Cezayir'de TV dizisinde terör propagandası tartışma yarattı

MAK lideri Ferhad Mehenni’nin Facebook hesabından yayınladığı bir fotoğrafı
MAK lideri Ferhad Mehenni’nin Facebook hesabından yayınladığı bir fotoğrafı
TT

Cezayir'de TV dizisinde terör propagandası tartışma yarattı

MAK lideri Ferhad Mehenni’nin Facebook hesabından yayınladığı bir fotoğrafı
MAK lideri Ferhad Mehenni’nin Facebook hesabından yayınladığı bir fotoğrafı

Cezayir’de terör örgütü olarak sınıflandırılan bölücü bir hareketin simgesinin bir dizide görünmesinin ardından kamu televizyonundan açıklama istendi. Bunun üzerine Cezayir’deki siyaset ve medya çevreleri şu anda Cezayir Görsel - İşitsel Denetim Kurumu’nun alacağı kararı bekliyor. Olay, yetkililerin söz konusu örgüte karşı iki yıl önce büyük bir savaş başlatmasından sonra meydana geldi. Yetkililer, örgütün onlarca destekçisini hapse attı ve yurtdışında yaşayan lideri hakkında uluslararası tutuklama emri çıkardı.
Al Dama (Dama oyunu) isimli dizinin bir sahnesinde, Cezayir’in başkentinde bulunan bir mahalle duvarında Kabileler bölgesindeki özerklik hareketinin kısaltması olan MAK yazısı yer aldı. Tepkiler ve yoğun tartışmalar, televizyon ve radyo kanallarındaki tüm yayınları izlemekle görevli Cezayir Görsel - İşitsel Denetim Kurumu’nu (GİDK) açıklama yapmaya sevk etti. Kurum, söz konusu açıklamada, “Kamu televizyonunda yer alan programlarından biri olan Al Dama dizisinin ilk bölümünü takip ederken, dizinin 19’uncu dakikasında, başkentte bulunan Babu’l Vad'daki bir pazar yerinde terör örgütü olarak sınıflandırılan bölücü bir hareketin adının yazılı olduğu bir duvarın yer aldığı bir sahneyi kaydettiğini” belirtti.
GİDK, “kamu televizyonunun yaptığı açıklamalar ışığında gerekli tedbirleri alacağını” bildirdi. Ancak Cezayir Kamu Televizyon Kurumu, GİDK’nin istediği “açıklamayı” henüz yayınlamadı.
Dizinin yönetmeni Yahya Muzahem ise basına yaptığı açıklamada, mahallede dizinin sahnelerini çekerken bölücü hareketin adını fark etmediğini kaydetti. Ayrıca diziyi incelerken de bunu fark etmediğini, fark etselerdi farklı bir şekilde davranacaklarını da belirterek, “Konu tüm bu tartışmaları ve sert tepkileri gerektirmiyor” dedi.
Yönetmen, son iki günde bir milletvekilinin konuya müdahil olmasıyla meselenin başka boyutlara ulaştığını belirtti. Söz konusu milletvekili, İletişim Bakanı Muhammed Buslimani’yi, "GİDK’nin televizyonda yayınlanan eserlerin denetimi öncesi ve sonrası görevini yerine getirmemesi" konusunda açıklama yapmak üzere Temsilciler Meclisi'ne gelmeye çağırdı. Milletvekili, "Bir terör örgütünün sembolünün, denetim makamı fark etmeden bir televizyon programında yer almasının kabul edilemez olduğunu" vurguladı. Basın yasasının GİDK’nin görevini yalnızca izleme sonrası ile sınırladığını da unutmamak gerekir. Kurum, daha önce “genel ahlaka ve edebe aykırı” materyalleri yayınlaması nedeniyle özel kanalların kapatılmasına varan cezalar vererek müdahale etmişti. Ayrıca televizyonda yer alan bazı programlara, “Milli ve Dini değerleri ihlal eden içerikler barındırdığını” ve bir kısmının “ülkenin dış politikasına uygun olmadığını” söyleyerek ceza vermişti.
Milletvekillerinin eleştirileri MAK örgütünün sembolünün görünmesiyle sınırlı kalmayıp, “dizide yer alan şiddet” bahanesiyle Al Dama yönetmenine saldırmaya kadar uzandı. Tartışmada kamuoyu, ifade özgürlüğünün sansürlendiğini savunanlarla terör örgütü propagandası yapıldığını savunanlar arasında ikiye bölündü.
Diziyle ilgili tartışmalar, “bölücü örgüt meselesini” yetkililerin tamamen kapatmak istediği bir dönemde yeniden gündeme getirdi. Özellikle iddianameye göre yargı, geçen kasım ayından sonra örgütün 49 aktivistini, 2021 yazındaki ünlü aşiret yangınlarında otuz kişinin öldürülmesi olayına karıştıkları gerekçesiyle idama mahkûm ettikten sonra yetkililer, bölücü örgüt meselesini kapatmak istiyor. Ayrıca, Fransa'da ikamet eden bir mülteci olan sözde "Kabiliye Hükümeti" Başkanı Ferhad Mehenni hakkında uluslararası tutuklama emri çıkardı. Mehenni, yetkililer tarafından, “onlarca kişinin ölümüne neden olan ve mülklere, hayvanlara ve ormanlara büyük zarar veren büyük yangınları düzenlemekle” suçlanıyor.



