Sudan: ABD’nin Hartum Büyükelçisi trafik kazasından sağ kurtuldu

Zırhlı araç ağır hasar aldı. Sosyal medyada olayın sıradan bir kaza değil, ‘komplo’ olduğu spekülasyonları dolaşıyor

ABD’nin Hartum Büyükelçisi John Godfrey kazadan sonra arabasının önünde (Şarku’l Avsat)
ABD’nin Hartum Büyükelçisi John Godfrey kazadan sonra arabasının önünde (Şarku’l Avsat)
TT

Sudan: ABD’nin Hartum Büyükelçisi trafik kazasından sağ kurtuldu

ABD’nin Hartum Büyükelçisi John Godfrey kazadan sonra arabasının önünde (Şarku’l Avsat)
ABD’nin Hartum Büyükelçisi John Godfrey kazadan sonra arabasının önünde (Şarku’l Avsat)

ABD’nin Hartum Büyükelçisi John Godfrey, Hartum'un merkezinde makam aracını neredeyse yok eden bir ‘trafik kazasından’ sağ olarak kurtuldu.
Büyükelçi, sevk edildiği hastaneden taburcu olur olmaz, kendisine ilk müdahaleyi yapan sağlık ekibinin yanı sıra ‘kendisiyle ilgili nazik temennilerinden dolayı herkese’ teşekkür etti.
ABD Dışişleri Bakanlığı, 24 Ağustos 2022 tarihinde deneyimli diplomat Godfrey'i ABD'nin Sudan'daki büyükelçisi olarak atadı ve 25 yıllık diplomatik boşluğu sona erdirdi. Bu gelişme, Sudan’ın El Kaide lideri Usame bin Ladin önderliğindeki terörist gruplara ev sahipliği yapmasının ardından 1996 yılından bu yana ülkeyi ‘teröre sponsor olan devletler’ listesine dahil etmesinden sonraydı.
Godfrey’in ABD Büyükelçiliği'nin resmi Twitter hesabından paylaştığı tweette, “Neyse ki kazada ekibimizden ciddi şekilde yaralanan olmadı. Diğer otomobilin sürücüsünün de yaralanmadığını öğrendik. Dün gerçekleşen trafik kazasından sonra endişelerini dile getiren nazik sözleri için herkese teşekkür ederim. Kazadan sonra bizimle ilgilenen ve yaralarımızın ciddi olmadığını teyit eden tıp uzmanlarına da teşekkür ederiz” ifadeleri yer aldı.
Büyükelçi, kazada içinde olduğu zırhlı Toyota Landcruiser arabasının yanında dururken çekilmiş bir fotoğrafını yayınlayarak altına “Sadık arabamız iyi değildi” diye yazdı. Fotoğrafta aracın ön tarafı tamamen parçalanmış görünüyordu.
ABD Büyükelçisi’nin trafik kazası haberinin yayılmasının ardından, Sudan'da trafik kazalarının yaygın olduğu bir dönemde olunmasına rağmen iftardan kısa bir süre önce meydana gelen kazanın nedenlerine ilişkin birçok spekülasyon ortalıkta dolaşmaya başladı. Komplo teorisyenleri, meselenin planlanmış olduğunu söylediler. Ayrıca bunun, büyükelçinin etkisinden kurtulmak veya devrik cumhurbaşkanın rejiminin destekçilerinden ve onların müttefik aşırılık yanlısı gruplarından şifreli bir mesaj göndermek için yapılan bir girişim olduğunu iddia ettiler.
Söz konusu spekülasyonlar, Birleşmiş Milletler'in Sudan'daki Entegre Geçiş Yardım Misyonu (UNITAMS) Başkanı Volker Peretz'in ölüm tehditleri aldığına ilişkin açıklamaları ile devrik Cumhurbaşkanı Ömer el-Beşir rejiminin destekçilerinin rolü nedeniyle yaşadıkları ve yeniden geri dönme emellerini ortadan kaldırabilecek ‘ABD büyükelçisi fobisine’ benzer bir durumla ilişkilendirildi. Sosyal medyada bazı aşırılıkçı şahsiyetlerden yayılan tehlikeli imalar, kameraların merceğini kaderden çıkarıp bir ‘komploya’ çevirdi.
Hartum'daki en aktif büyükelçi olarak kabul edilen Godfrey, Uluslararası Dörtlü (Suudi Arabistan, ABD, Birleşik Krallık ve BAE) bünyesinde ülkede devam eden siyasi süreç lehine oynadığı siyasi ve diplomatik rolün yanı sıra birçok sosyal ve kültürel etkinliğe katılımıyla Sudan sosyal medyasını meşgul ediyor.
Godfrey döneminde ABD Büyükelçiliği, Hartum'daki Nil Caddesi'nde çeşitli sanatçılar, iş adamları ve toplum liderleriyle Amerikan tarzı bir Ramazan İftarı düzenledi. Godfrey, “Etkinlik, Sudan'daki ABD Büyükelçiliği'nin Ramazan'a Amerikan tadıyla katılması için büyük bir fırsat” dedi.
Büyükelçi, Omdurman'daki ünlü şarkıcı Mayada Kamer ed-Din'in evinde bir dizi büyükelçilik personeliyle birlikte bir Ramazan iftarı yaparak gözlemcileri şaşırttı. Elçilik Twitter hesabından yaptığı açıklamada, “Sudan'ın eşsiz Ramazan geleneklerini ve geleneksel yemeklerini tatma fırsatı bulduk. Cömert misafirperverliğin en iyi tanığı olduk.” Daha önce, Godfrey ve ekibinin büyükelçiliğin komşularına ‘Ramazan iftariyesi’ dağıttığı görülmüştü.
Elçilik sayfasında ayrıca büyükelçilik çalışanlarının Sudan'ın Ramazan Ayı’na özel ‘Abri’ içeceği ritüelinin hazırlanmasına katıldığı fotoğraflar da yer aldı. Hartum'daki ABD Büyükelçiliği personeli, yeni meslektaşları için meşhur içeceğin nasıl yapıldığını görmek ve kutsal ay boyunca Sudan halkı için ne anlama geldiğini öğrenmek için acı tatlı Avasa veya Abri yaptılar.
Büyükelçi Godfrey'in sosyal faaliyetleri Ramazan Ayı’nda değil, göreve başlar başlamaz başladı. Onu birden fazla yerde ve halktan birden fazla kişiyle görmek olağan hale geldi. İlgi alanları çay satıcıları, sıradan kadınlar ve halktan oluşuyor. Bu sadece Hartum'la sınırlı değil, ziyaret ettiği ülkenin çeşitli yerlerinde de aynı durum söz konusu.
Son olarak elçilik, Büyükelçi’nin Mavi Nil eyaletindeki muz tarlalarını ziyaret ettiğini bildirdi. “Bu, sivil liderliğindeki yeni bir hükümet kurulduğunda ABD ve Sudan'ın başarmak için birlikte çalışabileceği tarımsal üretimi artırmak için muazzam bir potansiyel olduğunu hatırlatıyor” dedi.
Büyükelçi Godfrey'in sosyal faaliyetleri ve siyasi sürece verdiği destek, geniş bir halk kitlesi tarafından kabul görüyor. Ancak bunlar, siyasi sürecin birçok muhalifi, bazı aşırılık yanlısı sesler ve tecrit edilmiş cumhurbaşkanlığı rejiminin İslamcı destekçileri arasında çekinceler ve belki de ‘rahatsızlık’ uyandırıyor.



