Lavrov ve Abdullahiyan’ın görüşmelerinin ana gündemi: Nükleer anlaşma ve Batı’nın politikalarına karşı direnme

İki bakan Ukrayna ve bölgesel mevzuların yanı sıra ‘stratejik ortaklığı’ güçlendirme meselesini görüştüler.

Lavrov ve Abdullahiyan’ın dün Moskova'da düzenlediği basın toplantısından bir kare (Reuters)
Lavrov ve Abdullahiyan’ın dün Moskova'da düzenlediği basın toplantısından bir kare (Reuters)
TT

Lavrov ve Abdullahiyan’ın görüşmelerinin ana gündemi: Nükleer anlaşma ve Batı’nın politikalarına karşı direnme

Lavrov ve Abdullahiyan’ın dün Moskova'da düzenlediği basın toplantısından bir kare (Reuters)
Lavrov ve Abdullahiyan’ın dün Moskova'da düzenlediği basın toplantısından bir kare (Reuters)

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov dün İranlı mevkidaşı Hüseyin Emir Abdullahiyan’la görüşmesinde ikili, bölgesel ve uluslararası dosyaları birçok konuyu el aldı. İki ülke arasındaki ‘stratejik ortaklığın’ güçlendirilmesine yönelik tarafların çabaları çerçevesinde ortak iş birliği meseleleri ve Ukrayna’daki durumun yanı sıra, İran nükleer anlaşmasına ilişkin müzakerelerin yeniden başlatılması konusu görüşmelerde büyük bir yer kapladı. Moskova, Suudi Arabistan ile İran arasındaki ilişkileri normalleştirme çabalarını memnuniyetle karşıladı. Lavrov, bu yolun bölgesel atmosferi yumuşatmak ve askıda bekleyen sorunları çözüme kavuşturmada ilerleme kaydetmek adına önemli bir temel oluşturduğunu belirtti.
Görüşmenin başında Rus bakan, iki ülke ilişkilerinin niteliksel olarak yeni bir düzeye taşındığını söyleyerek ekonomik ticaret oranlarındaki artış ile iki ülke arasındaki enerji alanları ve büyük projelerdeki ortak çalışmaları övdü. Lavrov'a göre ikili, Filistin meselesi, Afganistan, Yemen, Güney Kafkasya ve Hazar Denizi'ndeki durumları ayrıntılı olarak ele aldı.

