BM :Soğuk Savaş'tan bu yana nükleer silah kullanılma riskinin en yüksek olduğu dönemdeyiz

Fotoğraf: Marek M. Berezowski/AA
Fotoğraf: Marek M. Berezowski/AA
TT

BM :Soğuk Savaş'tan bu yana nükleer silah kullanılma riskinin en yüksek olduğu dönemdeyiz

Fotoğraf: Marek M. Berezowski/AA
Fotoğraf: Marek M. Berezowski/AA

Birleşmiş Milletler (BM) Silahsızlanma Yüksek Temsilcisi Izumi Nakamitsu, "Soğuk Savaş'tan bu yana nükleer silah kullanılma riskinin en yüksek olduğu dönemdeyiz." dedi.
Nakamitsu, BM Güvenlik Konseyi'nde düzenlenen "Uluslararası Barış ve Güvenliğe Yönelik Tehditler" başlıklı oturumda konuştu.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in, 25 Mart'ta, Belarus'a taktik nükleer silah yerleştireceklerini duyurduğunu anımsatan Nakamitsu, tüm üye ülkelerin gerginliği artıracak ya da hataya yol açacak adımlardan kaçınması gerektiğini dile getirdi.
Nakamitsu, taraf ülkelerin Nükleer Silahların Yayılmasının Önlemesi Antlaşmasının (NPT) yükümlülüklerini yerine getirmesi gerektiğinin altını çizerek söz konusu yükümlülükler sayesinde nükleer silah kullanımı ve yaygınlaşmasının engellediğini belirtti.
Nakamitsu, "Soğuk Savaş'tan bu yana nükleer silah kullanılma riskinin en yüksek olduğu dönemdeyiz. Ukrayna'daki savaş bu riskin en vahim örneği." uyarısında bulundu.
ABD Daimi Temsilciliği adına söz alan Büyükelçi Robert Wood ise Putin'in bu kararının "Rusya'nın istikrarsızlaştırıcı ve tehlikeli davranışlarının" arttığını gösterdiğini, uluslararası hukuka ve BM Şartı'na aykırı olduğunu söyledi.
Rusya'nın meşru zemini bulunmayan "Ukrayna savaşı" çerçevesinde gerginliği artırmaya çalıştığını savunan Wood, ABD'nin Rusya'ya Ukrayna topraklarından çekilme çağrısını yineledi.
Rusya'nın BM Daimi Temsilcisi Vassily Nebenzia ise Batı dünyasının Rusya'yı haksız yere suçlayarak "tüm kötülüklerden" sorumlu tutmaya çalıştığını savundu.
Ülkesinin barış ve güvenliği tehdit etmediğini savunan Nebenzia, hiçbir yükümlülüğü ihlal etmeden Belarus ile olan işbirliklerini artırdıklarını söyledi.
Ukrayna'nın BM Daimi Temsilcisi Sergiy Kyslytsya ise Rusya'nın tüm nükleer silahsızlanma mimarisini altüst etmeye hazır olduğunu savundu.
Kyslytsya, Rusya'nın BM Şartı ve uluslararası hukuk uyarınca yükümlülüklerine yerine getirmek yerine "dünyayı nükleer kıyamete" sürüklemeye hazır olduğunu söyledi.

- Rusya'dan Belarus'a taktik nükleer silah yerleştirme kararı
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 25 Mart'ta, Belarus'a taktik nükleer silah yerleştireceklerini belirterek, "Bunu nükleer silahların yayılmasının önlenmesiyle ilgili uluslararası yükümlülüklerimizi ihlal etmeden yapacağız." ifadesini kullanmıştı.
NATO ve Avrupa Birliği (AB), Rusya'nın bu kararını "sorumsuzca" bulduklarını bildirmişti.
Ukrayna Dışişleri Bakanlığı da BM Güvenlik Konseyinin olağanüstü toplanması talebinde bulunmuştu.



Cezayir Genelkurmay Başkanı Şangariha’dan orduya operasyon övgüsü

Ziyareti sırasında muhafızlar (Savunma Bakanlığı)
Ziyareti sırasında muhafızlar (Savunma Bakanlığı)
TT

Cezayir Genelkurmay Başkanı Şangariha’dan orduya operasyon övgüsü

Ziyareti sırasında muhafızlar (Savunma Bakanlığı)
Ziyareti sırasında muhafızlar (Savunma Bakanlığı)

Ülkenin batısındaki Vahran’da bir askeri tesisi ziyaret eden Cezayir Genelkurmay Başkanı Korgeneral Said Şangariha, elde ettikleri etkileyici sonuçlar dolayısıyla silahlı kuvvetlerin kadro ve çalışanlarının performansına övgüde bulundu. 2023 yılına yönelik muharebe hazırlık programları, radikal örgütleri ve sınırlardaki kaçakçılık ağlarını takip operasyonları ve düzensiz göç grupları hakkında açıklamalarda bulundu.

Korgeneral Said Şangariha (Savunma Bakanlığı)
Korgeneral Said Şangariha (Savunma Bakanlığı)

Savunma Bakanlığı web sitesinde dün yayınlandığına göre, İkinci Askeri Bölge kadrolarına hitap eden Şangariha, silahlı kuvvetlerin tüm bileşenleri düzeyinde kadro ve çalışanların performansını takdir ettiğini söyledi. Muharebe ve operasyonel yeteneklerin gelişimine katkıda bulunma konusundaki yüksek çabalarının değerli olduğunu vurgulayan Şangariha, bilhassa muharebe hazırlık programlarının gereğince uygulanması, bu yöndeki amaçların kavranması ve içeriklere hakim olunması hususunda elde edilen etkileyici sonuçlar dolayısıyla bu takdirin hak edildiğine dikkat çekti.

 (Savunma Bakanlığı)

Yılın her mevsiminde yürütülen taktiksel tatbikatların ve harekâtların kalite düzeyine övgüde bulunan Şangariha, “Terör, organize suçlar, yasa dışı göç ve başta uyuşturucu olmak üzere her türlü kaçakçılıkla mücadele alanında kahramanlarımız önemli sonuçlar elde ediyor. Bu sonuçlar hiç kuşkusuz Cezayir topraklarının bu olumsuzluklardan arınmasını sağlayacaktır. Böylece ülkemiz kendisini her düzeyde ve her alanda istenen kalkınmayı tam olarak gerçekleştirebilecektir. Ulusal Halk Ordusu'nun son yıllarda gösterdiği ciddiyet ve etkinlik, şehitlerin emanetini muhafaza etmeye, vatanın güvenlik ve istikrarını, bağımsızlığını, toprak ve halk birliğini korumaya yetecek düzeydedir” ifadelerini kullandı.

