İnsan ömrü rekoru 2060'a kadar kırılabilir: "Maksimum sınıra henüz yaklaşmadık"

Bilim insanları, 1930 veya 1940'larda doğan kişilerden umutlu

Wikimedia
Wikimedia
TT

İnsan ömrü rekoru 2060'a kadar kırılabilir: "Maksimum sınıra henüz yaklaşmadık"

Wikimedia
Wikimedia

ABD'li bilim insanları insan ömrünün sınırına henüz yaklaşılmadığını öne sürdü.
Güney Florida Üniversitesi ve Georgia Üniversitesi'nden araştırmacıların hesaplamasına göre 2060'a kadar yeni bir uzun ömür rekoru kırılabilir.
Şimdiye dek kimse 1997'de 122 yaşında hayatını kaybeden Fransız Jeanne Calment'in rekorunu geçemedi. Calment, insanın en fazla ne kadar yaşayabileceği sorusu için bir ölçüt oluşturdu.
Zaman içinde yapılan bazı araştırmalar, insanın 150 yaşına kadar yaşayabileceğine işaret etse de henüz bu sınıra yaklaşabilen olmadı.
Yeni araştırmanın arkasındaki bilim insanları ise maksimum yaşam süresi belirlemek yerine yakın zamanda 122 yaşın üzerine çıkılabilme ihtimaline odaklandı.
Hakemli bilimsel dergi Plos One'da yayımlanan araştırmada sanayileşmiş 19 ülkede 50 ila 100 yaşlarındaki insanlara ilişkin tarihsel ve güncel veriler derinlemesine incelendi.
İstatistiksel analizler, 1950'den önce doğan bazı kişilerin ilerleyen yıllarda uzun yaşama rekorları kırabileceğini ortaya koydu.
Ancak araştırmaya göre bunun için söz konusu kişilerin sağlık durumunun siyasi ve ekonomik zorluklar nedeniyle bozulmaması gerekiyor.
Mevcut yaşam süresi eğilimini analiz eden araştırmacılar, 1930'larda veya 1940'larda doğan birinin 2060'a kadar dünya rekoru kırmasının muhtemel olduğu sonucuna vardı.
Çalışmanın yazarları bu rekorun muhtemelen bir kadın tarafından kırılacağı görüşünde:
"Uzun ömür rekoruna ulaşmaya çok yakın olan Japon kadınları, bu eğilimin en ön saflarında yer alıyor."
"1900 ve 1950 yılları arasında doğanlarda tarihsel açıdan benzeri görülmemiş bir ölüm ertelemesi tespit ettik" diyen ekip, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ancak uzun ömür rekoru kırmak için halen çok gençler. Sonuçlarımız, insan ömrünün maksimum sınırı varsa, henüz ona yaklaşmadığımızı öne süren önceki çalışmaları doğruluyor."
 
Independent Türkçe, Science Alert, IFL Science



Sıcak hava dalgalarının yaşlılardan çok gençleri öldürdüğü tespit edildi

2024'ün kayıtlardaki en sıcak yıl olması beklenirken, aşırı sıcaklardan kaynaklı ölümler artıyor (AFP)
2024'ün kayıtlardaki en sıcak yıl olması beklenirken, aşırı sıcaklardan kaynaklı ölümler artıyor (AFP)
TT

Sıcak hava dalgalarının yaşlılardan çok gençleri öldürdüğü tespit edildi

2024'ün kayıtlardaki en sıcak yıl olması beklenirken, aşırı sıcaklardan kaynaklı ölümler artıyor (AFP)
2024'ün kayıtlardaki en sıcak yıl olması beklenirken, aşırı sıcaklardan kaynaklı ölümler artıyor (AFP)

Yüksek sıcaklıkların yaşlılardan ziyade gençleri öldürme ihtimalinin daha fazla olduğu ortaya kondu. Bilim insanları ölümlerin nispeten düşük sıcaklıklarda gerçekleştiğine dikkat çekerek küresel ısınmayla birlikte gelecek yıllarda sayının artacağını söylüyor. 

