Rusya, Belarus'ta nükleer silah konuşlandırmaktan geri adım atmayı reddediyor

Lavrov, dün Moskova'da Gorbaçov Vakfı mütevelli heyeti toplantısında (EPA)
Lavrov, dün Moskova'da Gorbaçov Vakfı mütevelli heyeti toplantısında (EPA)
TT

Rusya, Belarus'ta nükleer silah konuşlandırmaktan geri adım atmayı reddediyor

Lavrov, dün Moskova'da Gorbaçov Vakfı mütevelli heyeti toplantısında (EPA)
Lavrov, dün Moskova'da Gorbaçov Vakfı mütevelli heyeti toplantısında (EPA)

Rusya, dün, Belarus topraklarında nükleer silah konuşlandırma niyetine Batılı ülkelerin eleştiri ile yanıt vermesine karşılık ses tonunu yükseltti. Kremlin Moskova’nın kararından geri adım atmayacağını ileri sürerken Ülkesinin Rus topraklarını ve Ukrayna'da Moskova tarafından ilhak edilen bölgeleri hedef alma girişimlerine karşı sert bir yanıt vermeye hazır olduğu imasında bulunan Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ise yeni risklerle başa çıkmak için yeterli yeteneklere sahip olduğunu vurguladı.
Söz konusu karara yönelik kapsamlı uluslararası tepkileri hafife alan Kremlin Sözcüsü Dimitry Peskov, gazeteciler ile yaptığı röportajda, “Batılı ülkelerin eleştirileri, Belarus topraklarında taktik nükleer silah konuşlandırma planlarını etkilemeyecektir” vurgusunda bulundu. Ayrıca Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Cumartesi günü kararını açıkladığı sırada her şeyi netleştirdiğini, eklenecek bir husus kalmadığını belirtti.
Putin, “Rusya, Belarus tarafının talebi üzerine, ABD'nin uzun zaman önce müttefiklerinin topraklarında yaptığı gibi, bu müttefik ülkenin topraklarında taktik nükleer silahlar konuşlandıracak” açıklamalarında bulunmuştu. Nükleer silah depolama tesisi inşaatının 1 Temmuz’da tamamlanmış olacağını bildiren Putin, Belarus ile yapılan anlaşmanın nükleer silahların yayılmasını önleme konusundaki uluslararası yükümlülükleri ihlal etmediğini de ekledi. Putin'in bu hamlesi, Batı'da endişeye ve eleştirilere yol açtı. Kiev, Rusya'nın hamlesini görüşmek üzere Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ni (BMGK) özel bir toplantıya çağırdı.
Avrupa Birliği (AB) Dış Politika Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, Belarus'un Rus nükleer silahlarına ev sahipliği yapmasının gerginliğin sorumsuzca artırılması ve Avrupa güvenliğine yönelik tehdit anlamına geldiğini ifade etti. Ayrıca nükleer silah konuşlandırıldığı taktirde Belarus’a yaptırım uygulama tehdidinde bulundu. NATO’nun tekayyuz halinde durumu yakından izlediğini bildiren NATO Sözcüsü Oana Lungescu ise “Rusya'nın nükleer duruşunda bizimkini değiştirmemizi gerektirecek herhangi bir değişiklik görmedik” ifadesini kullandı. NATO'nun nükleer paylaşımı hakkında Rusya'nın yaptığı atıfların yanıltıcı olduğunu kaydeden Lungescu, NATO müttefiklerinin uluslararası taahhütlere uyduğunu da ekledi.
AB, Belarus makamlarının Rusya tarafından taktik nükleer silahların konuşlandırdığını doğrulaması halinde karşılık vereceğini taahhüt etti. AB Komisyonu Sözcüsü Peter Stano, dün Brüksel'de düzenlenen basın toplantısında yaptığı açıklamada, “Belarus’tan henüz bir onay almadık, ancak bu gerçekleştiği taktirde sonuçları olacaktır. Zirâ böyle bir adım, gerilimin artırılması ve Avrupa güvenliğinin tehdit edilmesi anlamına geliyor. Karşılıksız kalmayacak” ifadelerine başvurdu. Rusya ve Belarus’a uygulanabilecek yeni yaptırımların niteliği sorulduğunda ise “Öncelikle açıklama yapmayı bir kenara bırakarak Belarus Cumhurbaşkanı Aleksandr Lukaşenko’nun ne söyleyeceğini dinlemek çok önemli. Yaptırım düzenlemeleri gizli bir süreçtir” yanıtını verdi.
Buna karşılık Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ise ülkesinin Rusya'ya ve vatandaşlarına yönelik herhangi bir düşmanca eyleme sert bir yanıt vereceğini, elindeki tüm araçları kullanacağını söyledi. Moskova’daki bir platformda söz alan Lavrov, Rusya’daki siyasi istikrarı baltalamak, Rus halkının toplumsal vaziyetten memnuniyetsizliğini uyandırmak isteyen Batılı ülkelerin ittifakından bahsetti. Aynı zamanda, “Batı, Ukrayna’daki mevcut Nazi rejiminde bu amaca ulaşmak için iyi hazırlanmış, verimli ve köklü bir zemin buldu. Rusya sadece güvenliği ve sınırları için değil, yeni kurtarılan topraklarda yaşayan tüm Rusların ve Rusça konuşan insanların yaşamları için savaşacaktır” ifadelerine başvurdu.
Rusya Güvenlik Konseyi Sekreteri Nikolay Patruşev ise Rossiyskaya Gazeta'ya verdiği demeçte şöyle söyledi:
“Rusya sabırlıdır, kimseyi askeri yetenekleriyle korkutmaz. Ancak varlığına karşı bir tehdit halinde ABD dahil olmak üzere her türlü düşmanı yok edebilecek türde modern ve benzersiz silahlara sahiptir. Bazı Amerikalı politikacıların Rusya'nın önleyici bir nükleer saldırıyla karşılık veremeyeceği görüşü, vahim derecedeki cahilliklerini ve dar görüşlülüklerini yansıtıyor. Kendi propagandalarının esiri olan Amerikalı politikacılar, nedense, Rusya ile doğrudan bir çatışma durumunda ABD'nin önleyici bir füze saldırısı başlatabileceğinden, Rusya'nın ise misilleme yapamayacağından eminler. Bu, vahim derecede dar görüşlü ve tehlikeli bir cahilliktir.”



