Gazzeli çocukları çizgi filmlerle teselli etmek / Fotoğraf: Independent Arabia
İzzeddin Ebu Ayşe
Gazze Şeridi'nde çizgi film yarışmalarına katılım sayısı sıfır.
Görsel sanatçı Ala Barakat'ın çocuk dünyasını kasıp kavurduğu ve bu sayede İtalya'da her yıl düzenlenen "Terra dei Tutti" film festivaline katıldığı bir dizi çizgi film hazırlayana kadar bu böyleydi.
Ala, parlak renkler ve kartonlarla kaplı küçük yatak odasında, Filistin topraklarında ayrımcılık veya şiddete maruz kalan insanların hikayelerini anlatan animasyon filmler yapıyor ve Gazzeli çocukların gerçek hayatta yaşadıkları sorunları ekrana yansıtırken alışılmadık içerikler sunuyor. Ala'nın çizgi filmleri İtalya'da her yıl düzenlenen "Terra dei Tutti" Film Festivali'ne katıldı / Fotoğraf: Independent Arabia
Atölyeler
Çocuklara Gazze'de yaşadıkları gerçek hikayeleri dinlemeleri için düzenlediği atölyelerde sanatçı, çocukların maruz kaldıkları durumları ekrana yansıtarak gerçekçiliğe önem veren animasyon filmler üretiyor.
Ala, ürettiği çizgi filmlerle ilgili şöyle konuştu:
"Gazze'de çocuklar çok sayıda kötü olaya maruz kalıyor. Her zaman onlara eşlik eden bir acı var. Diğer taraftan, çocukların Filistin topraklarındaki sorunlarına yönelik hiçbir program yok. Bu yüzden stop motion çizgi filmlerle bu konular üzerinde çalışmaya başlamak hoşuma gitti. Sunduğum içerik, Filistinli çocukların sorunlarını göstermek için ifade özgürlüğü sağlıyor. Çocuklar kendilerini ifade ediyorlar ve bu, zamanımızda çok önemli çünkü gerçekçi çizgi filmler, eğlence amacının yanı sıra toplumsal sorunları akıcı ve eğitici bir şekilde ele almalı."
Çocuklar için program yok
Aslında Gazzeli çocuklar, YouTube'da veya özel uydu kanallarında yayınlanan çizgi filmleri takip ediyor ve yaşadıkları gerçekliklerden çok uzakta içerikler izliyor.
Bu grubu hedef alan herhangi bir Filistin içerikli program yok ve yerel kanallar, çocukların davranışlarını değiştirmeye ve hatta onları eğitmeye katkıda bulunan eğitim müfredatları hazırlamıyor.
Ala'ya göre bu eksiklik, onu Filistinli çocuklar için çizgi film yapmaya sevk etti.
Diğer çocuklar gibi o da tüm mahallelinin dilinden düşmeyen, siyasi hayatın koşuşturmacasından uzakta çizgi film izlemeyi istemiş, ama aynı zamanda bu içeriklerin kendi hayatının doğasına yakın olmasını arzu etmişti. Ala'nın animasyon filmleri, Filistinlilerin ilk animasyon filmleridir / Fotoğraf: Independent Arabia
Tüm rolleri üstleniyor
Ala buradan hareketle çocuklardan fikirler alıp onlara yönelik hikayelere dönüştürüyor ve yapım aşamasına geçmeden önce çizgi filmin senaryosunu, fikrin izleyicilere ulaşmasını kolaylaştıracak bir düzen içinde hazırlıyor.
Stop motion tekniği, grafikleri kendi başlarına hareket ediyormuş gibi gösterecek şekilde hızla hareket ettirme sanatı olarak tanımlanır.
Ala'nın animasyon film yapmak için özel bir atölyesi yok ve bir ekip ona yardım etmiyor, bunu tek başına yapıyor ve hikayeyi, diyalogları ve senaryoyu yazma, ardından karakter resmi çizme rolünü üstleniyor.
Seslendirmeyi kendisi yapıyor, efektleri ve müziği kendisi seçiyor, ardından kurgu ve montaj sürecini yürütüyor.
