İbero-Amerika Zirvesi’nde anlaşmazlıklar derinleşti

 Cumartesi günü Santo Domingo'da düzenlenen I28. İbero-Amerika Zirvesi'ne katılan liderler hatıra fotoğrafı çektirdiler. (EPA)
Cumartesi günü Santo Domingo'da düzenlenen I28. İbero-Amerika Zirvesi'ne katılan liderler hatıra fotoğrafı çektirdiler. (EPA)
TT

İbero-Amerika Zirvesi’nde anlaşmazlıklar derinleşti

 Cumartesi günü Santo Domingo'da düzenlenen I28. İbero-Amerika Zirvesi'ne katılan liderler hatıra fotoğrafı çektirdiler. (EPA)
Cumartesi günü Santo Domingo'da düzenlenen I28. İbero-Amerika Zirvesi'ne katılan liderler hatıra fotoğrafı çektirdiler. (EPA)

Uzun yıllar boyunca süren derin anlaşmazlıkların ardından Avrupa ve Latin Amerika'da İspanyolca ve Portekizce konuşan 22 ülkeyi kapsayan İbero-Amerika ülkeleri grubu, geçtiğimiz hafta sonu Santo Domingo'da yapılan son zirvede bir dizi anlaşma ve karara vardı. İbero-Amerika Genel Sekreteri Andres Allamand, bölgenin karşı karşıya olduğu kapsamlı zorlukların üstesinden gelmek için büyük umutların bağlandığı iddialı bir projede tarihi bir dönüm noktasına dikkat çekti.  
1991 yılında İspanya'nın girişimiyle kurulan grubun düzenlediği zirveye 13 devlet başkanı katıldı. Meksika ve Brezilya liderlerinin yanısıra son bölgesel toplantılara katılmayan Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro da zirvede yer almadı. Çin ziyaretini de ertelemek zorunda kalan Brezilya Devlet Başkanı Luiz Lula, göğüs enfeksiyonu nedeniyle zirveye katılamadı. Meksika Devlet Başkanı Andres Manuel Lopez Obrador, Meksika Devlet Başkanı ile İspanya Kralı 6. Felipe arasındaki ilişkilerin soğukluğu dolayısıyla zirvede yer almadı. Obrador, Kral 6. Felipe'ye sömürge döneminde İspanyollar tarafından işlenen ihlaller için özür dilemesini isteyen bir mektup göndermiş, İspanya Kralı ise bu talebi reddetmişti.
Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre İbero-Amerika grubu, aralarındaki zor dengelere rağmen, Ukrayna’daki savaş konusunda ortak bir tutum belirlemek gibi bir dizi çetrefilli konuda anlaşmaya vardı. Nikaragua, Venezuela, Küba, Bolivya ve El Salvador, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'nda Rus işgalini kınayan kararı desteklememişti. Zirvede kaydedilen kararda, devletlerin egemenliğine ve toprak bütünlüğüne saygı duyulması dahil olmak üzere BM Şartı ilkelerine dayanan kapsamlı, adil ve kalıcı bir barış çağrısında bulunuldu. Ancak Ukrayna’dan bahsedilmedi. Şili Devlet Başkanı Gabriel Boric, Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy ile temasa geçtiğini belirtmiş, kendisini desteklediğinden bahsetmişti. Kolombiya Cumhurbaşkanı Gustavo Petro ise bir işgali eleştirip diğerini alkışlamanın kabul edilemeyeceğini vurgulamıştı.
Zirveye liderler arasındaki anlaşmazlıklar damgasını vurdu. Arjantin Devlet Başkanı Alberto Fernandez, “Hepimiz aynı gemideyiz, kimse tek başına hayatta kalamaz” ifadesini kullandı. Şili Devlet Başkanı, Nikaragua Devlet Başkanı Daniel Ortega’yı sert bir şekilde eleştirerek rejimini zorbalıkla itham etti. Kolombiya Cumhurbaşkanı Gustavo Petro, Peru’nun eski Devlet Başkanı Pedro Castillo’nun ‘kendisini deviren darbe olmasaydı’ zirveye katılanlar arasında olması gerektiğine dikkat çekti. Bunun üzerine Peru Dışişleri Bakanı ise “Pedro Castillo, meşruiyete darbe girişiminde bulunduğu için burada değil. Eğer burada olsaydı, aranızda bir zorba olurdu” vurgusunda bulundu.
Ancak bu derin siyasi anlaşmazlıklar, Ibero-Amerika işbirliği için eylem planı, dijital haklar anlaşması, gıda güvenliği stratejisi, çevrenin ve tatlı su gibi doğal kaynakların korunması için yeşil pakt gibi önemli kararlar üzerinde anlaşmaya varılmasını engellemedi. Zirveye katılanlar, iklim değişikliğinin günümüzün en ciddi küresel sorunu olduğunu, bunun grup ülkeleri arasında henüz neredeyse bulunmayan ekonomik entegrasyonu geliştirmek için bir fırsat sayıldığını vurguladı. BM Latin Amerika ve Karayipler Ekonomik Komisyonuna (ECLAC) verilerine göre, bölge içi ticaret hacmi toplam ticaret borsalarının yüzde 19'unu aşmıyor.
Arjantin Devlet Başkanı Alberto Fernandez açıklamasında “Sendikamız henüz diğer her şeyden daha retorik. Çok konuşuyoruz, ancak gerçek ekonomik entegrasyon için çok az şey yapıyoruz” ifadelerini kullandı. İspanya Kralı 6. Felipe ise artık hükümetler tarafından düzenlenen periyodik zirvelerde yer almayan grubun, ancak sivil toplum kuruluşları tarafından düzenlenen kapsamlı ekonomik ve sosyal toplantılar ve forumlar ağına dayalı olarak etkileşime girme ve büyüme yeteneğine sahip olduğunu vurguladı.
Haiti'de kötüleşen durum, zirvede yoğun ilgi gören başlıklardan biriydi. Sorumluluğunun uluslararası topluma ait olduğunu, bu ülkeye yardım etmenin tek yolunun, bedeli ne olursa olsun barışı sağlamak olduğunu vurgulayan Dominik Cumhuriyeti Devlet Başkanı Luis Abinader, “Zirâ ülkedeki sosyal, yaşamsal, insani ve güvenlik koşullarındaki bozukluk ürkütücü boyutlara ulaştı” ifadelerini kullandı.
İspanya Başbakanı Pedro Sanchez de zirvenin kapanışında yaptığı açıklamada, Avrupa ile Latin Amerika arasında temmuz ayında Brüksel'de yapılacak zirvede Avrupa Birliği'nin (AB) bölgeye stratejik yatırım paketini sunacağını duyurdu. Grup, AB’nin bölge ülkeleriyle ilişkilerini yeniden hayata geçirmek için bel bağladığı bu zirveye hazırlanmaya yardımcı olmak için AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell’i Santo Domingo’daki zirveye davet etmişti. Borrell, katılan ülkelerin hükümetlerini, iki taraf arasında donuk durumdaki ticari ve ekonomik anlaşmaları sonuçlandırmak için bekleyen reformları tamamlamak amacıyla İspanya’nın AB dönem başkanlığından yararlanmaya çağırmıştı.



