BM’den Libya'da insanlığa karşı işlenen suçlar hakkında soruşturma çağrısı

Güvenlik güçleri, Libya'nın güneyindeki Rebiana’da göçmenleri insan kaçakçılarından kurtardı. (Rebiana Emniyet Müdürlüğü)
Güvenlik güçleri, Libya'nın güneyindeki Rebiana’da göçmenleri insan kaçakçılarından kurtardı. (Rebiana Emniyet Müdürlüğü)
TT

BM’den Libya'da insanlığa karşı işlenen suçlar hakkında soruşturma çağrısı

Güvenlik güçleri, Libya'nın güneyindeki Rebiana’da göçmenleri insan kaçakçılarından kurtardı. (Rebiana Emniyet Müdürlüğü)
Güvenlik güçleri, Libya'nın güneyindeki Rebiana’da göçmenleri insan kaçakçılarından kurtardı. (Rebiana Emniyet Müdürlüğü)

Libya’da işlenen insanlığa karşı suçların hızlı bir şekilde soruşturulması çağrıları artarken Birleşmiş Milletler (BM) Bağımsız Libya Araştırma Misyonu’nun yayınladığı rapor, ülkedeki düzensiz göçmen dosyasını ve bununla mücadele yöntemlerini yeniden gündeme getirdi.
BM Bağımsız Libya Araştırma Misyonu tarafından pazartesi günü yapılan açıklamada, Libya'da son dönemde yapılan soruşturmaların yerel makamların muhalefeti bastırmaya yönelik yaygın uygulamarını gösterdiği belirtildi. Aynı zamanda keyfi gözaltı, cinayet, tecavüz, köleleştirme, yargısız infaz ve kaybolan göçmenler başlıklarında birçok vakanın belgelendiğine dikkat çekildi.
Libyalı bir insan hakları aktivisti ve Belaady İnsan Hakları Örgütü başkanı Tarık Lemlum, Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte şunları söyledi:
“Misyonun raporu, Libya'da olup bitenlerin gerçek bir tanımını, Libyalılara, göçmenlere ve sığınmacılara yönelik ihlallerin insanlığa karşı suçlar olduğunu ortaya koydu. Libya'daki sivil toplum ve insan hakları örgütleri bu konuya açıklık getirmek, bu ihlalleri önlemek ve bu yönde baskı kurmak için geçtiğimiz dönemde ciddi çabalar sarf etti.”
Ulusal Birlik Hükümeti’nin BM Bağımsız Libya Araştırma Misyonu’na getirdiği kısıtlamalara dikkat çeken Lemlum, misyonun cezaevlerini ziyaret etmesine izin verilmediğini dile getirerek bu tutumun oldukça şaşırtıcı olduğunu vurguladı.
Komite 2020'de BM İnsan Hakları Konseyi tarafından onaylandığında aktivistlerin ve insan hakları örgütlerinin birçoğunun misyonun 2016 sonrası üzerinde çalışacağı süre zarfına karşı çıktığını, misyonun neden önceki dönemin tamamı üzerinde çalışmadığını sorguladıklarını hatırlatan Lemlum, bu tarihin ardından olup bitenlerin gerek 10 yıl, gerek ise daha öncesinde Libya'da yaşanan tüm olayları zaten açığa kavuşturacağını belirterek şunları syledi:
“Bu raporda yeni olan, Libya'da köleleştirme suçuna dair unsurların bulunduğu iddiasıdır. Sabratha ve Beni Velid’de komitesi tarafından bu yönde toplanan ikna edici kanıtlar var.”
Komitenin düzensiz göçmenlerin sistematik işkenceye maruz kaldıklarını doğrulayan ikna edici kanıtları elinde bulundurduğu, göçmenlerin seks köleliğine maruz kaldığı yönünde makul gerekçelerin bulunduğu belirtiliyor.
Cenevre'deki bir basın toplantısında, belgelenen ihlal ve suiistimallerden sorumlu olduğu iddia edilen kişilerin bir listesinin hazırlandığına dikkat çeken Komite Başkanı Muhammed Ucar, bu listenin ilgili deliller kapsamında BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği’ne sunulacağını bildirdi. Ucar konuya ilişkin şunları söyledi:
“Suçluların cezasız bırakılmasına son verilmesi için hesap verebilirliğe acil bir ihtiyaç var. Libyalı makamları geçiş dönemi adaletinin gecikmeden sağlanması, insan hakları ihlallerinden sorumlu olan herkesin hesap vermesi için mağdurlara odaklanan bir insan hakları eylem planı ve kapsamlı bir yol haritası geliştirmeye çağırıyorum.”
