George Washington’tan Trump’a kadar eski ABD başkanların karıştığı 15 skandal

George Washington
George Washington
TT

George Washington’tan Trump’a kadar eski ABD başkanların karıştığı 15 skandal

George Washington
George Washington

Tarihi bir emsalde, New York jürisi porno yıldızı Stormy Daniels’e 2016 seçimlerinden önce ödenen 130 bin dolarlık ‘sus payıyla’ ilgili davada eski Başkan Donald Trump’ı suçladı ve böylece Trump ABD tarihinde suçlamalarla itham edilen ilk ABD başkanı oldu.
Trump’ın, önümüzdeki Salı günü ilk kez mahkeme huzuruna çıkması bekleniyor.
Mahkemede, Trump’ın masum veya suçlu olduğu yönünde ne karar verileceği henüz bilinmese de, Beyaz Saray daha önce de benzer skandallara sahne oldu.
Oval Ofis’i elinde tutan başkanlardan yaklaşık üçte biri (46 tanesi), cinsel suistimalle, ilişki iddiasıyla ya da evlilik dışı çocuk sahibi olmakla suçlandı.
Trump’ın hikayesinin yanı sıra ABD eski Başkanı George Washington döneminden günümüze kadar başkanlık tarihinde yaşanan 15 skandal şunlar;

George Washington
Ülkenin ilk başkanı olan Washington’un, Virginia’da ailesi için çalışan Venüs adında bir kadından çocuk sahibi olduğu iddia edildi.
The New York Times gazetesinde 1999’da yer alan habere göre, Venüs’ün torunları, Washington’ın soyundan geldiklerini kanıtlamak için DNA testi yaptırmak istedi.

Thomas Jefferson
ABD’nin üçüncü başkanı Jefferson da görevdeki ilk döneminde bir köle olan Sally Hemings'ten çocuk sahibi olmakla suçlandı.
1998’de yapılan bir DNA testi, Hemings’in iki torununu Jefferson ile ilişkilendirdi.

Andrew Jackson
Jackson, Rachel Donelson Robards ile evliliği nedeniyle eleştirildi. Çünkü, Rachel Jackson'la evlendiğinde ilk kocasından yasal olarak boşanmamıştı ve zina yapmakla suçlandılar.

William Henry Harrison
Tarihin en kısa başkanlık dönemini geçiren, sadece 32 gün görevde kalan Harrison’un kölelerinden biri olan Dilsia ile ilişkisi olduğuna inanılıyor.
Eski başkanın, Dilsia’dan altı çocuğu olduğu iddia edildi.

John Tyler
Washington Post’a göre, Harrison'ın ölümünden sonra yerine geçen Tyler, Virginia’daki kölelerinden birinin babası olmakla suçlandı. 

James Garfield
Kısa ömürlü bir başkan olan Garfield’ın, 1862’de İç Savaş’ta generalken evlilik dışı bir ilişki yaşadığı iddia edildi.

Grover Cleveland
Oval Ofis’te art arda iki dönem görev yapan Cleveland, Beyaz Saray için yaptığı ilk kampanya sırasında bir skandalla karşılaştı.
Buffalo Evening Telegraph gazetesine göre, Cleveland başkanlığa aday olmadan 10 yıl önce  Maria Halpin adlı bir kadından çocuğu oldu.
Çocuk başka bir aile tarafından evlat edinilirken, Halpin bir psikiyatri merkezine gönderildi.
Halpin, Cleveland ile olan ilişkisinin rızaya dayalı olmadığını söyleyerek tecavüze uğradığını iddia etti.
Cleveland ise bu iddiaları yalanladı ve başkanlığı kazandı. O sırada başkanlık kampanyasını ilişkinin evliliğinden önce gerçekleştiğini söyleyerek savundu.

Warren Harding
ABD’nin 29. başkanı olan Harding’in, görevdeyken sekreter Nan Britton ile bir ilişki yaşadığı ve ondan bir çocuğu olduğuna inanılıyor.
Harding, görev süresi sona ermeden önce hayatını kaybetti. 1923’te öldüğünde, karısı Florence’ın onu zehirlediği söylendi.
Yakın zamanda yapılan bir DNA testi, Britton’ın kızı Elizabeth Ann Blaesing’in gerçekten de Harding’in biyolojik çocuğu olduğunu gösterdi.