İran, ABD'nin önerisi nedeniyle müzakereleri askıya aldığı iddialarını yalanladı

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi (Reuters)
İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi (Reuters)
TT

İran, ABD'nin önerisi nedeniyle müzakereleri askıya aldığı iddialarını yalanladı

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi (Reuters)
İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi (Reuters)

İran devlet televizyonu, ABD Başkanı Donald Trump'ın Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff ile Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi arasındaki müzakerelerde ‘geçici’ bir çıkmaz yaşandığını iddialarını yalanladı.

İran medyası, yaklaşık bir saat süren görüşmelerin ardından Arakçi'nin ‘ABD tarafının nükleer olmayan konuları gündeme getirmesi nedeniyle müzakereleri 15 dakikalığına durdurduğunu ve görüşmelerin yeniden başlamasının sadece nükleer konulara odaklanılması şartına bağlı olduğunu açıkladığını’ bildirdi.

Bu açıklama, Tahran'ın ABD heyetine ‘İsrail'in etkisi altında gerçekçi olmayan ve mantıksız taleplerde bulunmaktan kaçınma’ çağrısı yapmasının ardından geldi.

Konuyla ilgili bilgi sahibi bir kaynak devlet televizyonuna yaptığı açıklamada, müzakerelere 15 dakika ara verildiğine dair basında çıkan haberleri yalanladı. Haberleri ‘yalan’ olarak nitelendiren kaynak, “Söz konusu haberlerin gerçek dışı olduğu ortaya çıktı” dedi.

