Yaklaşan seçimlerle birlikte 'Suriyeli mülteciler’ dosyasına ilişkin tartışmalar hız kazandı

Türkiye'deki depremden etkilenen Suriyeliler 4 Mart'ta Madrid yakınlarındaki bir hava üssüne vardılar. (DPA)
Türkiye'deki depremden etkilenen Suriyeliler 4 Mart'ta Madrid yakınlarındaki bir hava üssüne vardılar. (DPA)
TT

Yaklaşan seçimlerle birlikte 'Suriyeli mülteciler’ dosyasına ilişkin tartışmalar hız kazandı

Türkiye'deki depremden etkilenen Suriyeliler 4 Mart'ta Madrid yakınlarındaki bir hava üssüne vardılar. (DPA)
Türkiye'deki depremden etkilenen Suriyeliler 4 Mart'ta Madrid yakınlarındaki bir hava üssüne vardılar. (DPA)

14 Mayıs'ta yapılacak cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimleri için propaganda aşamasının başlamasıyla birlikte Suriyeli mülteci konusu yeniden gündeme geldi. Daha önce iktidar ile muhalefet arasındaki gerilim çerçevesinde tartışmalara neden olan bu dosya artık siyasi arenada daha fazla yer alıyor.
Yaklaşan seçimlerde güçlü bir varlık gösteren milliyetçi ve sol muhalefet arasında çelişkili mesajlar verildi. Milliyetçilerin Suriyelilere yönelik sert çizgisinin ve aşırılık yanlısı söylemlerinin paralelinde yabancılara ve Suriyelilere yönelik sert tavrıyla tanınan Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ liderliğinde kurulan ATA İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Sinan Oğan, “Türkiye'deki tüm Suriyeli mültecileri bir yıl içinde ülkelerine geri gönderme” sözü verdi.
Seçimler için güçlü bir partisi veya halk desteği olmayan Oğan, Türkiye'deki Suriyeli sayısının 3,6 milyon olduğunu teyit eden resmi istatistiklerin aksine 13 milyon olduğunu iddia etti. Oğan, cuma günü bir televizyon kanalında yaptığı konuşmada, Suriyeli mültecilere, Türk vatandaşlarının yararlanamadığı bazı imkanlar verildiğini savundu.
Ata İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Sinan Oğan şunları söyledi:
“Bir Türk vatandaşının sağlık sigortası sona ererse, tedavi için ödeme yapmak zorunda kalır. Ancak mülteciler ödeme yapmaz. Geri dönüş için teşvik edici adımlar atarak, ilgili ülke başkanları ile toplantılar yaparak ve koordinasyon sağlayarak mültecileri insan onuruna yakışır bir şekilde geri göndereceğiz.”
Diğer yandan Yeşil Sol Parti, sınır dışı etme merkezlerini kapatma ve mültecileri kaçtıkları ülkelere gönderilmekten koruma niyetini açıkladı. Ankara'da HDP’nin düzenlediği ve diğer sol partilerin de katılım sağladığı ‘Buradayız, Birlikte Değiştireceğiz’ sloganıyla gerçekleştirilen etkinlikte seçim beyannamesi açıklandı. Parti, genel olarak mültecilere ve yabancılara yönelik ırkçılıkla mücadele etme ve sınır dışı merkezlerini kapatma sözü verdi.
HDP ile ortak listeyle milletvekili seçimlerine katılacak olan Yeşil Sol Parti’nden yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
"Cinsiyet, yaş, ırk, inanç, bölge, meslek, mültecilik durumu gözetmeksizin Türkiye'de yaşayan herkesin tüm sağlık ihtiyaçları ücretsiz karşılanmalı. Irkçılıkla mülteci karşıtlığı temelinde mücadele edeceğiz. Ülkede yaşayan herkesin yaşam hakkını savunmak, eşitliği ve bir arada yaşamayı sağlamak için buradayız."
Yeşil Sol Parti ayrıca ‘savaş bölgelerinden kaçan mültecileri koruma, temel sosyal haklarını verme, can, para ve mal güvenliklerini sağlama ve sınır dışı etme merkezlerini kapatma’ sözü verdi.
Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı ve Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ‘Euronews’ kanalının resmi Twitter sayfasının, “Muhalefet seçimleri kazanırsa AB ile Türkiye arasındaki göçmen anlaşmasına ne olacak?” şeklindeki twitini alıntılayarak “Önce Türkiye” paylaşımı yaptı.
Türkiye ile Avrupa Birliği arasında 18 Mart 2016'da imzalanan Göç ve Mülteci Geri Kabul Anlaşması, Yunan adalarına gelen göçmenlerin Türkiye topraklarına dönüşünü sağlıyor. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre Türk hükümeti bu anlaşmadan 6 milyar euro alacak.
Türkiye, AB’nin Suriyeli mültecilerin yüklerine ve ‘Schengen” vizesine ilişkin diğer ayrıcalıkları taşımaya ve gümrük birliği anlaşmasını güncellemeye katkı olarak 3 milyar euro ödediğini’ bildirdi.
Konuya ilişkin paylaşım yapan Kılıçdaroğlu, "Bu konuda başından beri çok nettim, önce Türkiye" ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu geçen yıl 10 Mayıs'ta düzenlenen grup toplantısında yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullanmıştı:
“Mülteciler Türkiye'de kalmak istemiyor, gelişmiş ülkelere gitmek istiyor, Türkiye'de ne yapacaklar? Her biri mülteciler için bir mezarlığa dönüşen Akdeniz'i aşıp teknelerle Batı’ya gitmeye çalışıyorlar.”
Avrupalıların 3 milyar euro ödeyerek mültecilerin Türkiye'de kalmaları için baskı yaptıklarına dikkat çeken Kılıçdaroğlu, “AB gerekirse Türkiye'nin mültecileri tutması karşılığında 6 milyar euro ödeyecek" dedi.
Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanı olması halinde Suriye rejimi, Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği ile iş birliği yaparak iki yıl içinde Suriyeli mültecileri insana yakışır bir şekilde ülkelerine geri göndereceğini çok kez taahhüt etti.



