Fransa Mali Suçlar Savcılığı hatalı bankalara karşı harekete geçmekte neden gecikti?

Paris’teki bir ticaret bölgesi (AP)
Paris’teki bir ticaret bölgesi (AP)
TT

Fransa Mali Suçlar Savcılığı hatalı bankalara karşı harekete geçmekte neden gecikti?

Paris’teki bir ticaret bölgesi (AP)
Paris’teki bir ticaret bölgesi (AP)

Fransa’da 20 yıl önce büyük bankaların uyguladığı mali ve vergi dolandırıcılığıyla ilgili pek çok soru soruluyor.
Mali Suçlar Savcılığı, son günlerde beş banka, dört Fransız ve bir yabancı bankayı etkileyen büyük bir baskın dışında bugüne dek bu konuda pek hareket etmedi. Mali Suçlar Savcılığı’nın Aralık 2021’den bu yana ön adli soruşturmalar başlatmasından bu yana, bankacılık sektörü buna maruz kalmadı.
Kapsamlı ve derinlemesine bir soruşturmaya duyulan ihtiyaç nedeniyle gecikmeyi haklı çıkarıyorlar. Ancak, yaygın dolandırıcılık en az beş yıldır biliniyor.
Le Monde gazetesi, 2018’den beri bu konuyu ilk kez gündeme getirdi ve Mali Suçlar Savcılığı’nın derhal harekete geçmesi gerektiğini vurguladı. Aynı şekilde, 2018’de birkaç gazete, 20 yıldır sürmekte olan ve 10 ülkeyi kapsayan büyük bir sınır ötesi dolandırıcılığın varlığından şüphe duyulduğunu aktarmıştı. İlgili ülkelerin maruz kaldığı kayıpların 2021 yılına kadar 140 milyar eurodan az olmayacağı tahmin ediliyor.
Mali Suçlar Savcılığı’nın bu konuda gecikmesi, bugüne kadar cevapsız kalan bir dizi soruyu gündeme getiriyor.
Fransız devletinin ve özellikle Ekonomi Bakanlığı’nın vergi kaçakçılığına ve mali dolandırıcılığa karşı katı bir politika izlemesi dikkat çekici. Ancak, Fransız ve Avrupa bankalarını ve yüzlerce hissedarı içeren toplu dolandırıcılık durumunda, borç yükü altındaki Fransız devletinin kaybının bir milyar euroyu aşarak modern Fransa tarihinin en büyük kaybı olduğunu göz önünde bulundurarak yavaş tepki gösterdi.
NP Paribas, Societe Generale, Exane, Natixis ve HSBC’nin, yabancı yatırımcıların temettü vergisinden kaçmalarına olanak sağlamak için bankacılık sektöründe ‘CumCum’ adlı karmaşık mali düzenlemeler yaptıklarından şüpheleniliyor.
Fransız şirketlerinin yabancı hissedarlarının, şirketlerin dağıttığı hisselerin temettüleri üzerinden yüzde 15 oranında vergi ödemesi gerektiği biliniyor.
Söz konusu mali düzenlemeyle, Fransa’da ikamet etmeyen bir yabancı hisse senetlerinden elde ettiği geliri geçici olarak bir Fransız bankasına devrediliyor.
Böylece 48 saat geçtikten sonra sahipleri adına yeniden tescil edilmek kaydıyla temettü üzerinden vergi ödemekten kurtulmuş olur.
Böylece ilgili banka, hissedarın ödemek zorunda olduğu vergilerin değerinden belli bir komisyon alıyor, yani her iki taraf da kazanıyor ve tek kaybeden Fransız devletinin maliyesi oluyor.
Salı günü Paris’te ve La Defense ticaret bölgesinde gerçekleşen baskına, Cluny Savcılığı’na bağlı altı Alman savcının yanı sıra 16 yargıç ve 150 müfettiş katıldı. Fransız medyası, sorularına ilgili bankalardan yanıt almaya çalıştı, ancak bankalar ‘soruşturma sürüyor’ bahanesiyle sessiz kaldı.
Bankacılık çevreleri, ilgili bankaların yaptıklarının vergi kaçakçılığı değil, yasal sayılabilecek ticari bir işlem olduğu ve yapılmasına engel metinlerin bulunmadığı gerekçesiyle kendilerini savunacaklarına inanıyor.
Bu kaynaklar, bankaların her halükarda ödemek zorunda kalacakları parayı, daha önce yaptıkları gibi, düzenli müşterilerine ek komisyonlar yükleyerek telafi etmeye çalışacaklarını vurguladı.



