Azerbaycan, İran ile gerilimin ortasında İsrail'de büyükelçilik açtı

Cohen Bakü'yü Tahran karşısında iş birliği yapmaya çağırırken, Bayramov 'Ermeni işgaline' karşı destek talep etti

Bayramov ve Cohen’in dün Kudüs'te düzenlediği basın toplantısından bir kare (Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı)
Bayramov ve Cohen’in dün Kudüs'te düzenlediği basın toplantısından bir kare (Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı)
TT

Azerbaycan, İran ile gerilimin ortasında İsrail'de büyükelçilik açtı

Bayramov ve Cohen’in dün Kudüs'te düzenlediği basın toplantısından bir kare (Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı)
Bayramov ve Cohen’in dün Kudüs'te düzenlediği basın toplantısından bir kare (Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı)

Azerbaycan Dışişleri Bakanı Ceyhun Bayramov dün ülkesinin Tel Aviv'deki büyükelçiliğinin açılışını yaptı. İsrail ile Azerbaycan arasında ilişkilerin kurulmasından bu yana bir ilk olan bu adım, Bakü ile güney komşusu Tahran arasında güven krizini tırmandıracak bir gelişme olarak görülüyor.
Bakan Bayramov dün sabah Tel Aviv'e geldi ve burada siyasi liderler ve bir grup ekonomistle toplantılara başladı. Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ile görüşmek için Ramallah'ı da ziyaret etmeyi planlayan Bayramov, görüşmelerine İsrailli mevkidaşı Cohen ile başladı. Cohen, görüşmede iki ülke arasındaki ekonomi, enerji, eğitim, akademi, kültür, spor ve diğer alanlardaki ilişkilerin güçlendirilmesini tartıştıklarını söyledi. Cohen ayrıca, ‘birkaç hafta sonra önemli bir ekonomik heyetin başında Azerbaycan'a resmi bir ziyaret gerçekleştireceğini’ açıkladı.
İsrail Dışişleri Bakanı Eli Cohen, atılan adımın ‘stratejik ilişkilerdeki sıçramanın bir delili’ olduğunu söyleyerek “İsrail'de Azerbaycan büyükelçiliğinin açılması iki ülke arasındaki ilişkilerin güçlendirilmesinin ek bir kanıtıdır. Azerbaycan Müslüman bir ülkedir ve stratejik konumu aramızdaki ilişkiyi oldukça önemli ve büyük potansiyellere sahip bir ilişki kılmaktadır. Dışişleri Bakanı Bayramov ile İran'a karşı ortak bir cephe oluşturma ve ekonomi, güvenlik ve yenilenebilir enerji alanlarında iş birliğini artırma hususlarında anlaştım. Yakında İsrail ve Azerbaycan arasındaki ticari ilişkileri daha da derinleştirecek büyük bir ekonomik heyet ile Bakü'ye gideceğim” ifadelerini kullandı.
Bayramov “İki ülkenin ortak bir hedefi var ki bu, bölgesel barış, istikrar ve refahın oluşturulmasına katkıda bulunan stratejik bir ortaklığa ulaşmak amacıyla iş birliği yapmaktır (...) Azerbaycan'da önemli bir Yahudi kesimi bulunuyor ve Azeri kökenli İsrail vatandaşlarıyla birlikte siyasi, güvenlik, ekonomik ve kültürel boyutları olan gerçek bir ortaklık kuruyor” ifadelerini de sözlerine ekledi.
Bayramov, İsrail'in ülkesine güvenliğini ve toprak bütünlüğünü koruması ve Ermenistan'ın işgal ettiği toprakları geri alması için büyük ve önemli yardımlar sağladığını belirtti. Ekonomik iş birliğinde bir sıçrama olduğunu söyleyerek iki ülke arasındaki ticaret hacminin 2022'de bir önceki yıla göre yüzde 85 arttığına işaret etti. Bayramov, Azerbaycan'da faaliyet gösteren 114 İsrail şirketi olduğunu, İsrail petrolünün yüzde 30'unu Azerbaycan'dan satın aldığını ve yüksek teknolojik uzmanlık elde edildiğini kaydetti.
İsrail, 1991'de bağımsızlığını kazanmasıyla Azerbaycan'ı ilk tanıyan ülkelerden biri olmuş ve 1993'te Bakü'de büyükelçilik açmıştı. Ancak 30 yıl boyunca Azerbaycan'ın İsrail'de resmi diplomatik bir temsilciliği yoktu.
Azerbaycan'ın Tel Aviv Büyükelçisi Muhtar Memmedov, pazartesi günü İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog'a güven mektubunu sunmuştu. Herzog “Azerbaycan laik bir ülkedir ve İsrail'de büyükelçilik açan ilk Şii ülkedir. İslam ülkelerindeki en büyük Yahudi topluluklarından biri Azerbaycan’da yaşıyor ve sayılarının 12-18 bin arasında olduğu tahmin ediliyor” açıklamasında bulunmuştu.