Çizgi film yapımının tüm aşamaları, odasındaki uzunluğu üç metreyi, genişliği bir metreyi geçmeyen ahşap bir masa üzerinde geçiyor ve kil, yün, kumaş, karton gibi basit malzemeler kullanıyor.
İlkel yöntem
Kendi yöntemiyle animasyon film yapmanın aşamalarına değinen sanatçı, şunları söyledi:
"Hikayedeki karakterleri kağıda çiziyorum, ardından onlara verilen rolle bağlantılı olarak renklendiriyorum ve daha kolay hareket edebilmeleri için parçalara ayırıyorum. Yeşil karton kullanıp masama yapıştırıyorum ve ardından çizgi filmi çekme ve karakterleri hareket ettirme aşamasına geçiyorum. Bu görevi bitirdiğimde seslendirme aşamasına geçmiş oluyorum. Sesimi karakterlere uyacak şekilde değiştirip tüm rolleri üstleniyorum. Hem çocuk hem de yaşlı adam tonlarını çok iyi yapıyorum. Bunların hepsini tamamladıktan sonra, son montaj süreci başlıyor. Bir dakikalık bir film yapma süresi, hikaye senaryosuna bağlı olarak yaklaşık yedi gün veya daha fazla sürüyor. Film yapım aşamaları basit görünebilir ama tüm bu detayları kendim yapıyor olmam, hikayenin doğruluğu ve takibi nedeniyle hiç de kolay değil. Ayrıca kayıt için uygun zamanları seçmem ve çevremde gürültü olmamasını sağlamam gerektiğinden, evden çalışmak ve ses kaydetmek benim için zor oluyor. Günde 12 saati aşan elektrik kesintileri ek yük oluşturuyor. Bu yüzden elektrik gelene kadar çalışmayı bırakıyorum."
Uluslararası gönderiler
Geçen yıl içinde aralarında cinsiyet eşitliğini konu edinen "My Spirit and Transcendence" adlı animasyon filminin de bulunduğu 15 animasyon film çeken Ala, uluslararası film festivallerine katıldı ve bu alanda üretim yapan ilk Filistinli oldu.
Ala'nın yaratıcılığına rağmen animasyon filmleri Gazze ve Batı Şeria'daki yerel televizyon kanallarında (eğitim ve spora özel uydu kanalları dahil) gösterilmiyor.
Sanatçı, ürettiklerini sosyal medyada yayınlamakla yetiniyor ve elektronik filmlerinde genellikle 5-14 yaş arası çocukları hedefliyor.
Gazze'de çocuklara yönelik programların gösterilmemesiyle ilgili olarak, Devlet Medya Ofisi Lisanslama Departmanı Müdürü Ahmed Rizka şu açıklamayı yaptı:
"Filistin topraklarındaki siyasi olaylar gündeme hakim ve yerel kanallar genellikle eğlence yerine politika içerikli yayınlar hazırlıyor. İnternette dolaşan videoların bolluğu, kanalları çocuk programları yapmaktan kaçınmaya itiyor. Ancak yine de biz, bu kategoriyi hedeflemeye çalışıyoruz ve bu konuda program departmanları ile sürekli iletişim halindeyiz."
Çan sesleri ve sirenler arasında: Şam’da Hristiyanların gündelik mücadelesi
Suriye güvenlik güçleri, Eski Şam'da Hristiyan izcilerin kortejini koruyor. (AFP)
Cuma sabahı, Şam’ın Duveylia mahallesindeki Mar Elias Kilisesi, haftalık ayinin başlayacağını haber veren çanlarını çalıyor. Burada günlük dualar ve ilahiler okunurken, pazar ayini de cuma günleri düzenleniyor. Bu uygulama, ülkedeki haftalık tatille çakıştığı ve ‘çalışanlar ile eğitim görenler’ için uygun olduğundan, önceki rejim döneminden beri devam ediyor.
