Kayak kazasıyla ilgili yargılanan Gwyneth Paltrow, olay sırasında cinsel saldırıya uğradığını sanmış

Oyuncu, Utah mahkemesine "Bu bir eşek şakası mı, diye düşündüm. Biri sapıkça bir şey mi yapıyor? Bu çok tuhaf" dedi

(Rick Bowmer/AFP)
(Rick Bowmer/AFP)
TT

Kayak kazasıyla ilgili yargılanan Gwyneth Paltrow, olay sırasında cinsel saldırıya uğradığını sanmış

(Rick Bowmer/AFP)
(Rick Bowmer/AFP)

Gwyneth Paltrow, 2016'daki kayak kazasını aslında kısa süre için cinsel saldırı sandığını ve bir kayak takımı aniden "bacaklarını zorla ayırdığında" "donakaldığını" söylüyor.
Terry Sanderson, Paltrow'un kendisine "tüm vücuduyla çarparak" "kalıcı travmatik beyin hasarına, 4 kaburgasının kırılmasına, acıya, ıstıraba, hayattan zevk alamamaya, duygusal sıkıntıya ve görünüşünün bozulmasına" yol açtığını iddia ediyor.
Sanderson, ABD'nin Utah eyaletindeki Deer Valley Tatil Merkezi'nde meydana gelen kazanın ardından kalıcı beyin hasarı yaşadığı iddiasıyla Oscarlı oyuncudan 300 bin dolar tazminat talep ediyor.
İddiaları reddeden Hollywood yıldızı, kendisi dağdan inerken arkasından kayan Sanderson'ın kazaya yol açtığını mahkemeye söyledi.
Utah eyaletinin Park City kentindeki, kamuoyunda ses getiren davanın 4. gününde Paltrow tanık kürsüsüne çıktığında, jüriye tam olarak ne yaşandığına inandığını açıkladı.
Oscar ödüllü oyuncu, cuma günü Utah'taki mahkemede şöyle dedi: 
"Vücudunu sırtıma bastırdı, ben de donakaldım, kayakların ne kadar ilerlediğini bilmiyorum ama vücudunu sırtıma bastırdığını hissettim."
Paltrow, "Üstümde bana bastıran bir vücut vardı ve çok tuhaf bir inleme sesi geliyordu" dedi:
"Beynim neler olduğunu anlamaya çalışıyordu."
Oyuncu, "Bu bir eşek şakası mı, diye düşündüm. Biri sapıkça bir şey mi yapıyor? Bu çok tuhaf" diye ekledi.
Paltrow mahkemeye Sanderson'ı hiçbir şekilde cinsel saldırıyla suçlamadığını da hemen söyledi:
"Arkamda neler yaşanıyor olabileceğini anlamaya çalışıyordum."
Oyuncu mahkemeye, kazadan sonra Sanderson'a bağırdığını hatırlamadığını fakat "olanlarla ilgili çok kızgın" hissettiğini belirtti.
İfadesi sırasında Sanderson'ın avukatlarından Kristin VanOrman mahkeme salonunda dolaşarak oyuncunun kayaklarının nerede olduğunu ve Paltrow'la Sanderson'ın nasıl konumlandığını gösterdi.
Paltrow, tanık kürsüsünden eğilerek VanOrman'a kayaklarının nasıl konumlandığını tarif etti.



Azteklerin geniş ticaret ağı ortaya çıktı

Silah olarak ya da inşaatlarda kullanılan obsidyenin Aztek İmparatorluğu'na farklı bölgelerden geldiği tahmin ediliyor (INAH)
Silah olarak ya da inşaatlarda kullanılan obsidyenin Aztek İmparatorluğu'na farklı bölgelerden geldiği tahmin ediliyor (INAH)
TT

Azteklerin geniş ticaret ağı ortaya çıktı

Silah olarak ya da inşaatlarda kullanılan obsidyenin Aztek İmparatorluğu'na farklı bölgelerden geldiği tahmin ediliyor (INAH)
Silah olarak ya da inşaatlarda kullanılan obsidyenin Aztek İmparatorluğu'na farklı bölgelerden geldiği tahmin ediliyor (INAH)

Orta Amerika'daki obsidyen eşyaların kökenini araştıran arkeologlar, Aztek İmparatorluğu'nun geniş ticaret ağını ortaya çıkardı. 