Franklin Roosevelt
BuzzFeed’e göre, Roosevelt’in eşi Eleanor’un sekreteri Lucy Mercer ile uzun süreli bir ilişkisi vardı.
Eleanor, Roosevelt’in çantasında Mercer’den gelen aşk mektuplarını buldu. Eleanor daha sonra kocasına boşanma teklif etti. Ancak Roosevelt’in Mercer’den uzak duracağına söz vermesi üzerine evliliklerine devam ettiler.

Dwight Eisenhower
Eisenhower’ın başkanlığı öncesinde, henüz Tümgeneral iken kadın şoförü Kay Summersby ile uzun bir ilişkisi vardı.
Eski Başkan Harry Truman’ın bir yazara anlattığına göre, Eisenhower, 1945’te General George Marshall’dan Summersby ile evlenmek amacıyla eşinden boşanmak için izin istedi, ancak bu reddedildi.

John F. Kennedy
Kennedy, özellikle film yıldızı Marilyn Monroe ile olan ilişkisi hakkında bir dizi yankı uyandıran söylentiye maruz kaldı.

Lyndon Johnson
BuzzFeed’e göre, Johnson’ın, Madeline Brown ile 21 yıla yayılan bir ilişki de dahil olmak üzere bir dizi ilişkisi olduğu biliniyor.
Johnson’ın biyografi yazarına göre, insanlar Kennedy’nin birçok ilişkisi olduğundan bahsettiğinde, Johnson masaya vurup, Kennedy’den daha fazla ilişkisi olduğunu söylerdi.

George Bush
Bush, biri 1960’lı yıllarda, ikincisi ise yönetimi sırasında Beyaz Saray çalışanı olan kadınlar başkan ile ilişkileri olduklarını iddia etti. Ancak eski başkan bu iddiaları reddetti.

Bill Clinton
Clinton’ın kadınlarla ilişkileri ve kendisine yönelik cinsel suistimal iddiaları, Trump’tan önce yakın geçmişte en çok ses getiren skandallardan biriydi.
Paula Jones, Gennifer Flowers, Kathleen Willey, Elizabeth Ward Gracen ve Juanita Broaddrick isimli kadınlar Clinton’a karşı cinsel suistimal suçlamaları yöneltmiş olsa da, en yüksek profilli skandal, Beyaz Saray stajyeri Monica Lewinsky ile olan ilişkisiydi.

George W. Bush
BuzzFeed’e göre, George W. Bush, intihar eden Teksaslı bir kadına tecavüz etmekle suçlandı.
Ayrıca eski bir striptizci Tammy Phillips ile 1999’da sona eren 18 aylık bir ilişki yaşadığı da iddia edildi.



Gazze savaşı nedeniyle gerginliğin arttığı bir ortamda Merz ilk ziyaretini gerçekleştirmek üzere İsrail'e geldi

Almanya Başbakanı Friedrich Merz'in Tel Aviv Havalimanı'na varış anı (DPA)
Almanya Başbakanı Friedrich Merz'in Tel Aviv Havalimanı'na varış anı (DPA)
TT

Gazze savaşı nedeniyle gerginliğin arttığı bir ortamda Merz ilk ziyaretini gerçekleştirmek üzere İsrail'e geldi

Almanya Başbakanı Friedrich Merz'in Tel Aviv Havalimanı'na varış anı (DPA)
Almanya Başbakanı Friedrich Merz'in Tel Aviv Havalimanı'na varış anı (DPA)

İsrail gazetesi Yediot Aharonot’un internet sitesi Ynet, dün yayımladığı haberinde Almanya Şansölyesi Friedrich Merz’in görevine başladıktan sonraki ilk resmi ziyaretini İsrail’e gerçekleştireceğini bildirdi.

Habere göre Merz, bugün (pazar) İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile bir araya gelecek.

