İran Cumhurbaşkanı Reisi: "Tesettür dini ve hukuki bir mesele, herkes uymalı"

AA
AA
TT

İran Cumhurbaşkanı Reisi: "Tesettür dini ve hukuki bir mesele, herkes uymalı"

AA
AA

İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, zorunlu başörtüsü uygulamasının ülkede kanun olduğunu ve herkesin kanuna uygun davranması gerektiğini söyledi.
İran devlet televizyonunun haberine göre, başkent Tahran'da düzenlenen Kur'an-ı Kerim Sergisi'nin açılış töreninde konuşan Reisi, ülkede başörtüsü zorunluluğuna karşı eleştirileri değerlendirdi.
Tesettürün ülkede yasal bir zorunluluk olduğunu söyleyen Reisi, "Bugün tesettür konusu dini ve hukuki bir meseledir ve toplumumuzun tüm fertlerinin tesettür konusuna geçmişte olduğu gibi bugün de bağlı kalması gerekmektedir." dedi.
Reisi, tesettür konusunda farklı düşünenler için ilmi ve dini merkezlerin devreye girerek "müzakere ve ikna yoluyla meseleyi aydınlatması" gerektiğini söyledi.

İran'daki gösteriler ve başörtüsü zorunluluğu
Tahran'da 13 Eylül 2022'de "ahlak polisi" olarak bilinen İrşat devriyeleri tarafından gözaltına alındıktan sonra rahatsızlanarak hastaneye kaldırılan 22 yaşındaki Mahsa Emini'nin 16 Eylül'de yaşamını yitirmesi, ülke yönetimine karşı protestolara yol açmıştı. Gösteriler sırasında yüzlerce kişinin hayatını kaybettiği açıklanmıştı.
Emini'nin ölümü üzerine başlayan protestolar, 1979'dan bu yana uygulanan zorunlu başörtüsü yasasının esnetilmesi taleplerini yeniden gündeme getirmişti.
İran'da "İyiliği Emretme ve Kötülükten Sakındırma Merkezi" Sözcüsü Ali Hanmuhammedi, 5 Aralık 2022'de yaptığı açıklamada, eleştirilerin hedefindeki İrşat devriyelerinin görevinin sona erdiğini ve başörtüsü uygulamasının "daha modern yöntemlerle teknolojiden de faydalanılarak devam edebileceğini" belirtmişti.
Bu süreçte ülkede bazı kadınların başörtüsü kurallarına uymadığına dair görüntüler sosyal medyada yer bulmuştu. Bununla birlikte zorunlu başörtüsü yasasına uymadığı tespit edilen bazı işletmelerin kapatıldığına dair haberler ülke medyasına yansımıştı.
İran lideri Ayetullah Ali Hamaney ise 4 Ocak'ta yaptığı konuşmada, ülkedeki zorunlu başörtüsü kurallarına tam riayet etmeyen kadınların "dinsizlik ve rejim karşıtlığıyla" itham edilmemesi gerektiğini söylemişti.
Son olarak İran İçişleri Bakanlığı ve Yargı Erki tarafından ayrı ayrı yapılan açıklamalarda, zorunlu başörtüsü kuralına aykırı hareket edenlere karşı harekete geçileceği belirtilmişti.



Hamas: Edan Alexander'ın serbest bırakılmasının İsrail'in ‘askeri baskısı’ ile ilgisi yok

ABD vatandaşı İsrailli asker Edan Alexander, Tel Aviv'de ailesiyle buluştu. (AFP)
ABD vatandaşı İsrailli asker Edan Alexander, Tel Aviv'de ailesiyle buluştu. (AFP)
TT

Hamas: Edan Alexander'ın serbest bırakılmasının İsrail'in ‘askeri baskısı’ ile ilgisi yok

ABD vatandaşı İsrailli asker Edan Alexander, Tel Aviv'de ailesiyle buluştu. (AFP)
ABD vatandaşı İsrailli asker Edan Alexander, Tel Aviv'de ailesiyle buluştu. (AFP)

Hamas bugün yaptığı açıklamada ABD vatandaşı İsrailli asker Edan Alexander'ın serbest bırakılmasının İsrail'in askeri baskısının bir sonucu değil, ABD yönetimiyle yapılan temasların bir ‘meyvesi’ olduğunu bildirdi.

Hamas'tan yapılan açıklamada, “Edan Alexander'ın geri dönüşü, Siyonist saldırganlığın ya da askeri baskı yanılsamasının bir sonucu değil, ABD yönetimiyle yapılan ciddi temasların ve arabulucuların çabalarının bir meyvesidir” denildi.

Hamas dün, ABD Başkanı Donald Trump'ın Körfez turu öncesinde Gazze Şeridi'nde tutulan Edan Alexander'ı serbest bıraktı. 21 yaşındaki Alexander, 19 aydan uzun bir süredir Gazze Şeridi'nde tutuluyordu ve ABD vatandaşlığına sahip yaşayan son esirdi.

Hamas tarafından yapılan açıklamada, Alexander'ın serbest bırakılmasının İsrail Başbakanı’nın söylediğinin aksine İsrail'in askeri baskısının değil, Washington'la yapılan ‘ciddi temasların’ bir sonucu olduğu belirtildi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Alexander'ın dönüşünü ‘sıcak’ bir şekilde karşıladı ve ‘İsrail hükümetinin yaşayan ya da ölü tüm esirleri ve kayıp kişileri geri getirmeye kararlı olduğunu’ vurguladı. Netanyahu, Alexander'ın serbest bırakılmasının İsrail devletinin askeri baskısı ve Trump'ın ‘siyasi baskısı’ sonucunda gerçekleştiği değerlendirmesinde bulundu.

İsrail ordusu, 7 Ekim saldırısı sırasında kaçırılan 251 esirden 57'sinin halen Gazze Şeridi'nde tutulduğunu, bunlardan 34'ünün öldüğünü açıkladı. Ayrıca Hamas, 2014 yılından bu yana bir İsrail askerinin cesedini elinde tutuyor.

Gazze Şeridi’ndeki Sağlık Bakanlığı'nın son verilerine göre savaşın başlamasından bu yana Gazze Şeridi'nde çoğu sivil olmak üzere en az 52 bin 862 Filistinli hayatını kaybetti. Bunların 2 bin 749'u yaklaşık iki ay süren kırılgan bir ateşkesin ardından İsrail'in 18 Mart'ta saldırılarına yeniden başlamasından sonra yaşamını yitirdi.