Kuzey Amerika'nın en sıcak çölüne kar yağdı

Sonora Çölü, Meksika ve Birleşik Devletler'in güneybatısında, yaklaşık 250 bin kilometrelik bir alana yayılıyor

Arizona'nın Sonora Çölü'ndeki kaktüsleri çevreleyen kar (Jack Dykinga/naturepl.com)
Arizona'nın Sonora Çölü'ndeki kaktüsleri çevreleyen kar (Jack Dykinga/naturepl.com)
TT

Kuzey Amerika'nın en sıcak çölüne kar yağdı

Arizona'nın Sonora Çölü'ndeki kaktüsleri çevreleyen kar (Jack Dykinga/naturepl.com)
Arizona'nın Sonora Çölü'ndeki kaktüsleri çevreleyen kar (Jack Dykinga/naturepl.com)

Kuzey Amerika'nın en sıcak çölündeki kısa süreli ama hoş karşılanan kar yağışı önceki haftalarda kameralara yansıdı.
Meksika'nın Baja California, Sonora ve Güney Aşağı Kaliforniya eyaletleriyle ABD'nin Arizona ve Kaliforniya eyaletlerinde, yaklaşık 250 bin kilometre karelik bir alana yayılan Sonora Çölü'nün bir kısmına yağan karın kalınlığı 4 saat boyunca yaklaşık 5 ila 10 santimetreydi.
Pulitzer Ödüllü manzara fotoğrafçısı Jack Dykinga, kaktüsleri örten karın fotoğrafını 2 Mart'ta çekti.
Sonora Çölü'nü 1976'dan beri fotoğraflayan Dykinga, bölgeye 10 yıldır kar yağmadığını söylüyor. Fotoğrafçı, manzaranın "yersiz durduğunu, tamamıyla büyülü ve çarpıcı derecede güzel" olduğunu da sözlerine ekliyor.
Bir meteorolog, bunu "her nesilde bir kez görülebilecek" bir kar yağışı diye tanımlıyor.
Yağışlar kısmen, bilim insanlarının 9 Mart'ta sona erdiğini söylediği El Niño-Güney Döngüsü'nün (ENSO) soğuk evresi olan La Niña iklim örüntüsünün son aşamalarıyla bağlantılı olabilir.
La Niña'ya ek olarak, ABD Ulusal Hava Durumu Servisi meteorologlarından Bianca Feldkircher, Associated Press'e yaptığı açıklamada Pasifik üzerindeki kalıcı engelleme örüntüsünün yanı sıra Arktika'dan güneye ilerleyen soğuk havanın da ABD'nin Batı Kıyıları boyunca geniş çaplı kar yağışına zemin hazırladığını söyledi.
The Independent'ın haberine göre, ABD'nin batısı bu kış muazzam miktarlarda kar yağışı gördü. Arizona'nın kuzeyindeki Flagstaff'taki kar kalınlığı yaklaşık 3 metreyi bularak son 70 yılın en yüksek seviyesine ulaştı. Kaliforniya'daysa kalınlığı yaklaşık 12 metreye ulaşan rekor kar yağışı gerçekleşti.
Sonora Çölü'nde aşırı yüksek sıcaklıklar görülürken (yaz aylarında genellikle 40 santigrat dereceyi aşan ve 48 santigrat dereceye kadar yükselen kavurucu sıcaklıklar yaşanır), kış aylarında sıcaklıklar düşüyor.
ABD Milli Park Hizmeti, iklimin vadilerde çoğunlukla ılıman kaldığını fakat dağlık bölgelerdeki yüksek rakımlarda genellikle yoğun kar örtüsü görüldüğünü belirtiyor.



Bilinç, beynin neresinde? Öne çıkan iki teori de sınavı geçemedi

Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)
Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)
TT

Bilinç, beynin neresinde? Öne çıkan iki teori de sınavı geçemedi

Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)
Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)

Bilincin beynin hangi bölümünde olduğunu araştıran bilim insanları ilginç sonuçlara ulaştı. 