Kilise, altı ay önce gerçekleşen bir intihar saldırısında 25 kişinin hayatını kaybettiği yer olarak da biliniyor. Hayatını kaybedenlerin fotoğrafları, mahalle meydanında hâlâ sergileniyor. Tüm ayinler, dini etkinlikler ve izci buluşmaları, geçici olduğu düşünülen alt kattaki salonda gerçekleştiriliyor.
Batı Hristiyanları için Noel’e sadece birkaç gün kala, kilisenin ana binası hâlâ onarım aşamasındaydı. Mahalle sakinleri ve özellikle kayıp yakınları, onarım çalışmalarının hızlanmasını ve bayram ayinini kendi kiliselerinde gerçekleştirmeyi umut ediyordu. Ancak bu beklenti gerçekleşmedi.
Duveylia’daki Mar Elias Kilisesi, 22 Haziran'da meydana gelen intihar saldırısının ardından restore ediliyor. (Şarku’l Avsat)
Müslüman iş insanlarının bağışlarıyla onarımın başlatıldığına dair söylentiler yayıldı; ancak bu bilgi, kilisenin kendisi dahil doğrulanamadı.
Gündüz saatlerinde izci gençler, rahipler ve yaşlılar, mahalle aralarında koşturuyor, çalışmaları denetliyor ve etkinlik için hazırlık yapıyordu. Platform kuruluyor, kaldırımlar temizleniyor, yeterli oturma alanı sağlanıyordu; Noel ağacının ışıklandırılması ve tatil sezonunun başlaması planlanıyordu. Ancak bu da gerçekleşmedi.
Akşam saatlerinde halk mekâna gelmeye başlayınca, ‘bir DEAŞ mensubunun kalabalık arasında dolaştığı’ yönünde bir söylenti yayıldı. Bu durum paniğe ve güvenlik önlemlerinin artırılmasına yol açtı; insanlar arasında itiş kakış yaşandı, iki kadın bayıldı ve sağlık ekiplerinin müdahalesiyle birlikte daha fazla karmaşa oluştu. Sonuç olarak etkinlik iptal edildi ve daha az katılımcıyla ilerleyen bir tarihe ertelendi.
Noel ağacı, geçtiğimiz haziran ayında Mar Elias Kilisesi'nde meydana gelen intihar saldırısının kurbanlarının fotoğrafları ve isimleriyle süslendi. (AP)
O anlarda neler yaşandığı konusunda farklı rivayetler vardı ve bölgede yaşayanlar detaylara girmek istemiyordu. Hatta olayla ilgili önceden konuşmayı kabul eden bir mağdur yakını, ‘eski yaraları açmamak’ için görüşmekten vazgeçti.
Haber hızla yayıldı, ardından sanki hiç yaşanmamış gibi ortadan kayboldu.
‘Doğal korkular’
Şam’ın Duveylia mahallesindeki bir eczacı, yaşanan olayın herhangi bir terör eylemiyle ilgisi olmadığını söyleyerek meseleyi ‘doğal korkulara’ bağladı. İsmini vermek istemeyen eczacı, “Olay şu: Beyaz renkli ‘La ilahe illallah’ bayrağı taşıyan bir genç motosikletle kalabalığın içinden geçti. Bu bayraklar şu günlerde oldukça yaygın. İnsanlar etkinliğe gelirken o genç sadece oradan geçiyordu. Görünüşe göre yerel güvenlik gençlerinden biri peşine düşmüş, genç de hızlıca kaçmış; bu da paniğe ve itiş kakışa yol açtı” dedi. Eczacı, olayın yarattığı karmaşayı ise “bu koşullarda normal bir durum” olarak nitelendirdi.
Bölgede yaşayanlar arasında olayları ‘doğal’ bir çerçevede açıklama eğilimi yaygın. Ancak bu yaklaşım, detaylı bir açıklamadan kaçınmak için kullanılan bir tür ön savunma niteliği taşıyor; soruyu sorulmadan önce etkisiz hale getiriyor.
