Lübnan parlamentosunda siyasi gerginlik tırmanıyor

Ketaib lideri, Berri’nin siyasi yardımcısını ‘kutsal değerleri ihlal etmekle’ suçladı

Oturumdan sonra Cemayel (ortada) meslektaşları Mişel Muavvad (sağda) ve Selim es-Saye ile birlikte (Lübnan Parlamentosu web sitesi)
Oturumdan sonra Cemayel (ortada) meslektaşları Mişel Muavvad (sağda) ve Selim es-Saye ile birlikte (Lübnan Parlamentosu web sitesi)
TT

Lübnan parlamentosunda siyasi gerginlik tırmanıyor

Oturumdan sonra Cemayel (ortada) meslektaşları Mişel Muavvad (sağda) ve Selim es-Saye ile birlikte (Lübnan Parlamentosu web sitesi)
Oturumdan sonra Cemayel (ortada) meslektaşları Mişel Muavvad (sağda) ve Selim es-Saye ile birlikte (Lübnan Parlamentosu web sitesi)

Lübnan’ın günlerdir tanık olduğu ‘kış - yaz dönemi’ zemininde yaşanan siyasi gerginlik parlamentoya taşındı. Milletvekilleri, 28 Mart’ta belediye seçimleri de dahil olmak üzere bir dizi yasa teklifini görüşmek için ortak meclis komitelerinin bir oturumunda bir araya geldi. Toplantıdaki tartışmalar, yüksek tavanlı tartışmalara dönüşürken, Ketaib Partisi Genel Başkanı Sami Cemayel’e göre ‘kutsallıkları ihlal’ noktasına ulaştı. Meclis Başkanı Nebih Berri’nin belediye seçimlerinin yanı sıra bir dizi kanun teklifini görüşmek üzere toplanmak istediği yasama oturumunun iptaline atıfla bu gergin atmosfer, oturumun ertelenmesine ve İçişleri Bakanı ile hükümete belediye seçimlerine karar vermeleri için bir öneride bulunulmasına yol açtı.
Sorunun detayları açıklanmazken, yasama oturumlarının yapılmasına karşı çıkılmasının yanı sıra belediye seçimleri ve bunların nasıl finanse edildiği ile ilgili olduğu belirtildi. Bu durum ise Ketaib Partisi Genel Başkanı Sami Cemayel ile Meclis Başkanı Nebih Berri’nin siyasi yardımcısı Ali Hasan Halil arasında mezhepçi söylem noktasına varan bir tartışmaya yol açtı. Edinilen bilgiye göre milletvekillerinin bağırışları ve sesleri, salonun dışından duyuldu.
Meclis komiteleri, 28 Mart’ta içişleri ve maliye bakanları Bessam Mevlevi ve Yusuf el-Halil ile çok sayıda milletvekili ve ilgili dairelerin temsilcilerinin katılımıyla Meclis Başkanı Yardımcısı İlyas Busaab’ın başkanlığında ortak bir toplantı yaptı.
Oturumun gündeminde, 2023 yılı belediye seçimlerinin yapılması giderlerinin karşılanması için genel bütçeye 1,500 milyar liralık ek ödenek açılmasına yönelik kanun teklifinin de bulunduğu sekiz madde yer aldı.
Oturum sonrasında Busaab, “Seçimlerin yapılmasında kimse için bir sakınca yok. İçişleri Bakanı, gelecek ayın 3’ünde bu konuda çağrı yapacak. Ancak davet öncesinde dikkat edilmesi gereken pek çok şey var. Çünkü bir davet söz konusu olduğunda bir süre sonra geri adım atamayız” dedi.
İlyas Busaab, “İçişleri Bakanı konuyu görüşmek ve uygun kararı almak için Başbakan’a gidecek. Bu sorunun da çözülmesi için İçişleri Bakanı ve hükümete bir tavsiye yayınladık. Siyasi tartışma ortamın gergin olması nedeniyle oturumun ertelenmesine yol açtı” ifadelerini kullandı.
Oturumun ardından yapılan açıklamalar, meclis içi çekişmenin birçok konuya ilişkin anlaşmazlıkların birikiminden kaynaklandığını gösterdi. Bu anlaşmazlıkların başında ise cumhurbaşkanlığı seçimleri ve cumhurbaşkanlığı boşluğu sırasında parlamentonun yetkilerine ve geçici hükümete yaklaşımdaki ilgili farklılıklar geliyor.