Öte yandan İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar, X platformundaki paylaşımında Almanya’yı İsrail için ‘önemli bir ortak’ olarak niteledi. Saar, iki ülke ilişkilerinin sürekli geliştiğini belirterek Merz’in ziyaretinin bu ilişkilerin güçlenmesine katkı sağlayacağını ifade etti.

Saar ayrıca, Almanya’nın geçen hafta ilk kez kendi topraklarında İsrail’e ait Arrow balistik füze savunma sistemi bataryası konuşlandırdığını hatırlattı.

Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığına göre Almanya Şansölyesi Friedrich Merz’in İsrail’e yaptığı ilk ziyarette, Berlin’in Gazze Şeridi’ndeki İsrail saldırılarına ve işgal altındaki Batı Şeria’daki şiddete yönelik son dönemdeki itirazlarına rağmen iki ülke arasındaki ‘özel’ ilişkiyi güçlendirmeyi hedeflediği bildirildi.

Merz, Ürdün’ün Akabe kentinde Kral 2. Abdullah ile yaptığı iki saatlik kısa görüşmenin ardından İsrail’e geçti. Şansölyenin bugün İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile görüşmesi planlanıyor.

Ziyaret, Gazze Şeridi’nde savaşın başlamasından bu yana iki yılı aşkın süredir uluslararası alanda yalnızlık yaşayan Netanyahu açısından dikkate değer bir gelişme olarak değerlendiriliyor.

Savaşa ve yarattığı sonuçlara rağmen Almanya Hükümet Sözcü Yardımcısı Sebastian Hille cuma günü yaptığı açıklamada, ‘Almanya-İsrail ilişkilerinin sağlam, yakın ve güvene dayalı’ olduğunu vurguladı.

Almanya, İsrail’e güçlü destek veriyor ve bunu Nazi dönemindeki Yahudi soykırımı nedeniyle taşıdığı tarihi sorumlulukla açıklıyor. Merz’in bugün, Nazi Almanya’sı tarafından öldürülen Yahudi kurbanların anısını yaşatan Yad Vashem Anma Merkezi’ni ziyaret etmesi bekleniyor.

Bununla birlikte Berlin, Gazze Şeridi’ndeki insani durumun ağırlaşmasıyla birlikte son aylarda İsrail’e yönelik söylemini sertleştirdi.

Geçtiğimiz ağustos ayında Merz, İsrail’in kuşatma altındaki ve büyük ölçüde yıkıma uğramış Gazze Şeridi’ndeki askeri operasyonlarını yoğunlaştırmasına tepki olarak, Almanya’nın İsrail’e silah ihracatına kısmi kısıtlama getirme kararı almış ve bu adım ülkede siyasi tartışmaya yol açmıştı.

‘Söylem farklılığı’

Hükümet Sözcü Yardımcısı Sebastian Hille, iki ülke arasındaki ‘söylem farklılığına’ dikkat çekti.

Şansölye ile İsrail Başbakanı’nın bugün Gazze Şeridi’nde yaklaşık iki ay önce yürürlüğe giren ateşkesin ikinci aşamasına geçiş için yürütülen çabaları ele alması bekleniyor.

Bu anlaşma, İsrail ile Hamas’ın neredeyse her gün karşılıklı ihlal suçlamaları yöneltmesi nedeniyle hâlâ kırılgan. Bu durum, ABD Başkanı Donald Trump’ın savaşın sona erdirilmesi ve Gazze Şeridi’nin yeniden inşasını öngören planının tam olarak uygulanıp uygulanamayacağına ilişkin soru işaretlerini artırıyor.

Hille cuma günü, ‘yerleşimci şiddetinde büyük artış’ yaşandığını belirterek, bu durumu tekrardan kınadı ve İsrail hükümetine ‘yerleşim inşasını durdurma’ çağrısını yineledi.

Geçtiğimiz ağustos ayında açıklanan silah ihracatı kısıtlaması, Netanyahu hükümetinden sert tepki çekmişti. İsrail yönetimi, geleneksel müttefiki Almanya’yı bu adımla ‘Hamas terörünü ödüllendirmekle’ suçlamıştı.