Duraklamanın yalanlanmasına rağmen, İran heyetine eşlik eden gazeteciler duraklamanın doğruluğunu teyit etti, ancak bunun İran heyetinin ‘namaz için ara verme’ talebinden kaynaklandığını söylediler.

Hem ABD hem de İran tarafından yetkililer, Witkoff ile Arakçi liderliğindeki İran heyeti arasında İran'ın nükleer programına ilişkin ikinci tur görüşmelerin cumartesi günü Roma'da başladığını duyurdu.

İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bekayi devlet televizyonuna yaptığı açıklamada, “İran ve ABD arasındaki dolaylı görüşmeler Roma saatiyle 12.00 sularında Umman Büyükelçisi’nin konutunda Umman Dışişleri Bakanı Bedr el-Busaidi'nin de katılımıyla başladı... İtalyan tarafı ev sahipliği yapmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi” ifadelerini kullandı.

Bekayi sözlerini şöyle sürdürdü: “Müzakerelerin süreci ilk tura benziyor. İki heyet iki ayrı odada oturuyor ve Umman Dışişleri Bakanı iki heyet arasında gidip geliyor. Müzakereler başlamadan önce Ummanlı bakanla görüşmelerimiz oldu. Müzakereler bir önceki turda olduğu gibi tamamen Umman tarafından yönetiliyor.”

Bekayi, “Medya müzakerelerle ilgili yalan haberlere yer vermemeli ve doğru haberleri Dışişleri Bakanlığı aracılığıyla takip etmelidir. Yalan haberler müzakerelerle ilgili kafa karışıklığı yaratma girişimlerinin bir parçasıdır. Bizim odak noktamız bu marjinal hususlara dikkat etmeden İran'ın çıkarlarını gerçekleştirmektir” şeklinde konuştu.

İran heyetinin Roma'ya varışının ardından devlet medyası Bekayi'nin şu sözlerini aktardı: “Son birkaç gün içinde bazı ABD yetkilileri tarafından yapılan çelişkili açıklamalar ışığında, ABD tarafının ilk aşamada niyeti ve ciddiyeti konusunda ortaya çıkan tehlikeli belirsizliği ortadan kaldıracak bir açıklama yapmasını bekliyoruz.”

Bekayi, “İran İslam Cumhuriyeti'nin gerek yasadışı yaptırımların kaldırılması gerekse nükleer meseleye ilişkin pozisyon ve talepleri son derece nettir ve müzakerelerin ilk turunda karşı tarafa iletilmiştir. Önceki yöntemlere geri dönmek bir sonuç getirmeyecektir. Karşı taraf gerçekçi davranmadıkça ve İsrail'in etkisi altında gerçekçi olmayan ve mantıksız taleplerde bulunmaktan kaçınmadıkça gerçek bir ilerleme sağlanamaz” dedi.

Adının açıklanmaması kaydıyla AP’ye konuşan ABD'li bir yetkili, görüşmelerin Camilluccia semtindeki Umman Büyükelçiliği’nde yapıldığını söyledi.

İran devlet televizyonu, Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi ve üst düzey yardımcılarının İtalya'nın başkenti Roma'da bulunan Umman Büyükelçiliği’ndeki dolaylı görüşmelere geldiğini bildirdi.

Görüşmelere ABD'nin Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff başkanlığındaki ABD heyeti katıldı.

Arakçi görüşmeler öncesinde Ummanlı mevkidaşı Bedr el-Busaidi ile istişarelerde bulundu. İranlı bakan daha önce de İtalyan mevkidaşı Antonio Tajani ile istişarelerde bulunmuştu.

Witkoff ve Arakçi, Tahran ile Batılı ülkeler arasında gerilime neden olan İran'ın nükleer dosyasıyla ilgili görüşmelere 12 Nisan'da Umman'da başladı.

ABD Özel Temsilcisi Steve Witkoff (AP)ABD Özel Temsilcisi Steve Witkoff (AP)

İki ismin bu yüksek riskli müzakerelerde ortak bir zemin bulma becerileri görüşmelerin kaderini belirleyebilir. Her iki isim de bu sabah geç saatlerde Roma'nın Camilluccia semtindeki Umman Büyükelçiliği’ne vardı.

Görüşmeler, iki ülke arasında 1979 İran Devrimi ve ABD Büyükelçiliği rehine krizinden bu yana süregelen düşmanlık bağlamında tarihi bir an. ABD Başkanı Donald Trump'ın 2018 yılında İran nükleer anlaşmasından çekilmesi, ekonomik yaptırımların kaldırılması karşılığında İran'ın uranyum zenginleştirmesini sınırlandıran anlaşmayı yeniden tesis etmekte başarısız olan yıllarca süren saldırılara ve müzakerelere yol açtı.

Riskler, İran'ın nükleer tesislerine yönelik bir ABD ya da İsrail askeri saldırısı ya da İran'ın nükleer silah edinme tehdidini gerçekleştirmesi olasılığında yatıyor.

Bu arada, İsrail ile Hamas arasında Gazze Şeridi'nde yaşanan savaş ve ABD'nin Yemen'de İran destekli Husilere karşı düzenlediği ve onlarca kişinin ölümüne neden olan hava saldırıları Ortadoğu'daki gerilimi arttırdı.

Trump dün yaptığı açıklamada, “İran'ın çok basit bir şekilde nükleer silah edinmesini engellemekten yanayım. İran'ın büyük, müreffeh ve harika olmasını istiyorum” dedi.

İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bekayi bugün X platformunda yaptığı paylaşımda, “İran her zaman iyi niyetle ve sorumluluk duygusuyla sorunları çözmenin medeni bir yolu olarak diplomasiye olan bağlılığını göstermiştir. Yolun kolay olmadığının farkındayız. Ancak geçmiş deneyimlerden yararlanarak her adımı açık gözlerle atıyoruz” ifadelerine yer verdi.

Arakçi bugün Witkoff ile yapacağı ‘dolaylı’ görüşmeler öncesinde İtalya Dışişleri Bakanı Antonio Tajani ile bir araya geldi.

Hem Arakçi hem de Witkoff görüşmeler öncesinde seyahat ettiler. Witkoff Ukrayna ve İran konulu görüşmeler için Paris'teydi. Arakçi ise Devlet Başkanı Vladimir Putin de dahil olmak üzere Rus yetkililerle bir araya geldiği Moskova ziyaretinin ardından Tahran'a döndü.

2015'teki İran nükleer anlaşmasını imzalayan dünya güçlerinin bir üyesi olan Rusya, Tahran ile Washington arasında gelecekte varılacak herhangi bir anlaşmada kilit bir oyuncu olabilir. Analistler Moskova'nın İran'ın silah üretmek için gerekli olan yüzde 90'a yakın bir seviye olan yüzde 60'a kadar zenginleştirilmiş uranyumunu taşıma görevini üstlenebileceğini öne sürüyor.

İlk tur görüşmelerde arabuluculuk yapan Umman Dışişleri Bakanı Bedr el-Busaidi de dün Roma'ya gelerek İtalyan mevkidaşı ile görüştü. Bekayi, el-Busaidi'nin iki ülke arasında yine arabuluculuk yapacağını söyledi.

Arap Yarımadası'nın doğu ucunda yer alan Umman, İran ile Batı arasında arabuluculuk yapan uzun soluklu bir aktör. Maskat geçen hafta sonu Arakçi ve Witkoff arasındaki müzakerelerin ilk turuna ev sahipliği yaptı.

İran ekonomik istikrar anlaşması istiyor

İran'daki protestolar, halkın hayat pahalılığından duyduğu hoşnutsuzluğun bir sonucu olarak tırmanmaya devam ederken, ülkedeki sübvansiyonlu benzin fiyatlarının artırılabileceği ve bunun da yeni protestolara yol açabileceği söylentileri var.

İran'ın para birimi riyal, ay başında ABD doları karşısında bir milyon sınırını aşarak keskin bir düşüş yaşadı. Ancak Tahran'ın devam etmesini umduğu görüşmelerin başlamasıyla kısmen iyileşme görüldü.

Bir başka gelişme de İran Air'in uzun süredir beklediği iki adet Airbus A330-200'ün perşembe günü Tahran'a ulaşması oldu. Daha önce Çin'in Hainan Havayolları'na ait olan uçaklar İran adına yeniden tescil edildi. İran'a yönelik yaptırımlar nedeniyle anlaşmanın ABD Hazine Bakanlığı tarafından onaylanması gerekiyor ve Washington'dan henüz bir açıklama gelmedi.

2015 anlaşması kapsamında yeni uçaklar satın alabilen İran, Airbus ve Boeing ile büyük anlaşmalar yapmıştı. Ancak bu anlaşmalar Trump'ın nükleer anlaşmayı iptal etme tehditlerinden etkilendi.