İnsan hakları örgütlerinin daha önceki raporlarında da göçmenlere ve Libyalılara yönelik yaygın ihlallere işaret edilmişti. Libya Crimes Watch, son dört yılda 2 bin 447 ihlalin izlediğine dikkat çekilmişti.
Söz konusu raporda şu ifadelere yer verildi:
“Ağır uygulamalar ve çeşitli ihlaller kesintisiz bir şekilde kayıt altına alındı. Ancak bu sıkıntılı gidişatı durdurmak ve kurbanlara adalet sağlamak için anlamlı adımlar atıldığına dair çok az kanıt var. Libya hükümeti, kontrolü altında tuttuğu bölgelerde insan hakları ihlallerini ve suç iddialarını uluslararası standartlara uygun olarak soruşturmakla yükümlüdür.”
BM heyetinin Libya hükümet kurumlarının çok sayıda kaçakçıyla ilişkisini doğrulayan kanıtlar olduğuna dair açıklamaları üzerine dehşete kapıldığını dile getiren Lemlum, bunun acilen soruşturulması gerektiğini vurguladı.
Söz konusu raporda, savunmasız göçmenlerin kaçırıldığından, köleleştirildiklerinden, zorla çalıştırıldıklarından, hapis ve gasp edildiklerinden, bu insanlar üzerinden bireyler, gruplar ve devlet kurumlarına büyük gelirler sağlandığından, insan ticaretinin devam ettiğinden bahsediliyor. BM misyonunun bildirdiğine göre göçmenlerin resmi gözaltı merkezlerinde ve gizli cezaevlerinde insanlığa karşı suç teşkil edecek şekilde köleliğe ve tecavüze maruz bırakıldığı yönünde makul gerekçeler mevcut.
Ulusal İnsan Hakları Komisyonu raportörü Ahmed Abdulhakim Hamza konuya dair açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Raporda yer alanlar, Libya'da insan haklarının ve uluslararası insancıl hukukun ihlal edildiği vakaların, bu yönde uzun ve dehşet verici sicilin yalnızca küçük bir yüzdesini gösteriyor. Yaşanan ihlaller, Libya makamlarının hukukun üstünlüğünü ve adaleti pekiştirmek, cezasızlığı sona erdirmek, mağdurların haklarını güvence altına almak için ciddi ve kararlı adımlar atmasını gerektiriyor. Yetkili makamların bu ağır ihlalleri ele almak için raporun nihai tavsiyelerini dikkate almaları gerekiyor.”
BM misyonu, İnsan Hakları Konseyi'ni yeterli kaynaklara sahip bağımsız bir uluslararası soruşturma mekanizması kurmaya çağırmıştı. BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği ise Libya'daki uzlaşma çabalarının desteklenmesi, Libya makamlarına geçiş dönemi adaleti ve hesap verebilirliğinin sağlanması konusunda yardımcı olunması, Libya'daki ağır insan hakları ihlallerinin izlenmesi ve raporlanması için yetkisi süren bağımsız bir mekanizmanın kurulması çağrısında bulunmuştu.



Gazze'de ateşkes için ihtiyatlı iyimserlik… ABD'nin oynayacağı role güven

İsrail'in Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki el-Bureyc Mülteci Kampı’na düzenlediği saldırı nedeniyle, yerinden edilen insanların barındığı UNRWA okulunun enkazını arayan Filistinliler (AFP)
İsrail'in Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki el-Bureyc Mülteci Kampı’na düzenlediği saldırı nedeniyle, yerinden edilen insanların barındığı UNRWA okulunun enkazını arayan Filistinliler (AFP)
TT

Gazze'de ateşkes için ihtiyatlı iyimserlik… ABD'nin oynayacağı role güven

İsrail'in Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki el-Bureyc Mülteci Kampı’na düzenlediği saldırı nedeniyle, yerinden edilen insanların barındığı UNRWA okulunun enkazını arayan Filistinliler (AFP)
İsrail'in Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki el-Bureyc Mülteci Kampı’na düzenlediği saldırı nedeniyle, yerinden edilen insanların barındığı UNRWA okulunun enkazını arayan Filistinliler (AFP)

