik baskı kampanyasında yeni bir tırmanışla, Venezuela'ya giden ve Venezuela'dan ayrılan "yaptırım uygulanan petrol tankerlerine" deniz ablukası uygulanacağını duyurdu.

Trump, ABD güçlerinin Venezuela kıyılarında bir petrol tankerine el koymasından günler sonra, Truth Social platformunda şunları yazdı: "Bugün, Venezuela'ya giren ve çıkan tüm yaptırım uygulanan petrol tankerlerine tam ve eksiksiz bir abluka uygulanması emrini veriyorum."

ABD Başkanı, Karayipler'de konuşlandırılmış devasa ABD donanma filosunun, Venezuela "daha önce bizden çaldığı tüm petrolü, toprakları ve diğer varlıkları ABD'ye iade edene kadar" "daha da büyüyeceğini" ifade etti. ABD Başkanı hangi tür petrol veya topraktan bahsettiğini belirtmedi, ancak Venezuela 1970'lerde petrol sektörünü millileştirmişti. Daha sonra, eski Başkan Hugo Chávez döneminde, şirketler çoğunluk hissesini Venezuela devletine ait petrol şirketi PDVSA'ya devretmeye zorlanmıştı.

Trump sözlerine şöyle devam etti: “Gayrimeşru Maduro rejimi, bu çalınmış petrol sahalarından elde edilen petrolü kendi faaliyetlerini, uyuşturucu terörizmini, insan kaçakçılığını, cinayetleri ve adam kaçırmayı finanse etmek için kullanıyor.”

Haftalarca süren askeri uçakların Venezuela açıklarında uçması, Washington'un uyuşturucu kaçakçılığıyla suçladığı teknelere düzenlenen ve 90'dan fazla kişinin ölümüne yol açan ölümcül saldırıların ardından, Trump yönetimi geçen hafta ülkeyi terk eden bir petrol tankerine el koyarak kampanyasını daha da ileriye taşıdı.

Venezuela Devlet Başkanı Nicolás Maduro, ülkesinin yakınlarında ABD askeri yığılmasının, kendisini devirmek ve uyuşturucuyla mücadele operasyonu bahanesiyle Venezuela'nın bol petrolünü "çalmak" için bir planın parçası olduğuna inanıyor. Amerika Birleşik Devletleri, Venezuela'nın petrol sektörüne yaptırımlar uygulasa da ihracatına el konulması, zaten zor durumda olan ekonomiyi felç edebilir ve Maduro rejimini olumsuz etkileyebilir.

Şarku'l Avsat'ın AFP'den aktardığına göre Venezuelalı bir danışmanlık şirketi olan Orinoco Research'ten Elias Ferrer, yaptığı açıklamada, "Petrol ihracatı olmazsa, döviz piyasası ve ülkenin ithalatı etkilenecek... ve ekonomik bir kriz yaşanabilir" diyerek, "Bu sadece ekonomik bir durgunluk değil, aynı zamanda gıda ve ilaç kıtlığı da olacak, çünkü bunları ithal edemeyeceğiz" değerlendirmesinde bulundu.

Dünyanın en büyük petrol rezervlerine sahip olan Venezuela, günde yaklaşık bir milyon varil petrol üretiyor. Ancak 2019'dan beri, petrolünü başta Çin olmak üzere karaborsada indirimli fiyatlarla satmak zorunda kaldığı bir ambargoyla karşı karşıya.

Aylar boyunca ABD, görünüşte Latin Amerika'daki uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadele etmek amacıyla Karayipler'de önemli bir askeri varlık oluşturdu ve Venezuela özellikle hedef alındı. Karakas bu operasyonu, Washington ve birçok ülkenin gayrimeşru lider olarak gördüğü solcu Cumhurbaşkanı Nicolas Maduro'yu devirmeyi amaçlayan bir baskı kampanyası olarak görüyor.


Tayvan’ın Çin stratejisi: Merkeziyetsiz komuta sistemi

Çin ordusu son dönemde Tayvan etrafındaki askeri tatbikatlarını yoğunlaştırdı (AFP)
Çin ordusu son dönemde Tayvan etrafındaki askeri tatbikatlarını yoğunlaştırdı (AFP)
TT

Tayvan’ın Çin stratejisi: Merkeziyetsiz komuta sistemi

Çin ordusu son dönemde Tayvan etrafındaki askeri tatbikatlarını yoğunlaştırdı (AFP)
Çin ordusu son dönemde Tayvan etrafındaki askeri tatbikatlarını yoğunlaştırdı (AFP)

Tayvan ordusu, Çin'in olası saldırılarına "merkeziyetsiz komuta sistemiyle" hızlı yanıt vermeyi planlıyor.

Reuters'ın aktardığına göre Tayvan Savunma Bakanlığı, Meclis'e bu hafta sunduğu raporda, ordunun "üst kademeden emir beklemeden merkezi olmayan bir komuta yapısıyla" hareket etmesi için çalışmalar yürütüldüğünü bildirdi.

Raporda, Çin'in adayı hazırlıksız yakalamak için askeri tatbikatları aniden Tayvan'a yönelik bir işgal operasyonuna dönüştürebileceği uyarısında bulunuluyor.

Savunma yetkilileri, Çin ordusunun neredeyse her gün ada çevresinde çeşitli tatbikatlar düzenlediğini, Tayvan Silahlı Kuvvetleri'ni "sürekli tetikte tutarak yıpratmayı amaçladığını" savunuyor.

Raporda, Tayvan ordusunun Çin'den gelebilecek ani bir saldırıya karşı hazırladığı acil durum planı hakkında şu bilgiler paylaşılıyor:

Düşman aniden bir saldırı başlatırsa, tüm birimler emir beklemeden 'dağıtılmış kontrol' uygulayacak ve 'merkezi olmayan' bir komuta sistemi altında savaş görevlerini yerine getirecek.

Diğer yandan bu prosedürün nasıl koordine edileceğine dair detay verilmiyor.

Savunma Bakanlığı'nın çalışmasında, Çin'in tatbikatlar aracılığıyla muhtemel işgal senaryolarına hazırlık yaptığı iddia ediliyor. Çin'e ait savaş gemilerinin Pasifik'teki alışıldık pozisyonlarının değiştirildiği, bunların Avustralya ve Yeni Zelanda'ya doğru konuşlandırıldığı aktarılıyor.

Çin Savunma Bakanlığı'ndan pazartesi günü yapılan açıklamadaysa Tayvan'ın "savaş çığırtkanlığı" yaptığı savunuldu. Tayvan Devlet Başkanı Lai Ching-te'nin "bağımsızlık için savaş" vurgusuyla halkı paniğe sürüklediği görüşü paylaşıldı.

Pekin, "tek Çin" politikası kapsamında Tayvan'ı kendi toprağı olarak görüyor. Son yıllarda askeri baskıyı artıran Çin, adanın anakarayla yeniden birleşmesi için gerekirse güç kullanabileceğini vurguluyor.

Taipei yönetimiyse Çin tehdidine karşı ABD'nin askeri ve siyasi desteğine güveniyor. ABD'de 1979'da yürürlüğe konan Tayvan İlişkileri Yasası kapsamında Washington, olası bir Çin saldırısına karşı Tayvan'a kendini koruyacak askeri teçhizatı sağlamak zorunda.

Ancak ABD Başkanı Donald Trump, Tayvan'ın kendilerine ödeme yapması gerektiğini savunarak Taipei yönetiminde soru işaretleri yaratmıştı.

Independent Türkçe, Reuters, Taipei Times