Suriye’nin kuzeybatısında meydana gelen doğal afetler Suriyelilerin trajedisini derinleştiriyor

Suriye’nin kuzeybatısı son 50 gün içinde 3 doğal afete tanık oldu.

Halep’in kuzeyinde, Cinderes kırsalındaki bir sığınma merkezindeki çadırlar sert rüzgarlar nedeniyle yıkıldı. (Şarku’l Avsat)
Halep’in kuzeyinde, Cinderes kırsalındaki bir sığınma merkezindeki çadırlar sert rüzgarlar nedeniyle yıkıldı. (Şarku’l Avsat)
TT

Suriye’nin kuzeybatısında meydana gelen doğal afetler Suriyelilerin trajedisini derinleştiriyor

Halep’in kuzeyinde, Cinderes kırsalındaki bir sığınma merkezindeki çadırlar sert rüzgarlar nedeniyle yıkıldı. (Şarku’l Avsat)
Halep’in kuzeyinde, Cinderes kırsalındaki bir sığınma merkezindeki çadırlar sert rüzgarlar nedeniyle yıkıldı. (Şarku’l Avsat)

Suriye’nin kuzeybatısında yaşayan yaklaşık 4,5 milyon Suriyeli, 50 gün içerisinde çeşitli doğal afetlere maruz kaldı. Halkta, geriye yaşanmayan bir tek yanardağı patlaması olduğu yorumarı yapılmaya başlandı.
Kuzeybatı bölgelerini 6 Şubat’ta vuran çifte deprem felaketi, yaşanan ürkütücü olaylarla Suriyelileri en çok etkileyen ilk doğal afet oldu. Depremde binlerce kişi yaşamını yitirirken binlercesi de evinden oldu. 19 Mart’taki şiddetli sağanak, son olarak da iki gün önce fırtına ve kuvvetli rüzgarlar geldi. Bu felaketler evsizlerin çadırlarını kaybetmesine ve halihazırda zarar görmüş kişilerin daha fazla acı yaşamasına neden oldu. Felaketlerde yaşamını yitirenler oldu.
50 yaşındaki Ebu Cemil ve küçük kızı, yüzlerinde üzüntü, keder ve ıstırap belirtileriyle, yıkıcı depremden sonra sığınakları olan Cinderes-Afrin’deki bir sığınma merkezinde kurdukları çadırlarının şiddetli rüzgarların ardından toparlamaya çalışıyor.
Ebu Cemil açıklamasında şunları söyledi:
“Artık afetlerin yükünü taşıyamıyoruz. Son anda canlı çıktığımız deprem felaketi ve evlerimizin yıkılmasından bu yana, felaket üstüne felaket yaşıyoruz. Bu musibetlerden sonra Allah’a sığınmaktan başka çaremizin kalmadığı bir zamanda, en son şiddetli rüzgarlar da çadırlarımızı uçurdu.”
İdlib’in kuzeyindeki Harem şehrinden 40 yaşındaki Muhammed de Suriyelilerin geldiği durumu şöyle aktardı:
“Başımıza gelmeyen sadece yanardağ patlaması kaldı. Deprem sevdiklerimizi aldı ve evlerimizi ve kalplerimizi yerle bir etti. Sonra sel geldi, sığındığımız çadırlarımızı sular altında bıraktı. Şimdi ise bölgeyi vuran şiddetli rüzgarlar çadırlarımızı uçurduktan sonra açıkta kaldık.”
Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre Suriye Sivil Savunması (Beyaz Miğferler) tarafında yapılan açıklamalarda şu ifadelere yer verildi:
“Şiddetli rüzgar fırtınası, Batenta köyündeki Havice kampında bir çocuğun, Korin köyünde de bir adamın ölümüne yol açtı. Eriha şehrinde çatlak duvarların çökmesi sonucu genç bir adam ve bir kız yaralandı.  Batenta ve Sermin köylerinden iki çocuğun yanı sıra Muhambel’de bir duvarın çökmesi, bir kişinin yaralanmasına neden oldu. Şiddetli rüzgarın bir çadırı yerinden sökmesi ve çadırın demir direğinin çarpması sonucu bir kadın yaralandı.”
Suriye’nin kuzeybatısındaki insani durumu izleme konusunda uzmanlaşmış olan Suriye Müdahale Koordinatörleri ekibi tarafından yayınlanan bir rapora göre fırtınadan, İdlib ve Halep kırsalındaki yıkıcı depremden etkilenenlerin kaldığı 49’dan fazla kamp ve 11 sığınma merkezindeki 8 bin 526’sı kadın ve 16 bin 439’u çocuk olmak üzere yaklaşık 31 bin 644 bin kişi etkilendi. Şiddetli rüzgarın çadırları uçurup parçalaması üzerine yaklaşık 3 bin 864 bin kişi farklıı yerlere sığınmak zorunda kaldı. Yaklaşık 467 çadır tamamen, bin 328 bin çadır ise kısmen hasar gördü.
Suriye Müdahale Koordinatörleri’nin raporlarına göre 19 Mart’ta bölgeyi etkisi altına alan sağanak yağışlar nedeniyle, yıkıcı depremden etkilenenleri barındırmaya yönelik kurulan 53’ten fazla merkezde, 11 bin 457 bini ve 13 bin 566’sı çocuk olmak üzere 33 bin 742’den fazla kişi zarar gördü. Tamamen hasarlı çadır sayısı 514, kısmen hasarlı bin 44 olarak kaydedildi.
Suriye İnsan Hakları Ağı tarafından salı günü yayınlanan bir rapora göre 6 Şubat 2023 pazartesi günü şafak vakti Suriye’nin kuzeybatısını vuran yıkıcı deprem felaketinde, Suriye’nin kuzeybatısındaki muhalif bölgelerde 4 bin 191 kişi, Suriye rejimi tarafından kontrol edilen bölgelerde 394 kişi yaşamını yitirdi.