Askeri tatbikatlar (Cezayir ordusu)
Askeri tatbikatlar (Cezayir ordusu)

Savunma Bakanlığı web sitesinde yayınlandığına göre, 2. Askeri Bölge Kurmay Komutanlığının yeni karargahının açılışını yapan Şangariha, yönetici ve kullanıcıların kendilerine emanet edilen hassas görevleri optimum ve eksiksiz bir şekilde yerine getirmelerini sağlayacak tüm imkan ve kabiliyetlere sahip tesisleri yakından inceledi.

Korgeneral Said Şangariha (Savunma Bakanlığı)
Korgeneral Said Şangariha (Savunma Bakanlığı)

Savunma Bakanlığı, Mayıs ayında, ordunun Mali ve Nijer ile paylaştığı güney sınırları başta olmak üzere birçok bölgedeki eylemlerine ilişkin bir rapor yayınladı. Radikal örgütlere bağlı onlarca unsurun ve onlara destek sağladığı düşünülen birçok kişinin, uyuşturucu satıcıları ve yasadışı göçmenlerin tutuklandığı, askeri silahlara, mühimmata ve patlayıcı maddelere el konduğunu, terörist sığınaklarının yok edildiğini de ekledi. Bu dönemde, başkentin batısında aşırılık yanlılarıyla çıkan silahlı çatışmada yüzbaşı rütbesinde bir subayın hayatını kaybettiği ifade edildi.

Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun, Vahran’daki dağda 19. yüzyılda Fransız sömürgeciliğine karşı halk mücadelesinde lider ve modern Cezayir devletinin kurucusu Emir Abdülkadir el-Cezairi’nin bir heykelinin dikilmesi için mali bir ödeneğin ayrılmasına karar verdi. Bu hususta Şangariha ise “Bu, soylu insanımızı karakterize eden, kökleri büyük ulusumuzun geleneklerine dayanan sadakat değerlerini yansıtan akıllıca bir karardır. Böylece, yapılan bu büyük fedakarlıklara sonsuza dek tanık edilecektir” açıklamalarında bulundu.

Bu yıl 26 Mayıs’ta Emir Abdülkadir el-Cezairi’nin ölümünün 140. yılı anıldı. Şangariha, Cezairi’yi kişiliği ve büyük başarıları, tüm Cezayir halkı ve tüm dünya için hala bir takdir, şükran ve gurur kaynağı olan ‘yegane kahraman’ olarak tanımladı. Sömürgeci güçlere ve adaletsizliğe karşı Cezayir direnişinin bir sembolü olduğunu, hayatını hakkı savunmaya, Cezayir ulusuna hizmet etmeye adadığını da ekledi.  


İran, Suriye hava savunmasını güçlendirmeye çalışıyor

Savunma Bakanlığı uluslararası ilişkiler yetkilisi Hamza Kalenderi (web siteleri)
Savunma Bakanlığı uluslararası ilişkiler yetkilisi Hamza Kalenderi (web siteleri)
TT

İran, Suriye hava savunmasını güçlendirmeye çalışıyor

Savunma Bakanlığı uluslararası ilişkiler yetkilisi Hamza Kalenderi (web siteleri)
Savunma Bakanlığı uluslararası ilişkiler yetkilisi Hamza Kalenderi (web siteleri)

İran Savunma Bakanlığı uluslararası ilişkiler yetkilisi Hamza Kalenderi, Tahran yönetiminin tehditlere karşı koyabilmesi için Suriye hava savunmasını orta ve uzun menzilli sistemlerle güçlendirmeye çalıştığını söyledi.

Fars haber ajansına açıklamalarda bulunan Kalenderi, “Suriye hükümeti füze savunma ve hava savunma kabiliyetlerine sahip, ancak Suriye çok çeşitli tehditlere tanık oluyor.Suriyeli kardeşlerimizle birlikte Suriye hava savunmasını çeşitli şekillerde güçlendirmeye çalıştığımızı açık ve aleni bir şekilde ilan ettik" dedi.

İşbirliği ve desteğin bazı ekipmanların güncellenmesi, taktiksel değişikliklerin yanı sıra ekipman ve silahlarda değişiklikler şeklinde olabileceğini açıkladı. Suriye'ye yönelik hava tehditlerinin doğası ışığında, orta ve uzun menziller de dahil olmak üzere çeşitli sistemler kullanarak hava savunma yeteneklerini güçlendirme çabalarının devam ettiğini vurgulayan yetkili, sistemlerin türünün zamanla açıklanacağını belirtti.


Umman, Mısır ve İran arasında arabuluculuk teklifinde bulundu

Umman Sultanı, İran Dini Lideri ile görüştü (Hamaney'in internet sitesi)
Umman Sultanı, İran Dini Lideri ile görüştü (Hamaney'in internet sitesi)
TT

Umman, Mısır ve İran arasında arabuluculuk teklifinde bulundu

Umman Sultanı, İran Dini Lideri ile görüştü (Hamaney'in internet sitesi)
Umman Sultanı, İran Dini Lideri ile görüştü (Hamaney'in internet sitesi)

Umman Sultanı Heysem bin Tarık, dün Tahran'da İran Dini Lideri Ali Hamaney ile yaptığı görüşmede, İran ile Mısır arasındaki ilişkilerin yeniden kurulması için Umman'ın arabuluculuk yapabileceğini ifade etti.

İran resmi medyasında yer alan habere göre Hamaney, Umman Sultanı'nın girişimini memnuniyetle karşılayarak, “Umman Sultanı'nın Mısır'ın İslam Cumhuriyeti ile ilişkileri yeniden başlatma arzusuna ilişkin açıklamasını memnuniyetle karşılıyoruz ve bu konuda bir sorunumuz yok" dedi.

