Batı müziği Arap müziğini nasıl özgürleştirdi?

Batı sanatında, ister filmlerde ister şarkılarda olsun, sansür politikaları bulmak zor

Sanatsal yaratıcılık artık sadece şarkı ve ilahi söylemeye odaklanmıyor
Sanatsal yaratıcılık artık sadece şarkı ve ilahi söylemeye odaklanmıyor
TT

Batı müziği Arap müziğini nasıl özgürleştirdi?

Sanatsal yaratıcılık artık sadece şarkı ve ilahi söylemeye odaklanmıyor
Sanatsal yaratıcılık artık sadece şarkı ve ilahi söylemeye odaklanmıyor

Eşref el-Hassani
Çağdaş Arap müziği, son 20 yılda, resmi kurumların ulusal müzik üretimiyle ilişkilerindeki zayıflığı göstermesine katkıda bulunmakla kalmayıp, aynı zamanda kendisini besleyen ve damarlarına yeni kan pompalayan varoluşsal bir dönüşüme tanık oldu.
Bu, onu müzik prodüksiyon blogunda prestijli ve derin bir konum haline getiren bazı Arap müzik projelerine yaptığı olağanüstü katkı sayesinde oldu.
Nitekim, yerel desteğin müzisyenlere ve şarkıcılara empoze etmeye çalıştığı çeşitli profil oluşturma ve ilahi veya şarkı söyleme biçimlerinin üstesinden de bu sayede gelindi.
Bu nedenle bazı araştırmacılar, Arap müzisyenlerin diğer ifade biçimlerine açılmasında dış desteğin önemli rol oynadığını düşünüyor ve bu dönüşümün, onları, yaratıcılıklarında güçlü sanatsal kalelerini aşarak, daha önce hiç hayal etmedikleri estetik alanlara doğru geliştirdiğine inanıyor.
Sanatsal yaratıcılık artık sadece şarkı ve ilahi söylemeye odaklanmıyor, müziği araçları, mekanizmaları ve yaratıcılığıyla bağımsız bir varlık olarak ele alıyor ve aynı zamanda şarkıyla daha köklü bir ilişki kuruyor.
Müzisyen, modern Arap müziği tarihinde olduğu gibi artık şarkısında şarkıcıyı takip etmiyor, bunun yerine estetik açıdan güvenilir bir sanatsal ufuk elde etmek için müziğinde yeni tarzlar yaratıyor. 
Bununla birlikte, bu dönüşüm tüm Arap müzik prodüksiyonlarını etkilemedi, çünkü bazıları çağdaş bir görünüme kavuşmuş olsa da çoğu hala geleneksel olmaya devam ediyor. Çoğunda gelenek içine nüfuz etmiş ve tüm sanatsal ve estetik seçimlerini yönetmiştir.
Bu dönüşüm henüz özümsenmedi ve buna müzik enstrümanlarındaki yetersiz yeniliklere rağmen şarkılarını hala klasik tarzla söyleyen Arap sanatçılar da dahildir.
Arap müziği tüm temsilleri, özellikleri, sembolleri ve klasik modelleriyle şarkının geçmişini sentezleme ve yeniden çağrıştırma sınırlarını aşmayan retrospektif bir bakış açısına göre çalıştığında burada müzikal bir moderniteden bahsedilebilir mi? 

Çağdaş müziğin özellikleri
Çağdaş müzik, modern Arap müziğini karakterize eden taklit sınırlarını aşması ve müzikal yaratıcılığın üzerinde yazma ve besteleme eylemine öncelik vermeyi temel alan sanatsal bir bakış açısı olmasıyla ayırt edilir.
Müziğe güfte pahasına değer veren Arap sanatsal deneyimlerine nadiren rastladığımız için müzisyenin söz yazarının bir taklitçisi haline geldiği şekilde değil, müziğin yoğunluğunu ve her zamanki oryantal monotonluğunu kıran sanatsal etkileşimler ve estetik kesişimler yaratmasıyla yeni tarzlar oluşturulabilir.
Bazı uzmanlar "deney"i çağdaş müziği karakterize eden en önemli estetik kavramlardan biri olarak görüyor.
Bunun nedeni, kavramın bazı müzik tarzlarının dayandığı estetik kavram haline gelen melez müzik formlarının yaratılmasına yol açmasıdır.
Buradaki deneyler her zaman müzik kurallarının kıskacından bağımsız.
Çünkü bunlar akademik kesinlikleri kırmaya ve yok etmeye ve onları çağdaş müzik tarihinde sadece sistemsel fikirler haline getirmeye dayalı bir sanat formu oluşturmaya çalışmaktadır. 
Yazar Georgette Issa bu konuyla ilgili düşüncelerini şöyle dile getirmişti:
"Modern veya Batı müziğinde olduğu gibi, izlenen katı yeni kurallara saygı duyma konusunda her zaman bir istek olmuştur. Ama şimdi, deney kavramı herhangi bir müzik kuralından tamamen kaçınmak anlamına geliyor. 20'nci yüzyılın ortalarından günümüze kadar, deneyin kendisi en iyi değer haline geldi ve örneğin rock müzik bu bağlamda ortaya çıktı."
Çağdaş müziğin özelliklerinden biri de kompozisyonu ve birden fazla söylem ve anlamı taşıyabilmesi olduğu için, müzik yapımcıları artık bu konuya el atıyor ve şarkının yayılmasında siyasi veya ideolojik tartışma yaratmak amacıyla protest albümleri destekliyor.