Eczacı, ‘doğal korkuyu’ hâlâ hafızalarda tazeliğini koruyan kilise patlamasının yarattığı şokla ilişkilendirdi. Olay, insanlara güven duygusunu kaybettirmişti. Patlamanın gerçekleştiği Haziran 2024’teki anları anlatan eczacı, “Patlamayı işyerimdeki komşumla duyduk. İnsanlar panikledi ve bağırmaya başladılar: ‘Kilisedeki intihar bombacısı! Kilisedeki intihar bombacısı!’ Biz başta inanmadık ve konuşmamıza devam ettik, çünkü bunun sadece abartı ve yalan olduğunu düşündük” ifadelerini kullandı.
Kurtarma ekipleri ve halk, Şam'ın Duveylia mahallesindeki Mar Elias Kilisesi'nde meydana gelen intihar saldırısının ardından oluşan hasarı inceliyor. (AFP)
Bir an sessiz kaldıktan sonra, sanki kendini suçluyor gibi ekledi: “Buna nasıl inanabiliriz? Daha önce böyle bir şey hiç olmamıştı!”
Ambulanslar geldiğinde ve herkes yardıma koştuğunda, bir adam kızını tedavi ettirmek için eczaneye geldiğinde, kızının alnından kan akıyordu, birdenbire her şey anlaşıldı.
İbadet edenlerin arasında kendini patlatan bir intihar bombacısıydı. Bu gerçekten olmuştu.
Duveylia mahallesi, Şam’ın güneydoğusunda yer alıyor. Mahalle, nüfus olarak Sünni Müslümanlar ve farklı mezheplerden Hristiyanların karışık yaşadığı bir bölge. Farklı kiliseler, küçük bir köyü andıran mahallenin ana caddelerini paylaşıyor; iç mahallelerdeki binalar ise daha çok gecekondu niteliğinde.
Duveylia, Suriye’nin diğer bölgelerindeki savaş ve çatışmalardan kaçan insanlar nedeniyle nüfus akınına uğramış ve daha yoğun bir yerleşim haline gelmiş. Buna karşın, mahalle herhangi bir güvenlik olayına sahne olmamış; oysa bitişiğindeki Cobar ve Tadamon gibi semtler tamamen yıkılmış durumda.
Yerel güvenlik ve kendini savunma
Günümüzde Duveylia mahallesi, ‘yerel güvenlik’ sistemiyle kendini koruyor; mahalle gençleri, yabancı kişilerin giriş çıkışlarını denetleyerek güvenliği sağlamak için nöbetleşe çalışıyor. Bu uygulama, çok sayıda karma nüfuslu bölgede yaygın.
Duveylia’daki bir güvenlik sorumlusu saha çalışmalarını şöyle anlattı: “Olayın hemen ardından, mahalle gençleri olarak mülkleri hırsızlıktan ve yağmadan korumak için seferber olduk. İlk başta sokaklarda ve evlerimizin arasında doğal bir şekilde dağıldık; sonra vardiyalar ve görev dağılımları yaptık. Kimse bize yaklaşmadı. Sanırım zaten unutulmuştuk… Bu şekilde devam etti, ta ki Mar Elias Kilisesi patlamasına kadar.”
Kamışlı'daki Nisibili Aziz Yakup Kilisesi'nde Noel arifesi ayini sırasında uyuyakalan bir çocuk (Reuters)
Güvenlik sorumlusu, durumun tamamen nasıl değiştiğini şöyle anlattı: “Öncelikle kiliseleri korumak için daha fazla gönüllü olduk; kiliseler çevrildi, ayrıca evlerin ve küçük mahalle girişlerinin etrafına daha fazla grup yerleştirdik. Yaklaşık 80-90 gençle başladık.”
Gerçekten de Duveylia’yı ziyaret ettiğimizde Mar Elias Kilisesi halka kapalıydı ve giriş sadece sadık ziyaretçilerin bildiği dar bir arka kapıdan mümkündü; içeride kendilerini güvenilir bir kişi aracılığıyla tanıtanlar kabul ediliyordu. Geçtiğimiz diğer Hristiyan ibadet yerlerinde de durum benzerdi.
Gündüz resmi bir görevde çalışan ve akşamları güvenlik hizmeti üstlenen genç, bu güvenlik görevlilerinin tamamının gönüllü olduğunu, ailelerini ve geçim kaynaklarını korumak için maddi karşılık almadan çalıştıklarını, her birinin kendi imkân ve şartlarına göre görev aldığını söyledi.