Umman'ın Suudi Arabistan ile İran arasındaki ilişkilerin yeniden başlamasından duyduğu memnuniyete atıfta bulunan Hamaney, "Bu, Reisi hükümetinin komşu ülkeler ve bölge ile ilişkileri genişletme ve geliştirme konusundaki iyi politikasının bir sonucu olarak ortaya çıktı" dedi.

Maskat ile Tahran arasındaki ilişkilerin derinleştirilmesi çağrısında bulunan Hamaney ayrıca iki ülke yetkililerinin ilişkileri geliştirmek için anlaşmalar imzaladıklarına dikkati çekti. Hamaney, “Bu müzakerelerde önemli olan somut sonuçlara ulaşılması ve bu sonuçların ciddi şekilde takip edilmesidir” dedi.

Umman Sultanı'nın İran ziyareti öncesinde Kahire'yi ziyaret ederek Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi ile görüştüğü bildirildi. Bu ziyaretin Kahire ve Tahran arasındaki bakış açıları arasında köprü kurmayı ve iki ülke arasındaki ilişkilerin seviyesini yükseltmeyi amaçladığı ifade edildi.

Kahire'de, Şarku'l Avsat'a konuşan Mısırlı kaynaklar, ‘İran'ın iki taraf arasındaki ikili ilişkileri güçlendirme arzusuna dair verdiği sinyalleri’ olumlu karşıladıklarını dile getirdiler.

Mısır kaynakları, "Kahire, Mısır'ın bölgesel politikalarını yöneten ana siyasi belirleyicilerle tutarlı bir şekilde, İran ile ikili ilişkiler geliştirmeyi umuyor" dedi. Kaynaklar, İran'ın Mısır ile gelişen ilişkilere yönelik tekrarlanan işaretlerin ‘yankı bulduğunu’ belirtti.

Mısır eski Dışişleri Bakanı Nebil Fehmi, Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada, "Mısır'ın ilişkileri geliştirme arzusu var ve bu ilkeli bir tutum. Bu alanda tekrarlanan İran işaretlerinden anlaşılan, ilişkilerin geliştirilmesine her iki taraf da ilgi gösteriyor" ifadelerini kullandı.


Arap Birliği, küresel gıda pazarında istikrarı güçlendirme çağrısında bulundu

Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt ve BM Karadeniz Tahıl Girişimi Koordinatörü Abdullah Samad Dashti (Arap Birliği)
Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt ve BM Karadeniz Tahıl Girişimi Koordinatörü Abdullah Samad Dashti (Arap Birliği)
TT

Arap Birliği, küresel gıda pazarında istikrarı güçlendirme çağrısında bulundu

Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt ve BM Karadeniz Tahıl Girişimi Koordinatörü Abdullah Samad Dashti (Arap Birliği)
Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt ve BM Karadeniz Tahıl Girişimi Koordinatörü Abdullah Samad Dashti (Arap Birliği)

Arap Birliği, küresel gıda pazarında istikrarın güçlendirilmesi ve küresel düzeyde gıda açığının azaltılması çağrısında bulunarak, bu konudaki tüm çabalara desteğini teyit etti.

Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt, bugün Birleşmiş Milletler (BM) Karadeniz Tahıl Girişimi Koordinatörü Abdullah Samad Dashti ile görüştü.

Ebu Gayt, Arap ülkeleri de dahil olmak üzere en çok tüketen ülkelere temel tahılların sağlanmasındaki büyük önemi nedeniyle tahıl girişimine verdiği desteği dile getirerek, girişimin sürekliliğini sağlamak için tüm taraflardan daha fazla destek geleceği yönündeki umudunu dile getirdi.

Karadeniz Tahıl Girişimi Koordinatörü, girişimin eylem mekanizmaları ve çatışmanın taraflarıyla işbirliği içinde sahada uygulanmasına ilişkin bilgi verdi.

Abdullah Samad Dashti ise, “Girişim, Temmuz 2022’deki duyurusundan bu yana küresel pazarda 50 milyon tondan fazla emtia ve tahıl sağlamayı başardı. Gıda arzının, yeni tip koronavirüs krizi, savaş ve kuraklık nedeniyle rahatsızlıklara sahne olduğu bir dönemde, bunun üçte birinden Arap ülkeleri yararlandı” dedi.


Lübnan: Kilise heyetinin Hizbullah ziyareti tartışma yarattı

Hizbullah yanlısı aktivistler tarafından Twitter'da paylaşılan, Mlita turistik merkezinde bir kilise delegasyonunu gösteren bir fotoğraf
Hizbullah yanlısı aktivistler tarafından Twitter'da paylaşılan, Mlita turistik merkezinde bir kilise delegasyonunu gösteren bir fotoğraf
TT

Lübnan: Kilise heyetinin Hizbullah ziyareti tartışma yarattı

Hizbullah yanlısı aktivistler tarafından Twitter'da paylaşılan, Mlita turistik merkezinde bir kilise delegasyonunu gösteren bir fotoğraf
Hizbullah yanlısı aktivistler tarafından Twitter'da paylaşılan, Mlita turistik merkezinde bir kilise delegasyonunu gösteren bir fotoğraf

Hizbullah yönetimi örgütün geçtiğimiz hafta gerçekleştirdiği askeri tatbikatlarla ilgili Lübnan’daki geniş ihtilaf ve bölünme ışığında, muhaliflerini silahlı güçlerine karşı komplo kurmakla suçladı. Öte yanda itirazlar, Lübnan'ın güneyinin 2000 yılında İsrail işgalinden kurtuluşunun yıldönümü vesilesiyle geçtiğimiz Cumartesi güneyde partiye ait bir turistik yeri ziyaret eden bir kilise heyetini de kapsayacak şekilde genişledi. Sosyal medya fenomenlerinin yaptıkları paylaşımlardaki fotoğraflar, Hristiyan din adamlarının, Lübnan’ın güneyinin işgali sırasında İsrail kuvvetlerine yönelik operasyonları anlatan bir savaş müzesinin bulunduğu turistik bir bölge olan Mlita’yı ziyaret ettiğini ortaya koydu.  