Sansür şiddeti
Ayrıca sansür, Arap şarkıcı ve müzisyenleri dış desteği kabul etmeye iten en önemli pratik engellerden birini oluşturuyor.
Kamu işlerinin modernleşmesine ve buna eşlik eden sanat ve estetik endüstrisindeki yeniliklere rağmen, kurumlar hala bazı albümleri hakim siyasi söyleme karşı çıktıkları veya kamu ahlakını zedeledikleri gerekçesiyle reddediyor.
Bu yerel ve ulusal destek biçimleri, yirminci yüzyılın ellili yıllarından beri Arap müziğine eşlik eden tüm modernleşme biçimlerini çürütmeye çalışıyor.
Sansür sadece sanat hayatını aksatmakla kalmadı, aynı zamanda birçok şarkı söyleme deneyimini değiştirmeye ve bunları rap'ten rai'ye ve rai'den popüler ve pop'a dönüştürmeye katkıda bulundu.
Bu sayede sanatçı genellikle çağdaş şarkıları karakterize eden politik sınırlardan kaçındı.
Böylece amacı sadece eğlence ve tüketim olan, hareketli şarkılara dönüşmüş onlarca ciddi şarkı söyleme deneyimine tanık oluyoruz.
Yabancı müzik tarzıyla üretim, Arap müziğinin modernleşmesine katkıda bulundu. Bunun nedeni, finansal bağımsızlığın sanatçılara yeni, daha benzersiz ve yaratıcı müzik yaratma imkanı vermesi.
Çünkü sanatçı, bedenini sonsuz müzikal deneylerin enginliğine bırakırken, sanatsal koşullara ve estetik engellere tabi değil.
Batı sanatında, ister filmlerde ister şarkılarda olsun, sansür politikaları bulmak zor olduğundan, büyük lirik eserler ulusal yapımların dayattığı sınırlara uymak zorunda kalmaz.
Bu nedenle Batı müziği 20'nci yüzyılın başından beri devasa eserler üretmiştir ve bu, Arap dünyasında da benzer bir etki yarattı.
Bunun örnekleri Suad Massi, Meşru Leyla ve bazı alternatif müzik gruplarının eserleridir.

Independent Türkçe



The Shining'de Jack Nicholson'la ilgili "daha önce kimsenin fark etmediği" bir detay gün ışığına çıktı

(Columbia-EMI)
(Columbia-EMI)
TT

The Shining'de Jack Nicholson'la ilgili "daha önce kimsenin fark etmediği" bir detay gün ışığına çıktı

(Columbia-EMI)
(Columbia-EMI)

Cinnet'te (The Shining) oynayan aktör Jack Nicholson hakkındaki yeni bir ayrıntı, bu korku filminin hayranlarını şaşkına döndürdü.

Stanley Kubrick'in 1980'de gösterime giren eseri, tüm zamanların en iyi korku filmlerinden biri olarak kabul ediliyor ve yıllar içinde çok sayıda kitap ve belgesele konu oldu.

Film teorisyenleri, bu projelerde Cinnet'i ayrıntılı bir şekilde inceleyerek her sahnede yer alan fikirleri ve gizli atıfları paylaştı.

Bununla birlikte, Kubrick yazarı ve denemecisi Fillippo Ulivieri, görünüşe göre daha önce kimsenin fark etmediği bir şeyi buldu.

Ulivieri, 50 gönderilik tweet dizisinde şunları yazdı:

Stanley Kubrick'in Cinnet'inde tuhaf bir şey olduğunu fark ettim. Doğru, Cinnet'te bir sürü tuhaf şey oluyor ama bu gerçekten tuhaf.

Ulivieri, "Daha önce bunu kimsenin fark ettiğini sanmıyorum çünkü bu konuda hiçbir şey bulamıyorum. Ne bir makale, ne bir video, hiçbir şey" diye ekledi.

Daha sonra Ulivieri, Nicholson'ın filmde Jack Torrance karakterini canlandırırken birden fazla kez doğrudan kameranın merceğine bakmasına dikkat çekti.

Nicholson bunu filmin başından soğuk finaline kadar birçok kez yapsa da, asla yeterince uzun sürmediği için bu bakışların neredeyse fark edilmediği vurgulanıyor.

Ulivieri şunu da ekledi:

Jack Torrance kameraya baksa da bakacak kimsenin olmadığı tüm o anlardan bahsediyorum.

Making the Shining (Cinnet'i Çekmek) adlı belgeselde yer alan bir sahne de bu noktayı destekliyor zira Kubrick, Nicholson'dan kapıyı baltayla kırmadan önceki anlarda doğrudan kameraya bakmasını isterken görülüyor.

Ulivieri'nin ortaya attığı teoriye göre, bu bakışlar seyirciyi farkına varmadan tedirgin etmek için olabilir. Kameranın, Nicholson'ın Overlook Oteli'nde erkenden "saptadığı" bir hayaleti temsil edebileceği de öne sürülüyor.

Filmin hayranları, teoriyle ilgili bir de video paylaşan Ulivieri'ye övgüler yağdırırken pek çok kişi bu yaklaşımı "zekice", "fantastik" ve "büyüleyici" diye nitelendirdi.


80 yaşındaki Harrison Ford, Indiana Jones çekimlerinde dublörleri yanından kovmuş

AP
AP
TT

80 yaşındaki Harrison Ford, Indiana Jones çekimlerinde dublörleri yanından kovmuş

AP
AP

Harrison Ford, Indiana Jones olarak "yaşlı bir adam" gibi görünmesini engellemek isteyen ekip üyelerine direnmiş.

