Yemen: Suudi Arabistan öncülüğündeki koalisyonun Yemen'de kalmasına ihtiyaç var
Yemen Başkanlık Konseyi Başkanı Reşad el-Alimi (SABA)
Yemen Başkanlık Konseyi Başkanı Reşad el-Alimi, Suudi Arabistan öncülüğündeki koalisyonun ülkede kalmasına ihtiyaç duyulduğunu belirterek, koalisyonun bölgede istikrarın güvencesi olduğunu söyledi.
Yemen resmi ajansı SABA'nın haberine göre Alimi, koalisyon güçlerinin Yemen'de savaşa müdahil olmasının sekizinci yıl dönümünde Suudi Arabistan'ın Ukaz gazetesine açıklamalarda bulundu.
Alimi, "Husilerin tansiyonu yükselten adımları, uluslararası güvenlik ve barışı sarsan askeri tatbikatlarının, bölgede istikrarın güvencesi olarak koalisyon güçlerinin ülkede kalmasını gerektirdiğini" kaydetti.
Başkanlık Konseyi Başkanı ayrıca koalisyonun, Yemen'deki varlığının, halka özgürlük ve birlikte yaşama alanı açtığını savundu.
Yemen'deki kriz
Yemen'de İran destekli darbeci Husiler, Eylül 2014'ten bu yana başkent Sana ve bazı bölgelerin denetimini elinde bulunduruyor.
Suudi Arabistan öncülüğündeki koalisyon güçleri ise Mart 2015'ten itibaren Husilere karşı Yemen hükümetine destek veriyor.
BM Mülteciler Yüksek Komiserliği raporlarına göre, iç savaş nedeniyle Yemen halkının yüzde 73'ü insani yardıma muhtaç hale geldi, yaklaşık 23,4 milyon nüfuslu ülkede 4,3 milyon kişi de yerinden edildi.
Yedek askerlerin isyanını önlemek için milyar dolarlık İsrail planıhttps://turkish.aawsat.com/d%C3%BCnya/5142554-yedek-askerlerin-isyan%C4%B1n%C4%B1-%C3%B6nlemek-i%C3%A7in-milyar-dolarl%C4%B1k-i%CC%87srail-plan%C4%B1
Yedek askerlerin isyanını önlemek için milyar dolarlık İsrail planı
Askeri operasyonlar sırasında Batı Şeria sokaklarındaki İsrail askerleri (İsrail ordusu)
İsrail hükümeti, yedek subay ve askerler için 3 milyar şekel (yaklaşık 1 milyar dolar) değerinde büyük bir mali destek planını onayladı.
İsrail medyası bu planın doğru, hayati ve adil olduğunu, ancak iyi niyetle onaylanmadığını, daha ziyade Netanyahu'nun hizmete uymama olgusunu engelleme girişimi olduğunu kaydetti.
Ordu, uyum oranının yüzde 75 olduğunu bildirdi. Ancak gözlemciler bu rakamın hileli olduğunu, ordunun uyum sağlamayacağını bildiği kişileri kasıtlı olarak davet etmediğini ve gerçek uyum oranının yüzde 50'yi geçmediğini iddia etti.
Gözlemciler, Netanyahu'nun bu olgudan korktuğunu ve başlangıçta Genelkurmay Başkanı'na, askerlik hizmetini yerine getirmeyenleri cezalandırması yönünde baskı yaptığını ileri sürdü. Ancak Netanyahu, böyle bir eylemin, sokaklarda kendi politikasına karşı gösteri yapan on binlerce asker ve subayla karşı karşıya gelme tehlikesini doğuracağının farkındaydı.
İsrail askerleri geçtiğimiz ocak ayında Gazze Şeridi'nde öldürülen bir meslektaşlarının defni sırasında Kudüs'teki askeri mezarlıkta (EPA)
Böylece Netanyahu, birçoklarının ‘siyasi rüşvet’ olarak gördüğü ‘havuç’ yöntemine başvurdu.
Plan ilk olarak Başbakan Binyamin Netanyahu, Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Adalet Bakanı Yariv Levin ve Savunma Bakanı Yisrael Katz'ın başkanlık ettiği toplantıda onaylandı. Planın üç ay içinde Mevzuat Bakanlık Komitesi tarafından onaylanması bekleniyor.
Yıllık ödenek
Plan, 60 günden fazla (üniversite öğrencileri için 40 gün) görev yapan her kolordu komutanı için yılda bir kez 22 bin şekel (bir dolar yaklaşık 3,5 şekel), bölük komutanları için 10 bin şekel, tümen komutanları için 6 bin şekel, tatil günlerinde görev yapanlar için 5 bin şekel ve birden fazla çağrılanlar için bin şekel daha ödenek verilmesini içeriyor.
Yedek kuvvetlerde 10 günden fazla görev yapanlara yarım puan, 30 günden fazla görev yapanlara 0,75 puan, yılda 40 günden fazla görev yapanlara tam puan ve ilave her beş gün için çeyrek puan olmak üzere en fazla dört puana kadar gelir vergisi muafiyeti tanınıyor.
Yedek askerlere konut yardımı yapılıyor. Ayrıca, çalışanlarını askere gitmeleri için serbest bırakan ve döndükten sonra işe geri alan işverenlere vergi indirimi sağlanıyor.
Gazze Şeridi sınırındaki İsrail askerleri (Reuters)
Katz, bu miktarın şu anda yedek ordudaki asker ve subaylara verilen ödenekler için harcanan 20 milyar şekellik bütçeye eklendiğini söyledi.
Diğer yandan bir grup subay ‘rüşveti’ reddederek, savaşın sona erdirilmesi ve esirlerin serbest bırakılması talebiyle bir medya kampanyası başlattı. Şarku’l Avsat’ın Yedioth Ahronoth'tan aktardığına göre kampanya, ‘Kaçırılanların hayatları para karşılığında satılamaz’ sloganı altında yürütülecek.