Gazze yeniden inşa konferansı... Hazırlıklar konusunda Mısır-Filistin görüşmeleri

Gazze Şeridi'nin güneyinde İsrail hava saldırıları sonucu yıkılan evler (AFP)
Gazze Şeridi'nin güneyinde İsrail hava saldırıları sonucu yıkılan evler (AFP)
TT

Gazze yeniden inşa konferansı... Hazırlıklar konusunda Mısır-Filistin görüşmeleri

Gazze Şeridi'nin güneyinde İsrail hava saldırıları sonucu yıkılan evler (AFP)
Gazze Şeridi'nin güneyinde İsrail hava saldırıları sonucu yıkılan evler (AFP)

Tüm gözlerin savaş sonrası döneme çevrildiği şu günlerde Kahire, yıkıma uğrayan bölgenin yeniden inşası için bir dönüm noktası olması beklenen Gazze yeniden inşa konferansı hazırlıkları kapsamında yoğun diplomatik faaliyetlere sahne oluyor.

Şarku’l Avsat'a konuşan uzmanlar, konferans gündeminin ‘oldukça iddialı olacağını ve Gazze'deki ateşkes anlaşması kararlaştırıldığı gibi ilerlerse, bölgede kurtarılabilecekleri kurtarmak için cömert mali tahminler içereceğini’ söylediler. Uzmanlar, uygulamada yaşanacak herhangi bir gecikmenin, anlaşmanın aksamasından kaynaklanacağını belirttiler.

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati ve Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa dün, kasım ayının ikinci yarısında Kahire'de düzenlenmesi planlanan Gazze yeniden inşa konferansı için devam eden hazırlıklar ve ayrıntıları görüşmek üzere bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Mısır Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre, görüşmede finansman ve mali taahhütlerin yanı sıra Gazze Şeridi’ndeki yıkımın boyutunun değerlendirilmesi de ele alındı.

Abdulati dün Yeni Delhi'de Hindistan Başbakanı Narendra Modi ile de söz konusu konferansı görüştü. Bu görüşme, Mısırlı bakanın Birleşik Krallık Dışişleri Bakanı Yvette Cooper ile yaptığı telefon görüşmesinde Birleşik Krallık'ı aynı konferansa katılmaya davet etmesinin ertesi gününde gerçekleşti. Cooper bu daveti memnuniyetle karşıladı.