Şarku’l Avsat kaynakları: Hamas Türkiye'den anlaşmayı Trump'a iletmesini istedi

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan pazar günü Hamas liderleriyle bir araya geldi (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan pazar günü Hamas liderleriyle bir araya geldi (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)
TT

Şarku’l Avsat kaynakları: Hamas Türkiye'den anlaşmayı Trump'a iletmesini istedi

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan pazar günü Hamas liderleriyle bir araya geldi (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan pazar günü Hamas liderleriyle bir araya geldi (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)

Şarku’l Avsat’a konuşan iki kaynak, Hamas’ın Gazze Şeridi'nde yeni bir ateşkes için girişimde bulunmaya çalıştığını ve ateşkes önerisini ABD Başkanı Donald Trump yönetimine iletmek için Türkiye'den destek talep ettiğini söyledi.

Kimliklerinin gizli kalması koşuluyla ayrı ayrı konuşan iki kaynak, Hamas yönetiminin, Hamas Hareketi tarafından önerilen ‘kapsamlı anlaşma’ ya da diğer adıyla ‘paket anlaşmasının’ Türkiye ile ABD arasındaki ’iyi ilişkilerden’ dolayı Türk yetkililer tarafından Trump yönetimine iletilebileceğine inandığını söyledi.

Hamas'ın önerisi, üzerinde mutabık kalınan sayıda Filistinli mahkûmun salıverilmesi karşılığında tüm İsrailli rehinelerin serbest bırakılmasını, savaşın durdurulmasını ve İsrail'in Gazze Şeridi'nin tüm bölgelerinden çekilmesini öngörüyor.

Hamas Liderlik Konseyi Başkanı Muhammed Derviş başkanlığındaki heyet, pazar günü Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile görüştü. Derviş, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanı İbrahim Kalın ile de bir araya gelerek savaşın durdurulmasıyla ilgili görüşün yanı sıra, Filistin'in iç durumuna ve diğer konulara değindi.

Kaynaklardan biri Hamas'ın Türkiye'nin desteğini istemesiyle ilgili tutumunu, Hamas'ın tüm İsrailli rehineleri teslim etmesi halinde savaşın durmasını garanti edeceğini söyleyen ABD Rehine İşleri Özel Temsilcisi Adam Boehler’in açıklamalarına dayandırdığını, ancak İsrail'in bu girişimi reddettiğini açıkladı. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve hükümetindeki bazı bakanlar tarafından yapılan açıklamalar da bu tutumu teyit ediyor.

Kaynaklardan diğeri ise şunları söyledi:

“Türkiye'deki görüşmeler, Türk yetkililere, Hamas’ın vizyonunu Washington'a iletmek için mevcut ABD yönetimiyle olan iyi ilişkilerini kullanmaları gerektiği mesajını vermeyi amaçlıyordu.”

İki kaynak da ABD'nin bu öneriyi kabul etmesi için İsrail'e baskı yapılmasında daha büyük bir rol oynaması amacıyla, arabulucu Katar da dahil olmak üzere Donald Trump yönetimindeki yetkililere mesajın iletilmesi için şimdiye kadar başka araçların da kullanıldığı konusunda hemfikir.

Kaynakların aktardıklarına göre Hamas, Gazze'deki savaş devam ederken gerçekleşmesini istediği anlaşılan Trump'ın bölgeye yapacağı ziyaret öncesinde bir anlaşmaya varılması için ABD’nin tutumuna güveniyor. Kaynaklardan biri Trump'ın İran ile nükleer programı konusunda geçici de olsa bir çözüme ulaşmayı istediğini söyledi.

Hamas’tan kaynakların birkaç gün önce Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamaya göre Hamas’ın vizyonu ‘bölgesel ve uluslararası garantilerle beş yıl sürecek uzun bir ateşkese’ hazır ve açık olmasına dayanıyor.

Hamas, herhangi bir ateşkes anlaşmasının İsrail güçlerinin Gazze'den çekilmesini ve belirli bir insani protokol uyarınca insani yardımların Gazze Şeridi’ne girişini de kapsamasını istiyor. Hamas ayrıca Arap, Müslüman ve Avrupa ülkelerinin desteğini alan Mısır'ın önerisi doğrultusunda, Gazze'yi tam yetki ile yönetecek, bağımsız ve fraksiyona bağlı olmayan kişilerden oluşan bir Filistin komitesinin kurulmasını kabul ettiğini de açıkladı.