Şansölye Merz’in, kararını İsrail Başbakanı’na telefonla bildirmesi sırasında ‘tartışmanın alevlendiği’ bildirildi.

Ancak Alman solunun radikal kanadındaki Die Linke partisine bağlı Rosa Luxemburg Vakfı’nın Tel Aviv Ofisi Direktörü Gil Shohat, AFP’ye yaptığı değerlendirmede, bunun iki lider arasındaki ‘söylemsel bir ayrışmadan’ öteye gitmediğini söyledi.

Öte yandan Alman ordusunun çarşamba günü İsrail dışında ilk kez konuşlandırılan Arrow füze savunma sisteminin ilk bölümünü faaliyete geçirmesi, Almanya’nın uzun vadeli güvenliği açısından İsrail’e duyduğu bağımlılığın boyutunu ortaya koydu.

Berlin ayrıca son dönemde, insansız hava araçlarına (İHA) karşı savunmasını güçlendirmesi konusunda İsrail’den aldığı desteğe dikkat çekti.

Yüksek beklentiler

Almanya’nın Eurovision Şarkı Yarışması’na İsrail’in katılımına onay vermesi, perşembe günü alınan kararla ülkede geniş destek görürken, bazı diğer ülkelerde boykot çağrılarını tetikledi.

Gil Shohat, Almanya Şansölyesi’nin Gazze’de savaş suçları ve insanlığa karşı suç işlediği şüphesiyle Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) tarafından aranan Binyamin Netanyahu’yu ziyaret etmesini, ‘normalleşmemesi gereken bir durumda olumsuz bir normalleşme işareti’ olarak değerlendirdi.

Friedrich Merz, şubat ayı sonunda parlamentoyu kazandıktan hemen sonra yaptığı açıklamada, UCM’nin hakkındaki yakalama kararına rağmen Netanyahu’nun Almanya’yı ziyaret edebileceğini söylemişti.

Ancak Şansölyelik makamı daha sonra bu meselenin ‘şu anda gündemde olmadığını’ bildirdi.

Konrad Adenauer Vakfı’nın Kudüs Ofisi Direktörü Michael Rimmel ise AFP’ye yaptığı açıklamada, Netanyahu’nun Berlin’den ‘sürekli bir destek işareti’ beklediğini ve kendisinin şu anda ‘yüksek beklentilere’ sahip olduğunu söyledi.

Öte yandan Rimmel’e göre Berlin’in son aylarda yaptığı çağrılar, Donald Trump’ın ‘daha güçlü etkisi’ karşısında sınırlı kalıyor. Rimmel, Trump’ın Gazze’de ateşkes sağlanması için İsrail’i baskı altına alabilen ‘tek aktör’ olduğunu belirtti.


ABD Savaş Bakanı: Tıpkı diğerleri gibi nükleer silah testleri yapacağız

ABD Savaş Bakanı Pete Hegseth (Reuters)
ABD Savaş Bakanı Pete Hegseth (Reuters)
TT

ABD Savaş Bakanı: Tıpkı diğerleri gibi nükleer silah testleri yapacağız

ABD Savaş Bakanı Pete Hegseth (Reuters)
ABD Savaş Bakanı Pete Hegseth (Reuters)

ABD Savaş Bakanı Pete Hegseth, dün akşamı yaptığı açıklamada, ABD'nin nükleer silahlar ve bunların fırlatma sistemleri üzerinde "tıpkı herkes gibi" testler yapacağını duyurdu; bu açıklama açıkça Rusya'ya atıfta bulunuyordu.

Kaliforniya'daki bir savunma forumunda konuşan Hegseth, ABD'nin Tayvan ile ilgili mevcut durumu değiştirmeye çalışmadığını da belirtti.

Bakanlığının, Başkan Donald Trump'ın Pasifik bölgesinde güçlü bir konumdan müzakere edebilmesini sağlamak için çalışacağını belirten Hegseth, ABD yönetiminin Hint-Pasifik bölgesindeki müttefiklerinin savunma bütçelerini artırmaları konusunda iyimser olduğunu kaydetti.