Polis şiddeti iddiası Tunus sokaklarını karıştırdı

Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)
Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)
TT

Polis şiddeti iddiası Tunus sokaklarını karıştırdı

Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)
Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)

Tunus’ta bir adamın polis kovalamacasının ardından ailesinin ifadesine göre kendisine uygulanan şiddet sonucu hayatını kaybetmişti. Reuters'a konuşan görgü tanıkları, Tunus polisi ile bir kişinin uğradığı şiddet sonucu hayatını kaybetmesini protesto eden öfkeli gençler arasında dün gece üst üste ikinci kez çatışmaların çıktığını söylediler.

Tunus’taki bu tür şiddetin karıştığı protesto gösterileri, ülkede 2011 yılındaki Arap Baharı ayaklanmalarını tetikleyen devrimin yıl dönümü yaklaşırken yetkililer arasında protestoların diğer bölgelere de sıçrayabileceği endişesini artırıyor.

Tunus, çeşitli alanlarda artan protestolar ve grevlerin yanı sıra Tunus Genel İşçi Sendikası'nın gelecek ay ülke çapında grev çağrısı yapmasıyla birlikte, siyasi ve sosyal gerilimin tırmandığı bir dönemden geçiyor.

Son haftalarda, binlerce protestocu, ülkenin güneydeki Gabes kentinde hava kirliliğinin başlıca kaynağı olduğunu söyledikleri bir kimya fabrikasının kapatılması talebiyle protesto gösterisi düzenledi.

Öte yandan polis şiddeti sonucu öldüğü iddia edilen adamın yakınları, şahsın ehliyetsiz motosiklet sürerken polis tarafından takibe alındığı, dövüldüğü ve hastaneye kaldırıldığını, ancak daha sonra hastaneden kaçtığını, ancak dün kafasındaki bir kanama nedeniyle hayatını kaybettiğini söyledi.

Olayla ilgili henüz resmi bir açıklama yapılmadı.

Yerel kaynaklar ve basın, Kayravan Valisi’nin durumu yatıştırmak amacıyla, dün hayatını kaybeden kişinin ailesini ziyaret ettiğini ve hangi şartlarda öldüğünü belirlemek ve sorumluları tespit etmek için soruşturma açma sözü verdiğini bildirdi.