Bu görüşme, yaklaşık bir hafta önce Gazze Şeridi'nde ateşkes anlaşmasının imzalanmasından bu yana Mısır'ın üst düzey yetkililerle yaptığı ilk görüşme değildi. Mısır Dışişleri Bakanlığı'nın açıklamasına göre Kahire, 13-15 Ekim tarihleri arasında Filistinli ve İngiliz yetkililerin katıldığı, Gazze Şeridi'nin yeniden inşasını tartışmak üzere İngiliz Wilton Park Vakfı tarafından düzenlenen gayri resmi teknik toplantıya bir heyet gönderdi.

Mısır, şu anda konferansın düzenlenmesine yönelik hazırlıkları tamamlamaya yoğunlaşmış durumda. Konferans, ‘ABD ve bölgedeki ve dünyadaki tüm barış ve kalkınma ortaklarıyla -bağışçı ülkeler, Birleşmiş Milletler (BM) ve bölgesel örgütler, uluslararası finans kuruluşları, özel sektör ve sivil toplum dahil olmak üzere- tam bir eşgüdüm içinde’ gerçekleştirilecek. Bu, aynı açıklamada belirtildiği üzere, Arap-İslam planı ve ABD Başkanı Donald Trump’ın planı temel alınarak yapılacak.

El-Farabi Araştırma Merkezi Genel Sekreteri Dr. Muhtar Gabaşi, ‘Gazze'nin yeniden inşası konferansının Kahire'de iddialı bir plan ortaya koyması konusunda beklentilerin yüksek olduğunu, zira Gazze Şeridi’nin eğitim, enerji, su ve sağlık dahil tüm alanlarda tamamen tahrip olduğunu’ düşünüyor. Gabaşi, konferansın zamanında tamamlanmasının Gazze Şeridi’ni kurtarmak için yeni bir fırsat sunduğunu vurguladı.

Görsel kaldırıldı.Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Nuseyrat’ta insani yardım taşıyan Filistinliler (AFP)

Filistinli siyasi analist Dr. Eymen er-Rakab, konferansın felaketle sarsılan Gazze Şeridi'ni kurtarmak için çok önemli bir adım olduğunu belirterek, özellikle Kahire'nin kapsamlı bir entegre plan önermesi nedeniyle bağışçılardan cömert bağışlar beklediğini söyledi.

Gazze'de barış anlaşmasının açıklanmasından önce Mısır, acil yardım, yeniden inşa ve sürdürülebilir kalkınmaya odaklanan, Gazze Şeridi’nin yeniden inşası için kapsamlı bir beş yıllık plan geliştirdi. Bu plan, Mart 2025'te Kahire'de düzenlenen Arap Birliği Zirvesi’nde onaylandı.

Plan, şeffaflığı sağlamak için Filistin Yönetimi ve BM ile iş birliği içinde uluslararası bir güven fonu kurulmasına dayanıyor. Gazze Şeridi'nin yeniden inşasını finanse etmek için bağışçı ülkelerden ve özel sektörden destek toplamak amacıyla önümüzdeki kasım ayında bir bakanlar konferansı düzenlenmesi planlanıyor.

Mısır planı, etkinliği sağlamak amacıyla üç aşamaya ayrılıyor. İlk aşama olan erken toparlanma aşaması, altı ay sürecek ve 3 milyar dolara mal olacak. Bu aşamada, Selahaddin Koridoru ve diğer bölgelerdeki enkazın kaldırılması, 360 bin kişiyi barındırabilecek 200 bin geçici konut biriminin temin edilmesi ve kısmen yıkılmış 60 bin konutun onarılması öngörülüyor. Ayrıca bu aşama, 1,5 milyondan fazla kişiyi barındırabilecek yedi barınma alanının kurulmasını da içeriyor.

İkinci aşama 2027 yılına kadar sürecek ve 20 milyar dolarlık bir maliyetle tesisler, ağlar, kalıcı konut birimleri inşa edilmesine ve tarım arazilerinin geri kazanılmasına odaklanacak. 30 milyar dolarlık bir maliyetle 2030 yılına kadar devam edecek olan üçüncü aşama, yerel ekonomiyi canlandırmak için sanayi bölgeleri, bir balıkçı limanı, bir deniz limanı ve bir havaalanı kurulmasını hedefliyor.

Filistin tarafında ise Başbakan Muhammed Mustafa perşembe günü yaptığı açıklamada, Kahire'de düzenlenecek Gazze yeniden inşa konferansının ‘uluslararası kaynakları ve ortaklıkları harekete geçirmek için merkezi bir platform’ olacağını duyurdu. Mustafa, hükümetinin Arap dünyası tarafından onaylanan Mısır'ın planına dayalı olarak yeniden inşa için birleşik bir çerçeve geliştirdiğini belirtti.