ABD Savunma Bakanı, İsrail, Güney Kore, Polonya ve Almanya'yı "ideal müttefikler" arasında sayarken, kolektif savunma konusunda harekete geçmeyen müttefiklerin vahim sonuçlarla karşı karşıya kalacağını vurguladı.


İsrail Cumhurbaşkanı: Trump'ın Netanyahu'ya af talebine saygı duyuyorum, ancak biz egemen bir devletiz

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, geçtiğimiz ekim ayında Ben Gurion Havalimanı'nda ABD Başkanı Donald Trump ile İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog’un arasında, (AP)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, geçtiğimiz ekim ayında Ben Gurion Havalimanı'nda ABD Başkanı Donald Trump ile İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog’un arasında, (AP)
TT

İsrail Cumhurbaşkanı: Trump'ın Netanyahu'ya af talebine saygı duyuyorum, ancak biz egemen bir devletiz

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, geçtiğimiz ekim ayında Ben Gurion Havalimanı'nda ABD Başkanı Donald Trump ile İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog’un arasında, (AP)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, geçtiğimiz ekim ayında Ben Gurion Havalimanı'nda ABD Başkanı Donald Trump ile İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog’un arasında, (AP)

İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, ABD Başkanı Donald Trump'ın Başbakan Binyamin Netanyahu'nun yolsuzluk davasında affedilmesi gerektiği yönündeki görüşüne saygı duyduğunu söyledi, ancak "İsrail egemen bir devlettir" diyerek ülkenin hukuk sistemine saygı duyduğunu vurguladı.

Herzog, Politico haber sitesine verdiği demeçte, "Herkes, önleyici bir affın davanın esasına göre değerlendirilmesi gerektiğini anlıyor" dedi.

Şarku'l Avsat'ın The Times of Israel'den aktardığına göre şöyle devam etti: "İncelenmesi gereken birçok konu var. Bir yandan kanun önünde tam eşitlik, diğer yandan her bir davanın kendine özgü koşulları."

Trump'ın Netanyahu için tekrar tekrar yaptığı af çağrılarına atıfta bulunarak, "Başkan Trump'ın dostluğuna ve görüşüne saygı duyuyorum" ifadesini kullandı.

Sözlerini şöyle tamamladı: "Çünkü Gazze'deki rehinelerimizi geri getirmesini istediğimiz ve bu rehineleri geri getirmek ve BM Güvenlik Konseyi kararını geçirmek için cesurca muazzam bir adım atan aynı Başkan Trump'tır. Ancak İsrail elbette egemen bir devlettir ve İsrail hukuk sistemine ve gerekliliklerine tam saygı duyuyoruz."

Trump, ekim ayında İsrail'e yaptığı ziyarette, Kudüs'teki parlamentoda yaptığı konuşmada Herzog'u başbakanı affetmeye çağırdı. Netanyahu, 2019'dan beri iş adamlarından yaklaşık 700 bin şekel (211.832 dolar) değerinde hediye aldığı iddiaları da dahil olmak üzere, üç davayla karşı karşıya. İsrail cumhurbaşkanının büyük ölçüde törensel bir rol üstlenmesine rağmen, Herzog istisnai durumlarda cezai suçlardan hüküm giymiş kişileri affetme yetkisine sahip.

2020'de başlayan Netanyahu'nun davası hâlâ devam ediyor ve tüm suçlamalardan masum olduğunu savunuyor. Başbakan davayı, sol tarafından demokratik olarak seçilmiş bir sağcı lideri devirmek için düzenlenen siyasi amaçlı cadı avı olarak nitelendirdi.

Netanyahu geçtiğimiz ayın sonunda, yıllardır süren yolsuzluk davasında Herzog'dan resmen af ​​talep etti ve cezai sürecin İsrail'i yönetme yeteneğini engellediğini ve af talebinin, ulusal çıkarlara hizmet edeceğini savundu.

Ülkenin kuruluşundan bu yana İsrail'de en uzun süre başbakanlık yapan Netanyahu, uzun süredir rüşvet, dolandırıcılık ve güveni kötüye kullanma suçlamalarını reddediyor.