Oturumun sonlanmasının ardından Cemayel, içeride neler yaşandığını anlatırken, detaylara değinmeyi ise reddetti. Ancak aynı zamanda bu durumun tehlikeli olduğuna da dikkati çekti. Ketaib tarafından yapılan açıklamada, Halil’in milletvekilleri arasında söylem düzeyine yükselmeyen ahlak dışı ifadeler kullanması nedeniyle Cemayel ile Milletvekili Ali Hasan Halil arasında şiddetli bir tartışma yaşandığı belirtildi.
Ketaib kaynakları, Şarku’l Avsat’a yaptıkları açıklamada “Milletvekili Cemayel, belediye seçimlerinin finansmanı konusunun tartışılması sırasında, cumhurbaşkanlığı boşluğu nedeniyle anayasaya aykırı olduğuna inandığı Temsilciler Meclisi’nin yasama oturumuna ihtiyaç duymadan seçimlerin nasıl finanse edileceğine dair çeşitli seçenekler önerdi” dedi. Bu öneriler arasında, Yüksek Yardım Komisyonu’ndan veya ‘Sayrafa’ platformu için gereken miktarın günlük katlarını harcayan Merkez Bankası’ndan finansman olasılığı da var ve bu harcamanın 8 milyon dolar olduğu tahmin ediliyor. Aynı şekilde Eğitim Bakanı’nın bu paranın bir kısmını bakanlık binasını temizlemek için bir şirket görevlendirmek için kullandığı söylentisine istinaden Cemayel, bugün çeşitli amaçlarla kullanılan Uluslararası Para Fonu’dan özel para çekme fonlarının bakanlıkların temizlenmesi için bile kullanılma olasılığını gündeme getirdi.
Kaynaklar, Milletvekili Ali Hassan Halil’in araya girdiğini, parti liderlerinden birinin de anayasaya aykırı bir seçenek öne sürerek, hükümetten bunu yapmasını istediğini ve Cemayel’in müdahale ettiğini açıkladı. Kaynaklara göre Sami Cemayel, “Sayın meslektaşınızın anayasaya, yasalara ve yargıya nasıl saygı gösterilmesi gerektiğine dair bize verdiği örnek dolayısıyla şaşkınım” dedi. Milletvekili Halil ise, “Sen bir suçlusun, bir suçlunun oğlusun ve suçlu bir ailedensin” ifadeleriyle yanıt verdi. Bunun üzerine ise kaos çıktı ve milletvekilleri karşılıklı bağrışmalara başladı.
Ketaib Partisi Başkanı Sami Cemayel, düzenlediği basın toplantısında “Belediye ve alternatif seçimlerin düzenlenmemesinin ülkede büyük kaosa yol açacağını vurguladık. Hükümetin belediye seçimlerini yapması için yüzlerce yol olduğuna dikkat çekerek, Merkez Bankası’nın döviz kurunu sakinleştirmek için bir bankacılık platformuna günlük 27 milyon dolar harcadığına dair örnekler verdik” açıklamasında bulundu.
Cemayel, Meclis Başkanı Nebih Berri’ye yönelik eleştiride bulunurken, meclisin yasama organı değil, seçmenler organı olarak görülmesi, yani yasama yetkisinin olmadığı anlamına gelmesi konusundaki tutumunu yineledi. Öte yandan sorumluluğun, belediye seçimleri için fon temin edip diğer konularda fon bulamayan hükümete ait olduğunu vurguladı.
Sami Cemayel, yaşananları bir kutsallık ihlali olduğunu belirterek, ‘tehlikeli’ olarak nitelendirdi, ancak ayrıntılara girmeyi reddetti. Cemayel ayrıca, “Olanları ifşa edersem, bazılarının ülkeyi içine çekmek istediği bir fitneye katkıda bulunmuş olacağım ve biz bunu istemiyoruz. Eğer Berri olanların geçeceğini düşünüyorsa, o zaman kimsenin kabul etmeyeceği büyük bir sorunla karşı karşıya kalacağız. Bununla başa çıkmak istemiyorsa, o zaman mesaj iletilmiş olacak ve bununla nasıl başa çıkacağımızı müttefiklerimizle birlikte göreceğiz” dedi.
