Batı Şeria’da Toprak Günü’nde tırmanış çağrıları

Filistinliler ve Yahudiler 7,1 milyon kişiye eşit.

Batı Şeria’daki Nablus’ta bir dükkânın çatısında duran bir İsrail askeri (AFP)
Batı Şeria’daki Nablus’ta bir dükkânın çatısında duran bir İsrail askeri (AFP)
TT

Batı Şeria’da Toprak Günü’nde tırmanış çağrıları

Batı Şeria’daki Nablus’ta bir dükkânın çatısında duran bir İsrail askeri (AFP)
Batı Şeria’daki Nablus’ta bir dükkânın çatısında duran bir İsrail askeri (AFP)

İsrail, 29 Mart’ta ara sıra çatışmalara da sahne olan Batı Şeria’nın farklı bölgelerinden Filistinlileri hedef alan büyük bir gözaltı furyası başlattı.
İsrail ordusu, Nablus, Ramallah ve diğer bölgeleri kapsayan geniş bir baskında 12 Filistinliyi tutukladı.
Filistinliler ise bir evi kuşatmaları sonrasında Nablus’ta Askar kampında İsrail güçleri ile çatışma yaşarken, yakınlardaki eski bir kasabada patlak veren çatışmalar da hasara ve yaralanmalara neden oldu.
Geniş çaplı tutuklama kampanyası, İsrail’in Filistinlilerin içinde bulundukları anlaşmazlık durumundan yararlanabileceğine ve Ramazan ayı boyunca tırmanışa geçebileceğine inandığı bir zamanda gerçekleşti.
Filistin halkı, 30 Mart 1976’da Celile, Üçgen ve Necef topraklarından 21 bin dönüm araziye el koyma kararına tepki olarak bugün, İsrail polisinin 6 Filistinli genci öldürdüğü Toprak Günü’nün yıldönümünü anıyor.
Filistinli gruplar, perşembe ve cuma günlerinin Filistin topraklarında gerilim ve çatışma günleri olacağını açıklarken, bu toprakların tek adının Filistin olacağını vurguladı.
Toprak Günü’nde resmi istatistikler, İsrail’in tarihi Filistin topraklarının yüzde 85’ini kontrol ettiğini gösteriyor.
Filistin Nüfus Sayımı raporuna göre 2022 yılı sonunda dünyadaki tahmini Filistinli sayısı yaklaşık 14,3 milyon olup, bunun 5,4 milyonu Filistin Devleti’nde ve yaklaşık 1,7 milyonu 1948 topraklarında yaşamakta. Arap ülkelerindeki Filistinli sayısı yaklaşık 6,4 milyon Filistinliye, yurt dışında ise yaklaşık 761 bin Filistinliye ulaştı. Filistin’deki Yahudi sayısı ise 7,1 milyon kişiye ulaşırken, böylece Filistin’deki Filistinli ve Yahudi sayısı her iki taraf için 7,1 milyon kişi olmak üzere 2022 yılı sonu itibarıyla eşitlendi. Ayrıca İsrail işgali, tarihi Filistin’deki toplam kara alanının yüzde 85’inden fazlasını sömürüyor.
Yerleşim ve Duvar Direniş Komisyonu tarafından hazırlanan ikinci bir rapor, İsrail’in kontrol ettiği ve birçok işgal uygulamasına maruz kalan Filistin topraklarının alanının 2 bin 380 kilometrekare olduğunu ve Batı Şeria’nın toplam topraklarının yüzde 42’sine tekabül ettiğini gösterdi.
İsrail, Batı Şeria’daki toprakların Oslo Anlaşmalarına göre ‘A, B ve C’ olarak sınıflandırılmasını, özellikle ‘C’ olarak sınıflandırılan ve tamamen güvenlik, planlama ve inşa konularına tabi olan alanlarda kontrolünü sıkılaştırmak için kullanıyor. İsrail işgali, ‘C’ olarak sınıflandırılan toplam alanın yüzde 76’sını doğrudan kullanıyor.
Bu yıl Toprak Günü’nün 47. yıl dönümü, özellikle 1967’de işgal edilenler olmak üzere Filistin topraklarındaki benzeri görülmemiş yerleşim genişlemesinin ışığında geliyor. Önceki yıllara göre yerleşimci sayısı arttıkça yerleşim yerleri çoğaldı ve mevcut yerleşim yerleri de genişledi.
Nüfus raporuna göre 2021 yılı sonunda Batı Şeria’daki İsrail yerleşim yerleri ve askeri üslerin sayısı 483 bölgeye ulaştı. Mevcut yerleşim yerlerine ait mahalleler olarak kabul edilen 151 alan ve 25 yerleşim yeri ve işgal ordusu için sanayi, turizm ve hizmet alanları ile kampları içeren 144 sınıflandırılmış bölgeye yayıldı. Batı Şeria’daki yerleşimci sayısı ise 2021 sonunda 719 bin 452 yerleşimciye ulaştı.
Veriler, 326 bin 523 olmak üzere yerleşimcilerin çoğunun (toplamın yüzde 45,4) Kudüs’te, 143 bin 311 yerleşimcinin Ramallah ve el-Bireh’te, 95 bin 279 kişinin Beytüllahim’de ve 50 bin 67 kişinin de Salfit’te yaşadığını gösteriyor. En düşük yerleşimci sayısını içeren vilayetler ise 2 bin 629 yerleşimci ile Tubas ve kuzey Ürdün Vadisi. Batı Şeria’daki yerleşimcilerin Filistinlilere oranı her 100 Filistinli için yaklaşık 23 yerleşimci olarak kaydedildi.