Polis şiddeti iddiası Tunus sokaklarını karıştırdı

Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)
Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)
TT

Polis şiddeti iddiası Tunus sokaklarını karıştırdı

Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)
Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)

Tunus’ta bir adamın polis kovalamacasının ardından ailesinin ifadesine göre kendisine uygulanan şiddet sonucu hayatını kaybetmişti. Reuters'a konuşan görgü tanıkları, Tunus polisi ile bir kişinin uğradığı şiddet sonucu hayatını kaybetmesini protesto eden öfkeli gençler arasında dün gece üst üste ikinci kez çatışmaların çıktığını söylediler.

Tunus’taki bu tür şiddetin karıştığı protesto gösterileri, ülkede 2011 yılındaki Arap Baharı ayaklanmalarını tetikleyen devrimin yıl dönümü yaklaşırken yetkililer arasında protestoların diğer bölgelere de sıçrayabileceği endişesini artırıyor.

Tunus, çeşitli alanlarda artan protestolar ve grevlerin yanı sıra Tunus Genel İşçi Sendikası'nın gelecek ay ülke çapında grev çağrısı yapmasıyla birlikte, siyasi ve sosyal gerilimin tırmandığı bir dönemden geçiyor.

Son haftalarda, binlerce protestocu, ülkenin güneydeki Gabes kentinde hava kirliliğinin başlıca kaynağı olduğunu söyledikleri bir kimya fabrikasının kapatılması talebiyle protesto gösterisi düzenledi.

Öte yandan polis şiddeti sonucu öldüğü iddia edilen adamın yakınları, şahsın ehliyetsiz motosiklet sürerken polis tarafından takibe alındığı, dövüldüğü ve hastaneye kaldırıldığını, ancak daha sonra hastaneden kaçtığını, ancak dün kafasındaki bir kanama nedeniyle hayatını kaybettiğini söyledi.

Olayla ilgili henüz resmi bir açıklama yapılmadı.

Yerel kaynaklar ve basın, Kayravan Valisi’nin durumu yatıştırmak amacıyla, dün hayatını kaybeden kişinin ailesini ziyaret ettiğini ve hangi şartlarda öldüğünü belirlemek ve sorumluları tespit etmek için soruşturma açma sözü verdiğini bildirdi.

İnsan hakları örgütleri, Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'i muhaliflerini bastırmak için yargı ve polisi kullandığını iddia ediyor. Ancak Cumhurbaşkanı Said, hakkındaki bu suçlamaları kategorik olarak reddediyor.


(Video haber) Avustralya'da Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında silahlı saldırı: En az 10 ölü

Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
TT

(Video haber) Avustralya'da Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında silahlı saldırı: En az 10 ölü

Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.

