NASA, Mars'a ilk insanları indirmek için yeni ofisini açtı

Bu yeni ofis, insanlı Mars görevlerini destekleyecek uzun vadeli gelişmelerin planlama ve analizlerinin yapılmasına öncülük edecek

NASA
NASA
TT

NASA, Mars'a ilk insanları indirmek için yeni ofisini açtı

NASA
NASA

Perşembe günü NASA, "Ay görevleri" gerçekleştirilmesine "ve Mars'a ilk insanların indirilmesine" katkı sağlamak adına, uzay ajansının Washington'daki genel merkezinde yeni bir "Ay'dan Mars'a Programı Ofisi" kurduğunu duyurdu.
NASA yöneticisi Bill Nelson, "Ay'dan Mars'a Programı Ofisi, NASA'nın cesur Ay görevlerini yerine getirmeye ve Mars'a ilk insanları indirmeye hazırlanmasını sağlayacak" diye belirtti.
Nelson şöyle dedi:
"Şu anda keşiflerin altın çağı yaşanıyor ve bu yeni ofis, NASA'nın Ay'daki uzun süreli varlığını başarıyla kurmasını sağlamasına destek olacak. Bu da insanlığın Kızıl Gezegen'e doğru bir sonraki dev sıçramasına hazırlanması için gerekli."
Bu yeni ofis, NASA'nın Artemis Ay görevleri de dahil, yaklaşan uzay keşif programları için donanım geliştirme, görev entegrasyonu ve risk yönetimi işlevlerine odaklanacak ve insanlı Mars görevlerine öncülük edecek.
NASA, ofisin insanlı Mars görevlerini destekleyecek uzun vadeli gelişmelerin planlama ve analizlerinin yapılmasına da öncülük edeceğini belirtti.
The Independent'ın haberine göre, uzay ajansı, daha önce kurumun Yaygın Keşif Sistemleri Geliştirme Birimi'nde yönetici yardımcısı olarak görev yapan Amit Kshatriya'nın ofisin ilk başkanı olarak görev yapacağını açıkladı.
Artemis I görevi kapsamında NASA, geçen yılın sonlarında mürettebatsız Orion kapsülünü Ay yörüngesine gönderip geri getirerek uzay aracının ve yeni uzay fırlatma sisteminin uçuşa uygunluğunu halihazırda kanıtlamıştı.
Halihazırda ABD'nin uzay ajansı, 2024'ün sonlarında Ay'ın etrafına 4 astronottan oluşan bir mürettebat göndermeyi planlıyor. Planlandığı gibi giderse, bunun sonucunda 2025'te Ay'ın güney kutbuna ayak basılabilir.
NASA, Ay'daki ilk kadın ve ilk siyah kişinin Artemis aracılığıyla Ay'a inmesini ve bunun uzun vadeli ve sürdürülebilir bir şekilde Ay'da kalmanın önünü açmasını umuyor.
Kurum bunun, Ay yüzeyini daha önce hiç olmadığı kadar keşfetmeye ve Mars'a yönelik gelecekteki astronot görevlerine hazırlanmaya katkı sağlayabileceğini belirtti.



Deepfake videoları tespit etmek giderek zorlaşıyor: Artık gerçekçi kalp atışları var

Kişilerin rızası ve bilgisi dışında üretilen deepfake görüntüler endişe yaratıyor (Reuters)
Kişilerin rızası ve bilgisi dışında üretilen deepfake görüntüler endişe yaratıyor (Reuters)
TT

Deepfake videoları tespit etmek giderek zorlaşıyor: Artık gerçekçi kalp atışları var

Kişilerin rızası ve bilgisi dışında üretilen deepfake görüntüler endişe yaratıyor (Reuters)
Kişilerin rızası ve bilgisi dışında üretilen deepfake görüntüler endişe yaratıyor (Reuters)

Deepfake videoların gelişmiş saptama yöntemlerini yanıltabildiği ve her geçen gün daha gerçekçi hale geldiği tespit edildi. 

Bir kişinin yüzünün ya da vücudunun dijital olarak değiştirilmesiyle oluşturulan deepfake videolar endişe yaratmaya devam ediyor. 

Bu videolar gerçek bir kişinin görüntüsünün yapay zeka kullanılarak değiştirilmesiyle yapılıyor. Aslında bu teknoloji, kullanıcıların yüzünü kediye dönüştüren veya yaşlandıran uygulamalar gibi zararsız amaçlarla da kullanılabiliyor.

Ancak insanların cinsel içerikli videolarını üretmek veya masum insanlara iftira atmak için de kullanılabilmesi ciddi bir sorun teşkil ediyor.

Bu videoların sahte olup olmadığını anlamak için kullanılan gelişmiş yöntemlerden biri kalp atışlarını izlemek. 

Uzaktan fotopletismografi (rPPP) adlı araç, deriden geçen ışıktaki küçük değişiklikleri tespit ederek nabzı ölçüyor. Nabız ölçen pulse oksimetreyle aynı prensiple çalışan bu araç, çevrimiçi doktor randevularının yanı sıra deepfake videoları tespit etmek için de kullanılıyor.

Ancak bulguları hakemli dergi Frontiers in Imaging'de bugün (30 Nisan) yayımlanan çalışmaya göre deepfake görüntülerde artık gerçekçi kalp atışları var.

Bilim insanları çalışmalarına videolardaki nabız hızını otomatik olarak saptayıp analiz eden bir deepfake dedektörü geliştirerek başladı. 

Ardından rPPP tabanlı bu aracın verilerini, EKG kayıtlarıyla karşılaştırarak hassasiyetini ölçtüler. Son derece iyi performans gösteren aracın EKG'yle arasında dakikada sadece iki-üç atımlık fark vardı. 

Ekip aracı deepfake videolar üzerinde test ettiğindeyse rPPP, videoya kalp atışı eklenmese bile son derece gerçekçi bir kalp atışı algıladı. 

Bilim insanları kalp atışlarının videoya kasten eklenebileceği gibi, kullanılan kaynak videodan kendiliğinden geçebileceğini de söylüyor.

Almanya'daki Humboldt Üniversitesi'nden çalışmanın ortak yazarı Peter Eisert "Kaynak video gerçek bir kişiye aitse, bu artık deepfake videoya aktarılabiliyor" diyerek ekliyor: 

Sanırım tüm deepfake dedektörlerinin kaderi bu; deepfake'ler gittikçe daha iyi hale geliyor ve iki yıl önce iyi çalışan bir dedektör bugün tamamen başarısız olmaya başlıyor.

Araştırmacılar yine de sahte videoları saptamanın başka yolları olduğunu düşünüyor. Örneğin sadece nabız hızını ölçmek yerine, yüzdeki kan akışını ayrıntılı olarak takip eden dedektörler geliştirilebilir.

Eisert, "Kalp atarken kan, damarlardan geçerek yüze akıyor ve daha sonra tüm yüz bölgesine dağılıyor. Bu harekette gerçek görüntülerde tespit edebileceğimiz küçük bir gecikme var" diyor.

Ancak bilim insanına göre nihai çözüm deepfake dedektörlerinden ziyade, bir görüntünün üzerinde oynanıp oynanmadığını anlamaya yarayan dijital işaretlere odaklanmaktan geçiyor:

Bir şeyin sahte olup olmadığını tespit etmek yerine bir şeyin değiştirilmediğini kanıtlayan teknolojiye daha fazla odaklanmadığımız sürece, deepfake'lerin saptanmalarını zorlaştıracak kadar iyi olacağını düşünüyorum.

Independent Türkçe, BBC Science Focus, TechXplore, Frontiers in Imaging