Rusların Suriye'deki etkisinde düşüşüne tanık olunuyor

Hava saldırıları, DEAŞ saldırılarının artmasını engelledi.

Rus askeri devriyesi. (SOHR)
Rus askeri devriyesi. (SOHR)
TT

Rusların Suriye'deki etkisinde düşüşüne tanık olunuyor

Rus askeri devriyesi. (SOHR)
Rus askeri devriyesi. (SOHR)

Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR) dün, Beşşar Esed rejimini savunmak için ülkedeki savaşa katılımının 90’ıncı ayını dolduran Rus kuvvetlerinin Suriye'deki en önde gelen hareketlerine ilişkin yürütülen izlenimlerin sonucunu yayınladı. Buna göre Rusya’nın etkisinde ve hızında düşüş yaşandığı tespitinde bulundu.
Sekizinci yılın ilk ayı, birkaç olayı içeren birçok Rus müdahalesine tanık oldu. Suriye'nin kuzeybatısında, özellikle Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın üzerinde anlaşmaya vardığı gerilimi azaltma bölgesi içinde, Rus savaş uçakları tarafından herhangi bir hava saldırısı tespit edilmezken 18 Mart'ta üst düzey bir Rus subayının Menbiç kırsalına geldiği bildirildi. Rejimin Yedinci Tümeni'ne askeri ve savaş deneyimi olan yaklaşık 30 subay seçildi. Heyetu Tahriru’ş Şam'ın rejim güçlerinin mevzilerine yönelik saldırılarının artmasının ardından İdlib cephelerine kadar onlara ağır teçhizatıyla eşlik etti ve yerlerine Birinci Tümen mensuplarını koydu.
Rusya'nın savaşa girişinin 90’ıncı ayında ülkenin kuzeydoğusunda Rus kuvvetleri ve Türk kuvvetleri beş ortak devriye gerçekleştirdi. Bunlardan üç tanesi Halep vilayetine bağlı Ayn el-Arab (Kobani) kırsalında, iki tanesi Haseke vilayetine bağlı Derbesiye kırsalında yapıldı.
Rus kuvvetleri, ülkenin kuzeydoğusundaki mevzilerine çok sayıda askeri takviye getirdi. 4 Mart'ta SOHR aktivistleri, Halep şehrinden Fırat'ın doğusundaki bölgelere doğru pek çok prefabrik oda taşıyan bir Rus askeri konvoyunu izledi. 18 Mart'ta Rus kuvvetleri, Halep Valiliği'nden gelen Halep'in doğusundaki Menbiç kırsalındaki es-Saidiya'daki üslerine yeni askeri takviyeler getirdi. Kaynaklara göre takviye, otomatik tüfekler, silahlar ve lojistik malzemeler ile kapalı kutular içeren 40 uçaksavar zırhlı araçtan oluşuyordu.
Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre Rus güçleri ayrıca 27 Mart'ta, Halep'in doğu kırsalındaki Ayn al-Arab (Kobani) kırsalındaki Şirin Havalimanı'ndaki üslerine yeni askeri takviyeler getirdi. Bu takviyeler, gelişmiş bir Rus ‘Buk’ Hava Savunma Sisteminin yanı sıra 8 ‘Tochka’ (Toçka) karadan karaya füze ve radar içeriyordu. Toçka füzeleri, büyük imha kapasitesine sahip balistik silahlar olarak biliniyor.
Suriye çölünde ise Rusya'nın 90’ıncı ayı, terör örgütü DEAŞ’ın yayıldığı bölgelere ürkek baskınlar düzenleyerek Rusya'nın rejimi savunmak için savaş hattına girmesine tanık oldu. Örgüt unsurlarının eylemlerinin hız kazanmasına ve 27 sivilin, rejim güçlerinin ve ona bağlı milislerin 44'ünün öldürüldüğü kanlı operasyonlara rağmen, terörle mücadele ettiğini iddia eden Ruslar harekete geçmedi.
30 Eylül 2015 tarihinden 30 Mart 2023'e kadar Rus bombardımanından ölenlerin sayısının 21 bin 123 kişiye ulaştığı biliniyor. 8 bin 697 sivilin 2 bin 112’sini on sekiz yaş altı çocuk, bin 321’i on sekiz yaş üstü kadın ve 5 bin 264’ünü erkek oluşturuyor. Buna ek olarak DEAŞ üyesi 6 bin 201, milisler ve İslami gruplardan, HTŞ ve Türkistan İslam Partisi’nden, Arap ve yabancı uyruklu savaşçılardan 6 bin 225 kişi Rus bombardımanı sonucu öldürüldü.
Gözlemevi'ne göre Rus kuvvetleri hava saldırılarında alüminyum tozu ve demir oksitten oluşan ve yaklaşık 180 saniye yanmaya devam ettiği için yanıklara neden olan termit kullandı. Askeri uçaklar, yaklaşık 500 kg ağırlığındaki ‘RBK-500 ZAB 2.5 SM’ tipi yangın parça tesirli bombalar. 50-110 bomba arasında numaralandırılan ‘AO 2.5 RTM’ tipi küçük boyutlu anti-personel ve anti-araç içeriği taşıyor.