Aztek İmparatorluğu'nun obsidyeni geniş çapta kullandığı biliniyor. Sıradan çelikten daha sert olan bu volkanik cam, jiletten daha keskin kenarlara ve aynaları andıran yansıtma özelliğine sahip olabiliyor. Ayrıca farklı renklerde oluşması, bu mineralin silahlardan takılara kadar çeşitli alanlarda kullanılmasına olanak tanıyor.

Bugüne kadar Azteklere ait arkeolojik kazı alanlarında yapılan çalışmalarda çok fazla obsidyen eşya bulunsa da bunların nereden geldiği detaylıca incelenmemişti. 

Bulguları hakemli dergi PNAS'te dün (12 Mayıs) yayımlanan çalışmada, Aztek İmparatorluğu'nun başkenti Tenoçtitlan'ın ana tapınağı Templo Mayor'dan çıkarılan 788 obsidyen obje analiz edildi. Araştırma bugüne kadar bölgede yapılan en kapsamlı obsidyen çalışması olma özelliği taşıyor.

Örneklerin yaklaşık yüzde 90'ının başkentin 94 kilometre kadar kuzeydoğusundaki Sierra de Pachuca'dan çıkarıldığı tespit edildi. Bu bölge, yeşil ve altın rengi volkanik camlarıyla biliniyor.

Ancak nesnelerin geri kalanındaki mineral, 7 farklı bölgeden geliyordu. Araştırmacılar Ucareo gibi bazı bölgelerin, imparatorluğun sınırlarının dışında yer aldığını belirtiyor.

Aztek İttifakı kurulmadan önce Tenoçtitlan'ın obsidyeni çoğunlukla yakındaki Pachuca'dan temin ettiği görülüyor. Ancak MS 1430 civarında imparatorluğun güçlenmesinden sonra başkente rakip devletlerden daha çok obsidyen girdiği anlaşılıyor.

Araştırmacılar ayrıca bu dönemde dini amaçlarla kullanılan obsidyenin neredeyse tamamının Pachuca'dan geldiğini saptadı. Bu durum merkezi kontrolün artarak dini alanı tek tipleştirdiği anlamına gelebilir.

Tulane Üniversitesi'nden makalenin başyazarı Diego Matadamas-Gomora "Meksikalılar yeşil obsidyeni tercih etse de çoğunlukla ritüel dışı amaçlarla kullanılan obsidyen eserlerdeki yüksek çeşitlilik, birden fazla kaynaktan gelen obsidyen aletlerin, imparatorluğun başkentine doğrudan madenler yerine pazar yoluyla ulaştığını düşündürüyor" diyor.

Tarihi belgeler de Orta Amerika'nın çeşitli bölgelerinden gelen tüccarların, Tenoçtitlan pazarında mallarını sattığını gösteriyor.

Araştırmacılar makalede şu ifadeleri kullanıyor:

En az 7 obsidyen kaynağının varlığı, Meksikalıların bu dönemde ticari etkileşimlerini genişlettiğine işaret ediyor.

Araştırmacılar, Aztek obsidyeninin kökenlerini inceleyerek Orta Amerika'daki ticari ağların daha net bir haritasını çıkarmayı umuyor.

Matadamas-Gomora yeni çalışma hakkında "Bu tür bir analiz imparatorluk topraklarının, siyasi ittifakların ve ticari ağların zaman içinde nasıl geliştiğinin izini sürmemizi sağlıyor" diyor.

Independent Türkçe, Science Alert, Phys.org, PNAS