Mısır-BM arasında kara para aklama ve terörün finansmanı ile mücadele ortaklığı kuruldu

Mısır-BM arasında kara para aklama ve terörün finansmanı ile mücadele ortaklığı deklarasyon imza töreni (Mısır Bakanlar Kurulu)
Mısır-BM arasında kara para aklama ve terörün finansmanı ile mücadele ortaklığı deklarasyon imza töreni (Mısır Bakanlar Kurulu)
TT

Mısır-BM arasında kara para aklama ve terörün finansmanı ile mücadele ortaklığı kuruldu

Mısır-BM arasında kara para aklama ve terörün finansmanı ile mücadele ortaklığı deklarasyon imza töreni (Mısır Bakanlar Kurulu)
Mısır-BM arasında kara para aklama ve terörün finansmanı ile mücadele ortaklığı deklarasyon imza töreni (Mısır Bakanlar Kurulu)

Mısır Bakanlar Kurulu Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç Ofisi arasındaki ortaklığa yönelik hedefler deklarasyonunun imza törenine tanık oldu. Kara Para Aklama ve Terörün Finansmanın Önlenmesi Birimi tarafından temsil edilen Mısır tarafı ile BAE, Suudi Arabistan ve Bahreyn’deki ilgili kurumlar bir araya geldi. İmza törenine BAE’den Kara Para Aklama ve Terörün Finansmanıyla Mücadele İcra Dairesi ve Finansal Bilgi Birimi, Suudi Arabistan’dan Mali Soruşturma Genel Müdürlüğü, Bahreyn tarafından “Radikalizm, Terörizm, Terörizmin Finansmanı ve Kara Para Aklamayla Mücadele Komitesi” katıldı.
Mısır hükümetinden yapılan açıklamaya göre, deklarasyon Başbakan Dr. Mustafa Medbuli, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreter Yardımcısı ve Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç Ofisi İcra Direktörü Dr. Ghada Wali, Mısır Kara Para Aklama ve Terör Finansmanını Önleme Birimi Mütevelli Heyeti Başkanı Ahmed Said Halil’in katılımı ve desteği ile imzalandı.
Taraflar, ortaklık için bir hedefler deklarasyonu hazırlamak üzere birlikte çalışma konusunda anlaştı. Bu adımları ile, temel olarak Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç Ofisi’nin desteğiyle ve taraf devletler arasında ortaklık ve iş birliğinin geliştirilmesini destekleme çabaları doğrultusunda, kara para aklama, terörün finansmanı ve silahların yayılmasının finansmanına karşı etkin bir şekilde mücadele etmek için imkanlarını güçlendirmeyi ve bilgi, deneyim ve uzmanlık alışverişini teşvik etmeyi amaçlıyor.
Mısır Bakanlar Kurulu’na göre bu deklarasyon, amaç, katılımcı kuruluş sayısı ve temsil ettikleri ülkeler açısından Orta Doğu bölgesinde türünün ilk örneğini sayılıyor. Ayrıca, tüm tarafları arasında operasyonel düzeyde bir ortaklık deklarasyonu olup, her an katılmak isteyen Arap ülkelerine de kapıyı açık bırakıyor.
Deklarasyon hakkında yapılan açıklamada “Bu deklarasyon istisnai tarafların rekor bir sürede gösterdiği çabaların bir sonucu olarak geliyor. Kara paranın aklanması, terör ve terörün yayılmasının finanse edilmesi ile mücadele alanlarında aralarında uzun bir iş birliği geçmişi bulunan ülkeler, iş birliği bağlarını güçlendiriyor” ifadelerine yer verildi. Ayrıca ‘Kara para aklama, terörün finanse edilmesi ve silahların yayılmasının finansmanı ile mücadele alanında uluslararası standartları belirlemekle görevli uluslararası bir kuruluş olarak Mali Eylem Görev Gücü’nün belirlediği uluslararası standartlara taraf devletlerin uymasının bir şeklini temsil ediyor” ifadelerini kullandı.
Söz konusu hedefler deklarasyonu, önerilen ortaklık programını düzenlemenin, Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç Ofisi ile koordinasyon içinde kendi aralarında vizyon ve deneyim alışverişini teşvik etmenin yanı sıra kara para aklama, terörün finansmanı ve silahların yayılmasının finansmanı ile mücadeleye yönelik bölgesel ve bölgesel olmayan girişimlerin desteklemek için taraf devletler arasında çerçeve anlaşma hazırlamanın ilk adımı olarak geldi.



Polis şiddeti iddiası Tunus sokaklarını karıştırdı

Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)
Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)
TT

Polis şiddeti iddiası Tunus sokaklarını karıştırdı

Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)
Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)

Tunus’ta bir adamın polis kovalamacasının ardından ailesinin ifadesine göre kendisine uygulanan şiddet sonucu hayatını kaybetmişti. Reuters'a konuşan görgü tanıkları, Tunus polisi ile bir kişinin uğradığı şiddet sonucu hayatını kaybetmesini protesto eden öfkeli gençler arasında dün gece üst üste ikinci kez çatışmaların çıktığını söylediler.

Tunus’taki bu tür şiddetin karıştığı protesto gösterileri, ülkede 2011 yılındaki Arap Baharı ayaklanmalarını tetikleyen devrimin yıl dönümü yaklaşırken yetkililer arasında protestoların diğer bölgelere de sıçrayabileceği endişesini artırıyor.

Tunus, çeşitli alanlarda artan protestolar ve grevlerin yanı sıra Tunus Genel İşçi Sendikası'nın gelecek ay ülke çapında grev çağrısı yapmasıyla birlikte, siyasi ve sosyal gerilimin tırmandığı bir dönemden geçiyor.