Türkiye’nin nisan ayı ihracatı 19,3 milyar dolar oldu

AA
AA
TT

Türkiye’nin nisan ayı ihracatı 19,3 milyar dolar oldu

AA
AA

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe, ihracatta nisan ayında yaşanan düşüşün kısa süreli ve geçici olduğunu belirterek, "Her şeye rağmen önümüzdeki 8 ayı en iyi şekilde değerlendirerek, 2023’ü ihracatta mümkün olan en iyi performansla tamamlayacağımıza inanıyorum." ifadesini kullandı.
Gültepe, ihracat rakamlarına ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, nisan ayının küresel ve ulusal ölçekli gelişmelerin ihracata olumsuz yansımalarının hissedildiği bir ay olduğunu belirtti.
Genel Ticaret Sistemi (GTS) kayıtlarına göre, nisanı 19,3 milyar dolar ihracatla tamamladıklarını bildiren Gültepe, şunları kaydetti:
"Geçen yılın aynı ayına göre yüzde 17,2 eksideyiz. Son 12 aylık ihracatımız yüzde 4,9 artışla 251,7 milyar dolara ulaşırken, ocak-nisan dönemini ise yüzde 3 kayıpla 80,9 milyar dolarla kapattık. Geçen ay ihracatımıza en yüksek katkıyı 2,7 milyar dolarla otomotiv sektörü verdi. İlk beşteki diğer sektörlerimiz 2,4 milyar dolarla kimya, 1,5 milyar dolarla hazır giyim, 1,2 milyar dolarla elektrik elektronik ve 1,1 milyar dolarla çelik şeklinde sıralandı.
Hububat, zeytin ve zeytinyağı, savunma ve havacılık, yaş meyve-sebze, tütün ve fındık ihracatımızda geçen ay artış kaydettik. 14 ilimiz ihracatını artırdı. En çok ihracat yapan ilk 5 ilimiz İstanbul, Kocaeli, Bursa, İzmir ve Ankara oldu. Geçen ay bin 449 firmamız ihracat ailesine katıldı. Birim ihracat değerimiz ise geçen yılın aynı ayına göre yüzde 18,3 artışla 1,56 dolara yükseldi."

"Parite aylar sonra ilk kez ihracata pozitif katkı verdi"
Mustafa Gültepe, nisan ayında 217 ülkeye ihracat gerçekleştirdiklerini belirterek, 81 ülkeye ihracatta artış kaydedildiğini aktardı.
Türkiye’nin en çok ihracat yaptığı ülkeleri Almanya, ABD, Irak, İtalya ve İngiltere şeklinde sıralayan Gültepe, Suudi Arabistan ve Kazakistan’a ihracatta dikkati çekici artışlar kaydedildiği belirtti.
Paritenin de uzun bir aradan sonra ihracata pozitif yansıdığını ifade eden Gültepe, "Nisan ayında parite etkisi 152 milyon dolarlık artı değer sağladı. Ancak yıl başından bu yana parite etkisi sebebiyle 972 milyon dolarlık bir kaybımız var." ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin ulusal ve uluslararası gelişmelerin ihracata olumsuz yansımalarını hissettiği bir dönemden geçtiğini kaydeden Gültepe, Avrupa ve ABD gibi küresel pazarlarda devam eden parasal sıkılaşma politikaları nedeniyle talepte durgunluğun devam ettiğini hatırlattı.
Maliyet artışlarının küresel pazarlardaki rekabetçiliği olumsuz etkilediğini vurgulayan Gültepe, şöyle devam etti:
"Maliyet artışları kurdaki artışın çok üzerine çıktı. Bu nedenle rekabetçiliğimizi kaybetmeye başladık. Müşterilerimiz hem bizim fiyat tutturamamamız hem de düşen lojistik fiyatlarının etkisiyle alımlarını rakip ülkelere kaydırmaya başladılar. Her zaman söylediğimiz gibi kurun en az enflasyon kadar artması gerekiyor ki Türk ihracatçısı rekabetçiliğini koruyabilsin. Yoksa pazar kaybetmeye devam ederiz. Kaybettiğimiz müşterileri tekrar kazanmak ise yıllarımızı alabilir."

"Elektrik ve doğalgaz fiyatlarında indirim ihracatçılarımızın elini rahatlattı"
TİM Başkanı Gültepe, elektrik ve doğalgaz fiyatlarında yıl başından bu yana yapılan indirimlerin, özellikle yüksek enerji kullanan sektörlerde maliyetlerin düşürülmesinde ihracatçının elini rahatlattığını ifade ederek, şunları kaydetti:
"Kahramanmaraş’ta 3 ay önce meydana gelen depremden etkilenen illerimizde de toparlanma büyük bir hızla devam ediyor. Biz de ihracat ailemizin çatı kuruluşu olarak firmalarımızı ticaret ve alım heyetlerinin yanı sıra fuarlar aracılığıyla en doğru alıcıyla buluşturmaya çalışıyoruz.
Dolayısıyla ihracatımızda nisan ayında yaşanan düşüşün kısa süreli ve geçici olduğunu düşünüyoruz. Her şeye rağmen önümüzdeki sekiz ayı en iyi şekilde değerlendirerek Cumhuriyetimizin 100’üncü yıl dönümünü kutlayacağımız 2023’ü ihracatta mümkün olan en iyi performansla tamamlayacağımıza inanıyorum."