ABD Başkanı Donald Trump'ın önümüzdeki günlerde gerçekleştireceği bölge turu, Gazze Şeridi'nde bir ateşkes anlaşmasına varılması olasılığı açısından merakla bekleniyor. İsrail'de savaşın sona erdirilmesi yönünde büyük gösteriler düzenlenirken, Kahire temasların varlığını, öneri ve fikir alışverişinde bulunulduğunu teyit ediyor ve Washington'un rolüne güveniyor.

Şarku’l Avsat'a konuşan uzmanlara göre Trump'ın Suudi Arabistan, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri'ni (BAE) kapsayan turu öncesindeki bu büyük ivme, ABD'nin İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'ya açık bir şekilde baskı yapması halinde bir anlaşmayla sonuçlanabilir. Hamas'ın ABD'nin kapsamlı bir çözüm garantisi vermesi halinde, ateşkesi kabul etmesi muhtemel.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığına göre Papa 14. Leo, 8 Mayıs'ta seçildikten sonra Aziz Petrus Meydanı'nda düzenlediği ilk pazar ayininde Gazze Şeridi'nde ateşkes sağlanması ve tüm esirlerin serbest bırakılması çağrısında bulundu.

‘Askeri çözüm yok’

Almanya Dışişleri Bakanı Johann Wadephul dün Kudüs'te yaptığı açıklamada, ‘ateşkes için ciddi müzakerelere geri dönülmesi’ çağrısında bulunarak, ‘Gazze Şeridi'ndeki çatışmanın askeri yollarla çözülemeyeceğini ve siyasi bir çözümün odak noktası olması gerektiğini’ vurguladı.

Görsel kaldırıldı.İsrail'in Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki el-Bureyc Mülteci Kampı’na düzenlediği saldırı nedeniyle, yerinden edilen insanların barındığı UNRWA okulunun enkazı arasında oturan protez bacaklı bir Filistinli (AFP)

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati, dün Dışişleri Bakanlığı tarafından yayınlanan bir televizyon röportajında, Gazze konusunda günlük temasların ve karşılıklı önerilerin varlığını teyit ederek, gerilimin sona erdirilmesi için baskı yapılmasında ABD'nin rolünden yararlanmanın önemini vurguladı. Trump yönetiminin göreve gelmeden önceki tutumunun ateşkesin istikrar kazanmasına yardımcı olduğunu ve mevcut ABD yönetiminin de aynı güçle mevcut çabaların başarısına katkıda bulunacağını umduğunu ifade etti. Abdulati, “Kapsamlı bir ateşkese ulaşmak için ABD ve Katar'ın başını çektiği uluslararası ortaklarla iş birliği içinde Mısır'ın yoğun girişimleri devam ediyor” dedi.

ABD Dışişleri Bakanlığı Bölge Sözcüsü Samuel Warburg dün Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte, Trump'ın ziyaretinin, Gazze Şeridi'ndeki gelişmeler de dahil olmak üzere çeşitli dosyalarda ‘koordinasyonu artıracağını’ doğruladı, ancak bir ateşkes anlaşmasına varılıp varılmayacağı konusunda bilgi vermedi.

Baskılar artıyor

Mısırlı strateji uzmanı Tümgeneral Semir Ferec, Trump'ın ziyaretinden önce ya da ziyaretiyle birlikte bir anlaşmaya varılacağı beklentisiyle savaşın sona erdirilmesi için büyük beklentiler, baskılar ve uluslararası taleplerin arttığını söyledi. Mısır'ın Trump'ın rolüne güvenmesinin doğru bir tutum olduğunu ve özellikle Gazze dosyasının yaklaşan tur sırasında güçlü bir şekilde masada olacağı için anlaşmanın sağlanmasına önemli ölçüde katkıda bulunabileceğini belirtti.

Hamas'a yakın bir Filistinli siyasi analist olan İbrahim el-Medhun'a göre ise ‘tüm olasılıklar halen masada, ancak İsrail ateşkesi garanti eden ya da Filistin halkına karşı devam eden soykırımı durduran herhangi bir anlaşmayı reddetmekte ısrar ediyor.’