Hong Kong'da tartışma yaratan öneri: "Yönetimin karalanması yasaklansın"

Hong Kong Baş Yöneticisi John Lee (Reuters)
Hong Kong Baş Yöneticisi John Lee (Reuters)
TT

Hong Kong'da tartışma yaratan öneri: "Yönetimin karalanması yasaklansın"

Hong Kong Baş Yöneticisi John Lee (Reuters)
Hong Kong Baş Yöneticisi John Lee (Reuters)

Shweta Sharma Muhabir 

Hong Kong'un yasama meclisi, milletvekillerinin yönetimi "karalamasını" yasaklayacak ve Pekin'in kent üzerindeki genel kontrolüne "samimi destek" verilmesini zorunlu kılacak bir dizi yeni etik kural teklif etti.

Sadakati sağlamayı amaçlayan kurallar, bunların ihlali durumunda uzaklaştırmalar ve maaş kesintilerini de içeren 5 aşamalı bir ceza sistemi öngörüyor.

Hong Kong Yasama Konseyi'ne (LegCo) bu hafta sunulan yeni etik kuralların, Meclis Komitesi tarafından incelendikten sonra bir sonraki yasama döneminin başında yürürlüğe girmesi bekleniyor.

Belgeye göre milletvekillerinin görevlerini yerine getirirken "Baş Yönetici'ye" ve Özel İdari Bölge (ÖİB) yönetimine "samimi destek" vermeleri ve yapıcı bir tutum sergilemeleri gerekiyor.

Metinde "Baş Yönetici'nin ve ÖİB yönetiminin görevlerindeki güvenilirliğini kasten karalamamalı; yürütmenin liderliğindeki yönetimin etkinliğini isteyerek zayıflatmamalı ya da baltalamamalılar" diye ekleniyor.

Ayrıca yalnızca Pekin'e ve Çin Komünist Partisi'ne (ÇKP) sadık kişilerin Hong Kong'da kamu görevi üstlenebileceği yönündeki emirlere atıfta bulunarak "Hong Kong'u vatanseverlerin yönetmesi" ilkesinin kapsamlı bir şekilde hayata geçirilmesi çağrısında bulunuyor.

Hong Kong Free Press'e göre LegCo Başkanı Andrew Leung, kuralların milletvekillerinin konuşmasını engellemeyeceğini söyledi ancak "kırmızı çizgiyi aşmamaları" gerektiğine dair onları uyardı.

LegCo yeni kuralları uygulamak için Üyelerin Menfaatleri Komitesi'nin rolünü genişleterek adını "Yasama Konseyi Denetleme Komitesi" olarak değiştirmeyi önerdi.

Yeniden yapılandırılan bu organ, milletvekilleri hakkındaki şikayetleri soruşturma ve disiplin cezaları uygulama yetkisine sahip olacak.

Gözlemciler bu etik kuralların, 2020'de çıkarılan ulusal güvenlik yasasından bu yana siyasi muhalefet üzerindeki denetimi sıkılaştırmak ve yalnızca Pekin yanlısı "vatanseverlerin" Hong Kong'u yönetmesini sağlamak amacıyla yürütülen daha geniş kapsamlı bir baskının parçası olduğunu belirtiyor.

Çin anakarasına sınır dışı edilmeleri öngören bir yasa tasarısına tepki olarak 2019'da patlak veren hükümet karşıtı kitlesel protestoların aylarca sürmesinin ardından Pekin, Haziran 2020'de ulusal güvenlik yasasını yürürlüğe koyarak muhalefeti etkin bir şekilde susturdu.

O zamandan beri, önde gelen birçok aktivist ya yargılanıyor ya hapse atılıyor, demokrasi yanlısı medya kuruluşları kapatılıyor ve sivil toplum örgütleri dağılıyor veya faaliyetlerini gizlice sürdüyor.

Mart 2021'de Pekin, Hong Kong'u yalnızca "vatanseverlerin" yönetebilmesini sağlamayı amaçlayan bir yasa çıkardı.

Bu reformla yasama meclisindeki demokratik temsil azaldı, seçimlere daha sıkı denetim geldi ve adayları değerlendirmek için Pekin yanlısı bir inceleme komitesi kuruldu.

Hong Kong yönetimi bu değişikliğin kentin istikrarını ve refahını koruyacağını iddia etse de demokrasi yanlısı adayların seçime girmesini fiilen engellediği için uluslararası kamuoyundan geniş çapta eleştiriye maruz kaldı.

 Independent Türkçe, independent.co.uk/asia