Almanya Savunma Bakanı: Ordudaki silahlanma açıkları 2030'dan önce kapatılamaz

Almanya Savunma Bakanı Boris Pistorius (solda) ve Şansölye Olaf Schoz (Reuters)
Almanya Savunma Bakanı Boris Pistorius (solda) ve Şansölye Olaf Schoz (Reuters)
TT

Almanya Savunma Bakanı: Ordudaki silahlanma açıkları 2030'dan önce kapatılamaz

Almanya Savunma Bakanı Boris Pistorius (solda) ve Şansölye Olaf Schoz (Reuters)
Almanya Savunma Bakanı Boris Pistorius (solda) ve Şansölye Olaf Schoz (Reuters)

Almanya Savunma Bakanı Boris Pistorius, 2030'dan önce Alman ordusundaki silahlanma boşluklarının doldurulmasının mümkün olmadığına inandığını ifade etti.
Pistorius yarın Welt am Sonntag gazetesinde yayımlanacak olan röportajında, “Mevcut açıkların 2030'dan önce tamamen kapatılamayacağını hepimiz biliyoruz” diyerek, bu nedenle NATO’nun doğu kanadını korumayı da içeren öncelikler belirlemek gerektiğini söyledi.
Alman Bakan, “Bizim için bu, 2025 yılına kadar tam donanımlı bir birlik oluşturmak ve NATO mukabele gücüne uygun bir katkı yapmak anlamına geliyor” dedi. Ordunun artan gereksinimlerine de değinen Pistorius, “Alman ordusunun üç görevi var: ulusal savunma, koalisyon savunması ve uluslararası kriz operasyonları. Bu, ekipman ve personel tarafından desteklenen beceriler gerektiriyor” ifadelerini kullandı.
Pistorius, Ukrayna'nın Rusya'ya karşı savunmasına destek olmak için silah transferinin Alman ordusundaki boşlukları genişletmesine yol açtığını açıkladı.
Alman Bakan, geçtiğimiz Ocak ayı sonunda silah üreticisi şirketler ile görüşmeler yapacağını açıklamıştı.



Muhammed bin Selman, Starmer ve Erdoğan ile son gelişmeleri görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
TT

Muhammed bin Selman, Starmer ve Erdoğan ile son gelişmeleri görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman bin Abdulaziz ile Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer arasında dün yapılan telefon görüşmesinde, bölgedeki anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesi gerektiği vurgulandı.

Görüşmede, bölgedeki son gelişmeler ve İsrail'in İran'a yönelik askeri operasyonlarının yansımaları ele alınırken, tüm anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesi ve gerilimin azaltılması için her türlü çabanın sarf edilmesinin önemine değinildi.

Diğer yandan İsrail'in İran'a yönelik saldırısı bağlamında Suudi Arabistan ve Türkiye, gerilimin düşürülmesi ve itidalli davranılması için her türlü çabanın sarf edilmesi gerektiğini ve diyaloğa dönülerek tüm anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesinin önemini vurguladı.

Şarku’l Avsat’ın Suudi Arabistan resmi haber ajansı SPA’dan aktardığına göre, Veliaht Prens Muhammed bin Selman ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasındaki telefon görüşmesinde, İsrail'in İran'a yönelik saldırısının ardından bölgede yaşanan gelişmeler gözden geçirildi ve söz konusu gelişmelerin krizin çözümüne yönelik mevcut diyaloğun kesintiye uğramasına yol açtığı ifade edildi.

Türk devlet televizyonu TRT, iki tarafın bölgesel ve küresel konuları ele aldığını belirtti. Erdoğan'ın, Başbakan Binyamin Netanyahu liderliğindeki İsrail'in ‘bölgenin istikrar ve güvenliğine en büyük tehdidi oluşturduğunu’ söylediği ve bu tehdidin İran'a yönelik saldırıyla bir kez daha ortaya çıktığını belirttiği aktarıldı.

Erdoğan, ABD ile İran arasında nükleer müzakereler yoluyla uzlaşma arayışlarının sürdüğü bir dönemde İsrail'in İran'a yönelik saldırısının barış çabalarını baltalamayı amaçladığını ve İsrail saldırılarının İsrail'in ‘bölgesel ve küresel güvenliği sorumsuzca tehdit ettiğini’ bir kez daha ortaya koyduğunu belirtti.

Görüşme sırasında Erdoğan, ‘bölgenin yeni bir krizi kaldıramayacağı ve yıkıcı bir savaşın bölgedeki tüm ülkelere düzensiz göç dalgaları yaratabileceği’ uyarısında bulunarak, ‘nükleer anlaşmazlığın ancak devam eden müzakereler yoluyla çözülebileceğini’ vurguladı.