80 yaşındaki oyuncu, 30 Haziran'da vizyona girecek Indiana Jones ve Kader Kadranı'nda (Indiana Jones and the Dial of Destiny) maceracı arkeolog rolünü yeniden canlandırdı. The Independent'ın incelemesini buradan okuyabilirsiniz.

Film, dijital yöntemlerle yaşı değiştirilmiş Ford'un daha genç olduğu yılları gösteren 25 dakikalık bir bölümle açılırken, aktör filmin geri kalanında kendi yaşında.

Ancak yeni bir röportajda Ford, Indy'nin sonraki zaman çizelgesinde kendi yaşında görünmesi için mücadele ettiği bir anı hatırladı.

Aktör, Indiana'nın New York metrosunun platformunda ata bindiği bir sahneyi çekerken, üç dublörün kendisini sabitlemek için ellerini bacaklarına koyduğunu hissetmiş.

The Independent'ın haberine göre, Esquire'a konuşan Ford, "Ne oluyor lan diye düşündüm. Sanki tacizciler tarafından saldırıya uğruyormuşum gibiydi. Aşağı baktım ve orada üzengiden düşmememi sağlayan üç dublör vardı" dedi.

Dediler ki, "Ah, sadece korktuk çünkü şey diye düşündük, bilirsin" ve falan filan. Ben de dedim ki, "Beni yalnız bırak lan, ben yaşlı bir adamım."

Ford sözlerini şöyle sürdürmüş:

Beni yalnız bırakın, ben attan inen yaşlı bir adamım ve böyle görünmesini istiyorum!

Ford'un Kader Kadranı'nda Indy'yi canlandırırken yaşlanmış görünmeye istekli olmasına rağmen, Yıldız Savaşları (Star Wars) yıldızı kısa süre önce filmde yaşlandırma teknolojisinin kullanılmasını savunmuştu.

Film geçen ay Cannes Film Festivali'nde prömiyerini yaparken Ford, "Bunun benim yüzüm olduğunu biliyorum" demişti.

Bu bir çeşit Photoshop büyüsü değil. 35 yıl önce böyle görünüyordum. Çünkü Lucasfilm bunca yıl boyunca birlikte yaptığımız filmlerin her karesine sahip. Bu süreç, bu kütüphanenin bilimsel madenciliği, iyi [kullanıldı]... Bu, bir hikayeyle desteklenmediği sürece sadece bir aldatmacadır ve eğer dürüst değilse, gerçek değilse, çok göze batar... Yani duygusal olarak gerçek değilse. Bu yüzden çok maharetli kullanıldığını düşünüyorum.

Indiana Jones ve Kader Kadranı, 30 Haziran'da sinemalarda gösterime girecek.


Tom Holland, Örümcek Adam 4 hakkında bir iyi bir de kötü haber verdi

Reuters
Reuters
TT

Tom Holland, Örümcek Adam 4 hakkında bir iyi bir de kötü haber verdi

Reuters
Reuters

Tom Holland, hayranlarına Marvel Sinematik Evreni'ne (MSE) olası dönüșü için yapılan görüșmeler hakkında bilgi verdi.

27 yaşındaki aktör popüler serinin birçok filminde Peter Parker, nam-ı diğer Örümcek Adam olarak rol almıştı, buna kendi üçlemesi de dahil: Örümcek Adam: Eve Dönüş (Spider-Man: Homecoming) (2017), Örümcek Adam: Evden Uzakta (Spider-Man: Far From Home) (2019) ve Örümcek Adam: Eve Dönüş Yok (Spider-Man: No Way Home).

Holland'ın serideki geleceği henüz doğrulanmasa da aktör, gelecek filmlerde rolü yeniden canlandırmaya istekli olduğunu ifade etti.

Yeni Apple TV+ dizisi The Crowded Room'un galasında Variety'ye konuşan Holland, 4. bir MSE Örümcek Adam filmi için görüşmelerin yapıldığını ancak kısa süre önce, Hollywood yazarlarının süregelen grevi nedeniyle sekteye uğradığını açıkladı.

2 Mayıs'ta Amerika Yazarlar Birliği (WGA) ücret, yayın gelirleri ve yapay zekanın film ve TV yazarlığında kullanımıyla ilgili sorunlar nedeniyle greve gitmişti. Grev nedeniyle birçok film ve TV yapımına ara verildi.

Holland'a göre, kendisi MSE'ye geri dönmek için Marvel yöneticileriyle "toplantılar" yapıyordu ancak iş bırakan yazarlarla dayanışma amacıyla, grev nedeniyle görüşmeler askıya alınmıştı.

Holland "Bu konuda konuşamam ama toplantılar yaptığımızı söyleyebilirim" dedi.

Yazarlarla dayanışma için toplantılara ara verdik. Birden fazla görüşme yapıldı ancak bu noktada konuşmalar çok ama çok erken aşamalarda.

Aralıkta, Sony Pictures'ın başkanı Tom Rothman, hayranlara olası bir yeni Örümcek Adam devam filminin durumu hakkında muhtemel bir hayal kırıklığı yaratacak bir görüş bildirmişti.

Örümcek Adam'ın hakları Sony'ye ait olduğu için, MSE uyarlamaları Marvel Studios'la (Disney'in bir yan kuruluşu) karmaşık iş anlaşmaları içeriyor.