Polis karakoluyla iş birliği
Suriye hükümetine bağlı güvenlik güçleri ise karakolda ve bölge girişindeki güvenlik şubesinde kalıyor; sokakta yalnızca ‘mahalle gruplarının’ doğrudan talebiyle devriye geziyorlar. Bir olay veya müdahale gerektiren bir çatışma olursa çağrılıyorlar.
Güvenlik sorumlusu, bireysel silah sahiplerinden hiçbirinin ortak nöbetlerde silahını kullanmadığını, aksi halde herhangi bir genel olaydan dolayı bireysel sorumluluk üstleneceklerini ve işlerin kontrolsüz bir şekilde tırmanabileceğini belirtti.
Bir Dürzi savaşçı (solda), Şam'ın güneyindeki Ceramana çevresine konuşlanmak üzere anlaşmaya varan Suriye güvenlik güçleriyle konuşuyor. (AP)
Güvenlik sorumlusu durumu şöyle özetledi: “Durum çok kafa karıştırıcı. Artık gerçek tehlikeyi nasıl ayırt edeceğimizi bilmiyoruz… Son olayda güvenlik güçleri ilk andan itibaren bize yardım etti ama genel bir panik hali insanları sardı. Korku ile ne yapacağız? Sorunumuz devlet değil. Güvenlik güçleriyle de sorunumuz yok, yanımızda durdular. Sorunumuz güvenliğin eksikliğinde.”
Ceramana anlaşmaları
Bu sözleri birebir olarak Ceramana’da da duyabilirsiniz; bölge, nisan ayı sonunda Sahnaya’daki çatışmalarla başlayan Dürzi bölgelerindeki sorunlar ve ardından Suveyda’daki olaylarla ‘uyanış tokadını’ yemişti. Ancak Ceramana, kısa süre içinde ‘yerel anlaşmalar’ yoluyla kendini uzak tuttu; bunların en önemlisi, Dürzi gençlerin genel güvenlik devriyelerinde ve nöbet noktalarında görev alması ve her beş kişilik güvenlik grubuna bir veya iki genç katılmasıydı.
Ceramana’daki gönüllü mahalle güvenlik gençleri askeri üniforma giymiyor, ancak kahverengi veya lacivert yeleklerin altında siyah pantolon ve gömlek gibi hafif askeri bir görünümü koruyorlar; böylece hem halk hem de güvenlik güçleri için tanıdık bir yüz oluşturuyor ve iki tarafın ritmini dengeliyorlar.
Halep'in bir mahallesindeki Noel ağacı ve yeni yıl süslemeleri (Şarku’l Avsat)
Duveylia’nın aksine Ceramana geleneksel olarak Şam’da orta sınıf ve serbest meslek sahiplerinin yaşadığı bir şehir; son on yılda ciddi bir nüfus artışı ve yoğunluk yaşadı, bu da onu daha kalabalık ve düzensiz hale getirdi. Ancak bölgedeki bir genç, burada toplumsal uyumun doğal ve mevcut durumdan önce var olduğunu belirtti. Dürzilerin yaklaşık bin yıldır burada yaşayan yerli halk olduğunu ve Halep ya da ülkenin kuzeyinden gelmediklerini vurguladı.
Dolayısıyla, geçen yıl öne çıkan güvenlik sorunları Ceramana Dürzileri için yine ‘doğal olaylar’ olarak görülüyor. Bu küçük Suriye mozaik parçasında, tarihsel Sünni-Dürzi bağları toplumsal ilişkilerin yapıştırıcısı ve siyasi güvenliğin temel direği niteliğinde.
Güvenlik ile mahallenin mahremiyetini koruma talebi arasındaki ince çizgiye dair konuşan Duveylialı güvenlik sorumlusu şunları söyledi: “Aslında bize gönüllü görev yerine polis teşkilatına katılmamız teklif edildi, ama mahalle sakinleri bunu reddetti. Çünkü bu, gençlerin hizmetlerini yerine getirmek için mahallenin dışına gönderilmeleri anlamına geliyor; tüm Suriye genelinde dağıtılıyorlar ve komuta kararlarına uymaları gerekiyor. Oysa onlar Duveylia’da kalmayı tercih ediyorlar.”