Güncellenen uluslararası tahminlere göre hasar, kayıplar ve ihtiyaçların 67 milyar doları aştığını açıklayan Mustafa, programın üç aşamaya ayrıldığını ifade etti: İlki, 3,5 milyar dolar tutarında ve altı ay sürecek olan erken toparlanmaya odaklı acil durum aşaması; ikincisi, yaklaşık 30 milyar dolar değerinde ve üç yıl sürecek olan yeniden inşa ve toparlanma aşaması; sonuncusu ise tam kapsamlı yeniden inşa aşaması.

Gabaşi'ye göre, bu planın uygulanmasını engelleyecek olan şey mali kısıtlamalar değil, İsrail'in hiçbir taahhütte bulunmamakta ısrar etmesi ve direnişe yönelik taleplerini sertleştirerek daha büyük kazançlar elde etmeye çalışmasıdır.

Er-Rakab, bu fikirlerin hızlı bir şekilde uygulanabilir planlara dönüştürülmesi yönünde girişimlerin olacağını belirtti. Ancak, anlaşma sürecinin sekteye uğramasının bu planları aksatacağını ifade ederek, bölgenin acil kurtarılmaya ihtiyaç duyduğu bu dönemde bunun yaşanmamasını umduklarını söyledi.


Beyrut, Kaddafi'nin oğlunu yüklü bir kefaletle serbest bıraktı

Hannibal Kaddafi 2011'de Roma'da (Arşiv- AFP)
Hannibal Kaddafi 2011'de Roma'da (Arşiv- AFP)
TT

Beyrut, Kaddafi'nin oğlunu yüklü bir kefaletle serbest bıraktı

Hannibal Kaddafi 2011'de Roma'da (Arşiv- AFP)
Hannibal Kaddafi 2011'de Roma'da (Arşiv- AFP)

Lübnan yargısı dün, merhum Libya lideri Muammer Kaddafi'nin oğlu Hannibal Kaddafi'nin 11 milyon dolarlık kefaletle serbest bırakılmasına karar verdi. Mahkeme ayrıca, Kaddafi'ye seyahat yasağı koydu ve pasaportuna el koyarak, 10 yıl süren en uzun tutukluluk dönemine son verdi.

İmam Musa el-Sadr'ın kaybolmasını soruşturan adli soruşturmacı Hakim Zahir Hamade, kararını açıklamadan önce Kaddafi'yi iki saat boyunca sorguladı. Fransız Avukat Laurent Bayon, Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada, Kaddafi'nin avukatlarının pazartesi günü "mantıksız" kefaletin ve seyahat yasağının iptali için bir talepte bulunacaklarını söyledi.

Bu arada Sadr ailesi, "davada ilerleme kaydedildiğini gösteren herhangi bir prosedür veya gelişmenin olmaması" nedeniyle tahliye kararına şaşırdıklarını açıkladı.


İsrail, Gazze'den geri getirilen rehinenin kimliğini tespit etti

Hamas savaşçılarının Gazze'de öldürülen İsrailli rehinenin cesedini aradığı noktada bir Kızılhaç aracı (EPA)
Hamas savaşçılarının Gazze'de öldürülen İsrailli rehinenin cesedini aradığı noktada bir Kızılhaç aracı (EPA)
TT

İsrail, Gazze'den geri getirilen rehinenin kimliğini tespit etti

Hamas savaşçılarının Gazze'de öldürülen İsrailli rehinenin cesedini aradığı noktada bir Kızılhaç aracı (EPA)
Hamas savaşçılarının Gazze'de öldürülen İsrailli rehinenin cesedini aradığı noktada bir Kızılhaç aracı (EPA)

İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu'nun ofisi bugün yaptığı açıklamada, Hamas tarafından cuma günü iade edilen Gazze'deki bir rehinenin kimliğinin tespit edildiğini doğruladı.

Açıklamada, İsrail ordusunun “rehine Eliyahu Margalit'in ailesine, cesedinin İsrail'e iade edildiğini ve kimliğinin doğrulandığını bildirdiği” belirtildi. Açıklamada, “İsrail taviz vermeyecek ve tüm ölü rehineler iade edilene kadar hiçbir çabadan kaçınmayacak” vurgusu yapıldı.

Şarku’l Avsat’ın İsrail basınından aktardığına göre, Margalit'in (75 yaşında) cesedinin iadesi ile Gazze Şeridi'nde ölen rehinelerin sayısı 19'a düştü.