Son haftalarda, binlerce protestocu, ülkenin güneydeki Gabes kentinde hava kirliliğinin başlıca kaynağı olduğunu söyledikleri bir kimya fabrikasının kapatılması talebiyle protesto gösterisi düzenledi.

Öte yandan polis şiddeti sonucu öldüğü iddia edilen adamın yakınları, şahsın ehliyetsiz motosiklet sürerken polis tarafından takibe alındığı, dövüldüğü ve hastaneye kaldırıldığını, ancak daha sonra hastaneden kaçtığını, ancak dün kafasındaki bir kanama nedeniyle hayatını kaybettiğini söyledi.

Olayla ilgili henüz resmi bir açıklama yapılmadı.

Yerel kaynaklar ve basın, Kayravan Valisi’nin durumu yatıştırmak amacıyla, dün hayatını kaybeden kişinin ailesini ziyaret ettiğini ve hangi şartlarda öldüğünü belirlemek ve sorumluları tespit etmek için soruşturma açma sözü verdiğini bildirdi.

İnsan hakları örgütleri, Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'i muhaliflerini bastırmak için yargı ve polisi kullandığını iddia ediyor. Ancak Cumhurbaşkanı Said, hakkındaki bu suçlamaları kategorik olarak reddediyor.


(Video haber) Avustralya'da Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında silahlı saldırı: En az 10 ölü

Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
TT

(Video haber) Avustralya'da Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında silahlı saldırı: En az 10 ölü

Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.

Avustralya'nın Sidney kentinde bir plajda Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında meydana gelen silahlı saldırıda en az 10 kişi öldü, çok sayıda  kişi yaralandı. İsrail gazetesi Yedioth Ahronoth'a göre olay sırasında yaklaşık 2 bin kişi panik içinde tahliye edildi ve birçoğu sığınaklara sığındı.

Öte yandan Avustralya polisi tarafından bugün yapılan açıklamada, olay nedeniyle Bondi Plajı'ndan uzak durulması çağrısı yapıldı. Polis daha sonra, silahlı saldırının ardından iki kişinin gözaltına alındığını duyurdu.

Şarku’l Avsat’ın Fransız Haber Ajansı AFP’den aktardığı  habere göre bir görgü tanığı, ‘siyah giysili iki kişinin’ plajda ateş açtığını söyledi.

dfgthy
Avustralya medyasında yayınlanan, saldırganlardan birine ait bir fotoğraf.

Avustralya medyası tarafından yayınlanan saldırganlardan birinin fotoğrafı

Öte yandan İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, saldırıyı ‘Yahudilere yönelik acımasız bir saldırı’ olarak nitelendirerek kınadı.

uı89o
Kurtarma ekipleri, Sidney sahilinde meydana gelen silahlı saldırının ardından yaralı bir kişiyi taşıyor (AP)

Herzog, açıklamasında şunları söyledi:

“Sidney'deki kardeşlerimiz, Bondi Plajı'nda Hanuka'nın ilk mumunu yakmaya giden Yahudilere yönelik acımasız bir saldırıda kötü niyetli teröristler tarafından saldırıya uğradı.”

Görgü tanıkları, kutlamaya katılanların saldırı mahallinden panik halinde kaçtıklarını söylerken yerel medya, silahlı saldırganların olay yerinden kaçtığını ve yetkililerin yoğun bir arama çalışması yürüttüğünü bildirdi.


Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
TT

Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)

Hamas, bugün (pazar) yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi üzerinde her türlü vesayet ve manda uygulamasını reddettiğini duyurdu. Hareket, yayımladığı bildiride, “Gazze’ye yönelik her türlü vesayet ve mandayı reddediyoruz. İşgal altındaki topraklarımızın herhangi bir karışı üzerinde de vesayeti kabul etmiyoruz; zorla yerinden etme girişimleri ve Gazze’nin yeniden mühendisliğine yönelik çabalarla uyumlu adımlara karşı uyarıyoruz” ifadelerini kullandı.

Açıklamada, “Ulusal birliğin sağlanması ve ulusal uzlaşı inşa edilmesi için seferber olunması, işgalin ve onu destekleyenlerin planlarıyla yüzleşmenin tek yoludur” denildi.

Hamas, arabuluculara ve ABD yönetimine de çağrıda bulunarak, İsrail’e baskı yapılmasını, anlaşmanın maddelerini uygulamaya zorlanmasını ve anlaşmaya yönelik süregelen ve sistematik ihlallerinin kınanmasını talep etti.

gth
Trump'ın planına göre Gazze'den çekilmenin aşamalarını gösteren harita (Beyaz Saray)

Öte yandan dün İsrailli yetkililer, ABD yönetiminin Gazze’de savaşı sona erdirmeyi hedefleyen planın ikinci aşamasını şekillendirmek üzere çalıştığını ve çok uluslu uluslararası bir gücün gelecek aydan itibaren Gazze’de göreve başlamasının planlandığını açıkladı.

Şarku’l Avsat’ın İsrail Kamu Yayın Kurumu’ndan (Kan 11) aktardığı habere göre Amerikalı yetkililer bu bilgileri son günlerde yapılan görüşmelerde İsrailli muhataplarına iletti.

ABD planına göre, barış komitesinin başkanlığını Birleşmiş Milletler’in eski Orta Doğu Özel Temsilcisi Nikolay Mladenov’un üstlenmesi, Gazze’de konuşlandırılması öngörülen uluslararası gücün komutasının ise bir ABD’li general tarafından yürütülmesi öngörülüyor.

Amerikalı yetkililere göre söz konusu gücün; güvenlik istikrarının korunması, geçiş sürecinin güvence altına alınması ve askeri operasyonların durmasının ardından Gazze’de yeni siyasi ve idari düzenlemelere zemin hazırlanması gibi görevler üstlenmesi planlanıyor.