(Maruni Hristiyan) Lübnan Ketaib Partisi Milletvekili Nedim Gemayel, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, Hristiyan din adamlarının ziyaretini eleştirerek “Kilise bize gerçeğe şahitlik etmeyi ve gerçekten başka bir şey söylememeyi öğretti. Kilise bize zimmi olarak yaşamamayı ve özellikle güvenliğimiz, özgürlüğümüz, vatanımızın egemenliği, varlığımız ve onurumuz konusunda taviz vermemeyi öğretti. Bazı piskoposların İran Milis Müzesi'ni ziyareti, Kilise'nin kavramlarının antitezi ve Kilise'nin tarihsel mücadelesiyle hiçbir ilgisi olmayanların iftiralarının kanıtıdır” ifadelerinin kullandı.

Aynı bağlamda İran İşgaliyle Yüzleşme Ulusal Konsey Başkanı, Eski Milletvekili Fares Souaid, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, “Ne Maruni piskoposların ne de Maruni adayların Hizbullah'ı ziyareti ve inceleme komitelerine boyun eğmeleri ne olursa olsun kabul edilebilir değildir” ifadelerine yer verdi.

Öte yandan Hizbullah'ın Yürütme Kurulu Başkanı Haşim Safiyuddin, Hizbullah’ın eleştiriyi umursamadığını söyleyerek “Bazıları ne geçmişte ne de bugün direnişin yanında olmadığını bildirmek istiyor. Bunu zaten biliyoruz. Fikirlerini değiştireceklerini umduk ama ısrar ettiler. Dolayısıyla ısrar etmeleri veya etmemeleri gerçekte hiçbir şeyi değiştirmeyecek, çünkü gerçekleri değiştiren bugünün kendisidir” dedi.

Şarku2l Avsat’a konuşan Vefa Lilmukaveme (Direnişe Sadakat) Parlamenter Bloğunun Başkanı Milletvekili Muhammed Raad, rakiplerini komplo kurmakla suçlamaya başvurarak, “Bütün çalışmaları direnişe karşı komplo kurmak, öne sürdükleri slogan ise direnişin silahını bıraktırmak. Yaptıkları toplantılar da direnişe karşı provokasyon bağlamında geliyor. Direniş, onların bir serap istediklerini bildiği, kuruntulu oldukları ve gerçekleri bilmediği için soğukkanlılıkla yaklaşıyor. Direniş onlardan büyük, onlardan ve arkasındaki herkesten daha güçlüdür ve direniş seçeneğini yok edemezler. Zaferin sırrı bizde. Dünyadaki hiç kimse, tüm propaganda, dezenformasyon, pazarlama ve eğitim müfredatlarına ve bölgemizde bize karşı komplo kuranlara, bazılarının halkımız arasındaki direniş iradesini zayıflatmak için hala takip ettiği politikalara rağmen devam etme kararlılığımızı caydıramayacaktır” şeklinde konuştu.


Irak güvenlik güçleri, DEAŞ karşıtı ‘Doğruluk Kılıçları Operasyonu’nun beşinci aşamasını başlattı

Gerçeğin Kılıçları Operasyonu’na katılan Irak ordusu unsurlarından ve Peşmerge güçlerinden oluşan bir birlik (Irak Ortak Operasyonlar Komutanlığı)
Gerçeğin Kılıçları Operasyonu’na katılan Irak ordusu unsurlarından ve Peşmerge güçlerinden oluşan bir birlik (Irak Ortak Operasyonlar Komutanlığı)
TT

Irak güvenlik güçleri, DEAŞ karşıtı ‘Doğruluk Kılıçları Operasyonu’nun beşinci aşamasını başlattı

Gerçeğin Kılıçları Operasyonu’na katılan Irak ordusu unsurlarından ve Peşmerge güçlerinden oluşan bir birlik (Irak Ortak Operasyonlar Komutanlığı)
Gerçeğin Kılıçları Operasyonu’na katılan Irak ordusu unsurlarından ve Peşmerge güçlerinden oluşan bir birlik (Irak Ortak Operasyonlar Komutanlığı)

Irak’ta güvenlik güçleri, üç il arasında kalan sınır bölgelerinde yuvalanan terör hücrelerinin peşine düşmek amacıyla ‘Doğruluk Kılıçları Operasyonu’nun beşinci aşamasını başlattı. Öte yandan Yüksek rütbeli askerlerden oluşan bir heyet, Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKBY) illeriyle sınırların güvenliğini sağlamak için başkent Bağdat'ın kuzeydoğusundaki Diyala iline geldi.

Üst düzey bir güvenlik kaynağı, heyetin ziyaretinin amacının IKBY ile sınırların güvenliğini sağlama sürecini denetlemek olduğunu açıklarken Savunma Bakanlığı'nda yüksek rütbeli subayların yer aldığını söylediği heyetin, Germiyan, Telal Gara ve Belkini bölgelerinde gerçekleşen ‘Doğruluk Kılıçları’ adlı geniş çaplı askeri operasyonun sonuçları hakkında önemli toplantılar düzenlediğini aktardı.

Doğruluk Kılıçları Operasyonu sırasında Irak ordusu subayları ve Peşmerge güçleri (Irak Ortak Operasyonlar Komutanlığı)
Doğruluk Kılıçları Operasyonu sırasında Irak ordusu subayları ve Peşmerge güçleri (Irak Ortak Operasyonlar Komutanlığı)

Operasyon, Diyala, Selahaddin ve Süleymaniye sınır üçgeni içinde doğrudan Germiyan, Telal Gara ve Belkini üçgeninin güvenliğini sağlamanın yanı sıra Diyala'nın Süleymaniye ile olan sınırlarının güvenliğini sağlamayı amaçladığını söyleyen kaynak, “Heyet, terör hücresi tehdidini sona erdirmek için yeniden konuşlandırma ve tepelerin derinliklerine yönelik saldırı ivmesini sürdürme konusunda bir dizi önemli karar almaya çalışacağına işaret edildi” ifadelerini kullandı.

Irak güvenlik güçleri iletişim organı Güvenlik Medya Hücresi (SMC), merkez ile bölge arasındaki ortak güvenlik çıkarlarına sahip alanlarda Sağın Kılıçları Operasyonunun beşinci aşamasının başlatıldığını duyurdu.

