Husilerin döşediği mayınların sebep olduğu Yemenli çocuk kurbanların sayısı 8 kat arttı

Husilerin döşediği mayınlar, MASAM ekipleri tarafından imha ediliyor (MASAM)
Husilerin döşediği mayınlar, MASAM ekipleri tarafından imha ediliyor (MASAM)
TT

Husilerin döşediği mayınların sebep olduğu Yemenli çocuk kurbanların sayısı 8 kat arttı

Husilerin döşediği mayınlar, MASAM ekipleri tarafından imha ediliyor (MASAM)
Husilerin döşediği mayınlar, MASAM ekipleri tarafından imha ediliyor (MASAM)

Yemen'de bir yıldır kaydedilen sakinliğe rağmen, Husi darbecilerin yerleşim merkezleri yakınlarına, yollara ve çiftliklere rastgele döşediği mayınlar, çocuklar için ciddi bir tehlike teşkil etmeye devam ediyor. Çocukları bu ölümcül silahlardan korumak için acil eylem çağrısında bulunan Save the Children (Çocukları Koruyun) örgütünün açıkladığı verilere göre, bu mayınlar dolayısıyla her iki günde 1 çocuk hayatını kaybediyor veya yaralanıyor.
Save the Children örgütünün yürüttüğü çalışmanın sonuçları, mayınların ve patlayıcı maddelerin sebebiyet verdiği çocuk kurbanların sayısının Ocak 2018 ila Kasım 2022 yılları arasında 8 kat arttığını gösterdi. Arazilere döşenen mayınlar ve patlayıcı cihazlar dolayısıyla son beş yıl içerisinde her üç günde bir çocuğun öldüğü veya yaralandığı kaydedildi. Ancak, mayınlar ve diğer patlayıcı cihazlardan kaynaklanan kayıpların sayısı 2022'de ateşkes sırasında artış gösterdi. Geçtiğimiz yıl her iki günde 1 çocuğun mayınlar dolayısıyla hayatını kaybetmesi, son beş yıl içerisindeki en yüksek oranlara işaret ediyor. Söz konusu çalışmaya göre Yemen'deki çocuklar; kara mayınları, patlamamış mühimmat, top mermileri, el bombaları, havan topları ve roket gibi patlamamış silahlar nedeniyle son beş yıldır ciddi risklerle karşı karşıya.
Save the Children örgütü, hava saldırıları, bombardıman veya çapraz ateş gibi çatışmalar nedeniyle çocuklara yönelik doğrudan yaralanmaların 2018'den bu yana genel olarak azaldığını bildirdi. Ancak mayınlar dolayısıyla hayatını kaybeden çocuk sayısında artış görüldü; 2018’de her beş günde 1 çocuğun, 2022’de ise her iki günde 1 çocuğun arazilere döşeli mayın ve patlayıcı cihazlar dolayısıyla hayatını kaybettiği kaydedildi.
Araştırmaya göre, 2018’de mayınlar veya patlayıcı maddeler sebebiyle hayatını kaybeden çocukların oranı, Yemen’deki savaş dolayısıyla hayatını kaybeden toplam çocukların yüzde 7’sine (68 çocuk) tekabül ediyordu. 2022’de ise bu oran yüzde 55’e (199 çocuk) yükseldi. Save the Children örgütünün raporuna göre, Birleşmiş Milletler’in sponsorluk ettiği altı aylık ateşkes süresinde ailelerin evlerine dönmeleri, mayınların sebep olduğu ölü ve yaralı sayısı artırdı.
Söz konusu araştırmaya göre, Yemen'deki çocuklar oyun oynamak, odun toplamak, su getirmek, hayvancılık gibi günlük faaliyetlerde bulundukları sırada kara mayınlarına ve patlayıcı kalıntılara rastlayabiliyor. Bu maddelerden haberdar olmayan çocuklar, patlayıcı maddelerden kaçınamıyor. Save the Children örgütü, böyle bir durum ile karşılaşan çocukların neredeyse yarısının hayatını kaybettiğini bildiriyor.
Save the Children örgütünün Yemen’deki Direktör Yardımcısı Aşfak Ahmed, “Ülke, çatışmada dokuzuncu yılına girdiği sırada söz konusu rapor, savaşın Yemen'in en savunmasız nüfusu olan çocuklar üzerindeki yıkıcı etkisini net bir şekilde hatırlatıyor” açıklamalarında bulundu. Kara mayınları ve diğer patlayıcı kalıntılar nedeniyle her geçen yıl daha fazla sayıda çocuğun öldüğünü ve yaralandığını bildiren Ahmed, bu korkunç çocuk ölümlerine seyirci kalamayacaklarını vurguluyor.
Save the Children yetkilisi, çatışma taraflarından çocukların korunmasına öncelik vermelerini, mayın ve diğer patlayıcıların oluşturduğu tehlikelere maruz kalmalarını engellemelerini talep ediyor.
Save the Children; sağlık sisteminin çöküşün eşiğine geldiği, oldukça az sayıda rehabilitasyon uzmanının bulunduğu bir ülkede böylesine ölümcül silahlardan etkilenen çocukların hareket kabiliyetlerini geri kazanmak, okula geri dönmek ve topluma yeniden karışmak için gerekli ve uzun vadeli bakımı alamadıklarına dikkat çekiyor.
Save the Children, yerinden edilmişlerin yaşadığı kamplarında kalan çocukların patlayıcı cihazlara karşı daha savunmasız oldukları, zirâ bu hususta bir eğitimlerinin olmadığı, taşkın riskinin yüksek olduğu bölgelerde yaşadıkları uyarısında bulunuyor.
Tedavi altına alınan en yaygın çocuk yaralanmaları kapsamında, bazı uzuvların ampüte edilmesi, işitme kaybı, hatta bazı durumlarda şarapnel ve omurilik yaralanmaları neticesinde kalıcı sakatlıkla sonuçlanan yaralanmalar bulunuyor.