Cemayel, “Milletvekillerinden biri (Halil’i kastederek) sinirlendiyse, olanları geçelim, sorun yok. Ama ülkede bu şekilde davranıp bu mantığı kullanıp diğerine bu şekilde bakan bir siyasi eğilim varsa, o zaman sorun çok büyük” şeklinde konuştu.
Öte yandan oturum sonrasında Milletvekili Halil, bazı partilerin yasama oturumlarının düzenlenmesine karşı çıkmalarını eleştirirken, “Bir meslektaşımın bahsettiği duygu, tepkileri doğuran şeydir ve benim sözlerim açıktı. Parlamento olarak özel para çekme fonlarının kullanımından sorumlu olmadığımızı söyleseydim, bazıları döner ve Lübnan Kuvvetleri Partisi Başkanının kastedildiğini söylerdi. Ama Cemayel, kastedilen kişinin kendisi olduğu konusunda ısrar etti ve benimle kardeşlik dilini aşan bir dille konuştu” diyerek sözlerinin devamında ise, “Onurumuzun hiçbir şekilde zedelenmesini kabul etmeyeceğim. Ülkede bölücü söylemlere sürüklenmeyeceğiz” şeklinde konuştu.
Halil, zamanlamaya ilişkin olarak ortaya çıkan anlaşmazlığı hatırlatarak, “Emel Hareketi, Lübnan için savaştı ve hala savaşıyor. Saat nedeniyle ‘Sizin Lübnan’ınız, bizim Lübnan’ımız’ sloganını yükselten bazı tarafların aksine, sivil barışı arzuluyor” ifadelerini kullandı.
Milletvekilleri arasındaki çatışmaların Cemayel ve Halil ile sınırlı kalmadığı biliniyor. Öyle ki Lübnan medyası tarafından aktarılana göre Berri’nin bloğundan Milletvekili Gazi Zuayter’in itirazı ile Milletvekili Melhem Halaf arasında da ‘Halaf’ın bir an önce cumhurbaşkanı seçme çağrısı nedeniyle’ bir anlaşmazlık yaşandı. Anlaşmazlık, iki taraf arasında sert tartışmalara neden oldu.
Demokratik Buluşma Bloğu Sekreteri Milletvekili Hadi Ebu el-Hasan ise ortak komiteler oturumunun bugün tanık olduğu anlaşmazlığa ilişkin açıklamada bulundu. Kendisi, meclisi sakinleştirmek üzere araya giren milletvekillerinden biriydi. Yaşananların ülkedeki üzücü gerçeği gözler önüne serdiğini söyleyen Ebu el-Hasan, atmosferi ‘tıkanık’ olarak nitelendirdi. Al-Anbaa’ya konuşan Hadi Ebu el-Hasan, “Oturumda yaşananlar şok ediciydi. Koşulların bu şekilde devam etmesi halinde ülkedeki durum tehlikeli” diyerek, “Fırtınanın ortasında aklın sesinin yükseltilmesi gerekir” şeklinde konuştu.
Hükümetin kış dönemini uzatma kararından kaynaklanan sorunun sona erdirilmesi çabası çerçevesinde İlerici Sosyalist Parti lideri Velid Canbolad’ın yanı sıra Ebu el-Hasan da ol oynadı. Milletvekili, yetkilileri ‘akıllıca ve dikkatlice düşünmeye, bu gerginliği sürdürmek yerine ülkenin çıkarlarını, halkın arzularını, cumhurbaşkanını seçmeyi, hükümeti kurmayı ve reformları başlatmayı düşünmeye’ çağırdı. Milletvekili Hadi Ebu el-Hasan ayrıca, yaşananların hayal kırıklığına yol açtığını söylerken, “Tüm tarafları bilgeliğe, müzakereye, ihtiyatlı davranmaya, mantığa ve ulusal çıkarları gözetmeye çağırıyoruz” dedi.
Bu anlaşmazlık, Lübnan’da günlerce süren siyasal- mezhepsel gerginliğin ardından, Başbakan Necib Mikati’nin Meclis Başkanı’nın talebi üzerine kış dönemini uzatma kararının ardından baş gösterdi.
Bu durum, mezhepçiliğe ve bölgeciliğe dönüşmeden önce alınan karara yönelik olumsuz ve eleştirel tepkilere yol açmış, Hristiyan partiler ve Maruni Patrikhanesi kararı reddettiklerini ve yaz saati uygulamasına geçildiğini açıklamıştı. Mikati ise daha sonra bir hükümet toplantısı düzenleyerek söz konusu karardan geri adım attığını duyurmuştu.
 