Irak güvenlik güçleri iletişim organı Güvenlik Medya Hücresi (SMC), Doğruluk Kılıçları Operasyonu’nun beşinci aşamasının merkez ile bölge arasındaki ortak güvenlik alanlarında başlatıldığını duyurdu.

Irak Ulusal Güvenlik Danışmanı Kasım el-Araci, Başbakan ve Silahlı Kuvvetler Başkomutanı Muhammed Şiya es-Sudani’nin talimatıyla Süleymaniye'yi ziyaret etti. Araci’nin bölgeye yaptığı sık ziyaretler, ofisine yakın kaynaklara göre Iraklı güvenlik güçleri ile Kürt Peşmerge güçleri arasında terör hücrelerinin halen aktif olduğu Diyala, Kerkük ve Selahaddin illeri arasındaki bölgelerde koordinasyonu sürdürmenin yanı sıra İran hükümetinin İranlı Kürt muhaliflerinin aktif olduğu, IKBY’nin İran ile doğu sınırlarının kontrol altına alınması için iki taraf arasında devam eden koordinasyonu güçlendirmeyi amaçlıyor.

İran, Irak hükümetine IKBY’de topraklarında muhaliflerin mezvilerini yeniden bombalayabileceği tehdidinde bulunurken Irak hükümeti, IKBY ile anlaşarak, sınırlarda kontrolü sıkılaştırmak üzere ortak askeri birlik kurulacağını duyurdu.

DEAŞ

Öte yandan Haşdi Şabi Kurumu, Haşdi Şabi güçlerinin DEAŞ’a karşı başlatılan Doğruluk Kılıçları Operasyonu’na katılacağını duyurdu. Haşdi Şabi Kurumu tarafından yapılan açıklamada, “Haşdi Şabi’ye bağlı Kerkük ve Doğu Dicle Harekât Komutanlığı bünyesindeki 52'nci Tugay, Kuzey Mihver Komutanlığı bünyesindeki 63'üncü Tugay ve havadan müdahalede bulunan 3'üncü Hızlı Müdahale Tugayı ile harekâta yoğun katılım sağlandı” denildi. Açıklamada, Irak Hava Kuvvetleri’nin hava desteği verildiği de belirtildi.

Açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Operasyon, DEAŞ terör örgütü hücrelerinin peşine düşmeyi ve örgüt üyelerinin Kerkük ile Selahaddin arasındaki hareketlerini sınırlamayı amaçlıyor. Ortak güçler, belirlenen hedeflere ulaşmak için operasyonu uygulamaya devam ediyor. Haşdi Şabi’ye bağlı Kerkük 52'nci Tugayı ve Doğu Dicle Harekât Komutanlığı’na bağlı bir birlik, Doğruluk Kılıçları Operasyonu çerçevesinde Tuzhurmatu ilçesindeki 9 noktayı tespit etti. DEAŞ hücrelerine gıda ürünleri ve lojistik destek sağlayan kanallar da imha edildi.”

Irak güçlerinin başta batı olmak üzere birçok bölgedeki ve ildeki DEAŞ terör örgütü hücrelerini takip ederken Irak Meclisi Güvenlik ve Savunma Komitesi, bütçe kanunu kapsamında Savunma Bakanlığı'na ayrılan ödeneğin herhangi bir uçak satın alım anlaşması yapmaya yeterli olmadığının altını çizdi.

Meclis Güvenlik ve Savunma Komitesi üyesi ve Milletvekili Vaad Kaddo, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Savunma Bakanlığı'nın bütçe kanunu kapsamındaki mali ödenekleri, herhangi bir uçak anlaşması yapmaya yeterli değil. Bakanlığın, modern uçak satın alımı ve silahların ve askeri teçhizatın geliştirilmesine yönelik anlaşmalar yapmak için büyük mali ödeneklere ihtiyacı var” ifadelerini kullandı.

Kaddo, açıklamasında şunları söyledi:

“Güvenlik ve askeri teşkilatlara yönelik mali ödenekler ihtiyaca cevap veremiyor. Meclis Maliye Komisyonu ile birlikte bütçe kanunu çerçevesinde harcama kalemlerinde transfer sürecini yürüterek askeri ve güvenlik alanlarının geliştirilmesine yönelik bu ödenekleri artırmaya çalışıyoruz.”


Filistin Başbakanı ekonomik iş birliği için Kahire’de

Filistin Başbakanı Muhammed Iştiyye, 15. İş Kadınları Forumu’nun açılış töreninde konuşurken (WAFA)
Filistin Başbakanı Muhammed Iştiyye, 15. İş Kadınları Forumu’nun açılış töreninde konuşurken (WAFA)
TT

Filistin Başbakanı ekonomik iş birliği için Kahire’de

Filistin Başbakanı Muhammed Iştiyye, 15. İş Kadınları Forumu’nun açılış töreninde konuşurken (WAFA)
Filistin Başbakanı Muhammed Iştiyye, 15. İş Kadınları Forumu’nun açılış töreninde konuşurken (WAFA)

Filistin Başbakanı Muhammed İştiyye liderliğindeki bir Filistin hükümeti heyeti, bazı konuların yanı sıra iki ülke arasındaki ticaret dengesini artırmayı amaçlayan bir ziyaret için bugün (Pazartesi) Mısır’ın başkenti Kahire’ye gidiyor.

Ziyaret sırasında İştiyye’nin Mısır Başbakanı Mustafa Medbuli ile bir araya gelmesi, diğer bakanların da ortak iş birliği anlaşmalarının imzalanması amacıyla Mısırlı mevkidaşlarıyla görüşmesi bekleniyor.

Söz konusu ziyaret, Filistin hükümetinin, İsrail’in tüm meselelerin üzerindeki kontrolü nedeniyle henüz gün ışığı görememiş bir plan olarak İsrail’den ekonomik açıdan ayrılma planını ilerletme girişiminde geliyor.

Filistin Yönetimi, İsrail’den ekonomik olarak uzaklaşmak için Ulusal ve Merkez Konseyler tarafından çıkarılan Filistin kararlarına istinaden, Paris Anlaşması ekonomi içeriğini değiştirme ihtiyacına dayalı olarak İsrail pazarının yerinin bir Arap pazarıyla değiştirilmesine yönelik bir plan başlattı.

Paris Anlaşması, 1995 yılında imzalanan Gazze-Eriha Anlaşmasının eklerinden biri ve İsrail’in, Filistin Yönetimi adına vergi ve gümrük ücretlerini tahsil etmesini ve sonra Yönetim’e vermesini ayrıca gümrük zarfı ve geçişine izin verilen yurt dışından ithal edilen mallar için bir ‘kota’ belirlemesini içeriyor.

Şubat ayında, İştiyye, İsrail’in yerini Arap piyasası ile değiştirmeye dayanan planın bir parçası olarak Libya ile Filistin ticaret anlaşmaları imzaladı. Bundan önce de aynı amaçla Irak ve Ürdün de dahil olmak üzere birçok ülkeyi ziyaret etmiş ve İsrail yakıtı yerine oradan gelen petrole güvenme olasılığını görüşmüştü.

Iştiyye geçen yılın sonlarına doğru düzenlenen Şarm eş-Şeyh’teki İklim Zirvesi’nde Mısırlı mevkidaşı Mustafa Medbuli ile yaptığı görüşmede, Filistin ile Mısır arasındaki ticaret dengesinin artırılması, küresel pazara ulaşmak için ortaklıklar içinde çalışılmasının yanı sıra endüstrileri modernize etme, eğitim ve yeni endüstriyel fikirler geliştirme konusunda Mısır deneyimlerinden yararlanma çağrısında bulundu.

Kaynaklar Şarku’l Avsat’a ikili ilişkiler, siyasi durum, Filistin uzlaşması ve Refah sınır kapısı da dahil olmak üzere Gazze Şeridi’ndeki ortak çıkarlara ilişkin konuların yanı sıra ticaret alışverişi ve ortak iş birliğinin tartışmaların merkezinde yer alacağını söyledi.

Iştiyye, Başbakanı Mustafa Medbuli’nin daveti üzerine Mısır’a geldi. Filistinli yetkili, bir aydan uzun bir süre önce Mısırlı meslektaşından, Filistin Büyükelçisi Ihab Süleyman aracılığıyla Mısır’ı ziyaret etmesi için resmi bir davet almıştı.

Iştiyye o zaman yaptığı açıklamada “Sonuçları her iki taraf için de şüphesiz bir şekilde olumlu olacak ayrıca ikili ilişkilerin güçlenmesi ve derinleşmesinin somut bir örneği olan bu daveti almaktan ve kabul etmekten onur duyuyorum” ifadelerini kullanmıştı.


Cezayir-Fransa ilişkilerinde yeni bir gerilim dönemi yaşanması bekleniyor

Cezayir Cumhurbaşkanı, Fransa İçişleri Bakanı ve Fransa Başbakanı 10 Ekim 2022'de Cezayir'de bir araya geldiler. (Cezayir Cumhurbaşkanlığı)
Cezayir Cumhurbaşkanı, Fransa İçişleri Bakanı ve Fransa Başbakanı 10 Ekim 2022'de Cezayir'de bir araya geldiler. (Cezayir Cumhurbaşkanlığı)
TT

Cezayir-Fransa ilişkilerinde yeni bir gerilim dönemi yaşanması bekleniyor

Cezayir Cumhurbaşkanı, Fransa İçişleri Bakanı ve Fransa Başbakanı 10 Ekim 2022'de Cezayir'de bir araya geldiler. (Cezayir Cumhurbaşkanlığı)
Cezayir Cumhurbaşkanı, Fransa İçişleri Bakanı ve Fransa Başbakanı 10 Ekim 2022'de Cezayir'de bir araya geldiler. (Cezayir Cumhurbaşkanlığı)

Cezayir Cumhurbaşkanı Abculmecid Tebbun’un haziran ayında Fransa'ya yapacağı ziyarete ilişkin hazırlıklar sürüyor. Cezayir medyasında yer alan haberlere göre Cezayir makamları, sağcı Fransız siyasetçilerin 27 Aralık 1968'de iki ülke arasında imzalanan anlaşmanın askıya alınması çağrılarını endişeyle karşıladı. Söz konusu anlaşma, Akdeniz'in iki kıyısı arasındaki insan hareketliliğin koşullarını, Cezayirlilerin Fransa'da ikamet etme usullerini, Fransız topraklarındaki iş ve ticaret olanaklarını belirliyor.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre söz konusu anlaşma ikamet, eğitim, iş ve ticaret açısından diğer ülke vatandaşlarına kıyasla Cezayirlilere verilen ayrıcalıklar sayesinde son 50 yılda Fransa'ya yönelik göçe getirilen tüm kısıtlamalara karşı yapılmıştı.

Sağcı Cumhuriyetçi Parti, aylar önce hükümete ikili bir teklif sunmuştu. Bunlardan ilki göçe yeni kısıtlamaların getirilmesiyle, ikincisi ise Fransa'ya göç ve burada ikamet ile ilgili meselelerde ulusal mevzuata, Avrupa yasalarına ve uluslararası ikili anlaşmalara göre öncelik veren bir anayasal denetimle ilgiliydi. Cezayir vatandaşlarının Fransız topraklarındaki yoğunluğu ve göç açısından en çok talepte bulunan vatandaşlar olmaları temelinde Cezayir ile 1968’da yapılan anlaşmaya odaklanıldı.

Cumhuriyetçi Parti üyeleri ve lideri Eric Ciotti'nin bakış açısıyla, Avrupa yasalarıyla ve Cezayir'in bazı ülkelerle imzaladığı anlaşmalarla ters düşmesi nedeniyle göç dalgalarını sınırlayan bu yeni tedbirlerin uygulanması mümkün değil. Ciotti ve parti liderleri, şubat ayı sonlarında, düzensiz Cezayirli göçmenlerin sınır dışı edilmesinde gereken kararlılığı göstermediği, Fransa'daki Cezayir konsolosluklarına karşı hoşgörülü olduğu gerekçesiyle Fransa lideri Emmanuel Macron'un hükümetini eleştirmişti. Nitekim bu mesele, iki ülke arasında ciddi bir krize sebebiyet veriyor. Neticede Paris, Cezayir'e verilen vize payını yarı yarıya azaltmış durumda. 2021'de alınan bu karar, Fas ve Tunus'u da kapsıyordu.

FRANSA

1968 yasasının yürürlükten kaldırılması yönündeki çabalara ciddi destek veren Fransa'nın eski Cezayir Büyükelçisi Xavier Driencourt, bu ayın 25'inde Le Figaro gazetesine verdiği röportajda, Cezayirliler için fazla ayrıcalıklı olduğunu, hükümetin Fransa'ya göçü sınırlamaya yönelik önlemlerini engellediğini savunarak belgenin kapsamlı bir şekilde gözden geçirilmesi çağrısında bulunmuştu.

Cumhurbaşkanı’nı Cezayir'i kızdırsa dahi bu adımı atmaya teşvik eden Driencourt, göçün ikili ilişkilerin önemli bir bileşeni olduğunu, ilişkileri yeni bir mantığa göre yeniden inşa eden güçlü bir dengenin kurulması gerektiğini ifade etti. Cezayirlilerin Fransa'daki göçmenlerin yüzde 12'sini oluşturduğunun altını çizen Driencourt, diğer ülkelerden gelen göçmenlerin, Cezayir’e kıyasla kendilerine koruma ve diğer ayrıcalıklar sağlayan böyle bir yasadan yararlanmadığına dikkat çekti. Driencourt, Cezayir'deki Fransız diplomatik misyonlarını 2008 ile 2012 ve 2017 ile 2020 yılları arasında yönetmişti.

Cezayir medyası ise Driencourt’u şiddetle eleştirerek onun Marine Le Pen’in ve babası Jean-Marie Le Pen’in özelliklerine sahip bir sağcı olduğunu vurguladı. Radikal sağdan Ulusal Cephe'nin kurucusu Jean-Marie Le Pen, Cezayir Bağımsızlık Savaşı’nda (1954-1962) Fransız kuvvetlerinde paraşütçü olarak görev almıştı.


Yemen: Husiler suçluları tetikçi olarak kullanıyor

Husiler, Sana’da Humeyni devrimini Yemen’e getirmenin yıldönümünü kutladı (EPA)
Husiler, Sana’da Humeyni devrimini Yemen’e getirmenin yıldönümünü kutladı (EPA)
TT

Yemen: Husiler suçluları tetikçi olarak kullanıyor

Husiler, Sana’da Humeyni devrimini Yemen’e getirmenin yıldönümünü kutladı (EPA)
Husiler, Sana’da Humeyni devrimini Yemen’e getirmenin yıldönümünü kutladı (EPA)

Hapisten çıkan bir hükümlü, Yemen İbb vilayetindeki Cebele kenti yakınlarındaki bir kavşakta bulunan pazarda aralarında meydana gelen bir tartışma sırasında Kusay Ali er-Rameyşi’yi silahla vurarak öldürdü. Görgü tanıkları, hükümlünün 16 yaşındaki Rameyşi’yi vurmakla tehdit ettiğini söylüyor. Tanıklar, çocuk ise “Bu silah ateş etmiyor” şeklinde alaycı konuştuğu için hükümlünün öfkelenip onu vurarak öldürdüğünü belirtiyor.

Adı açıklanmayan hükümlü İbb’de bir güvenlik amiri olan Husi lideri Ebu Ali el-Kahlani’nin emriyle serbest bırakılmadan önce İbb’deki merkez cezaevinde cinayet suçlamasıyla tutuklu bulunuyordu. Hükümlü  daha önce Abdulmalik el-Husi’nin koruması olarak çalışıyordu; ardından hapishanede, mahkumlarla tanıştı, onlarla içeriği tam bilinmeyen anlaşmalar yaptı. Çeşitli görevlerde Husilerin yararına kendilerini işe almaları karşılığında bazılarının serbest bırakılmasını vaat etti. Mahkumlardan bazıları, yasadışı haraç toplamak, arazi ve mülk çalmakla görevli saha denetçilerine refakatçi olarak çalışmaya başladı.

Mezhepçi kurumlar

Başka bir olayda Husiler, vilayet merkezinin kuzeyindeki el-Meayin bölgesinde bir camiyi ve Kur’an kursunu gasp etti. Husiler, 400’den fazla öğrencisi olan kursun öğrencilerini sınır dışı ettikten sonra, öğrencileri ülkenin kuzeyindeki Saada, Hucce ve İmran eyaletlerinde Husilere bağlı kurslara yerleştirdi. Bölge halkına göre Husiler, kursları kendilerine ait mezhepçi kurumlara dönüştürme çabası içinde.

Bölge halkı, Husi milislerinin İbb kentinde geniş çaplı bir adam kaçırma kampanyası yürüttüğünü ve şehrin bazı gençlerinin milislerin duvarlarına asılan sloganlarını yakıp yok etmesinin ardından şehri kuşattığını belirtti. Grup, İran’dan ithal edilen ve Humeyni’nin 4 yıl önce başlattığı bir slogan olan ‘Humeyni Haykırışının Yıldönümü’ olarak bilinen şeye hazırlanırken duvarları boyamıştı.

Bölge halkına göre milisler, şehirdeki gençleri kaçırmak için güvenlik kameralarından belge almaya çalışıyor. Bir genci suçlamaları için o genci kamerada görmeleri yeterli.

Bölge halkı ister milis unsurlarının doğrudan saldırılarıyla ister devlet kurumlarının yokluğu nedeniyle bölgede kaos olmadan neredeyse bir gün geçmediği söylüyor.

yemen

İbb’nin güneyindeki el-Kaide şehrinde, iki hafta önce boş bir arazi üzerinde çıkan tartışmaya evinin penceresinden bakan bir çocuk başıboş bir kurşunla vurulduktan sonra yaşamını yitirdi.

Husi liderine gelince, milisler tarafından eyaletteki cumhuriyet savcılığına üye olarak atanan Ebu Ahmed es-Salahi, şehirdeki bir adamın karısına saldırıp bıçakladığını kanıtlamak için araştırmacıların delil toplamasını ve onu mahkemeye sevk etmesini hala engelliyor. Kadının yakınları kocasının milislerle iş birliği yaptığını söylüyor.

Yeni bir zenginlik kaynağı

Şarku’l Avsat’a konuşan İbb sakinleri Husi milislerin, devlet kurumlarının bulunmaması, kendilerinin onların yerine geçmesi ve onlarla iş birliği yapanlara koruma sağlaması nedeniyle anlaşmazlık çıkardığını doğrulamakta. Husiler, onlarla iş birliği yapmayı reddedenlerin güvenliğine zarar veriyor.