İsrail, Hizbullah'ın teknik yetkililerinin peşine düştü

 Güney Lübnan'daki el-Gaziye'de İsrail saldırısında hedef alınan araç (NNA)
Güney Lübnan'daki el-Gaziye'de İsrail saldırısında hedef alınan araç (NNA)
TT

İsrail, Hizbullah'ın teknik yetkililerinin peşine düştü

 Güney Lübnan'daki el-Gaziye'de İsrail saldırısında hedef alınan araç (NNA)
Güney Lübnan'daki el-Gaziye'de İsrail saldırısında hedef alınan araç (NNA)

İsrail daha önce güvenlik yetkililerini hedef aldıktan sonra şimdi de Hizbullah'ın teknik yetkililerinin peşine düştü. Son olarak ‘Lübnan’da ve özellikle Güney Litani bölgesinde Hizbullah iletişim ekipmanlarının konuşlandırılmasından sorumlu’ olduğunu söylediği bir kişiyi Sayda yakınlarındaki el-Gaziye bölgesinde aracını hedef alarak öldürdü. İsrail saldırısı sonucu araç tamamen yandı.

Lübnan-İsrail sınırına yaklaşık 50 kilometre mesafede bulunan el-Gaziye'nin hedef alınması, yolun kapanması nedeniyle güneyi kısa süreliğine izole etti. Bölge son savaş sırasında da birkaç kez vurulmuştu.

Lübnan Sağlık Bakanlığı, ‘İsrail ordusunun Sayda-el-Gaziye yolunda bir araca düzenlediği saldırıda bir kişinin şehit olduğunu’ ve İsrail saldırılarında ölenlerin sayısının son bir hafta içinde altıya yükseldiğini bildirdi.

Öte yandan İsrail ordusu, ‘hava kuvvetlerine ait bir uçağın Sayda bölgesinde bir araca hassas mühimmatla saldırdığını ve Hizbullah mensubu Muhammed Cafer Menah Esad Abdullah’ın öldürüldüğünü’ açıkladı. İsrail Ordu Sözcüsü Avichay Adraee X platformundaki hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda, “Öldürülen Hizbullah mensubu, İsrail devletine karşı terörist faaliyetlerde bulunuyordu ve Lübnan bölgesinde, özellikle de Güney Litani bölgesinde Hizbullah iletişim cihazlarının konuşlandırılmasından sorumluydu” ifadesini kullandı. Adraee, Hizbullah mensubunun son dönemdeki faaliyetlerini ‘İsrail ile Lübnan arasındaki anlaşmaların ihlali ve İsrail devleti ile vatandaşlarına yönelik bir tehdit’ olarak değerlendirdi.

İsrail ordusu üç gün önce ‘Hizbullah'ın özel operasyonlar sistemindeki bir hücrenin’ komutanını ortadan kaldırdığını açıkladı.

Bu olay, İsrail bombardımanının güneydeki prefabrik evleri hedef almaya devam ettiği bir döneme denk geldi. Şarku’l Avsat’ın Lübnan Ulusal Haber Ajansı'ndan (NNA) aktardığına göre, bir insansız hava aracı (İHA) perşembe gecesi hedef aldığı Lübnan'ın güneyindeki Muhaybib'deki prefabrik odaları tekrar hedef aldı. Genel olarak güney hava sahası İsrail savaş uçaklarının yoğun alçak irtifa uçuşlarına tanık oluyor.

İsrail ordusu Hizbullah'ı bölgedeki altyapısını rehabilite etmek için sivil tesisleri kullanmaya çalışmakla suçluyor. İsrail Ordu Sözcüsü geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada, Hizbullah'ın sivil altyapıyı istismar ettiğini ve Lübnanlıları canlı kalkan olarak kullandığını belirterek, İsrail ordusunun Hizbullah'ın yeteneklerini yeniden inşa etme ya da sivil örtü altında askeri olarak konumlanma girişimlerine karşı harekete geçeceğini vurguladı.

İsrail, Lübnan'ın güneyindeki sınır bölgesinde prefabrik evleri, sağlık merkezlerini, kasabalarına yerleşmeye çalışan bölge sakinlerini ve İsrail'in topçu ateşi ve bombardıman operasyonları sonucu bölgede oluşan enkazı kaldırmak için çalışan sivil araçları ve buldozerleri hedef almak da dâhil olmak üzere dört kısıtlama getirdi.

Hizbullah ile İsrail arasında geçtiğimiz kasım ayında ateşkes sağlanmasıyla sonuçlanan anlaşma, ordu ve Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Görev Gücü’nün (UNIFIL) İsrail sınırı yakınlarındaki konuşlanmalarını güçlendirmesi karşılığında Hizbullah savaşçılarının Güney Lübnan'daki Litani Nehri'nin güneyindeki bölgeden çekilmesini ve buradaki askeri yapılarının dağıtılmasını öngörüyordu. Lübnan, uluslararası toplumu, İsrail'e saldırılarını durdurması ve anlaşma uyarınca 18 Şubat'ta sona eren sürenin ardından kuvvetlerini bulundurduğu beş ‘stratejik’ tepeden çekmesi için baskı yapmaya çağırıyor.