Rothman "Ne zaman [başka bir Örümcek Adam filmi] bekleyebilirsiniz?" demişti.

Bilmiyorum. Her şeyin bir zamanı var.

Animasyon Örümcek Adam devam filmi Örümcek Adam: Örümcek-Evrenine Geçiş (Spider-Man: Across the Spider-Verse) sinemalarda izlenebilir.


Sharon Stone felçten sonra Hollywood'un kendisine sırt çevirdiğini söyledi: "20 yıldır yokum"

Stone bu hafta The Hollywood Reporter'ın etkinliğine katıldı (AFP)
Stone bu hafta The Hollywood Reporter'ın etkinliğine katıldı (AFP)
TT

Sharon Stone felçten sonra Hollywood'un kendisine sırt çevirdiğini söyledi: "20 yıldır yokum"

Stone bu hafta The Hollywood Reporter'ın etkinliğine katıldı (AFP)
Stone bu hafta The Hollywood Reporter'ın etkinliğine katıldı (AFP)

Sharon Stone, felç geçirdikten sonra Hollywood'un kendisinden vazgeçtiğini öne sürdü.

Temel İçgüdü'nün (Basic Instinct) yıldızı, 9 gün süren beyin kanaması yüzünden 2001'de hastaneye kaldırılmıştı.

Bu tıbbi olay yüzünden oyunculuğa iki yıl ara vermek zorunda kalmıştı. 31 Mayıs Çarşamba günü The Hollywood Reporter'ın Raising Our Voices (Sesimizi Yükseltmek) adlı etkinliğine katılan Stone, kendisi sağlığına kavuşsa da kariyerinin hiç iyileşmediğini söyledi.

65 yaşındaki oyuncu, "7 yıl boyunca tedavi gördüm ve o zamandan beri hiç iş bulamadım" dedi.

Bu olay ilk gerçekleştiği zaman hiç kimseye söylemek istemedim çünkü sizinle ilgili bir şey ters giderse dışarıda kalacağınızı bilirsiniz. Bende bir şeyler ters gitti ve 20 yıldır yokum.

Stone şöyle devam etti:

İş almadım. Hayatımın bir noktasında çok büyük bir film yıldızıydım.

Stone felç geçirdikten sonraki yıllarda Kedi Kadın (Catwoman), Lovelace ve The Laundromat gibi filmlerde rol almış olsa da Gerçeğe Çağrı (Total Recall), Hızlı ve Ölü (The Quick and the Dead) ve Casino gibi gişe rekorları kıran filmlerle 80'li ve 90'lı yıllarda geldiği seviyeye tekrar ulaşamadı.

Amerikalı aktris daha önce de felcin kariyeri üzerindeki etkisi hakkında konuşmuş ve 2015'te verdiği bir röportajda beyin kanaması geçirdikten sonra "sahip olduğu her şeyi kaybettiğini" söylemişti.

Stone "Sektördeki yerimi kaybettim" demişti.

Bilirsiniz, en ilgi çekici film yıldızı gibiydim. Sanki yalnızca Prenses Diana hanımla ben o kadar ünlüydük ve o öldü, bense felç geçirdim. Ve biz unutulduk. Siz de benim gibi işinizde en arka sıralara düştüğünüzü görürseniz kendinizi en baştan bulmanız gerekir.

Hayranları, geçen hafta yeşil leopar desenli bikinisiyle bir selfie paylaşan Stone'u överken, 80'lerin seks sembolünü bir "ilham kaynağı" diye nitelendirmişti.


Eşi, Bruce Willis'in hastalığıyla ilgili konuştu: "Umudumuzu asla kaybetmeyeceğiz"

Willis, doğum günü ve Noel kutlamalarında, eski eşi Demi Moore ve kızlarıyla bir araya geliyor (Instagram)
Willis, doğum günü ve Noel kutlamalarında, eski eşi Demi Moore ve kızlarıyla bir araya geliyor (Instagram)
TT

Eşi, Bruce Willis'in hastalığıyla ilgili konuştu: "Umudumuzu asla kaybetmeyeceğiz"

Willis, doğum günü ve Noel kutlamalarında, eski eşi Demi Moore ve kızlarıyla bir araya geliyor (Instagram)
Willis, doğum günü ve Noel kutlamalarında, eski eşi Demi Moore ve kızlarıyla bir araya geliyor (Instagram)

Bruce Willis'in eşi Emma Heming Willis, kendisinin ve aktörün ailesinin geri kalanının, bilim insanlarının demansı keşfedeceklerine ve tedavi edeceklerine dair "umutlarını asla kaybetmeyeceklerini" söyledi.

68 yaşındaki aktörün, hafıza kaybı da dahil olmak üzere Alzheimer'a benzer belirtilere sahip olabilen dejeneratif bir durum olan frontotemporal demans hastası olduğu açıklanmıştı.

Hollywood yıldızıyla 2009'dan beri evli olan Heming, hafta sonu Instagram'da bir gönderi paylaştı. 44 yaşındaki Heming, paylaşımında hastalığa yönelik potansiyel bir tedavi için yapılan tıbbi denemenin durdurulmasından duyduğu hayal kırıklığını dile getirdi. 

Heming şunları yazdı: 

Dün Wave Life Sciences'ın frontotemporal demans (FTD) ve amiyotrofik lateral sklerozu (ALS) tedavi edebilecek klinik çalışmalarını sonlandırdığını okudum. Bize burada yardımcı olabileceklerinden emin değilim, gerçekten önemli değil, ama yine de mideye atılan yumruk gibi hissettiriyor.

