Doğal gaz ithalatı ocakta yüzde 9,79 azaldı

En fazla doğal gaz ithalatı 2,14 milyar metreküple Rusya'dan yapılırken, bu ülkeyi 881,8 milyon metreküple Azerbaycan ve 763,8 milyon metreküple Cezayir izledi

AA
AA
TT

Doğal gaz ithalatı ocakta yüzde 9,79 azaldı

AA
AA

Türkiye'nin doğal gaz ithalatı, ocakta geçen yılın aynı ayına göre yüzde 9,79 azalarak yaklaşık 6 milyar 48 milyon metreküp oldu.
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun ocak ayına ilişkin "Doğal Gaz Piyasası Sektör Raporu"na göre, ithalatın yaklaşık 3 milyar 216 milyon metreküpü boru hatlarıyla, 2 milyar 831 milyon metreküpü de sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) tesisleri aracılığıyla gerçekleştirildi.
Bu dönemde, boru hatlarıyla yapılan doğal gaz ithalatı yaklaşık yüzde 20,84 azalış, LNG ithalatı yüzde 7,21 artış gösterdi. Toplam doğal gaz ithalatı da bu dönemde yüzde 9,79 azalarak yaklaşık 6 milyar 48 milyon metreküp oldu.
Ocakta en fazla doğal gaz ithalatı 2,14 milyar metreküple Rusya'dan yapılırken, bu ülkeyi 881,8 milyon metreküple Azerbaycan ve 763,8 milyon metreküple Cezayir takip etti.
Rusya'dan yapılan doğal gaz ithalatı yüzde 18,1 azaldı. Cezayir'den yapılan ithalat yüzde 12,6 ve Azerbaycan'dan yapılan ithalat ise yüzde 10,7 arttı.

Konutların gaz tüketimi yüzde 15,3 azaldı
Söz konusu dönemde, ülkede doğal gaz tüketimi yüzde 11,8 azalarak 6 milyar 37 milyon metreküp oldu.
Organize sanayi bölgelerinin doğal gaz tüketimi yüzde 15,61 düşüşle 1 milyar 13 milyon metreküp olarak kayıtlara geçti.
Elektrik santrallerinde doğal gaz tüketimi yüzde 0,83 düşerek 1 milyar 417 milyon metreküpe geriledi. Santrallerin gaz tüketimindeki düşüş, toplam tüketim ve ithalatın da düşmesinde belirleyici oldu.
Konutlardaki doğal gaz tüketimi ise bu dönemde yaklaşık yüzde 15,3 azalarak 2 milyar 780 milyon metreküp oldu.

Doğal gaz stok miktarı arttı
Türkiye'de doğal gaz stok miktarı geçen yılın ocak ayına göre yüzde 238,3 artışla 5 milyar 124 milyon metreküpe yükseldi.
Doğal gaz stokunun 4 milyar 744 milyon metreküpü (yüzde 92,58) yer altı depolama tesislerinde, 380,35 milyon metreküpü (yüzde 7,42) LNG terminallerinde bulunuyordu.
Bu dönemde, yer altı depolama tesislerindeki stok miktarı yaklaşık yüzde 292,58 arttı, LNG terminallerindeki stok miktarı ise yüzde 24,26 arttı.



Bitcoin dalgalanmalara rağmen 110 bin doları aştı

Oregon eyaletindeki bir mağazanın Bitcoin ile ödeme kabul ettiğini bildiren tabela (Arşiv – Reuters)
Oregon eyaletindeki bir mağazanın Bitcoin ile ödeme kabul ettiğini bildiren tabela (Arşiv – Reuters)
TT

Bitcoin dalgalanmalara rağmen 110 bin doları aştı

Oregon eyaletindeki bir mağazanın Bitcoin ile ödeme kabul ettiğini bildiren tabela (Arşiv – Reuters)
Oregon eyaletindeki bir mağazanın Bitcoin ile ödeme kabul ettiğini bildiren tabela (Arşiv – Reuters)

Kripto para piyasası haftaya kayda değer bir yükselişle başladı. Bitcoinin fiyatı yüzde 2,1 oranında artarak 110 bin dolar seviyesini yeniden gördü. Bu seviye, yatırımcılar açısından psikolojik ve teknik açıdan önemli bir eşik olarak görülüyor. Söz konusu yükseliş, tahvil piyasalarında yaşanan artan dalgalanmalar ve hem ABD hem de Japonya’da kamu borçlarının sürdürülebilirliğine dair artan endişeler eşliğinde gerçekleşti.

