Cezayirlilerden teravih namazının Cezayir Camii'nde kılınması yönünde baskı

Yapılan eleştirilere göre cami artık sadece fotoğraf çekimine açık halde.

Cezayir Cami, üç hektardan fazla yeşil alana sahip.
Cezayir Cami, üç hektardan fazla yeşil alana sahip.
TT

Cezayirlilerden teravih namazının Cezayir Camii'nde kılınması yönünde baskı

Cezayir Cami, üç hektardan fazla yeşil alana sahip.
Cezayir Cami, üç hektardan fazla yeşil alana sahip.

Cezayir’de özellikle sosyal medya üzerinden yapılan büyük baskının ardından hükümetin Ramazan'ın son 10 gününden itibaren teravih ve cuma namazlarını Cezayir Camii’nde kılınması kararı alarak bu ‘yasağı’ kaldırması muhtemel görünüyor. Yetkililer, bu büyük dini yapıyı 2020'de açtı. Ancak nedeni anlaşılamayan bir şekilde, beş vakit namaza açık olan camide cuma namazı sadece iki kez kılındı.
Cezayir'de başta Facebook olmak üzere dijital platformlarda, kamu işlerine ilişkin tartışmalara en üst makamların büyük önem verdiği ve bunlara dayalı olarak sıklıkla karar ve direktifler çıkarıldığı biliniyor. Söz konusu caminin, başta başkent sakinleri olmak üzere birçok Cezayirli için teravih, cuma ve bayram namazlarında kapalı kalmaya devam etmesi, burada ders yapılmaması ve vaizlere ve fakihlere ibadet edenlerin din işleriyle ilgilenmeleri için alan açılmaması artık kabul edilemez durumda.
Yetkililerin basın yoluyla gayri resmi olarak sunduğu gerekçelere göre ‘Cezayir Camii”nin kapatılması, tesislerinin tamamlanmamış olması ve idaresinde çalışan kişi ve işçi sayısındaki eksiklikten’ kaynaklanıyor. Zira bu sebeplerle cami, düzgün bir şekilde kullanılamıyor. Ancak iki buçuk yıl önce bir müdür (Şeyh Al-Me’mun Al-Hasani Al-Kasimi) atanmasına rağmen son yıllarda bu aksiliklerin neden düzeltilmediği de anlaşılamıyor.
Üreci yakından takip eden bir kaynaktan alıntı yapan Awras haber sitesi, asıl açılışın 5 Temmuz'daki bağımsızlık yıldönümü kutlamaları vesilesiyle ya da 1 Kasım'da bağımsızlık devriminin balangıcının yıl dönümünde yapılacağını aktardı.
Caminin sorumluları, onlarca yabancı resmi heyetin Cezayir'i ziyaret etmesi nedeniyle caminin ‘sadece turizme açık olduğu ve fotoğraf çekildiği’ bahanesi üzerine çok sayıda eleştiriye maruz kaldı.
Ülke, Mescid-i Haram ve Mescid-i Nebevi’den sonraki en büyük üçüncü camiye sahip olması ve kilometrelerce öteden görülebilen 256 metre yüksekliğindeki minaresinin dünyadaki tüm camilerin minarelerinden yüksek olması sebebiyle gururla ziyaretçileri çağırıyor.
2011 yılında yapımına başlanan ve 1 milyar dolara mal olan caminin inşaatı 2018 yılında sona erdi. Caminin projesi, merhum Cumhurbaşkanı Abdulaziz Buteflika için bir öncelikti.
Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre 120 bin kişinin ibadet edebiliği camide Kur'an-ı Kerim evi, kültür merkezi, konaklama bölümü ve dini törenlerde misafir ağırlamak için ayılan bir bina bulunuyor.Cami ayrıca birr kütüphaneye ve İslami ilimler için bir enstitüye ev sahipliği yapıyor.
Cami, 16 küçük bahçeye bölünmüş üç hektardan fazla yeşil alana sahip. Buraya, Kur'an-ı Kerim'de adı geçen ağaçlar dikilmiş.
Minare beş bölüme ayrılmış 43 kattan oluşuyor ve Cezayir tarihini anlatan bir müzeyi de bünyesinde barındırıyor. Minarenin en tepesinden Cezayir'in panoramik bir görüntüsü yer alıyor.
Başkentin Akdeniz'e bakan doğu banliyölerinde, Cezayir Ulu Camii’nin inşa edildiği alana sömürgecilik döneminde Kuzey Afrika'da 19’uncu yüzyılın önde gelen misyoner rahiplerinden biri olan Lavigerie nin adı verildi. 1962'deki bağımsızlığın kazanılmasının ardından yeni oluşan Cezayir hükümeti Hazreti Muhammed'in adını vererek mahallenin adını Muhammediye olarak değiştirdi.



