Pakistan'da Anayasa Mahkemesi Başkanı'nın yetkisini kısıtlayan tasarı Meclis'te kabul edildi
İslamabad'daki Pakistan Parlamento binası (AFP)
Pakistan’da Anayasa Mahkemesi Başkanı’nın ihtiyari gücünü kısıtlayan düzenleme, Ulusal Meclis'ten geçti.
Geo News televizyonundaki habere göre, Bakanlar Kurulu, "Anayasa Mahkemesi Usul ve Muamele Tasarısı"nı Ulusal Meclis'e sundu.
Anayasa Mahkemesi Başkanı’nın ihtiyarı gücünü kısıtlayan tasarı, Ulusal Meclis’te kabul edildi. Düzenleme, Senato’da da oylanacak ve kabul edilirse Cumhurbaşkanı Arif Alvi'nin onayına sunulacak.
Tasarı yasalaşırsa söz konusu ihtiyari güç Anayasa Mahkemesi Başkanı’nın da aralarında olduğu 3 üyeli bir komiteye devredilecek. Her dava, konu veya temyiz, bu komitenin oluşturduğu bir heyet tarafından dinlenecek ve kararlar oy çokluğuyla alınacak.
Meclisin bu adımı, Anayasa Mahkemesinin Pencap ve Hayber Pahtunhva eyalet seçimlerinin ertelenmesine itiraz kararını değerlendirdiği bir sırada gerçekleşti.
Eski Başbakan İmran Han, Seçim Komisyonunun Pencap ve Hayber Pahtunhva eyaletlerinde nisan ve mayısta yapılması planlanan seçimleri 8 Ekim'e ertelemesine karşı Anayasa Mahkemesine başvurmuştu.
- Muhalefetten tepki
Öte yandan, muhalefet hükümetin bu adımına tepki gösterdi.
Eski Başbakan İmran Han’ın liderliğini yaptığı Pakistan Adalet Hareketi Partisi (PTI) Genel Sekreteri Asad Umar, hükümetin Anayasa Mahkemesinin bağımsızlığına saldırı düzenlediğini söyledi.
Anayasa Mahkemesinin ihtiyarı gücü meselesi, Pakistan’da uzun yıllardır hükümetler ve yargı arasındaki münakaşaların başında geliyordu.
Söz konusu ihtiyari güç ile Anayasa Mahkemesi Başkanı, herhangi bir talebe gerek duymadan kendi inisiyatifiyle işlemlerde bulunabiliyor.
Öcalan, 26 yıl hapis yattıktan sonra kendisini ‘barış elçisi’ olarak nitelendiriyorhttps://turkish.aawsat.com/d%C3%BCnya/5142557-%C3%B6calan-26-y%C4%B1l-hapis-yatt%C4%B1ktan-sonra-kendisini-%E2%80%98bar%C4%B1%C5%9F-el%C3%A7isi%E2%80%99-olarak-nitelendiriyor
Öcalan, 26 yıl hapis yattıktan sonra kendisini ‘barış elçisi’ olarak nitelendiriyor
Dünyanın dört bir yanındaki Kürtler Öcalan'ı bir kahraman olarak görüyor ve serbest bırakılmasını talep ediyor. (AFP)
PKK’nın feshedildiğini ve silah bıraktığını açıklayan kurucu lider Abdullah Öcalan, Türkiye tarihine ‘barış elçisi’ olarak adını yazdırdı.
27 Şubat'ta yüz binlerce Kürt Türkiye'nin güney ve doğusundaki şehirlerde, Suriye'nin kuzeydoğusunda binlerce Kürt sokaklara dökülerek Öcalan'ın PKK'ya yaptığı dağılma ve silah bırakma çağrısına destek verdi.
76 yaşındaki Öcalan, 26 yıldır Türkiye'nin batısındaki Marmara Denizi'nin güneyinde, İstanbul'a 51 kilometre uzaklıkta Bursa iline bağlı İmralı Adası’ndaki izole bir cezaevinde tek başına tutulmasına rağmen, Türkiye'deki Kürt sorununun çözümü konusunda halen ‘anahtar’ ve ‘gerekli adam’ olarak görülüyor.