Hamas'ın Gazze anlaşmasının ikinci aşamasına ilişkin şartları ilerleme şansını zayıflatıyor mu?

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta devam eden enkaz kaldırma çalışmalarından (AFP)
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta devam eden enkaz kaldırma çalışmalarından (AFP)
TT

Hamas'ın Gazze anlaşmasının ikinci aşamasına ilişkin şartları ilerleme şansını zayıflatıyor mu?

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta devam eden enkaz kaldırma çalışmalarından (AFP)
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta devam eden enkaz kaldırma çalışmalarından (AFP)

Gazze Şeridi’nde şu anda tıkanma yaşayan ateşkes anlaşması, Hamas’ın ikinci aşamada öngörülen idari ve güvenlik düzenlemelerine ilişkin çekinceleri ve kamuoyuna yansıyan talepleriyle yeniden gündeme düştü. Bu gelişme, ABD’den ikinci aşamaya geçiş konusunda ‘perde arkasında’ yürütülen çabalara dair açıklamaların yapıldığı bir döneme denk geldi.

Hamas’ın dün açıkladığı ve silahsızlanma, barış konseyi, istikrar güçleri ile Gazze Şeridi’nin yönetimi için bir komite oluşturulmasına ilişkin dört ana başlığı içeren bu çerçeveye dair değerlendirmelerde görüş ayrılığı yaşanıyor. Şarku’l Avsat’a konuşan bazı uzmanlar, söz konusu taleplerin ikinci aşamaya geçişi zorlaştıran krizleri ortaya koyduğunu ve hareketin üzerindeki baskıyı azaltmaya yönelik manevralar olduğunu savunurken, diğerleri ise İsrail kaynaklı engellere rağmen Hamas’ın anlaşmayı uygulama konusunda ciddiyetini yansıttığı görüşünü dile getiriyor.

ABD Başkanı Donald Trump tarafından önerilen ve geçtiğimiz ekim ayında Gazze’de ateşkes sağlanmasına temel oluşturan barış planı, başkanlığını Trump’ın üstleneceği bir barış konseyi kurulmasını, bu konseyin Filistinli teknokratlardan oluşan bir komiteyi denetlemesini, Hamas’ın silahsızlandırılmasını, savaş sonrası Gazze yönetiminde rol almamasını ve istikrar güçlerinin konuşlandırılmasını öngörüyor.

Hamas’ın Gazze’deki lideri Halil el-Hayye, hareketin kuruluşunun 38. yıl dönümünde yaptığı açıklamada, silahın işgal altındaki halklar için uluslararası hukukla güvence altına alınmış bir hak olduğunu belirterek, bu hakkın korunmasını ve bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasını güvence altına alan her türlü önerinin incelenmesine açık olduklarını ifade etti.

El-Hayye, Trump planında yer alan ve ABD Başkanı’nın liderliğinde kurulması öngörülen barış konseyinin görevinin, ateşkes anlaşmasının uygulanmasını gözetmek, finansmanı sağlamak ve Gazze Şeridi’nin yeniden imarını denetlemek olduğunu vurguladı. Filistinliler üzerinde ‘her türlü vesayet ve manda uygulamasını’ ise reddettiklerini söyledi.

Gazze Şeridi’nin yönetimi için Filistinli bağımsız isimlerden oluşan bir teknokratlar komitesinin derhal kurulması çağrısında bulunan el-Hayye, Hamas’ın tüm alanlardaki yetkileri bu komiteye devretmeye ve görevlerini kolaylaştırmaya hazır olduğunu kaydetti. Kurulması planlanan uluslararası gücün görevinin ise Gazze sınırlarında ateşkesi korumak olması gerektiğini vurguladı.