Kişinin kendisini, etrafını, deneyimlerini, duygularını anlamasını sağlayan bilinç, insan varlığının temel bileşenlerinden biri. 

Bilim insanları uzun zamandır bilincin beynin hangi bölümünde, nasıl meydana geldiğini anlamaya çalışıyor. Pek çok fikir ortaya atılırken halihazırda 30'a yakın teori olduğu tahmin ediliyor. 

Bunlar arasında en çok öne çıkan ikisiyse Küresel Çalışma Alanı Teorisi (GWT) ve Bütünleşik Bilgi Teorisi (IIT). Bunlardan ilki bilincin, beynin ön kısmında olduğunu ve buradaki kilit bölgeler duyusal bilgileri tüm beyne yaydığında bilinçli deneyimin ortaya çıktığını savunuyor. 

IIT ise beyindeki bilginin son derece entegre ve bütünleşik olduğunu ve bu şekilde bilinçli bir deneyimin mümkün olduğunu öne sürüyor.

Önde gelen hakemli dergi Nature'da 1 Mayıs Perşembe günü yayımlanan çalışmada bilim insanları, bu iki teoriyi test ederek hangisinin geçerli olduğunu bulmaya çalıştı. Bulgular, ikisinin de yetersiz olduğuna işaret ediyor. 

Max Planck Enstitüsü'nden Dr. Lucia Melloni ve ekip arkadaşları, ABD, Avrupa ve Çin'deki 12 laboratuvarda 256 kişiye çeşitli görüntüleri izleterek beyinlerindeki elektrik ve manyetik aktiviteyi ve kan akışını ölçtü. 

Katılımcıların bilinçli farkındalığını ölçmek için onlara çeşitli yüzler, nesneler ve semboller gösterildi. Katılımcılar ekranda belirli görüntüler belirdiğinde bir düğmeye bastı. Ekip katılımcıların beynini üç farklı yöntem kullanarak izledi.

Bulgular bilincin, beynin düşünmeyle ilişkili ön kısmından ziyade, görme ve işitmeyle bağlantılı duyusal bölgeleri içeren arka kortekste ortaya çıktığına işaret ediyor. 

Çalışma, beynin arka kısmındaki nöronlarla öndeki bölgeler arasındaki önemli bağlantılar saptasa da bilincin ana merkezinin arka kortekste olduğu fikrini destekliyor.

Araştırmada ayrıca IIT'nin öne sürdüğü gibi bilincin, beynin çeşitli bölümlerinin etkileşimi ve işbirliğiyle oluştuğunu destekleyen güçlü kanıtlar da bulunmadı. 

Makalenin başyazarlarından Christof Koch, "Burada kanıtlar kesinlikle arka korteks lehine. Bilinçli deneyimle ilgili bilgiler ön loblarda ya yoktu ya da arka kortekse kıyasla çok daha zayıftı" diyerek ekliyor: 

Bu durum, ön lobların zeka, yargılama, muhakemede kritik önem taşımasına karşın görme, bilinçli görsel algılama gibi konularda kritik bir rol oynamadığı fikrini destekliyor.

Araştırmacılar yeni çalışmanın komadaki veya bitkisel hayattaki hastalar açısından da önem taşıdığını ifade ediyor.  

Bu durumdaki hastalar birkaç gün boyunca yanıt vermediği zaman genellikle bilinçlerini kaybettikleri varsayılarak yaşam destek ünitesiyle bağları kesiliyor. Ancak geçen yıl yayımlanan bir çalışmada tepkisiz hastaların yaklaşık 4'te birinin bilinci olabileceği tespit edilmişti.

Bu araştırmaya gönderme yapan Koch "Bilincin beyindeki temelini bilmek, sinyal vermeden 'orada olmanın' bu gizli biçimini daha iyi saptamamızı sağlar" diyor. 

Independent Türkçe, Reuters, New York Times, SciTechDaily, Nature