Sözlerine "Ama her zaman iyi yanlarına bakmak zorundayım, çabalıyorlar" diye devam eden Heming, çalışmalara katılan kuruluşlara teşekkür etti.

Heming, sözlerini "Lütfen bu ivmeyi devam ettirin, öğrendikleriniz/bulduklarınız üzerine inşa edin ve bu sevgi dolu toplumdan vazgeçmeyin" diyerek tamamladı.

Ailemiz inancını korumaya devam edecek ve umudunu asla kaybetmeyecek.

Zor Ölüm (Die Hard) serisinin yıldızı, geçen yıl konuşma kaybı, yazma ve anlamada zorluğa neden olabilen hastalık nedeniyle oyunculuğu bıraktığını açıklamıştı. 

Willis'in en büyük kızı Rumer Willis'in Instagram hesabında paylaşılan bir açıklamada, durumun "bilişsel yeteneklerini etkilediği" açıklanmıştı.

Bruce Willis'in eski eşi Demi Moore'dan 34 yaşındaki Rumer, 31 yaşındaki Scout ve 29 yaşındaki Tallulah olmak üzere üç kızı bulunuyor.

Bruce Willis'in en küçük kızı Tallulah, önceki gün Vogue için yazdığı makalede, babasının frontotemporal demans (FTD) teşhisini kabullenmekte zorlandığını açıklamıştı. 

"Uzun zamandır bir şeylerin yanlış gittiğini biliyordum" diye yazan Tallulah, babasının kendisine karşı ilgisinin azaldığını sandığını ifade etti.

Annesi için yeterince güzel ve babası için de yeterince ilginç olmadığını düşündüğünü yazan Tallulah, Willis'in hastalığını bir arkadaşının düğününde idrak ettiğini anlattı:

Birden, düğünümde babamın benim hakkımda konuştuğu o anı asla yaşayamayacağımı fark ettim. Yıkıcıydı. Yemek masasından kalktım, dışarı çıktım ve çalılıkların arasında ağladım.

Independent Türkçe, Insider, CNN


Tom Hanks'ten acı itiraf: "Nefret ettiğim filmlerde oynadım"

Tom Hanks, 1994 ve 95 olmak üzere iki yıl üst üste En İyi Erkek Oyuncu Oscar'ı kazanmayı başarmıştı (Reuters)
Tom Hanks, 1994 ve 95 olmak üzere iki yıl üst üste En İyi Erkek Oyuncu Oscar'ı kazanmayı başarmıştı (Reuters)
TT

Tom Hanks'ten acı itiraf: "Nefret ettiğim filmlerde oynadım"

Tom Hanks, 1994 ve 95 olmak üzere iki yıl üst üste En İyi Erkek Oyuncu Oscar'ı kazanmayı başarmıştı (Reuters)
Tom Hanks, 1994 ve 95 olmak üzere iki yıl üst üste En İyi Erkek Oyuncu Oscar'ı kazanmayı başarmıştı (Reuters)

Tom Hanks, New Yorker'a samimi bir röportaj verdi. 66 yaşındaki oyuncu, söyleşi sırasında beğenilmeyen filmlerinden bahsetmekten çekinmedi.

Son olarak Wes Anderson'ın büyük beğeni toplayan komedisi Asteroit Şehir'de (Asteroid City) rol alan Hanks, New Yorker editörü David Remnick'le sohbet ederken film yapmanın inceliklerinden bahsetti. 

Hanks'in iki Akademi Ödülü bulunmasına ve hem eleştirmenlerin hem de izleyicilerin favori oyuncularından biri olmasına rağmen filmleri arasında yıkıcı eleştiriler alan birkaç fiyasko da var.

Hanks, söyleşi sırasında tek bir film adı vermekten kaçındı ancak daha önce 2021'de verdiği bir başka röportajda Bruce Willis ve Melanie Griffith'in de rol aldığı 1990 yapımı Brian DePalma filmi Şenlik Ateşi (The Bonfire Of The Vanities) hakkında konuşmuş ve bunun en kötü filmlerinden biri olduğunu söylemişti.

Remnick bu filmi Steven Spielberg'in başyapıtı Er Ryan'ı Kurtarmak'la (Saving Private Ryan) karşılaştırdı ve Hanks'e hangi filmlerinin harika ya da en azından gişede başarılı olacağı ve hangilerinin başarısızlıkla sonuçlanacağı konusunda fikri olup olmadığını sordu.

Hakns, "Hayır. Bunu söylemenin bir yolu yok çünkü süreç çok yavaş. Ve çok spesifik" diye cevapladı. 

Sadece inancınız ve umudunuz olabilir. Ve inanç ve umuttan daha büyük ne olabilir? Tüm süreci, ileride en iyi şekilde çalışacaklarını umduğunuz işbirlikçilere emanet etmek zorundasınız.

Remnick, Hanks'in ilk ve yeni çıkan romanında bir filmden "nefret etme" fikrini eleştirdiğine de dikkat çekti. Aktör, pek çok kötü film yaptığını ancak tamamlanmadan önce bunların korkunç olup olmayacağını bilmenin zor olduğunu açıklamıştı. 

"Tamam, şunu kabul edelim: Hepimiz nefret ettiğimiz filmler izlemişizdir" diyen Hanks, sözlerini şöyle sürdürdü:

Ben de nefret ettiğim bazı filmlerde oynadım. Siz de benim filmlerimden bazılarını izlediniz ve onlardan nefret ettiniz.