Rusya Çin’in rolünü olumlu karşılıyor
Lavrov, Ukrayna meselesine uzun bir şekilde değinerek ‘İran'ın çatışmayı çözmek için siyasi girişimlere ilgi gösterdiğini’ söyleyerek bu tutumuna övgüde bulundu. Öte yandan ‘ABD'nin uluslararası ilke ve yasaları ihlal etmeye devam ettiğine’ işaret ederek bu durumu şiddetle eleştirdi. Lavrov, Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü’nü (NATO) sert bir şekilde hedef alarak çatışmaya taraf olmak ve ‘Ukrayna’nın yanında savaşmakla’ suçladı. Lavrov “NATO aslında Kiev rejiminin safında savaşıyor. Uzun süredir çatışmanın içine çekilen ve daha da derine sürüklenen NATO ülkelerinin yıkıcı çizgisine bir kez daha dikkat çektik” dedi.
Buna karşılık Abdullahiyan, ülkesinin Rusya'nın gösterdiği tavırları anladığını vurgulayarak ‘Batı’nın, Kiev’e silah sağlamaya devam ederek Ukrayna'daki durumu daha da karmaşıklaştırdığını’ savundu. Abdullahiyan “Aslında Batı'nın Ukrayna'yı farklı silahlarla donatıyor olmasının durumu karmaşıklaştırdığını düşünüyoruz. Biz her zaman bu meselenin siyasi yollardan çözülmesi gerektiğine inandık” dedi.
Görüşmenin sonunda yapılan basın toplantısında Lavrov, Pekin'in tutumlarını överek ülkesinin Çin'in Ukrayna anlaşmazlığını çözme girişimini desteklediğini söyledi. Lavrov “Ukrayna sorununu siyasi yollardan çözmeliyiz. Dolayısıyla Çin girişimini destekliyoruz” dedi. Rus bakan, ülkesinin ‘Çin ile güçlü ilişkileri olduğunu, ilişkilerinin iyi gittiğini ve Çin'in küresel güvenlikle ilgili girişimini desteklediklerini’ kaydetti. Ayrıca Tahran ile Riyad arasındaki ilişkilerin yeniden tesis edilmesine arabuluculuk ettiği için Çin'in çabalarına övgüde bulundu. Bu adımın, Yemen'de siyasi bir çözüm yolunun açılmasına, gergin bölgesel atmosferin durulmasına ve askıda bekleyen sorunların çözümüne yönelik arayışlara yardımcı olacağını savundu.
Öte yandan Abdullahiyan, Riyad ile ilişkilere değinerek “Suudi Arabistan ile İran arasındaki ilişkilerin ilerlemesi biraz zaman alıyor ve hala sorunlar var. Ancak bunlar müzakerelerin ilerlemesine engel olarak görülmüyor (...) Komşularımızla ilişkileri geliştirmek prensibimizin bir parçasıdır ve İran ile Suudi Arabistan arasındaki ilişkilerin normalleşmesi bu yönde atılmış bir adımdır” ifadelerini kullandı. Tahran’ın ‘Yemen'deki krizle ilgili devam eden müzakereleri memnuniyetle karşıladığını’ belirten Abdullahiyan, ‘barış getiren’ her türlü çabaya destek vermenin öneminin altını çizdi. Abdullahiyan iki ülke arasındaki ilişkilerin güçlendirilmesini hızlandırmak için yakında Suudi mevkidaşı Prens Faysal bin Ferhan ile bir görüşme yapacağını doğruladı ve “Barışı sağlayacak her türlü öneriye sıcak bakıyoruz ve Yemen'deki krizle ilgili devam eden görüşmeleri memnuniyetle karşılıyoruz” diye ekledi.

ABD yaptırımlarına karşı
Lavrov, uluslararası meselelerde iki ülkenin tavırlarının örtüştüğüne dikkat çekerek, görüşmede ‘Batı'nın yapıcı olmayan politikasının kabul edilmeyeceğinin vurgulandığını ve Birleşmiş Milletler (BM) Dostlar Grubu'nun kurulmasına değinildiğini’ belirtti.
İkili ilişkiler konusunda Lavrov, ‘İran'ın Şangay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) üyeliğinin acilen tamamlanması’ gerektiğini vurguladı. İki tarafın ‘ilişkilerin yasal ve belgeli temelinin güçlendirilmesi konusunda anlaştığını ve iki ülke arasında bir önceki anlaşma yerine yeni bir anlaşmaya varmak için çalıştıklarını’ söyledi. Ayrıca, ‘ticari ilişkilerin ileri düzeyde gelişmesine özel önem verilmesi gerektiğine’ işaret etti.
İranlı bakan, ikili ilişkilerin gelişme düzeyine övgüde bulunarak iki ülkenin arasındaki yeni stratejik ortaklık anlaşmasına son dokunuşları yapmaya yakın olduğunu söyledi. Rus mevkidaşını anlaşmayı nihai haliyle imzalamak için yakında Tahran'ı ziyaret etmeye davet ettiğini duyurdu. Abdullahiyan İran'ın, gelecek zirvesi için ŞİÖ’ye 49 belge sunduğunu açıkladı.
Abdullahiyan ayrıca, Rusya ve İran’ın Uluslararası Kuzey-Güney Ulaştırma Koridoru (INSTC) projesini uygulamaya devam etme ve bununla ilgili tüm sorunları çözme konusunda mutabık kaldığına işaret etti. Abdullahiyan “Görüşmeler verimli geçti. Siyasi, güvenlik, ticaret, ekonomik ve diğer konulara değindik (...) Rusya ve İran arasında ortaklık bağlarının kurulmasında olumlu gelişmeler var. Belki bundan sonraki aşamada iki ülke yönetimleri ve kurumları arasında ortak bir uzlaşıya varabiliriz” dedi.
Lavrov, İran nükleer anlaşması konusu üzerinde de uzun uzadıya durarak “İran nükleer anlaşmasıyla ilgili BM kararının yeniden başlatılması çağrısında bulunuyoruz. Dünya ABD'nin taahhütlerine geri dönmesini bekliyor” dedi. Lavrov “Rusya ve İran, Kapsamlı Ortak Eylem Planı’nın (KOEP) alternatifi olmadığı ve anlaşmanın bir an önce uygulanması gerektiği konusunda ortak bir anlayışa sahipler” ifadelerini kullanarak ülkesinin ‘bu kararın tam olarak uygulanmasında ve buna engel olan eylemlere karşı çıkılmasında’ ısrar ettiğini söyledi. Lavrov ‘İran'a yönelik tüm yasadışı yaptırımların kaldırılması gerektiğini’ de özellikle vurguladı.
Abdullahiyan, Moskova'ya vardığında İran televizyonuna ‘nükleer müzakereler için pencerenin hala açık olduğunu ve nükleer anlaşma ve tarafların taahhütlerine geri dönmesinin toplantıların konuları arasında olduğunu’ söylemişti. İran Dışişleri Bakanı, ‘Rusya'nın yeni müzakere turunda etkin rol oynadığını ve Rusya'daki meslektaşlarının tarafları taahhütlerine döndürme yönünde çabalarını sürdürdüklerini’ belirtmişti.