El-Hayye ayrıca, arabuluculara ve özellikle ‘temel garantör’ olarak nitelendirdiği ABD yönetimi ile Başkan Trump’a, İsrail’i anlaşmaya saygı göstermeye ve uygulamaya zorlamak için çalışmaları, anlaşmanın çöküşe sürüklenmesine izin vermemeleri çağrısında bulundu.

asdfr
Başlarında yük taşıyan kadınlar, Gazze Şeridi'nin güneyinde yerinden edilmiş Filistinlilere barınak sağlamak için temizlenmiş araziye kurulan çadırların önünden geçiyor. (AFP)

Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk geçen hafta yaptığı açıklamada, ateşkesin ilan edilmesinden bu yana Gazze’de sarı hattın gerisinde kalan bölgede 350’den fazla İsrail saldırısının belgelendiğini ve en az 121 Filistinlinin hayatını kaybettiğini söyledi. Öte yandan Hamas liderlerinden Raid Saad, cumartesi günü İsrail’in Gazze’de aracını hedef alan saldırısında öldürüldü.

İsrailli yetkililer, ABD yönetiminin Gazze’de savaşı sona erdirmeyi amaçlayan planın ikinci aşamasını şekillendirmek üzere çalışmalar yürüttüğünü ve çok uluslu uluslararası gücün gelecek aydan itibaren bölgede göreve başlamasının planlandığını belirtti. İsrail Yayın Kurumu’na göre, ABD’li yetkililer bu bilgileri son günlerde yapılan görüşmelerde İsrailli muhataplarına iletti.

İsrail Kanal 14 televizyonu, kasım ayının sonlarında yaptığı bir haberde, ABD’nin uluslararası istikrar gücünün Gazze’de konuşlandırılması için tarih olarak ocak ayının ortasını belirlediğini, nisan ayı sonunu ise bölgedeki silahsızlanma sürecinin tamamlanması için nihai takvim olarak öngördüğünü aktarmıştı. Kanal, bu hedeflerin gerçeklikten kopuk bir beklenti olduğunu ve sürecin yeniden ertelenebileceğini kaydetmişti.

El-Ehram Stratejik Araştırmalar Merkezi’nde İsrail meseleleri uzmanı olan Mısırlı analist Dr. Said Ukkaşe, Hamas’ın ortaya koyduğu çerçevenin ikinci aşamada ilerleme ihtimalinin zayıf olduğunu gösterdiğini ve bunun daha fazla İsrail saldırısını tetikleyebileceğini savundu. Ukkaşe, bu tutumun, tehlikeli koşullar altında ilerleyen ikinci aşama yükümlülükleri öncesinde Hamas üzerindeki baskıyı azaltmaya yönelik ‘manevralar’ olduğunu ifade etti.

Hamas dosyasına odaklanan Filistinli siyaset analisti İbrahim el-Medhun ise İsrail’in anlaşmayı sabote etmeye yönelik tekrarlanan engellerine rağmen ikinci aşamaya geçilmesi ve uygulanmasının kaçınılmaz olduğunu dile getirdi. Silah meselesine ilişkin olarak Hamas’ın, Filistin iç kamuoyunda derinlemesine bir diyalog yürüttüğünü, Kahire’deki arabulucularla da şeffaf ve açık görüşmeler yaptığını belirten el-Medhun, tüm taraflarca kabul edilebilecek bir vizyonun şekillenebileceğini ve hareketin barış güçlerinin varlığına açık olduğunu söyledi.

Hamas’ın ortaya koyduğu bu çerçeveye arabulucuların henüz yorum yapmadığı bir ortamda, Mısır Dışişleri Bakanlığı dün yaptığı açıklamada, Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati’nin, İngiliz mevkidaşı Yvette Cooper ile gerçekleştirdiği telefon görüşmesinde Gazze’de geçici bir uluslararası istikrar gücünün konuşlandırılmasının önemini vurguladığını bildirdi. Abdulati, ateşkesin sürdürülebilirliğinin sağlanması ve Trump planının ikinci aşamasına ilişkin yükümlülüklerin uygulanmasının önemine dikkat çekti.

Birleşik Arap Emirlikleri’nde (BAE) düzenlenen Sir Bani Yas Forumu’na katılımı sırasında konuşan Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati, Gazze anlaşmasının ikinci aşamasına geçilmesinin gerekliliğini ve uluslararası istikrar gücünün oluşturulmasının önemini yineledi.

Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt, cuma günü gazetecilere Gazze anlaşmasındaki gelişmelere ilişkin yaptığı açıklamada, “Barış anlaşmasının ikinci aşamasına yönelik olarak şu anda perde arkasında çok sayıda sessiz planlama yürütülüyor… Kalıcı ve sürdürülebilir bir barış sağlamak istiyoruz” ifadelerini kullandı.

ABD’nin Wall Street Journal gazetesi, cumartesi günü yetkililere dayandırdığı haberinde, Trump yönetiminin Gazze Şeridi’nde istikrarı sağlamak amacıyla bir ABD’li generalin komutasında 10 bin askerden oluşan çok uluslu bir güç oluşturmayı hedeflediğini aktardı. Haberde, bazı ülkelerin, gücün görev kapsamının Hamas’ın silahsızlandırılmasını da içerebileceğine yönelik çekinceleri nedeniyle henüz asker göndermediği belirtildi.

Gazete ayrıca ABD Dışişleri Bakanlığı’nın, Gazze’de konuşlandırılması planlanan bu güç için yaklaşık 70 ülkeden askerî veya mali katkı talebinde bulunduğunu, ancak yalnızca 19 ülkenin asker göndermeye ya da ekipman ve lojistik destek gibi farklı şekillerde katkı sunmaya istekli olduğunu yazdı.

Ukkaşe, Trump’ın 29 Aralık’ta İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile yapacağı görüşmede ikinci aşamanın başlatılması için baskı kuracağını öngörerek, İsrail’in bu aşamaya girmeyi kabul edeceğini ancak çekilmelerin uygulanmasına ilişkin müzakerelerin süresiz biçimde uzayabileceğini söyledi.

El-Medhun ise Kahire’nin İsrail kaynaklı engellerin farkında olduğunu ve anlaşmanın başarısızlığa uğramasına yol açabilecek muhtemel İsrail gerekçelerini ortadan kaldırmak için ikinci aşamaya geçişin hızlandırılmasını talep edeceğini ifade etti.


Tunus'taki protestoların ardından Kayravan'da çatışmalar çıktı

Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)
Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)
TT

Tunus'taki protestoların ardından Kayravan'da çatışmalar çıktı

Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)
Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)

Tunus'un merkezindeki Kayravan şehrinde, cumartesi akşamı, polis ve gençler arasında art arda ikinci gece çatışmalar yaşandı.

Ailesinin ifadesine göre, çatışmalar bir kişinin polisin kovalamacası ve ardından kendisine yönelik şiddet sonucu ölmesinin ardından patlak verdi. Ölen kişinin akrabaları, ehliyetsiz motosiklet kullandığını ve bir polis aracı tarafından takip edildiğini söylüyor. Ardından dövülerek hastaneye kaldırılan adam, hastaneden kaçmayı başardı. Cumartesi günü geçirdiği kafa travması sonucu hayatını kaybetti.

Tunus'ta da yüzlerce kişi, muhalefet dernekleri ve partilerinin çağrısına yanıt olarak, dördüncü hafta üst üste başkentte "özgürlükleri savunmak ve Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarını protesto etmek" amacıyla gösteri düzenledi.


Lübnan ve İran ilişkileri "hassas" bir aşamada bulunuyor

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
TT

Lübnan ve İran ilişkileri "hassas" bir aşamada bulunuyor

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)

Lübnan-İran ilişkileri çok hassas bir aşamaya geldi ve şu anda, İran liderliği kararını verip Lübnan işlerine müdahalesini durdurmadığı sürece, kontrolden çıkma ve önlenemez olumsuz sonuçlar doğurma riskiyle karşı karşıya. Önde gelen bir siyasi kaynak Şarku’l Avsat'a durumu böyle aktardı. İran'ın Beyrut'taki elçileri müdahaleyi reddederken, Lübnan'daki resmi makamlar müdahaleyi kanıtlayan delillere sahip olduklarını vurguluyor.

Kaynak, İran'ın müdahalesine örnekler verdi; bunlardan ilki, resmi davet olmadan elçilerin gelmesiydi ve resmi görüşmelerinin çoğunun, Hizbullah, Hamas ve İslami Cihad hareketlerinin önderliğindeki görüşmelerini haklı çıkarmak için siyasi bir kılıf sağlama bağlamında kaldığını vurguladı.