WHO’dan koronavirüs aşılarla ilgili yeni öneriler… Yeni öneriler neler?

Koronavirüs aşısı (Reuters)
Koronavirüs aşısı (Reuters)
TT

WHO’dan koronavirüs aşılarla ilgili yeni öneriler… Yeni öneriler neler?

Koronavirüs aşısı (Reuters)
Koronavirüs aşısı (Reuters)

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) sağlığa faydaları sınırlı olduğu için temel aşıyı ve ilk takviye dozunu alan sağlıklı yetişkinlerin ek doz koronavirüs (Kovid-19) aşılarına ihtiyaç duymadıklarını bildirdi.
Uzmanlar, orta öncelikli grubun yanı sıra hastalığı olmayan sağlıklı yetişkinler (50-60 yaş altı) ve düşük öncelikli grupların (6 ay ile 17 yaş) ek doz almalarının herhangi bir risk oluşturmadığını ancak etkisinin düşük olacağını söyledi.
WHO bağışıklama uzmanlarından oluşan Stratejik Danışma Grubu (SAGE), bu hafta Cenevre'de yapılan toplantının ardından güncellenmiş tavsiyeler yayınladı.
Ekip, Omikron'un etkisini ve enfeksiyon ile aşılama nedeniyle nüfus düzeyindeki yüksek bağışıklığı yansıtmak için koronavirüs aşılarının kullanımına öncelik verilmesine yönelik yol haritasını paylaştı.
Tavsiyeler arasında koronavirüs aşılaması  için yüksek, orta ve düşük olmak üzere üç öncelikli gruba değinildi.
Diğer yandan yaşlılar, hastalığı olan diğer yetişkinler, bağışıklığı baskılanmış kişiler, hamile kadınlar, sağlık çalışanları gibi bazı grupların ek doz almaları tavsiye edildi.
Uzman grup, insanların sahip olduğu rahatsızlıklara bağlı olarak takviye dozlar arasında 6 ila 12 aylık bir aralık olması gerektiğini önerdi.
Dünya genelinde yaklaşık 13,3 milyar koronavirüs aşısı enjekte edildi.
WHO, çok çeşitli varyantlarla savaşan, daha uzun etkili, vakalar ve enfeksiyonlarla mücadelede daha etkili yeni koronavirüs aşısı aramalarını sürdürüyor.
Dünya Sağlık Örgütü, ayrıca aşıları burun, ağız veya deri yoluyla vermenin yeni yollarını araştırıyor.
 



Bilinç, beynin neresinde? Öne çıkan iki teori de sınavı geçemedi

Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)
Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)
TT

Bilinç, beynin neresinde? Öne çıkan iki teori de sınavı geçemedi

Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)
Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)

Bilincin beynin hangi bölümünde olduğunu araştıran bilim insanları ilginç sonuçlara ulaştı. 

Kişinin kendisini, etrafını, deneyimlerini, duygularını anlamasını sağlayan bilinç, insan varlığının temel bileşenlerinden biri. 

Bilim insanları uzun zamandır bilincin beynin hangi bölümünde, nasıl meydana geldiğini anlamaya çalışıyor. Pek çok fikir ortaya atılırken halihazırda 30'a yakın teori olduğu tahmin ediliyor. 

Bunlar arasında en çok öne çıkan ikisiyse Küresel Çalışma Alanı Teorisi (GWT) ve Bütünleşik Bilgi Teorisi (IIT). Bunlardan ilki bilincin, beynin ön kısmında olduğunu ve buradaki kilit bölgeler duyusal bilgileri tüm beyne yaydığında bilinçli deneyimin ortaya çıktığını savunuyor. 

IIT ise beyindeki bilginin son derece entegre ve bütünleşik olduğunu ve bu şekilde bilinçli bir deneyimin mümkün olduğunu öne sürüyor.

Önde gelen hakemli dergi Nature'da 1 Mayıs Perşembe günü yayımlanan çalışmada bilim insanları, bu iki teoriyi test ederek hangisinin geçerli olduğunu bulmaya çalıştı. Bulgular, ikisinin de yetersiz olduğuna işaret ediyor. 

Max Planck Enstitüsü'nden Dr. Lucia Melloni ve ekip arkadaşları, ABD, Avrupa ve Çin'deki 12 laboratuvarda 256 kişiye çeşitli görüntüleri izleterek beyinlerindeki elektrik ve manyetik aktiviteyi ve kan akışını ölçtü. 

Katılımcıların bilinçli farkındalığını ölçmek için onlara çeşitli yüzler, nesneler ve semboller gösterildi. Katılımcılar ekranda belirli görüntüler belirdiğinde bir düğmeye bastı. Ekip katılımcıların beynini üç farklı yöntem kullanarak izledi.

Bulgular bilincin, beynin düşünmeyle ilişkili ön kısmından ziyade, görme ve işitmeyle bağlantılı duyusal bölgeleri içeren arka kortekste ortaya çıktığına işaret ediyor. 

Çalışma, beynin arka kısmındaki nöronlarla öndeki bölgeler arasındaki önemli bağlantılar saptasa da bilincin ana merkezinin arka kortekste olduğu fikrini destekliyor.

Araştırmada ayrıca IIT'nin öne sürdüğü gibi bilincin, beynin çeşitli bölümlerinin etkileşimi ve işbirliğiyle oluştuğunu destekleyen güçlü kanıtlar da bulunmadı. 

Makalenin başyazarlarından Christof Koch, "Burada kanıtlar kesinlikle arka korteks lehine. Bilinçli deneyimle ilgili bilgiler ön loblarda ya yoktu ya da arka kortekse kıyasla çok daha zayıftı" diyerek ekliyor: 

Bu durum, ön lobların zeka, yargılama, muhakemede kritik önem taşımasına karşın görme, bilinçli görsel algılama gibi konularda kritik bir rol oynamadığı fikrini destekliyor.

Araştırmacılar yeni çalışmanın komadaki veya bitkisel hayattaki hastalar açısından da önem taşıdığını ifade ediyor.  

Bu durumdaki hastalar birkaç gün boyunca yanıt vermediği zaman genellikle bilinçlerini kaybettikleri varsayılarak yaşam destek ünitesiyle bağları kesiliyor. Ancak geçen yıl yayımlanan bir çalışmada tepkisiz hastaların yaklaşık 4'te birinin bilinci olabileceği tespit edilmişti.

Bu araştırmaya gönderme yapan Koch "Bilincin beyindeki temelini bilmek, sinyal vermeden 'orada olmanın' bu gizli biçimini daha iyi saptamamızı sağlar" diyor. 

Independent Türkçe, Reuters, New York Times, SciTechDaily, Nature