Suriye ve Güney Kafkasya
Suriye mevzusunda Abdullahiyan, Washington'un Tahran'ı Fırat'ın doğusundaki ABD üslerini hedef almakla suçlamasını eleştirerek “Bu suçlamalar, herhangi bir delil ve belge olmadan bize yöneltilmiştir” dedi. Ankara ile Şam arasındaki ilişkileri yakınlaştırma meselesini görüşmek üzere Suriye, İran, Rusya ve Türkiye'nin önümüzdeki hafta dışişleri bakan yardımcıları düzeyinde bir toplantı gerçekleştireceğini duyurdu.
Abdullahiyan, “Moskova ve Tahran, Türkiye ve Suriye'nin pozisyonlarını birbirine yaklaştırmak için çaba harcıyor” dedi. Gelecek haftaki görüşmeden bir anlaşma çıkması halinde dışişleri bakanları düzeyinde benzer bir toplantı yapılacağını belirtti.
Ayrıca Lavrov ile yaptığı toplantıda Güney Kafkasya bölgesindeki durumu görüştüklerini belirterek “Güney Kafkasya'daki duruma odaklandık çünkü oradaki gerginliğin devam etmesi hiçbir tarafın çıkarına değil” dedi. Buna karşılık Lavrov, Azerbaycan ile İran arasındaki ‘sürtüşme’ durumuna bir an önce çözüm bulunmasını umduğunu dile getirdi.



İsrail savaş uçakları, Husilere ait 53 noktayı bombaladı, Galaxy Leader gemisini batırdı

Yemen'in Hudeyde Limanı’nda, İsrail'in yakıt depolarını hedef almasının ardından büyük bir yangın çıktı (AFP)
Yemen'in Hudeyde Limanı’nda, İsrail'in yakıt depolarını hedef almasının ardından büyük bir yangın çıktı (AFP)
TT

İsrail savaş uçakları, Husilere ait 53 noktayı bombaladı, Galaxy Leader gemisini batırdı

Yemen'in Hudeyde Limanı’nda, İsrail'in yakıt depolarını hedef almasının ardından büyük bir yangın çıktı (AFP)
Yemen'in Hudeyde Limanı’nda, İsrail'in yakıt depolarını hedef almasının ardından büyük bir yangın çıktı (AFP)

 

İsrail ordusu dün, Hudeyde, Ras İsa ve Salif limanlarında Husilere ait hedefleri ve Ras el-Hatib’deki elektrik santralini vurduğunu açıkladı.

İsrail Ordu Sözcüsü Avichay Adraee yaptığı açıklamada, İsrail’in onlarca savaş uçağıyla Husilere ait altyapı tesislerini bombaladığını ve tahrip ettiğini söyledi. Adraee açıklamasında, “Bu saldırılar, Husi rejiminin İsrail Devleti'ne, vatandaşlarına ve sivil altyapısına karşı topraklarına yönelik insansız hava araçları (İHA) ve karadan karaya füzeler fırlatılması da dahil olmak üzere tekrarlanan saldırıları çerçevesinde gerçekleştirildi” dedi.