Avustralya'nın Sidney kentinde bir plajda Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında meydana gelen silahlı saldırıda en az 10 kişi öldü, çok sayıda  kişi yaralandı. İsrail gazetesi Yedioth Ahronoth'a göre olay sırasında yaklaşık 2 bin kişi panik içinde tahliye edildi ve birçoğu sığınaklara sığındı.

Öte yandan Avustralya polisi tarafından bugün yapılan açıklamada, olay nedeniyle Bondi Plajı'ndan uzak durulması çağrısı yapıldı. Polis daha sonra, silahlı saldırının ardından iki kişinin gözaltına alındığını duyurdu.

Şarku’l Avsat’ın Fransız Haber Ajansı AFP’den aktardığı  habere göre bir görgü tanığı, ‘siyah giysili iki kişinin’ plajda ateş açtığını söyledi.

dfgthy
Avustralya medyasında yayınlanan, saldırganlardan birine ait bir fotoğraf.

Avustralya medyası tarafından yayınlanan saldırganlardan birinin fotoğrafı

Öte yandan İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, saldırıyı ‘Yahudilere yönelik acımasız bir saldırı’ olarak nitelendirerek kınadı.

uı89o
Kurtarma ekipleri, Sidney sahilinde meydana gelen silahlı saldırının ardından yaralı bir kişiyi taşıyor (AP)

Herzog, açıklamasında şunları söyledi:

“Sidney'deki kardeşlerimiz, Bondi Plajı'nda Hanuka'nın ilk mumunu yakmaya giden Yahudilere yönelik acımasız bir saldırıda kötü niyetli teröristler tarafından saldırıya uğradı.”

Görgü tanıkları, kutlamaya katılanların saldırı mahallinden panik halinde kaçtıklarını söylerken yerel medya, silahlı saldırganların olay yerinden kaçtığını ve yetkililerin yoğun bir arama çalışması yürüttüğünü bildirdi.


Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
TT

Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)

Hamas, bugün (pazar) yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi üzerinde her türlü vesayet ve manda uygulamasını reddettiğini duyurdu. Hareket, yayımladığı bildiride, “Gazze’ye yönelik her türlü vesayet ve mandayı reddediyoruz. İşgal altındaki topraklarımızın herhangi bir karışı üzerinde de vesayeti kabul etmiyoruz; zorla yerinden etme girişimleri ve Gazze’nin yeniden mühendisliğine yönelik çabalarla uyumlu adımlara karşı uyarıyoruz” ifadelerini kullandı.

Açıklamada, “Ulusal birliğin sağlanması ve ulusal uzlaşı inşa edilmesi için seferber olunması, işgalin ve onu destekleyenlerin planlarıyla yüzleşmenin tek yoludur” denildi.

Hamas, arabuluculara ve ABD yönetimine de çağrıda bulunarak, İsrail’e baskı yapılmasını, anlaşmanın maddelerini uygulamaya zorlanmasını ve anlaşmaya yönelik süregelen ve sistematik ihlallerinin kınanmasını talep etti.

gth
Trump'ın planına göre Gazze'den çekilmenin aşamalarını gösteren harita (Beyaz Saray)

Öte yandan dün İsrailli yetkililer, ABD yönetiminin Gazze’de savaşı sona erdirmeyi hedefleyen planın ikinci aşamasını şekillendirmek üzere çalıştığını ve çok uluslu uluslararası bir gücün gelecek aydan itibaren Gazze’de göreve başlamasının planlandığını açıkladı.

Şarku’l Avsat’ın İsrail Kamu Yayın Kurumu’ndan (Kan 11) aktardığı habere göre Amerikalı yetkililer bu bilgileri son günlerde yapılan görüşmelerde İsrailli muhataplarına iletti.

ABD planına göre, barış komitesinin başkanlığını Birleşmiş Milletler’in eski Orta Doğu Özel Temsilcisi Nikolay Mladenov’un üstlenmesi, Gazze’de konuşlandırılması öngörülen uluslararası gücün komutasının ise bir ABD’li general tarafından yürütülmesi öngörülüyor.

Amerikalı yetkililere göre söz konusu gücün; güvenlik istikrarının korunması, geçiş sürecinin güvence altına alınması ve askeri operasyonların durmasının ardından Gazze’de yeni siyasi ve idari düzenlemelere zemin hazırlanması gibi görevler üstlenmesi planlanıyor.