Görsel kaldırıldı.İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırıları nedeniyle yerlerinden edilen Filistinlilerin kaldığı çadırlar (Reuters)

Öte yandan Hamas, maliyeti ne olursa olsun herhangi bir kısmi anlaşmaya girmeyi reddediyor. Kapsamlı bir anlaşmaya varmak istediğini vurguluyor, ancak aşılamayacak net koşullar ve kırmızı çizgiler belirliyor.

El-Medhun'a göre kırmızı çizgiler üç yönlü; ‘İlk olarak hiçbir koşul altında silahların teslim edilmesinden söz edilmiyor, zira direniş için silahlar hayatta kalmanın garantisi ve caydırıcılık aracıdır. İkinci olarak ister liderler ister sıradan insanlar olsun, Filistinlilerin yerinden edilmesi reddediliyor. Son olarak, saldırganlığın kapsamlı bir şekilde durdurulmasına, kuşatmanın kaldırılmasına ve esirlerin serbest bırakılmasına yol açmayan her türlü kısmi anlaşmaya karşı çıkılıyor.’

El-Medhun, “Hamas kısa süre önce İsrail'in değiştirilmiş bir teklifini reddetti. Çünkü bu teklif kabul edilemeyecek kırmızı çizgilere dokunan noktalar içeriyordu. Ancak hareket diyaloğa açık olmakla birlikte silahları teslim etmeyecek, mevcut koşullar altında gelecekteki herhangi bir hükümette yer almayacak ve herhangi bir kısmi anlaşmayı kabul etmeyecek” ifadelerini kullandı.

İsrail Kanal 12 televizyonuna göre cumartesi akşamı binlerce İsrailli, savaşın sona erdirilmesi ve tüm esirlerin geri dönmesi talebiyle Savunma Bakanlığı yakınlarında gösteri yaptı. Bu gelişme, cumartesi günü Gazze Şeridi'nde hayatta olan iki İsrailli esirden birinin Gazze Şeridi'nde devam eden savaşın sona erdirilmesi çağrısında bulunduğu videonun Hamas’ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları tarafından yayınlanmasıyla aynı zamanda gerçekleşti.

Hamas'ta iyimserlik

Hamas kaynakları dün Şarku’l Avsat'a yaptıkları açıklamada, Katar ve Mısır'ın katıldığı, ABD'li ve İsrailli yetkililerin yakından takip ettiği görüşmelerde ‘bu kez bir anlaşmaya varılabileceğine dair iyimserliğe tanık olunduğunu’ belirterek, ‘şu anda önerilenler üzerinde anlaşmaya varılması halinde önümüzdeki 48 saat içinde bir anlaşmanın ilan edileceğini’ öne sürdü.

Kaynaklar, ‘ABD tarafının kısmi bir anlaşmaya varmaya odaklandığını, hareketin liderliğinin ise anlaşmanın açık ve net bir metin taşımasını, Başkan Trump'ın garantisini içermesini, İsrail'in ilk aşamada olduğu gibi anlaşmaları ihlal etmeden savaşı sona erdirecek ikinci bir aşamaya geçilmesini talep ettiğini’ açıkladı.

Görsel kaldırıldı.İsrail'in dün Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'a düzenlediği saldırıda öldürülen bir çocuğun cenazesini taşıyan Filistinli (Reuters)

‘Hamas'ın ateşkesi hızlandırmak ve Trump yönetimine net bir mesaj göndermek için ABD vatandaşı İsrailli asker Edan Alexander da dahil olmak üzere tüm esirleri serbest bırakmaya istekli olduğunu’ belirten el-Medhun, “Şimdi parola, soykırımı durdurmak, insani yardımın girişine izin vermek ve savaşın kapsamlı bir şekilde durdurulması için işgal hükümetine gerçek bir baskı yapma sorumluluğuna sahip olan ABD yönetiminin elinde” dedi.

Trump'ın bölgeye yapacağı ziyaret sırasında Gazze Şeridi'ndeki savaşı sona erdirmenin yollarını açıklayacağı bir anlaşmanın çerçevesini duyurmasını bekleyen Ferec, önümüzdeki saatlerin ABD'nin tutumunu, takas anlaşmasının tamamlanma şansını ve yardım girişini duyurmak açısından belirleyici olacağını öne sürdü.