İsrail ordusu, hedeflerinin arasında Husilerin 2023 yılının kasım ayında ele geçirdiği ‘Galaxy Leader’ adlı ticari geminin de bulunduğunu açıklarken, Husilerin gemide uluslararası sularda deniz araçlarını izlemek için bir radar sistemi kurduğunu öne sürdü. İsrail basını, saldırı sırasında Yemen'e 53 bomba atıldığını bildirdi.

Husiler, Galaxy Leader'ın İsrail gemisi olduğunu ve ticari gemilerin İsrail'e gitmesini engellemek amacıyla Kızıldeniz'den Hudeyde'ye götürdüklerini açıklamıştı. İsrail ise geminin İngiltere'ye ait olduğunu ve Japonya tarafından işletildiğini duyurmuştu.

Husilerin kontrolündeki medya kuruluşları, İsrail'in Hudeyde, Ras Isa ve Salif limanları ve Ras Hatib’deki elektrik santraline karşı hava saldırıları düzenlendiğini doğruladı. İsrail saldırıları sonucunda ölen veya yaralananların olduğu yönünde henüz bir haber gelmedi.

İsrail ordusu dün akşam Yemen'deki Hudeyde, Ras İsa ve Salif limanları ile Ras el-Hatip’deki elektrik santralinin tahliye edilmesi gerektiği konusunda uyarıda bulunmuştu. İsrail Ordu Sözcüsü Adraee, yazılı olarak yaptığı açıklamada, “Hudeyde, Ras İsa ve Salif limanları ile Ras el-Hatip’deki elektrik santralinde bulunanlara, terörist Husi rejiminin kontrolü altında bulunanlara acil uyarı. İsrail ordusu, bu bölgelerde yürütülen askeri faaliyetler nedeniyle yakın zamanda bu bölgelere hava saldırıları düzenleyecektir. Güvenliğiniz için, belirtilen bölgelerde bulunanların yanı sıra bu bölgelere yakın demirlemiş gemilerin de derhal tahliye edilmesini tavsiye ederiz” ifadelerini kullandı.

Deniz güvenlik kaynakları dün sabah, ‘Magic Seas’ adlı Liberya bandıralı Yunan yük gemisinin önce sekiz küçük tekne tarafından silahlı ve roketli saldırıya uğradığını, ardından da dört deniz aracı tarafından saldırı düzenlendiğini bildirdi.

İran ile ittifak halindeki Yemenli Husiler, 2023 yılının kasım ayından bu yana Kızıldeniz’de seyrüsefer halinde olan nakliye gemilerine karşı 100'den fazla saldırı düzenledi. Husiler, bu saldırıları İsrail ile Hamas arasındaki savaşta Filistinlilerle olan dayanışmalarının bir göstergesi olarak nitelendiriyor.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre Husiler bu süre zarfında iki gemiyi batırdı, bir gemiyi ele geçirdi ve en az dört denizciyi öldürdü. Bu saldırılar küresel seyrüsefer trafiğini aksattı ve denizcilik şirketlerini rotalarını değiştirmek zorunda bıraktı. Bu durum, ABD'yi bu yıl Husilere karşı yoğun saldırılar düzenlemeye itti.

ABD Başkanı Donald Trump geçtiğimiz mayıs ayında, ülkesinin Yemen'deki Husilere ait hedefleri bombalamayı durdurduğunu açıkladı ve milislerin Ortadoğu'daki önemli seyrüsefer güzergahlarından akışı engellemeyi bırakmayı kabul ettiğini belirtti.

Husiler geçtiğimiz haziran ayında, Washington'ın İsrail'in İran'a yönelik saldırılarına katılması halinde, Kızıldeniz'deki ABD gemilerini hedef alacakları tehdidinde bulunsa da ABD'nin geçtiğimiz ay İran'ın nükleer tesislerine yönelik saldırısının ardından şimdiye kadar bu tehdidi gerçeğe dönüştürüp dönüştürmeyeceklerini açıkça ifade etmediler.