ABD’de bütçe açığının artması ve devlet tahvili ihraçlarının hız kazanması, tahvil piyasası üzerinde ciddi bir baskı oluşturdu. Diğer yandan uzun vadeli borçlanma araçlarının getirileri yükselmeye devam ediyor. Bu durum yatırımcıların enflasyon kaygılarını ve yabancı talepteki düşüşü yansıtıyor. Japonya’da ise tahvil getirileri, tarihsel olarak düşük seyreden bantlarını aşmaya başladı. Bu gelişme, onlarca yıldır sürdürülen genişleyici para politikasının sona erdirilebileceğine dair spekülasyonları beraberinde getirdi.

Kripto para analizi alanında önde gelen isimlerden Michael van de Poppe’nin sosyal medya üzerinden yaptığı bir paylaşıma göre, Bitcoinin 110 bin dolar seviyesine geri dönmesi, güçlü bir yükseliş ivmesine işaret ediyor. Aynı zamanda alternatif kripto paralar da bu olumlu eğilime katılıyor.

Söz konusu hareket, birçok piyasa izleme platformunun bildirdiğine göre, 95 bin ila 100 bin dolar arasında dalgalanan birkaç haftalık yatay seyrin ardından geldi. Binance platformunun verilerine göre, BTC/USD paritesi 110 bin 125 dolar seviyesinde kaydedilirken, günlük işlem hacmi yaklaşık 38 milyar dolara ulaştı.

Bu bağlamda Bitcoin, hem yüksek performanslı bir dijital varlık hem de alternatif bir değer saklama aracı olarak yeniden gündeme geliyor. Analistler, küresel piyasalarda yaşanan dönüşümlerin dijital para birimlerinin cazibesini artırdığını belirtiyor. Özellikle Bitcoine bağlı borsa yatırım fonlarına kurumsal sermaye akışının devam etmesi dikkat çekiyor. Bu fonların yönettiği varlıkların toplam değeri kısa süre önce 104 milyar doları aştı.

Dikkat çekici olan, bu yükselişin kısa vadeli bir spekülasyon dalgasının sonucu gibi görünmemesi. Aksine bu yükseliş, yatırımcılar tarafından ‘güvenli liman’ kavramının yeniden kapsamlı biçimde değerlendirilmesi çerçevesinde gerçekleşiyor. Zira artık geleneksel devlet borçlanma araçları -başta Amerikan hazine tahvilleri olmak üzere- aynı güven düzeyine sahip değil. Özellikle yüksek enflasyon ve kronik bütçe açıklarıyla karakterize edilen bir ortamda bu güven daha da zayıflamış durumda.

Hafta sonunda ise Bitcoinin fiyatı, 111 bin doların üzerindeki seviyelerden 108 bin 600 dolara kadar geriledi. Bu düşüş, ABD Başkanı Donald Trump’ın Avrupa mallarına ve Amerika dışında üretilen iPhone cihazlarına ağır gümrük vergileri uygulama tehdidine doğrudan bir tepki olarak gerçekleşti.

Bu ani riskten kaçınma eğilimine yönelik genel ruh halindeki dönüşüm, kripto para piyasasında 500 milyon dolardan fazla alım pozisyonunun silinmesine yol açtı. Bitcoin, Ether, Cardano, Solana ve Dogecoin’e bağlı vadeli işlem sözleşmeleri ciddi kayıplar yaşadı.

Ancak bu sabah atmosfer değişti. BTSE platformunun operasyonlardan sorumlu yöneticisi Jeff Mei, Telegram üzerinden yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Bir yandan, hafta sonu yaşanan düşüşler bize kripto para piyasasının jeopolitik ve ekonomik şoklara ne kadar hızlı tepki verdiğini gösterdi. Diğer yandan, gümrük muafiyet sürelerinin uzatılması yönünde atılan adımlar, en kötü dönemin geride kaldığına dair inancı güçlendiriyor. Bu da yatırımcıların temkinli bir şekilde yeniden birikim yapmaya başlamasına yol açtı.”