İnsan hakları örgütleri, Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'i muhaliflerini bastırmak için yargı ve polisi kullandığını iddia ediyor. Ancak Cumhurbaşkanı Said, hakkındaki bu suçlamaları kategorik olarak reddediyor.


(Video haber) Avustralya'da Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında silahlı saldırı: En az 10 ölü

Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
TT

(Video haber) Avustralya'da Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında silahlı saldırı: En az 10 ölü

Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.

Avustralya'nın Sidney kentinde bir plajda Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında meydana gelen silahlı saldırıda en az 10 kişi öldü, çok sayıda  kişi yaralandı. İsrail gazetesi Yedioth Ahronoth'a göre olay sırasında yaklaşık 2 bin kişi panik içinde tahliye edildi ve birçoğu sığınaklara sığındı.

Öte yandan Avustralya polisi tarafından bugün yapılan açıklamada, olay nedeniyle Bondi Plajı'ndan uzak durulması çağrısı yapıldı. Polis daha sonra, silahlı saldırının ardından iki kişinin gözaltına alındığını duyurdu.

Şarku’l Avsat’ın Fransız Haber Ajansı AFP’den aktardığı  habere göre bir görgü tanığı, ‘siyah giysili iki kişinin’ plajda ateş açtığını söyledi.

dfgthy
Avustralya medyasında yayınlanan, saldırganlardan birine ait bir fotoğraf.

Avustralya medyası tarafından yayınlanan saldırganlardan birinin fotoğrafı

Öte yandan İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, saldırıyı ‘Yahudilere yönelik acımasız bir saldırı’ olarak nitelendirerek kınadı.

uı89o
Kurtarma ekipleri, Sidney sahilinde meydana gelen silahlı saldırının ardından yaralı bir kişiyi taşıyor (AP)

Herzog, açıklamasında şunları söyledi:

“Sidney'deki kardeşlerimiz, Bondi Plajı'nda Hanuka'nın ilk mumunu yakmaya giden Yahudilere yönelik acımasız bir saldırıda kötü niyetli teröristler tarafından saldırıya uğradı.”

Görgü tanıkları, kutlamaya katılanların saldırı mahallinden panik halinde kaçtıklarını söylerken yerel medya, silahlı saldırganların olay yerinden kaçtığını ve yetkililerin yoğun bir arama çalışması yürüttüğünü bildirdi.


Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
TT

Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)

Hamas, bugün (pazar) yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi üzerinde her türlü vesayet ve manda uygulamasını reddettiğini duyurdu. Hareket, yayımladığı bildiride, “Gazze’ye yönelik her türlü vesayet ve mandayı reddediyoruz. İşgal altındaki topraklarımızın herhangi bir karışı üzerinde de vesayeti kabul etmiyoruz; zorla yerinden etme girişimleri ve Gazze’nin yeniden mühendisliğine yönelik çabalarla uyumlu adımlara karşı uyarıyoruz” ifadelerini kullandı.

Açıklamada, “Ulusal birliğin sağlanması ve ulusal uzlaşı inşa edilmesi için seferber olunması, işgalin ve onu destekleyenlerin planlarıyla yüzleşmenin tek yoludur” denildi.

Hamas, arabuluculara ve ABD yönetimine de çağrıda bulunarak, İsrail’e baskı yapılmasını, anlaşmanın maddelerini uygulamaya zorlanmasını ve anlaşmaya yönelik süregelen ve sistematik ihlallerinin kınanmasını talep etti.

gth
Trump'ın planına göre Gazze'den çekilmenin aşamalarını gösteren harita (Beyaz Saray)

Öte yandan dün İsrailli yetkililer, ABD yönetiminin Gazze’de savaşı sona erdirmeyi hedefleyen planın ikinci aşamasını şekillendirmek üzere çalıştığını ve çok uluslu uluslararası bir gücün gelecek aydan itibaren Gazze’de göreve başlamasının planlandığını açıkladı.

Şarku’l Avsat’ın İsrail Kamu Yayın Kurumu’ndan (Kan 11) aktardığı habere göre Amerikalı yetkililer bu bilgileri son günlerde yapılan görüşmelerde İsrailli muhataplarına iletti.

ABD planına göre, barış komitesinin başkanlığını Birleşmiş Milletler’in eski Orta Doğu Özel Temsilcisi Nikolay Mladenov’un üstlenmesi, Gazze’de konuşlandırılması öngörülen uluslararası gücün komutasının ise bir ABD’li general tarafından yürütülmesi öngörülüyor.

Amerikalı yetkililere göre söz konusu gücün; güvenlik istikrarının korunması, geçiş sürecinin güvence altına alınması ve askeri operasyonların durmasının ardından Gazze’de yeni siyasi ve idari düzenlemelere zemin hazırlanması gibi görevler üstlenmesi planlanıyor.