Lübnan Başbakanı:  İsrail ile barış görüşmelerine henüz başlamadı

Lübnan Başbakanı Nevvaf  Selam (NNA)
Lübnan Başbakanı Nevvaf  Selam (NNA)
TT

Lübnan Başbakanı:  İsrail ile barış görüşmelerine henüz başlamadı

Lübnan Başbakanı Nevvaf  Selam (NNA)
Lübnan Başbakanı Nevvaf  Selam (NNA)

Lübnan Başbakanı Nevvaf Selam, Çarşamba günü yaptığı açıklamada, İsrail ve Lübnan’dan iki sivil temsilcinin katıldığı ateşkesi izleme komitesindeki görüşmelerin henüz “barış müzakeresi” aşamasına gelmediğini belirtti.

Selam, basın mensuplarına yaptığı açıklamada, “Ateşkesi İzleme Komitesi, saldırıların durdurulması ilanının uygulanması için bir forumdur. Henüz barış müzakeresi aşamasına gelmedik” dedi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, sivil temsilcinin gönderilmesini, “İsrail ve Lübnan arasında ekonomik iş birliğinin temeli için ilk girişim” olarak nitelendirmişti.

Selam, ekonomik görüşmelerin İsrail ile normalleşme sürecinin bir parçası olacağını ve bunun ancak bir barış anlaşmasını takip etmesi durumunda mümkün olacağını vurguladı. Ayrıca, iki ülke 2002 Arap Barış Planı’na uyarsa “normalleşmenin ardından barış geleceğini” söyledi, ancak bunun şu an için uzak bir hedef olduğunu kaydetti.

Lübnan Başbakanı, ülkesinin Ateşkesi İzleme Komitesi’nin güney Lübnan’daki Hizbullah’ın silahsızlandırılmasını denetlemesine açık olduğunu da ifade etti. Selam, “Komiteye, herhangi bir endişe veya şüphe durumunda sahada doğrulama yapmaya hazır olduğumuzu ilettik. Denetlemeye açığız” dedi.


Refah’ta tünel çatışması: 4 İsrail askeri yaralandı

İsrail'in Gazze Şehri'nin doğusunda düzenlediği hava saldırılarının ardından dumanlar yükseliyor (AFP)
İsrail'in Gazze Şehri'nin doğusunda düzenlediği hava saldırılarının ardından dumanlar yükseliyor (AFP)
TT

Refah’ta tünel çatışması: 4 İsrail askeri yaralandı

İsrail'in Gazze Şehri'nin doğusunda düzenlediği hava saldırılarının ardından dumanlar yükseliyor (AFP)
İsrail'in Gazze Şehri'nin doğusunda düzenlediği hava saldırılarının ardından dumanlar yükseliyor (AFP)

İsrail ordusu, bugün  (Çarşamba) yaptığı açıklamada, Gazze’nin güney  doğusundaki Refah’ta bir tünelden çıkan militanlarla yaşanan çatışmada dört İsrail askerinin yaralandığını duyurdu. Ordudan yapılan açıklamada, yaralılardan birinin durumunun ciddi, üçünün ise orta derecede olduğu belirtildi. Olay sırasında Golani Tugayı’na bağlı bir keşif birimine militanlar tarafından tünelden ateş açıldığı bildirildi. Yaralı askerler tedavi için tahliye edilirken, ailelerine bilgi verildi.