Kalıp yargılar
Mezhepsel çeşitlilik ve bölgesel farklılıklara rağmen Duveylia’da yaşayanların ortak paydasını ekonomik zorluklar oluşturuyor; bölgede yoksulluk neredeyse genel bir durum. Mahalleli gençlerden biri, annesiyle birlikte olayların başında (Beşşar Esed rejimine karşı başlayan ayaklanmalar sırasında) Dera’dan göç ettiğini ve o sırada henüz 10 yaşında olduğunu belirterek şunları söyledi: “İnsanlar Hristiyanların mutlaka varlıklı ve zengin olduğunu düşünüyor; burada insanların nasıl yaşadığını bilmiyorlar. Sanki hepimiz el-Kassa veya Bab Tuma’dan gelmişiz gibi düşünüyorlar.”
Şam'ın Bab Tuma semtindeki bir otelde bulunan Noel ağacı ve süslemeler (Şarku’l Avsat)
Söz konusu iki bölgeyi iyi tanıyıp tanımadığı veya buralarda akrabalarının olup olmadığı sorulduğunda genç, “Bazen arkadaşlarımla gezmeye giderim, ama gece çökmeden geri dönerim” dedi.
Şam’ın el-Kassa ve Bab Tuma bölgelerinde geleneksel Şam evlerinin otel ve lüks restoranlara dönüştüğü görülüyor. Bu yıl Noel süslemeleri her açıdan olağanüstüydü ve Suriye başkentinin genel görünümüne hâkim oldu; süslemeler sadece Hristiyan nüfuslu bölgelerle sınırlı kalmayıp sokaklara ve mahallelere yayıldı.
Şam’ın elit semtlerinin tamamı, modern Noel ağaçları ve dekorasyonlarla donatıldı. Oteller ve pazarlar bu yıl tüm ışıklandırmalarını ve çeşitli Noel tasarımlarını sergiledi. Birçok otelde, yerel zanaatkarlar ve sanatçılar ürünlerini Noel fuarlarında sergilerken, gençlik grupları etkinliğe uygun Batı müziği çaldı.
Suriyeli bir aile Şam'daki bir Noel ağacının önünde fotoğraf çektiriyor. (AFP)
Kamusal alanlarda ve sokak girişlerinde yer alan Noel ağaçları, emniyet güçleri veya polis araçlarıyla ya da Duveylia’da olduğu gibi koordineli çalışan gönüllü güvenlik ekipleri tarafından korunuyor.
Azınlıklar içindeki azınlıklar
Şuan ki genel manzara, bir an için Suriye’deki Hristiyanların, demografik oranlarının üzerinde bir paya sahipmiş gibi görünmesine yol açabilir; siyasette, ekonomide, kültürde veya herhangi bir kamusal alanda… Resmi verilere göre, 2011’in başına kadar nüfusun yaklaşık yüzde 10’unu oluşturuyorlardı. Ancak pratikte, farklı mezhep ve yönelimlerden gelen Hristiyanlar (yaklaşık 11 mezhep) yalnızca Sosyal İşler Bakanlığı ile temsil ediliyor; burada Bakan Hind Kabavat, hem kadın kontenjanını hem de mezhep kontenjanını temsil ediyor.
İdlib'in el-Kuneyye kasabasında bir Noel ağacı (AFP)
Suriye toplumundaki ‘daha büyük azınlık’ gruplarının, Baas Partisi’nin ‘tek Arap milleti’ söylemini geride bırakıp, sahadaki gerçekleri yansıtan yeni yapılarda kendilerine yer kapmaya çalıştığı bir dönemde, ‘daha küçük azınlıkların’ devlet ve kurumlarda kayda değer bir pay talep etmekten çekinmeleri adeta kaderleri oluyor. Öyle ki, Duveylia gibi yoksul bir mahallede polislik yapmak bile cazip görünmüyor; taleplerinin çoğu bir Noel ağacı, bazı süslemeler ve mahallenin sınırları içinde sınırlı bir katılımla karşılanıyor. Böylece nadir bir istisna ve ‘örnek azınlık’ statülerini pekiştiriyorlar.