Dünya çapında ardı ardına sıcaklık rekorları kırılırken genellikle yaşlı nüfusa temkinli olma çağrısı yapılıyor. Son yıllarda yapılan bazı araştırmalarda da bu grubun aşırı sıcaklara karşı daha hassas olduğu öne sürülüyor.

Ancak Meksika'da yürütülen kapsamlı bir çalışmaya göre küçük çocuklar ve 18-35 yaşındaki grup daha ciddi bir risk altında.

Bilim insanları, ölüm oranları ve günlük sıcaklık verilerini detaylıca tutmasından dolayı çalışmalarını Meksika'ya odaklamayı tercih etti.

1998-2019 dönemi verilerini inceleyen araştırmacılar, fazladan ölümleri (ortalamanın üstünde kalan ölüm sayısı), sıcaklık ve nem bilgileriyle karşılaştırdı. 

Bulgularını hakemli dergi Science Advances'ta dün (6 Aralık) yayımlayan ekip, Latin Amerika ülkesinde yüksek sıcaklıklardan kaynaklı yılda yaklaşık 3 bin 300 kişinin hayatını kaybettiğini tespit etti.

Bu ölümlerin yüzde 75'i 35 yaş altı kişileri kapsarken, 5 yaşından küçük çocuklar ve 18-35 yaşındaki genç nüfusun sıcaktan ölme ihtimalinin daha yüksek olduğu gözlemlendi.

Hem yüzeye daha fazla temas ederek daha fazla ısı depoladıkları hem de terleyerek serinleme mekanizmaları yeterince gelişmediği için çocukların yüksek sıcaklıklardan etkilendikleri biliniyordu. 

Ancak 18-35 yaş grubunun nüfusun en dayanıklı kesimi olması beklenirken, çalışmanın yazarlarından Jeffrey Shrader "Bu çok şaşırtıcı" diyor. 

Araştırmacılar, gençlerin açık hava aktiviteleri veya işleri yapmaya daha yatkın olmasının bulguları açıklayabileceğini düşünüyor.

Columbia Üniversitesi'nden makalenin başyazarı R. Daniel Bressler, "Bu sadece fizyolojik hassasiyetle ilgili değil" diyerek ekliyor: 

Mesele, sıcağa daha fazla maruz kalmaya neden olan ekonomik ve sosyal faktörlerle ilgili.

Ölümlerin çoğunun yaklaşık yüzde 50 nem ve 31 derece sıcaklıkta görülmesi de bilim insanlarını endişelendirdi. 

İklim kriziyle birlikte aşırı sıcakların artması beklendiği için gençlerin ölümüne neden olan orta seviyede sıcakların çok daha yaygın hale geleceğini tahmin ediyorlar. 

Ekip, çocuk ve genç yetişkinler arasındaki ölümlerin 2100'e kadar yüzde 32 oranında artacağını öngörüyor.

Yeni çalışmada yaşlıların hava sıcaklığının artmasından ziyade düşmesinden ölme riskinin de daha yüksek olduğu bulundu. 50 yaşından büyükler, soğuk kaynaklı ölümlerin yüzde 96'sını oluşturuyordu.

Bu durum, yaşlıların soğuk havalarda hastalanmaya daha yatkın olmasıyla açıklanabilir. 

Bulguların, klimanın daha yaygın kullanıldığı veya açık havada çalışanların daha az olduğu ülkeler için geçerli olup olmadığı henüz net değil.

Ekip bundan sonra ABD ve Brezilya'da benzer bir çalışma yürüterek bu soruları yanıtlamayı umuyor. Diğer yandan Meksika çevresel ve ekonomik açıdan benzer ülkeler için bir gösterge görevi görebilir.

Bressler, "İklim sıcak hale geldikçe sıcaklığa bağlı ölümlerin artacağını ve bundan en çok gençlerin zarar göreceğini tahmin ediyoruz" diyor.

Independent Türkçe, Phys.org, New York Times, Science Advances