Yerel medyaya göre en az bir militan öldürüldü ve diğerleri için arama çalışmaları sürüyor. Çatışma, İsrail’in Gazze’nin kuzeyinde Kızılhaç aracılığıyla bir rehinenin kalıntılarını teslim almasının birkaç saat sonrasında gerçekleşti.

Gazze’deki kaynaklar, Refah’ta topçu ateşi ve silahlı çatışmaların devam ettiğini bildirerek, bölgedeki güvenlik durumunun istikrarsız olduğunu ortaya koydu.

Başbakan Binyamin Netanyahu, Hamas’ı ateşkes anlaşmasını ihlal etmekle suçlayarak, İsrail’in askerlerine yönelik herhangi bir saldırıya uygun şekilde karşılık vereceğini vurguladı. Netanyahu, “Hamas ateşkes anlaşmasını ihlal ediyor ve ordumuza yönelik terör faaliyetlerine devam ediyor. İsrail, askerlerimize yönelik herhangi bir saldırıya müsamaha göstermeyecek ve buna göre yanıt verecek” dedi.


Gazze'de kış, çocukluğumdaki mutluluğun hatırasını silip süpürdü

Deyr el-Balah'ı geçen hafta sular bastı (AP)
Deyr el-Balah'ı geçen hafta sular bastı (AP)
TT

Gazze'de kış, çocukluğumdaki mutluluğun hatırasını silip süpürdü

Deyr el-Balah'ı geçen hafta sular bastı (AP)
Deyr el-Balah'ı geçen hafta sular bastı (AP)

Çocukluğumdan beri kışı hep çok sevmişimdir. Kara bulutlar gökyüzünü kapladığında ve yağmur damlaları yere düştüğünde, ailem büyükannem ve büyükbabamın evinde toplanırdı. Dedem ateşi yakarken yanına otururdum, babaannem de çaydanlığı ateşe koyardı. Bizim için kış, bir rahatlık mevsimiydi. Hiç üşümezdik.

Gündüzleri kuzenlerimle birlikte sokaklara yayılan su birikintilerinde yalınayak koşar, yağmur bizi tepeden tırnağa ıslatırken duvarların ve ağaçların ardında gizlenerek ghommemeh (saklambaç) oynardık. Annemin hastalanmadan önce içeri girmemiz için bize bağırdığını hatırlıyorum. Geceleri büyükbabam bize 1960'lardaki seyahatlerinde geçen hikayeleri anlatırdı.

Yaşım ilerledikçe kışları arkadaşlarımla daha fazla zaman geçirmeye ve mezun olduktan sonra peşinden gitmeyi umduğumuz hedeflerimiz ve geleceğe dair hayallerimiz hakkında konuşmaya başladım. Bazen Halid, Mahmud ve ben, Muhammed Hamo'nun evinde buluşurduk, artık o bir ölü; huzur içinde yatsın. Bir ateş yakıp en sevdiğimiz içeceği, yani çayı yanan odunların üzerine koyup kağıt oynardık ya da filmler ve TV dizileri izlerdik.

Evdeyken yağmur damlalarının sesi havayı doldurduğunda veya derslerimden bunaldığımda, yağmuru izlemek ve soğuk rüzgarın tadını çıkarmak için yatak odamın balkonuna çıkardım. O balkondan günbatımını izlemek gibi bir alışkanlığım vardı. Kışın manzarayı daha da harika yapan şey, sahil boyunca dönen göçmen kuşların gökyüzünde kısa süreliğine, güzel desenler çizmesiydi.

İsrail'in Gazze'yi istilası, kışla ilgili tüm güzel duygularımı yok etti. Ailem 13 Ekim 2023'te yataklarına örtecek bir şey ya da kışlık kıyafetlerini yanına almaksızın tahliye edildi. Sonrasında birkaç battaniye satın alabildik. Her birinin bize maliyeti yaklaşık 35 dolar oldu. Küçük biraderim ve ben, tek bir battaniyenin altında örtünmek zorundaydık. Birkaç hafta sonra bir okulun arka bahçesinde uyuyorduk. Kışın rüzgarı acımasızca üzerimizden geçti. Soğuktan titreyerek uyanınca sadece hafif yağmurlar yüzünden battaniyemin sırılsıklam olduğunu gördüm. O günden beri kıştan nefret ediyorum.

Binlerce aile bizimkine benzeyen deneyimler yaşadı. Birbirine dikilmiş battaniyelerden oluşan derme çatma küçük bir çadırda 14 kişilik ailesiyle birlikte yaşayan 19 yaşındaki İsmail Abed, birkaç kez sırılsıklam halde uyandı. Aile, hava koşullarından biraz uzaklaşıp soluk almak için komşularının çadırına giderdi.

Bana "UNRWA'dan çadır alana kadar ne zaman yağmur yağsa boğuluyorduk" diyen İsmail, bu çadırı da barınağı olmayan başka bir aile grubuyla paylaşmış:

Bu yeni çadır bizi yağmurdan korudu ama rüzgarın getirdiği keskin soğuk, üzerimizi örtmeye yetecek kadar battaniyemizin olmamasıyla birleşince durum gerçekten dayanılmazdı.

Kendi çadırımızda o kadar kalabalıktık ki ısınmak için ateş yakacak yerimiz yoktu. Kışın yemek pişirmek bile daha zordu. İsrail işgali, Gazze Şeridi'ne girmesini engellediği için yemek pişirecek gazımız yoktu. Yemek pişirmek için ateş yaktığımız yerin üstü örtülü değildi, bu yüzden ne zaman yağmur yağsa ateş sönerdi.

Bir çadırda yaşamak, yiyecekleri sıçanlardan ve hamamböceklerinden saklayabileceğimiz bir buzdolabına veya başka bir güvenli yere sahip olmadığımız için her gün yiyecek alışverişine çıkmamız gerektiği anlamına geliyordu. Pazardaki un veya pirinç gibi temel yiyecekleri eve getirmek için bazen yağmurda iki saate yakın yürümek zorunda kalıyorduk.

Gazze'nin kuzeyindeki dostlarımdan Muhammed Ebu el-Mehza, kış boyunca defalarca yerinden edildi. Aralık 2023'te Muhammed'in ailesi, Gazze'nin batısındaki eş-Şati kampından zorunlu bir şekilde tahliye edilince yağmurda yürüyerek Şeyh Rıdvan mahallesine gitti.

Bana "Ben de dahil tüm ailem ertesi gün hastaydı" dedi:

İlaç o kadar az ki iyileşmemiz için 10 günden fazla süre geçmesi gerekti.

23 yaşındaki Usame Adas, eylülde ailesiyle birlikte Gazze'nin kuzeyinden güneyine tahliye edildi. Güneyde kimseyi tanımıyorlardı, bu yüzden denizden yaklaşık 20 metre uzakta bir çadır kurdular. Sahilden gelen rüzgarlar geceleri iliklere işleyen bir soğuktu, bu yüzden aile kuzeye dönebilecekleri günü bekledi.

Ateşkes ilan edildiğinde Usame evine döndü ve dört katlı binalarının tamamen yıkıldığını gördü. Ailesinin dönüşüne hazırlanmak yerine, hemen güneye yürümek zorunda kaldı ve babasından çadırı kurmak için daha iyi bir yer aramasını istedi. Aile hâlâ güvenli bir sığınağa sahip olamadan, yerinden edilmiş bir halde bekliyor. Deyr el-Balah'ın doğusundaki el-Maşala bölgesindeki yeni çadırları onları yağmurdan daha iyi koruyabilse de rüzgar boşluklardan içeri sızıyor. Usame bana "Bu kış nasıl hayatta kalacağımı bilmiyorum" dedi:

Şiddetli yağmurlar henüz başlamadı ama yine de yağmur şimdiden çadırın içine giriyor.

İlk damlanın düşmesinden beri bu mevsimin bitmesi için dua ediyorum. Kış eskiden sıcaklığın, kahkahanın ve geçici güzelliklerin mevsimiydi ancak artık Gazze'de bir korku, mücadele ve tahammül zamanı haline geldi. Kış artık bir direnç hikayesi anlatıyor: Kökünden koparılan hayatları, her şeye rağmen hayatta kalmayı ve bir gün bu mevsimin eski rahatlığını beraberinde getirip Gazze'nin çocuklarının yağmurda tekrar korkmadan yalınayak koşacağı umudunu...

Independent Türkçe