Öcalan, Ankara'yı SDG ile Şam arasında bir anlaşmaya varılmasını kolaylaştırmaya çağırdıhttps://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/5224584-%C3%B6calan-ankaray%C4%B1-sdg-ile-%C5%9Fam-aras%C4%B1nda-bir-anla%C5%9Fmaya-var%C4%B1lmas%C4%B1n%C4%B1-kolayla%C5%9Ft%C4%B1rmaya
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera ve Suriye Demokratik Güçleri (SDG) lideri Mazlum Abdi, SDG'yi Suriye ordusuna entegre etme anlaşmasını imzalarken, 10 Mart 2025 (EPA)
Öcalan, Ankara'yı SDG ile Şam arasında bir anlaşmaya varılmasını kolaylaştırmaya çağırdı
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera ve Suriye Demokratik Güçleri (SDG) lideri Mazlum Abdi, SDG'yi Suriye ordusuna entegre etme anlaşmasını imzalarken, 10 Mart 2025 (EPA)
26 yıldır tutuklu bulunan PKK lideri Abdullah Öcalan, Ankara’yı, Kürtlerin liderliğindeki Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile Şam arasında bir anlaşma sağlanmasına aracılık etmeye çağırdı. Bu çağrı bugün, Kürt yanlısı Türkiye’deki Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) tarafından iletildi.
Öcalan, 30 Aralık tarihli yazılı mesajında, “Türkiye’nin bu süreçte kolaylaştırıcı ve yapıcı bir rol oynaması, süreci diyalog odaklı yürütmesi çok önemlidir. Bu, bölgesel barış ve kendi iç barışını güçlendirmek için hayati bir gerekliliktir” ifadelerini kullandı.
Geçtiğimiz hafta Ankara ve Şam, SDG’yi 10 Mart’ta imzalanan Suriye ordusuna entegrasyon anlaşmasını uygulamakta gecikmekle suçladı ve Suriye’nin birliği ile istikrarına yönelik herhangi bir girişimi reddettiklerini açıkladı.
Şarku’l Avsat’ın Suriye medyasından aktardığına göre SDG, ateşkes anlaşmasını ihlal ederek Halep’in kuzeyinde iç güvenlik noktalarına saldırdı.
Dün gelen haberlere göre, Halep’te eş-Şeyhan kavşağındaki İç Güvenlik Kuvvetleri (Asayiş) ve SDG’ye bağlı güvenlik güçlerinin ortak kontrol noktasına Suriye Savunma Bakanlığı’na bağlı birimler tarafından silahlı saldırı gerçekleştirildi. Saldırıda iki Asayiş mensubu yaralanırken, güvenlik birimleri saldırıya karşılık verdi ve bölge çevresinde güvenlik önlemleri artırıldı.
Suriye güvenlik güçleri Lazkiye'de gece sokağa çıkma yasağı ilan ettihttps://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/5224583-suriye-g%C3%BCvenlik-g%C3%BC%C3%A7leri-lazkiyede-gece-soka%C4%9Fa-%C3%A7%C4%B1kma-yasa%C4%9F%C4%B1-ilan-etti
Suriye güvenlik güçleri Lazkiye'de gece sokağa çıkma yasağı ilan etti
Lazkiye'de protestolar sırasında çıkan çatışmaların ardından Suriye güvenlik güçleri konuşlandırıldı (EPA)
Suriye haber ajansı SANA'nın haberine göre, Lazkiye vilayetindeki iç güvenlik güçleri bugün şehirde saat 17:00'den yarın sabah 06:00'ya kadar gece sokağa çıkma yasağı ilan etti.
İç Güvenlik Komutanlığı yaptığı açıklamada, sokağa çıkma yasağının acil durumları, sağlık personelini, ambulans ve itfaiye ekiplerini kapsamadığını belirtti.
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة