Fransız Lafarge fabrikasındaki istihbarat servisleri ile DEAŞ arasındaki ilişkinin sırları

Suriye'deki Fransız şirketinin Ürdünlü yöneticisi, Rakka'da onlarca Batılı rehinenin bulunmasına yardım etmesine rağmen terör örgütüyle ilişkisinin olmasıyla suçlanıyor

Fransız yargısı, Fransız çimento şirketini Suriye'deki çalışmalarını ve üretimini sürdürme bahanesiyle DEAŞ da dahil olmak üzere terör örgütlerini finanse etmekle suçladı / Fotoğraf: Reuters
Fransız yargısı, Fransız çimento şirketini Suriye'deki çalışmalarını ve üretimini sürdürme bahanesiyle DEAŞ da dahil olmak üzere terör örgütlerini finanse etmekle suçladı / Fotoğraf: Reuters
TT

Fransız Lafarge fabrikasındaki istihbarat servisleri ile DEAŞ arasındaki ilişkinin sırları

Fransız yargısı, Fransız çimento şirketini Suriye'deki çalışmalarını ve üretimini sürdürme bahanesiyle DEAŞ da dahil olmak üzere terör örgütlerini finanse etmekle suçladı / Fotoğraf: Reuters
Fransız yargısı, Fransız çimento şirketini Suriye'deki çalışmalarını ve üretimini sürdürme bahanesiyle DEAŞ da dahil olmak üzere terör örgütlerini finanse etmekle suçladı / Fotoğraf: Reuters

Ürdün Hava Kuvvetleri'nden emekli Ürdünlü Albay Ahmed Celudi elli dört yaşında.
Askerlik görevine ek olarak, ülkesinin istihbarat teşkilatında ve Sudan ve Somali'deki Birleşmiş Milletler (BM) barış gücünde görev yaptı.
2013-2019 yılları arasında Fransız çimento fabrikası Lafarge'de çalışan Celudi, şirketin Suriye'nin kuzeydoğusunda bulunan Celabiye kentindeki şubesinde 'risk yöneticisi' olarak görev yaptı.
Şube, şiddetli iç savaşa rağmen Eylül 2014'e kadar aktif olarak faaliyet gösterdi.
Fabrikanın savaş sırasında çalışmalarına devam etmesi ve bölgenin DEAŞ tarafından ele geçirilmesi, Fransız yargısının eski Ürdünlü subayı ve şirketin altı yöneticisini 'terörizmi finanse etmek' suçlamasıyla yargılamasının asıl nedeni olarak biliniyor.
Fransız soruşturma hâkimi, Celudi'yi ilk kez Eylül 2021'de dinledi ve dosyayı insanlığa karşı suçlar soruşturma dairesine sevk etti.
Fransız yargısı, Fransız çimento şirketini Suriye'deki çalışmalarını ve üretimini sürdürme bahanesiyle DEAŞ da dahil olmak üzere terör örgütlerini finanse etmekle suçluyor.
Ahmed Celudi'nin ifadesi ve diğer kaynakların aktardığı bilgilere göre, Lafarge'ın Suriye topraklarında kalması meselesi, bu kalıştan Fransızlarda dahil olmak üzere Avrupa istihbarat servislerinin yararına olan başka bir yönün ortaya çıkmasına yol açtı.
Fransız Le Monde gazetesinden Christophe Ayad ve Majida Ross isimli gazeteciler tarafından konuyla ilgili 21 Mart 2023 tarihli bir soruşturma yayımlandı.
Suriyeli muhalif bir gazete olan Zamanu'l Vasl daha önce Haziran 2016'da Fransız şirketinin DEAŞ da dahil olmak üzere silahlı Suriyeli muhalif gruplara geçiş ücreti ve fidye ödediğini ve onlardan ücret karşılığında hammadde satın aldığını ortaya koymuştu.
2017 yılında Baker McKenzie Experts Office, Suriye'deki Lafarge çimento şirketi tarafından 2011 ile 2015 yılları arasında çeşitli silahlı terör örgütlerine hammadde ve diğer hizmetlerin satın alınması karşılığında 15,34 milyon ABD doları (14,3 milyon Euro) ödendiği sonucuna vardı. DEAŞ da söz konusu örgütlerden biridir.
Bu organizasyonun hacmi 4,8 milyon dolardan 8 milyon dolara ulaştı. 2012 yılından itibaren Total (bugünkü adıyla Total Energy) dahil olmak üzere büyük yabancı şirketlerin çoğu Suriye'den ayrılırken, Lafarge Mısır merkezli inşaat şirketi Orascom'dan 700 milyon euro yatırım yapıp satın aldığı için Suriye şubesinde kalmayı ve sürekli çalışmayı tercih etti.
2012 yılında PKK'nin Suriye kolu olan Demokratik Birlik Partisi (PYD) bölgenin kontrolünü ele geçirdi. Arap silahlı grupları, işçilerin ve çalışanların seyahat ettiği yollara barikatlar kurdu.
El Kaide'nin Suriye kolu Nusra Cephesi'nin 2013 yılında ortaya çıkmasının ardından şirket, Jacob Viernes da dahil olmak üzere yabancı çalışanları tahliye etti.
Ahmed Celudi, Viernas'ın yerini aldı ve aynı yıl 15 Ağustos'ta göreve başladı.
Celudi, o sırada Kürt milislerin şirketin çevresini, Özgür Suriye Ordusu'nun (ÖSO) Münbiç'i (fabrikanın 60 km batısında) kontrol ettiğini ve DEAŞ'ın Rakka'yı (fabrikadan 110 km uzaklıkta) ele geçirdiğini söylüyor.
Ürdünlü subay, yeni işini aldıktan sonra değerli deneyimini, fabrika dairesi içinde ve çevresinde dağılmış grupların kontrol noktalarının haritasını çizmek için kullandı.
Celudi daha önce ABD'de terörle mücadele konusunda kurslar almıştı. Ayrıca hava fotoğrafçılığı uzmanlığını Fransa'nın Toulouse şehrinde tamamlamıştı.
Hazırladığı harita altı aylık bir çalışmayı gerektiriyordu. Bu arada Lafarge'daki güvenlik şefi Jean-Claude Villard'la yazışıyordu ve ona adım adım yaptıklarını anlatıyordu.
Fransız güvenlik yetkilisi Villard, Ahmed Celudi'ye yazdığı bir mektupta "DEAŞ terör örgütleri listesinde yer alıyor ve örgütün üyeleriyle ya da yöneticileriyle konuşmak bizi hesap verebilirliğe maruz bırakıyor" ifadelerini kullanıyor.
Villard, bir yandan tecrübesi ve ilişkileri, diğer yandan Lafarge şirketinden bağımsızlığı ve şirketle yaptığı sözleşme nedeniyle eski Ürdünlü subayı orta ve üst düzey temaslar için Firas Tlass'la iletişime yönlendiriyordu.
Fransız güvenlik yetkilisi, Ürdünlü çalışanın Lafarge şirketiyle sınırlı görevlerinin ötesine geçerek, amaçları siyasi ve askeri olan istihbarat çalışmalarına geçmesinden endişe duyuyordu.
Çalışanı Skype'taki isimler, işler, pozisyonlar, telefon numaraları ve adresler vb. gibi bağlantılarının tam bir listesini vermeye davet ediyordu.
Ahmed Celudi'nin çizdiği harita ve DEAŞ hakkında topladığı diğer bilgiler, aralarında Fransa ve Ürdün'ün de bulunduğu DEAŞ'a karşı koalisyon ülkelerinin istihbarat servislerine aktarıldı.
Ahmed Celudi'nin yürüttüğü istihbarat çalışması, DEAŞ'in elindeki onlarca Batılı rehinenin durumunu takip etmesine yol açtı.
Mayıs 2014'te Rakka'nın 20 kilometre doğusundaki Ekirşi'deki bir petrol tesisinde onları bulmayı başardı.
Gerçek şu ki, bu tür bilgilerin geçerliliği, yani doğruluğu 24 saat ila 36 saat ile sınırlıdır. Bu sürenin geçmesinden sonraki saatler içinde, grup genellikle rehineleri başka bir yere taşır.
Ahmed Celudi ve Jean-Claude Villard'ın e-posta veya telefonla yazışmaları, Beyrut veya İstanbul'da yapılacak aylık bir toplantı içindi.
Celudi, Suriye'de art arda üç hafta geçirdikten sonra Ürdün'e gidiyordu ve oradaki tatilinde Ürdün istihbaratına iş hesabı ekstresini veriyordu.
Villard, Ahmed Celudi'nin davranışının bu yönünün farkındaydı ve Lafarge ile olan sözleşmesini ihlal etmediği için bu konuda herhangi bir çekincesi olmadı.
Celudi'nin Suriye silahlı gruplarının yerlerini gösteren haritası kısa süre sonra Fransız Dış İstihbarat Teşkilatı'nın Paris'teki müdürünün ofisine ulaştı.
Fransız Lafarge çimento şirketinin güvenlik yetkilisi, Fransa'nın eski Suriye Büyükelçisi Eric Chevallier'in yalanlamasının aksine, yerel çalışan tarafından toplanan bilgileri ülkesinin dışişleri bakanlığına bildirdi.
Villard, Eric Chevallier'in yerini alan büyükelçi Franck Gillet'e mektup yazarak Ahmed Celudi'nin bilgilerini kendisine iletti.
Kendisine, Askeri İstihbarat Dairesi Başkanı ve Cumhurbaşkanlığı Özel Kurmay Başkanı'na bilgilerini ilettiğini ve o günkü son olaylara ilişkin görüşünü şöyle anlattı: DEAŞ çimento fabrikasını ele geçirdi ve Eylül 2014'te doğrudan işletmeye başladı.
Ahmed Celudi bugün Fransız hükümetini iki şeyle suçluyor. Birincisi, DEAŞ'ın fabrikaya düzenlediği saldırıdan haberdar olduğu halde kendisine haber verilmemesi ve terör örgütünün eline geçen işçileri tahliye etme fırsatı bulamamış olması.
İkincisiyse Fransız müfettişin huzuruna ilk kez çıktıktan sonra ona karşı uluslararası bir mahkeme celbi çıkarmış olmasıdır. O, terörle mücadele kanunları tarafından suç sayılan mali işlemlerde bulunmadı.

Independent Türkçe



Yedek askerlerin isyanını önlemek için milyar dolarlık İsrail planı

Askeri operasyonlar sırasında Batı Şeria sokaklarındaki İsrail askerleri (İsrail ordusu)
Askeri operasyonlar sırasında Batı Şeria sokaklarındaki İsrail askerleri (İsrail ordusu)
TT

Yedek askerlerin isyanını önlemek için milyar dolarlık İsrail planı

Askeri operasyonlar sırasında Batı Şeria sokaklarındaki İsrail askerleri (İsrail ordusu)
Askeri operasyonlar sırasında Batı Şeria sokaklarındaki İsrail askerleri (İsrail ordusu)

İsrail hükümeti, yedek subay ve askerler için 3 milyar şekel (yaklaşık 1 milyar dolar) değerinde büyük bir mali destek planını onayladı.

İsrail medyası bu planın doğru, hayati ve adil olduğunu, ancak iyi niyetle onaylanmadığını, daha ziyade Netanyahu'nun hizmete uymama olgusunu engelleme girişimi olduğunu kaydetti.

Ordu, uyum oranının yüzde 75 olduğunu bildirdi. Ancak gözlemciler bu rakamın hileli olduğunu, ordunun uyum sağlamayacağını bildiği kişileri kasıtlı olarak davet etmediğini ve gerçek uyum oranının yüzde 50'yi geçmediğini iddia etti.

Gözlemciler, Netanyahu'nun bu olgudan korktuğunu ve başlangıçta Genelkurmay Başkanı'na, askerlik hizmetini yerine getirmeyenleri cezalandırması yönünde baskı yaptığını ileri sürdü. Ancak Netanyahu, böyle bir eylemin, sokaklarda kendi politikasına karşı gösteri yapan on binlerce asker ve subayla karşı karşıya gelme tehlikesini doğuracağının farkındaydı.

asdfergt
İsrail askerleri geçtiğimiz ocak ayında Gazze Şeridi'nde öldürülen bir meslektaşlarının defni sırasında Kudüs'teki askeri mezarlıkta (EPA)

Böylece Netanyahu, birçoklarının ‘siyasi rüşvet’ olarak gördüğü ‘havuç’ yöntemine başvurdu.

Plan ilk olarak Başbakan Binyamin Netanyahu, Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Adalet Bakanı Yariv Levin ve Savunma Bakanı Yisrael Katz'ın başkanlık ettiği toplantıda onaylandı. Planın üç ay içinde Mevzuat Bakanlık Komitesi tarafından onaylanması bekleniyor.

Yıllık ödenek

Plan, 60 günden fazla (üniversite öğrencileri için 40 gün) görev yapan her kolordu komutanı için yılda bir kez 22 bin şekel (bir dolar yaklaşık 3,5 şekel), bölük komutanları için 10 bin şekel, tümen komutanları için 6 bin şekel, tatil günlerinde görev yapanlar için 5 bin şekel ve birden fazla çağrılanlar için bin şekel daha ödenek verilmesini içeriyor.

Yedek kuvvetlerde 10 günden fazla görev yapanlara yarım puan, 30 günden fazla görev yapanlara 0,75 puan, yılda 40 günden fazla görev yapanlara tam puan ve ilave her beş gün için çeyrek puan olmak üzere en fazla dört puana kadar gelir vergisi muafiyeti tanınıyor.

Yedek askerlere konut yardımı yapılıyor. Ayrıca, çalışanlarını askere gitmeleri için serbest bırakan ve döndükten sonra işe geri alan işverenlere vergi indirimi sağlanıyor.

xsadfrgt
Gazze Şeridi sınırındaki İsrail askerleri (Reuters)

Katz, bu miktarın şu anda yedek ordudaki asker ve subaylara verilen ödenekler için harcanan 20 milyar şekellik bütçeye eklendiğini söyledi.

Diğer yandan bir grup subay ‘rüşveti’ reddederek, savaşın sona erdirilmesi ve esirlerin serbest bırakılması talebiyle bir medya kampanyası başlattı. Şarku’l Avsat’ın Yedioth Ahronoth'tan aktardığına göre kampanya, ‘Kaçırılanların hayatları para karşılığında satılamaz’ sloganı altında yürütülecek.