Libya'nın başkentinde şiddetli çatışmalar yaşanırken mahkumlar firar etti

Libya'nın başkenti Trablus'ta UBH’ye bağlı güçler ile Özel Caydırıcı Güç arasındaki silahlı çatışmalar şiddetlendi (AFP)
Libya'nın başkenti Trablus'ta UBH’ye bağlı güçler ile Özel Caydırıcı Güç arasındaki silahlı çatışmalar şiddetlendi (AFP)
TT

Libya'nın başkentinde şiddetli çatışmalar yaşanırken mahkumlar firar etti

Libya'nın başkenti Trablus'ta UBH’ye bağlı güçler ile Özel Caydırıcı Güç arasındaki silahlı çatışmalar şiddetlendi (AFP)
Libya'nın başkenti Trablus'ta UBH’ye bağlı güçler ile Özel Caydırıcı Güç arasındaki silahlı çatışmalar şiddetlendi (AFP)

Libya'nın başkenti Trablus'ta Ulusal Birlik Hükümeti'ne (UBH) bağlı güçler ile Özel Caydırıcı Güç (RADA) arasındaki silahlı çatışmalar şiddetlendi.

Görgü tanıkları, çatışma seslerinin dün gece yarısından bu yana kesilmediğini ve RADA’nın Suk el-Cuma ve Mitiga Uluslararası Havalimanı yakınları gibi çeşitli bölgelerde konuşlandığını söyledi.

Trablus Kızılayı, Trablus’ta olağanüstü hal İ(OHAL) ilan etti ve alarm seviyesini yükseltti. Sosyal medya üzerinden yapılan açıklamada, vatandaşlara dikkatli olmaları ve güvenlikleri için yetkili makamlar tarafından verilen talimatlara uymaları çağrısında bulunuldu. Uçuş takip kayıtlarına göre uçuşlar Mitiga Uluslararası Havalimanı'ndan Misrata Uluslararası Havalimanı'na yönlendirildi.

Libya'daki Birleşmiş Milletler Destek Misyonu (UNSMIL), Trablus'ta sivillerin yoğun olarak yaşadığı mahallelerde son iki gecedir yaşanan ve sivillerin hayatını riske atan şiddet olaylarından derin endişe duyduğunu ifade etti. UNSMIL’in resmi internet sitesi üzerinden yapılan açıklamada, sivillerin yaşadığı tüm bölgelerde derhal ve koşulsuz ateşkes çağrısında bulunulurken çatışmaların devam etmesinin başkenti ve tüm ülkeyi daha da istikrarsızlaştıracağına karşı uyarı yapıldı.

UNSMIL açıklamada ayrıca sükûnet ve arabuluculuk amaçlı tüm çabalara tam destek verdiğini ve Libyalıların can ve mal güvenliği ile istikrarın korunması amacıyla çatışmaların sona erdirilmesi ve diyaloğun kolaylaştırılması için iyi niyet misyonunu yerine getirmeye hazır olduğunu vurguladı.

Öte yandan polis, el-Cedide Hapishanesi yakınlarında devam eden çatışmaların mahkumlar arasında korku ve paniğe neden olduğunu belirtti. Yapılan basın açıklamasında, çoğu ağır cezalı olmak üzere çok sayıda mahkûmun kaçmayı başardığı belirtildi.

Suk el-Cuma’nın ileri gelenleriyle bir araya gelen Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi, Başkanlık Konseyine bağlı bir medya platformu tarafından yayınlanan açıklamasında, başkentte toplumsal barışın korunmasının taviz verilemeyecek ortak bir sorumluluk olduğunu ve devlet kurumlarının siyasi gerilimlerden uzak durması gerektiğini söyledi. Menfi, mevcut sürecin en yüksek derecede bilgelik ve ulusal disiplin gerektirdiğini, iç cepheyi birleştirmeyi ve kapsayıcı bir ulusal proje etrafında toplanmayı ve ‘kaos savunucularının’ önünü kesmeyi gerektirdiğini de sözlerine ekledi.

Diğer taraftan UBH, bu gece yaşanan olaylar ve devam eden çatışmalar hakkında yorum yapmaktan kaçındı.