Şenlik Ateşi, Hanks'in en beğenilmeyen filmleri arasında başı çekiyor. Hanks, son 10 yılda Dave Eggers'ın aynı adlı romanından uyarlanan 2017 yapımı The Circle da dahil olmak üzere, kötü eleştiriler alan filmler yaptı.

Hanks'in çok satan Dan Brown romanlarından uyarlanan Da Vinci Şifresi (The Da Vinci Code), Melekler ve Şeytanlar (Angels & Demons) ve Cehennem (Inferno) kötü eleştiriler almıştı. Öyle ki Hanks'in talihsiz saç kesimi bile büyük tepki toplamıştı.

Hanks kamera arkasındayken de hata yapabileceğini, 2011'de yönettiği ve Julia Roberts'la birlikte rol aldığı Larry Crowne'da kanıtlamıştı. Hanks'in filmi Rotten Tomatoes'ta 100 üzerinden sadece 29 puan alabilmişti.

Independent Türkçe, Daily Mail, Variety


Eski eşlerin savaşında son perde: Brad Pitt'ten Angelina Jolie'ye yeni suçlama

Çiftin 2011'de satın aldığı Miraval Şatosu ve bağı, Fransa'nın güneydoğusundaki Correns köyünde bulunuyor (Reuters)
Çiftin 2011'de satın aldığı Miraval Şatosu ve bağı, Fransa'nın güneydoğusundaki Correns köyünde bulunuyor (Reuters)
TT

Eski eşlerin savaşında son perde: Brad Pitt'ten Angelina Jolie'ye yeni suçlama

Çiftin 2011'de satın aldığı Miraval Şatosu ve bağı, Fransa'nın güneydoğusundaki Correns köyünde bulunuyor (Reuters)
Çiftin 2011'de satın aldığı Miraval Şatosu ve bağı, Fransa'nın güneydoğusundaki Correns köyünde bulunuyor (Reuters)

2019'da boşanan Brad Pitt ve Angelina Jolie'nin mahkemeye de yansıyan anlaşmazlıkları bitmek bilmiyor. Pitt ve BM insan hakları aktivisti eski eşi Jolie, 2016'da yollarını ayırsa da halen mali ilişkilerini ve velayet düzenlemelerini çözmeye çalışıyor. 

Çiftin arasındaki son çekişme, üzüm bağı olan 35 odalı Miraval Şatosu'yla ilgili bir iş anlaşmazlığı olarak başladı. Çift şatoyu ve üzüm bağını 2011'de 60 milyon dolara ortaklaşa satın almış ve üç yıl sonra düğünlerini 1,200 dönümlük bu arazide yapmıştı.

Satışı basın açıklamasından öğrenmiş

Şimdiyse Brad Pitt, eski eşinin ünlü Fransız üzüm bağının yarısını Rus oligarka sattığını "basın açıklamasından öğrendiğini" iddia ediyor. 

Çiftin, Fransa'daki 160 milyon dolarlık Miraval Şatosu işletmesine "karşılıklı ve bağlayıcı taahhütü" vardı. Buna göre her ikisi de diğerinin izni olmadan paylarını satmamayı kabul etmişti. 

Ancak aktörün avukatlarına göre 59 yaşındaki Pitt, eşinin yüzde 50 hissesini "gizlice" sattığını ve yeni iş ortakları olduğunu 2021'de yapılan bir basın açıklamasıyla öğrendi.

Daily Mail'in özel haberine göre alıcı, Hollywood bağlantısını kullanarak itibarını aklamak isteyen milyarder bir oligark tarafından yönetilen Rusya bağlantılı holdingin parçasıydı. 

Los Angeles Yüksek Mahkemesi'nde açılan ve Daily Mail tarafından elde edilen belgede, "Duruşmada da gösterileceği üzere, Jolie'nin eylemleri hukuka aykırıdır, Pitt'e ciddi ve kasıtlı olarak zarar vermiş ve kendisini haksız yere zenginleştirmiştir" ifadeleri kullanıldı.

"Jolie üstüne düşeni yapmadı"

Pitt'in avukatları tarafından hazırlanan evraklar, şarapçılık işinin Pitt'in "tutkusu" olduğunu ve 2013'te saygın şarap üreticisi Marc Perrin'le bir araya gelmesine vesile olduğunu iddia ediyor:

Birlikte, aile tarafından işletilen bir Fransız şarap işletmesi olarak markalaşan ilk üst düzey roze şaraplardan birini yaratacaklardı. Bu strateji başarıya ulaştı. Pitt ve Perrin'in yönetiminde Miraval, milyonlarca dolarlık küresel bir işletme ve dünyanın en saygın roze şarap üreticilerinden biri haline geldi. Ancak Jolie, Pitt'in aile adına gösterdiği çabaları desteklemesine rağmen, Miraval'ın başarısı için gerekli işlerin hiçbirini yapmadı.

Pitt, Jolie'nin hisselerini Yuri Shefler'e satarak, şarap bağlarının Rusya'nın Ukrayna işgaliyle ilişkilendirildiğini ve saygın şarabın itibarını zedelediğini iddia ediyor. 