İbb’deki bir insan hakları aktivistinin takma adı olan Muşir Şarku’l Avsat’a, “Doğru ya da yanlış bir şey elde etmek için milis liderleriyle her türlü iş birliği ilişkisine sahip olmanız gerekir. Bu iş birliğinden birisi, pazarlarda ve halka açık yerlerde olup bitenleri kendilerine ileten bir muhbire dönüşmek ve insanların onlar hakkında söylediklerini izlemek, sevmedikleri faaliyetleri rapor etmek ve halkın uygulamalarına tepkisini izlemektir” dedi.

Husi milislerin, işsizliğe ve toplumun yoksullaşmasına neden olmasının ardından çetelere silah temin etmeleri, koruma sağlamaları, halkı yağmalamaları ve zorbalığa uğratmaları için serbest bırakmaları, mülk soygunlarını hızla zenginleşmenin en önemli yollarından biri haline getirmeleri dikkat çekici.

Muşir bu yaklaşımın, halkı çatışmalara ve isyanlara sürüklemek için Husilerin taktiği olduğunu açıklıyor. Husilerin gayesi kendilerinin ve yakınlarının mallarını savunmak, Husilerin nüfuz ve tahakkümüyle yüzleşmekten ya da bitmek bilmeyen çatışmalara girmekten ibaret.

yemenn

Milisler, 2016 yılında İbb’nin kuzeyindeki Yarim kentindeki cezaevlerinden bir dizi mahkumu serbest bıraktı. İbb kentinde ağır suçlarla yargılanan 70 mahkumu da Husiler tarafından serbest bırakıldı.

Muşir, Husi liderlerinden Ebu Ali eş-Şami’nin ve Ebu Ali el-Kahlani’nin mahkumlarla anlaşarak onları serbest bırakma görevlerini üstlendiğini belirtti.

Yerel bir insan hakları örgütü, İbb’de son üç yılda, özellikle Ocak 2020’nin başından bu yana ve bu yılın Mart sonuna kadar 3 bin 519’dan fazla ihlali belgeledi.


Libya: Trablus’ta milis gruplar arasında gerilim

Dibeybe hükümetine bağlı bir askeri güç, Kaniyat milislerinden olduğunu söylediği iki kişinin görüntülerini yayınladı (44. Muharebe Tugayı)
Dibeybe hükümetine bağlı bir askeri güç, Kaniyat milislerinden olduğunu söylediği iki kişinin görüntülerini yayınladı (44. Muharebe Tugayı)
TT

Libya: Trablus’ta milis gruplar arasında gerilim

Dibeybe hükümetine bağlı bir askeri güç, Kaniyat milislerinden olduğunu söylediği iki kişinin görüntülerini yayınladı (44. Muharebe Tugayı)
Dibeybe hükümetine bağlı bir askeri güç, Kaniyat milislerinden olduğunu söylediği iki kişinin görüntülerini yayınladı (44. Muharebe Tugayı)

Libya'nın başkenti Trablus'ta dün Abdülhamid Dibeybe liderliğindeki Ulusal Birlik Hükümeti’ne (UBH) bağlı iki milis grubu arasında tansiyon yükseldi.

UBH’nin 444. Muharebe Tugayı, Yüzbaşı Musab Zurerk isimli subayın kaçırıldığını açıklamasından saatler sonra Tarık eş-Şat yedek güçlerini çağırmaktan söz etti. Görgü tanıkları ve yerel medya, tugay üyelerinin bölge çevresinde ve şehrin diğer bazı bölgelerinde konuşlandırıldığını aktardı.

UBH, başkent içinde milisler ve onlara bağlı güvenlik servisleri arasındaki gerilimin artışını görmezden geldi ancak yerel basın kaynakları kaçırılanların serbest bırakılması için 444. Muharebe Tugayı’na yalnızca birkaç saatlik sınırlı süre verildiğinden bahsetti.

Tugay, talebin yerine getirilmezse başkentteki saha durumunu tırmanacağını ve önceki akşam üyelerinin Kaniyat milislerinin en önde gelen suçluları arasında olduğunu söylediği iki kişiyi gözaltına aldığını duyurduğunu kaydetti.

Açıklamada, sanıkların "cinayet, adam kaçırma, hırsızlık ve toplu mezar" olaylarına karışmaktan Cumhuriyet Savcılığı tarafından arandığını bildirildi.

444. Muharebe Tugayı, sanıklardan birinin 2017 yılında onlarca kişinin öldürüldüğü saldırının yanı sıra 2014 yılında Tarhuna şehir merkezinde bir yerleşim yerine düzenlenen ve çok sayıda sivilin hayatını kaybettiği saldırının emrini Kaniyat milislerinin lideri Muhammed el-Kani’nin verdiğini iddia etti.  Kani, 2020 yılında bir cinayet davasıyla itham edilmesinin yanı sıra Tarhuna şehrinde iki sivili evlerinden kaçırmak ve eşyalarını çalmakla  da suçlanıyor.

444. Muharebe Tugayı açıklamasında, bahsi geçen iki kişinin Karbulli sahil yolunun kapatılmasına ve iki vatandaşın öldürülerek cesetlerinin sahil yoluna atılmasına karıştığını bildirerek, son zamanlarda toplu mezarlarda bulunan birçok vakaya şahit olunduğunu aktardı.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre Kaniyat milisleri, 2011 Şubat Devrimi’nden sonraki ilk yıllarda 2020 ortalarına kadar başkentin 90 km güneyinde yer alan Tarhuna’nın kontrolünü ele geçirdi. Libya Ulusal Ordusu’nun (LUO) çekilmesinden sonra ise vatandaşlar her yaştan yüzlerce cesedin bulunduğu toplu mezarlar keşfetti.

Bu bağlamda, Dibeybe’ye bağlı 55. Piyade Taburu Komutanı Ömer ez-Zavi, Caydırıcılık Gücü ve 444. Muharebe Tugayı’nın liderleriyle görüştüğünü ve Varşovana’yı teslim etme niyetiyle ilgili haberleri yalanladı.