Öcalan'ın PKK'ya silah bırakma ve dağılma çağrısını duyururken çekilen son fotoğrafı (EPA)
4 Nisan 1949'da Şanlıurfa'nın Halfeti ilçesine bağlı Ömerli köyünde bir çiftçi ailesinin çocuğu olarak dünyaya gelen Öcalan’ın fikirleri, 1970'lerde solcular ve sağcılar arasında yaşanan şiddetli sokak çatışmalarıyla şekillendi.
Kürtlerin ‘kahraman’ olarak gördüğü Öcalan, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nden ayrıldıktan sonra bağımsız bir Kürt devletinin kurulması için mücadele etmeye yemin ederek Türk solundan ayrıldı ve 28 Kasım 1978'de Diyarbakır'ın Lice ilçesinde PKK’yı kurdu.
1984'ten bu yana Suriye'de on binlerce insanın ölümüne neden olan bir isyana liderlik etti (kurbanların sayısına ilişkin tahminler 15 bin ila 40 bin arasında değişmekte). Türkiye, ABD ve Avrupa Birliği (AB) PKK’yı terör örgütü olarak tanımlıyor.
Öcalan'ın 1999'da Kenya'da yakalandıktan sonra Türkiye'ye getirilişi sırasında çekilmiş fotoğrafı (Arşiv - Türk medyası)
Türkiye'nin 1998'de Öcalan yüzünden Suriye'yi savaşla tehdit etmesinin ardından Şam, savaşın patlak vermesini önlemek için Mısır ve İran'ın araya girmesiyle Öcalan'ı sınır dışı etmek zorunda kaldı ve bunun sonucunda Türkiye'ye, güvenliğine yönelik bir tehdit oluşması halinde PKK üyelerini kovalamak için Suriye topraklarına 5 kilometre mesafeye kadar girme hakkı veren Adana Anlaşması imzalandı.
Öcalan, 15 Şubat 1999'da Kenya'nın başkenti Nairobi'de yakalanıp Türk özel kuvvetlerinin koruması altında Ankara'ya getirilmeden önce Rusya'ya, ardından İtalya ve Yunanistan'a sığınmıştı. 29 Haziran 1999'da terör örgütü kurmak ve yönetmek suçundan idama mahkûm edildi.
Türkiye'nin 2004 yılında AB'ye katılım müzakereleri çerçevesinde idam cezasını kaldırması üzerine cezası infaz edilmedi ve İmralı Cezaevi’ndeki bir hücrede tek başına tutulmak üzere şartlı tahliye imkânı olmaksızın müebbet hapis cezasına çevrildi.
Öcalan, 1992 (AFP)
Öcalan'ın 27 Şubat'ta yaptığı ‘barış ve demokratik toplum’ çağrısı, 2000'li yılların başında ve 2013'te başarısızlıkla sonuçlanan iki girişimin ardından üçüncü ateşkes çağrısıydı. Müzakerelerde varılan mutabakatın reddedilmesi ve Türkiye'de Kürt sorunu olmadığı iddia edilmesiyle çatışmaların tetiklemesiyle ikinci çağrı da çöktü. Ancak Erdoğan'ın AK Parti'nin büyük gerilemeler yaşadığı bir seçim dönemine denk gelen önceki tutumuna rağmen, bizzat Öcalan, Kürtler ve Türkler arasında kardeşliği sağlamak ve topluma barış getirmek umuduyla yeni bir barış çağrısıyla, PKK'nın feshedilmesi ve silahsızlandırılması arzusuyla geri döndü... Ancak bu yeni çağrının Türkiye'de ve bölgede Kürt sorununa kalıcı bir çözüm getirip getirmeyeceğini ya da siyaset koridorlarında ve seçim taktiklerinde kaybolup gitmeyeceğini kimse bilmiyor.