Jolie ve Pitt'in son kavgası, kısa süre içerisinde çirkin bir çamur atma yarışına dönüştü. 47 yaşındaki Angelina Jolie, Brad Pitt'i 2016'da kendisine ve çocuklarına fiziksel saldırıda bulunmakla suçlamıştı. Jolie, Pitt'in özel jetiyle yaptıkları uçuş sırasında eşinin kendisine ve iki çocuğuna saldırdığını ileri sürmüştü.

Independent Türkçe, Daily Mail, New York Post


Halkın sevgilisi olan kuğuyu yiyen gençler gözaltına alındı

New York polis memurları (arşiv - Reuters)
New York polis memurları (arşiv - Reuters)
TT

Halkın sevgilisi olan kuğuyu yiyen gençler gözaltına alındı

New York polis memurları (arşiv - Reuters)
New York polis memurları (arşiv - Reuters)

Yetkililere göre üç genç, ABD'nin New York eyaletindeki bir kasabada yer alan göletteki sevilen bir kuğuyu öldürüp yedikleri için gözaltına alındı.

Manlius Polis Çavuşu Ken Hatter, Syracuse'dan 18 yaşındaki Eman Hussan'ın anne kuğu Faye'in öldürülmesiyle bağlantılı olarak gözaltına alındığını söyledi. Her ikisi de Syracuse'lu olan 16 ve 17 yaşlarındaki iki kişi daha gözaltına alındı.

Manlius yetkilileri, üç arkadaşın pazar gecesi kasabanın göletindeki bir çitin üzerinden tırmanıp dişi kuğuyu yuva yaparken zapt ettiklerini söyledi.

Dedektiflerin belirttiği üzere, kuğunun büyük bir yaban ördeği olduğunu düşünen gençler onu "avlamaya" karar verdiklerini söylüyor.

Gazetecilere konuşan Çavuş Hatter şöyle dedi: 

Onun kuğu olduğunu bilmiyorlardı ve vahşi bir hayvan olmadığından, aslında Manlius Köyü'ne ait olduğundan da haberleri yoktu.

Polis gençlerin kuğuyu, içlerinden birinin Syracuse'daki evine götürerek burada pişirip yediğini ifade etti.

Ayrıca kuğunun 4 yavrusunu da göletten alan gençler, onları evcil hayvan olarak yetiştirmeyi planlıyordu. Halihazırda yavruların 4'ü de kuşlarla ilgilenen bir biyoloğun gözetiminde. Ayrıca kuğunun öldürülmesinin ardından Faye'in partneri Manny'nin de göletten çıkarılarak başka bir yere yerleştirileceği belirtiliyor.

Manlius Belediye Başkanı Paul Whorrall, "Biyolog muhtemelen 6 hafta daha onlara bakacak çünkü yavrular henüz gölete geri konmaya ve kendi başlarına yaşamaya hazır değil. Kuğuların sonsuza kadar aynı eşle birlikte olmasının taşıdığı önemden dolayı bu noktada Manny'yi muhtemelen göletten çıkaracağız. Faye'i kaybetmek Manny'yi hırçınlaştırabilir" dedi.

Whorrall, "Kuğular 1905'ten beri burada. Biz de onlarla ilgileniyoruz, bakımlarını yapıyoruz, besliyoruz, her şeylerini karşılıyoruz" diye ekledi.

Onlar her zaman bizim oldular. Bunu sürdürmeye de devam edeceğiz. Halkın bunun sona ermediğini bilmesi gerekiyor. Kuğulara sahip çıkmaya devam edeceğiz ve umarım bir noktada normale döneriz.

Üç şüpheliye de D sınıfı bir suç olan üçüncü dereceden büyük hırsızlık, D sınıfı bir suç olan ikinci dereceden mülke zarar verme, B sınıfı bir kabahat olan 5. dereceden komplo ve A sınıfı bir kabahat olan üçüncü dereceden mülke izinsiz girişten suç isnat edildi.

Hussan gözaltına alındıktan sonra duruşmalara katılma ve başka suç işlememe şartıyla serbest bırakıldı. 18 yaşındaki genç, 15 Haziran'da Manlius Köyü Mahkemesi'ne çıkarılacak.


Tupac Shakur, Hollywood Bulvarı'nda bir yıldızla onurlandırılacak

AP
AP
TT

Tupac Shakur, Hollywood Bulvarı'nda bir yıldızla onurlandırılacak

AP
AP

Tupac Shakur'un Hollywood Bulvarı'na ölümünden sonra eklenecek yıldızla onurlandırılacağı, kuruluşun 31 Mayıs Çarşamba günü yaptığı açıklamada belirtildi.

Hayatını kaybetmiş rap ikonunun kız kardeşi Sekyiwa "Set" Shakur, 7 Haziran'da onun adına bu onuru kabul edecek.

Shakur, 1996'da Las Vegas'ta bir araçtan yapılan silahlı saldırı sonucu hayatını kaybettiğinde 25 yaşındaydı.

Hollywood Bulvarı yapımcısı Ana Martinez yaptığı açıklamada, "Tupac Shakur bir rapçi, oyuncu, aktivist, şair ve devrimciydi" dedi.

Ölümünün ardından onlarca yıl boyunca zeitgeist'ın parçası olmayı sürdüren bu ikonik sanatçı, gelecek yıllarda da önemli bir kültürel figür olmaya devam edecek.

Martinez, "Los Angeles'ın yetiştirdiği isimlerden biri olarak şüphesiz ki Tupac'ın yıldızı en çok ziyaret edilen yıldızlar listesine eklenecek" diye devam etti.