Libya'nın başkentinde şiddetli çatışmalar yaşanırken mahkumlar firar etti

Libya'nın başkenti Trablus'ta UBH’ye bağlı güçler ile Özel Caydırıcı Güç arasındaki silahlı çatışmalar şiddetlendi (AFP)
Libya'nın başkenti Trablus'ta UBH’ye bağlı güçler ile Özel Caydırıcı Güç arasındaki silahlı çatışmalar şiddetlendi (AFP)
TT

Libya'nın başkentinde şiddetli çatışmalar yaşanırken mahkumlar firar etti

Libya'nın başkenti Trablus'ta UBH’ye bağlı güçler ile Özel Caydırıcı Güç arasındaki silahlı çatışmalar şiddetlendi (AFP)
Libya'nın başkenti Trablus'ta UBH’ye bağlı güçler ile Özel Caydırıcı Güç arasındaki silahlı çatışmalar şiddetlendi (AFP)

Libya'nın başkenti Trablus'ta Ulusal Birlik Hükümeti'ne (UBH) bağlı güçler ile Özel Caydırıcı Güç (RADA) arasındaki silahlı çatışmalar şiddetlendi.

Görgü tanıkları, çatışma seslerinin dün gece yarısından bu yana kesilmediğini ve RADA’nın Suk el-Cuma ve Mitiga Uluslararası Havalimanı yakınları gibi çeşitli bölgelerde konuşlandığını söyledi.

Trablus Kızılayı, Trablus’ta olağanüstü hal İ(OHAL) ilan etti ve alarm seviyesini yükseltti. Sosyal medya üzerinden yapılan açıklamada, vatandaşlara dikkatli olmaları ve güvenlikleri için yetkili makamlar tarafından verilen talimatlara uymaları çağrısında bulunuldu. Uçuş takip kayıtlarına göre uçuşlar Mitiga Uluslararası Havalimanı'ndan Misrata Uluslararası Havalimanı'na yönlendirildi.

Libya'daki Birleşmiş Milletler Destek Misyonu (UNSMIL), Trablus'ta sivillerin yoğun olarak yaşadığı mahallelerde son iki gecedir yaşanan ve sivillerin hayatını riske atan şiddet olaylarından derin endişe duyduğunu ifade etti. UNSMIL’in resmi internet sitesi üzerinden yapılan açıklamada, sivillerin yaşadığı tüm bölgelerde derhal ve koşulsuz ateşkes çağrısında bulunulurken çatışmaların devam etmesinin başkenti ve tüm ülkeyi daha da istikrarsızlaştıracağına karşı uyarı yapıldı.

UNSMIL açıklamada ayrıca sükûnet ve arabuluculuk amaçlı tüm çabalara tam destek verdiğini ve Libyalıların can ve mal güvenliği ile istikrarın korunması amacıyla çatışmaların sona erdirilmesi ve diyaloğun kolaylaştırılması için iyi niyet misyonunu yerine getirmeye hazır olduğunu vurguladı.

Öte yandan polis, el-Cedide Hapishanesi yakınlarında devam eden çatışmaların mahkumlar arasında korku ve paniğe neden olduğunu belirtti. Yapılan basın açıklamasında, çoğu ağır cezalı olmak üzere çok sayıda mahkûmun kaçmayı başardığı belirtildi.

Suk el-Cuma’nın ileri gelenleriyle bir araya gelen Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi, Başkanlık Konseyine bağlı bir medya platformu tarafından yayınlanan açıklamasında, başkentte toplumsal barışın korunmasının taviz verilemeyecek ortak bir sorumluluk olduğunu ve devlet kurumlarının siyasi gerilimlerden uzak durması gerektiğini söyledi. Menfi, mevcut sürecin en yüksek derecede bilgelik ve ulusal disiplin gerektirdiğini, iç cepheyi birleştirmeyi ve kapsayıcı bir ulusal proje etrafında toplanmayı ve ‘kaos savunucularının’ önünü kesmeyi gerektirdiğini de sözlerine ekledi.

Diğer taraftan UBH, bu gece yaşanan olaylar ve devam eden çatışmalar hakkında yorum yapmaktan kaçındı.