Geçen ay da belediye meclisinin oybirliğiyle aldığı kararla Kaliforniya'daki bir caddenin bir bölümüne, Ambitionz Az A Ridah'yla tanınan rapçinin adının verileceği duyurulmuştu.

Haberlere göre Shakur'un bir zamanlar yaşadığı Merritt Gölü kıyısındaki MacArthur Bulvarı'nın bir bölümü mevcut adını korurken, aynı zamanda buna ek olarak Tupac Shakur Yolu onursal adını alacak.

Hatıra plaketleri ve değişikliği gösteren tabelaların masraflarını Tupac Shakur Vakfı karşılayacak.

Belediye Meclisi'nin aldığı karara göre caddenin yeniden adlandırılan kısmı halka Shakur'un Oakland'a katkılarını hatırlatacak ve sanat ve kültürü yücelterek toplumsal değişim için bir katalizör görevi görecek.

Geçen yıl rapçi Snoop Dogg, Shakur'la geçirdiği son anları anlatmıştı.

Impaulsive isimli podcast'te Snoop Dogg, Tupac'ın hastanedeki yatağının yanına gittiği anlatmıştı:

İçeri girdiğimde sanki orada değilmiş gibi hissettim ve bayıldım.

Snoop Dogg, Tupac'ın annesiyle yaptığı bir konuşmayı da paylaşmıştı. Annesi ona "yavrusunun" önünde güçlü kalmasını söylemiş.

Ajanslardan da yararlanılmıştır.


83 yaşında baba olmaya hazırlanan Al Pacino, 29 yaşındaki sevgilisinden DNA testi istedi

Usta oyuncunun biri 33 diğer ikisi 22 yaşında olmak üzere üç çocuğu var (AP/Instagram)
Usta oyuncunun biri 33 diğer ikisi 22 yaşında olmak üzere üç çocuğu var (AP/Instagram)
TT

83 yaşında baba olmaya hazırlanan Al Pacino, 29 yaşındaki sevgilisinden DNA testi istedi

Usta oyuncunun biri 33 diğer ikisi 22 yaşında olmak üzere üç çocuğu var (AP/Instagram)
Usta oyuncunun biri 33 diğer ikisi 22 yaşında olmak üzere üç çocuğu var (AP/Instagram)

83 yaşındaki Al Pacino, bu hafta 29 yaşındaki kız arkadaşı Noor Alfallah'ın 8 aylık hamile olduğunu ve bebek beklediklerini açıklayarak dünyayı şoke etmişti. Ancak Pacino ve Alfallah'ın ilişkilerine ve hamileliğe dair yeni iddilar ortaya atıldı.

Pacino'nun "birini hamile bırakabileceğine inanmayı reddettiği" ileri sürülürken, Alfallah'ın hamileliğini sadece iki ay önce öğrenerek doğum öncesi DNA testi talep ettiği belirtildi. Usta oyuncunun ayrıca Noor Alfallah'la ilişkisinin çoktan bittiğine inandığına dair yeni iddialar ortaya atıldı.

Hamileliği 6. ayda öğrenmiş

Pacino ve Alfallah'a yakın bir kaynak, önceki gün Daily Mail'e açıklama yaparak, "birbirlerine çok aşık" çiftin hamilelikten dolayı çok mutlu olduklarını öne sürmüştü. Çifte yakın kaynak ayrıca Alfallah'ın "servet avcısı" olduğu ve yıllardır bebek istediğini söylediği iddialarına da karşı çıkmıştı.

Ancak TMZ, Kadın Kokusu'nun (The Scent Of A Woman) yıldızının, "bir erkeğin bir kadını hamile bırakmasını engelleyen tıbbi sorunlar nedeniyle" çocuğun kendisinden olduğuna inanmadığını yazdı.

Pacino'nun bebeği ancak Alfallah 6 aylık hamileyken öğrendiği ve bu durum karşısında "şoke olduğu" da iddia ediliyor. Ayrıca 29 yaşındaki prodüktörün, bebeğin babasının gerçekten Pacino olduğunu doğrulayan DNA testini yapmayı kabul ettiği de ileri sürülüyor.

Alfallah'a yakın bir kaynak, Hollywood yapımcısının Pacino'yla pandemiden beri görüştüğünü söylemişti (Instagram)
Alfallah'a yakın bir kaynak, Hollywood yapımcısının Pacino'yla pandemiden beri görüştüğünü söylemişti (Instagram)

Çiftin birlikteliği, aktörün "ilişkinin uzun zaman önce bittiğini düşündüğü" haberlerinin yayılmasıyla bir kez daha manşetlere taşınmış oldu.

"Al Pacino kandırıldı"

Showbiz411'e konuşan kaynaklar Pacino'nun Alfallah tarafından "kandırıldığını" iddia etti ve ekledi: 

Al Pacino'nun daha fazla çocuk sahibi olmak istemediğini biliyordu, ilişkileri yok, bu bir karmaşa.

Kaynaklar, sevgilisinin ilk 11 hafta boyunca Pacino'ya hamilelikten bahsetmediğini de iddia etti.

Alfallah'ın, ünlü oyuncunun Beverly D'Angelo'dan olan 22 yaşındaki kızı Olivia'yla iyi arkadaş olduktan sonra Pacino ile yakınlaştığı söyleniyor.

Alfallah, daha önce efsane rock grubu Rolling Stones'un 79 yaşındaki solisti Mick Jagger ve milyarder Nicolas Berggruen'le de aşk yaşamıştı.

Independent Türkçe, Daily Mail, TMZ