İsrail'in Gazze Şeridi'ye devam eden son saldırılarında ölü sayısı 100 aştı

İsrail'in bombardımanı sonucu Gazze'de mültecileri barındıran bir okulda meydana gelen hasarı inceleyen Filistinli bir kız (Reuters)
İsrail'in bombardımanı sonucu Gazze'de mültecileri barındıran bir okulda meydana gelen hasarı inceleyen Filistinli bir kız (Reuters)
TT

İsrail'in Gazze Şeridi'ye devam eden son saldırılarında ölü sayısı 100 aştı

İsrail'in bombardımanı sonucu Gazze'de mültecileri barındıran bir okulda meydana gelen hasarı inceleyen Filistinli bir kız (Reuters)
İsrail'in bombardımanı sonucu Gazze'de mültecileri barındıran bir okulda meydana gelen hasarı inceleyen Filistinli bir kız (Reuters)

Filistin basını bu sabah itibarıyla İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği son saldırılarda ölenlerin sayısının 91'e yükseldiğini bildirdi.

Alman Haber Ajansı DPA, Gazze’deki tıbbi kaynaklardan bu sabah İsrail'in Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerine düzenlediği hava saldırılarında 63 Filistinlinin öldüğünü aktardı.

Filistin resmi ajansı WAFA’nın kaynaklardan aktardığına göre öldürülenlerden 28’i Gazze’nin orta ve güney kesimlerinde insani yardım almayı bekleyen ve işgalci İsrail güçlerinin açtığı ateş sonucunda hayatını kaybeden Filistinlilerdi.

Gazze'deki Sivil Savunma Müdürlüğü, bu sabah Gazze şehrinin batısında, mültecilerin sığındığı Mustafa Hafız Okulu’na düzenlenen hava saldırısı sonucunda 10 kişinin hayatını kaybettiğini ve çok sayıda kişinin yaralandığını açıkladı.

Gazze’deki sağlık yetkilileri ve hastaneler, geçtiğimiz ay gıda yardımlarının dağıtıldığı merkezlerin yakınlarındaki bölgelerde yüzlerce Filistinlinin öldürüldüğünü açıkladı.

Gazze Şeridi, İsrail'in yaklaşık iki yıldır Hamas Hareketi’ne karşı yürüttüğü askeri harekatın ardından gıda ve diğer temel ihtiyaç maddelerinde ciddi bir kıtlık yaşıyor. İsrail’in saldırıları, Gazze Şeridi’nin büyük bir kısmını enkaza çevirirken 2 milyonluk nüfusun çoğunu yerinden etti.

Binlerce insan yardım dağıtım merkezlerinin çevresinde toplanarak insani yardım malzemelerinin gelmesini sabırsızlıkla bekliyor, ancak yardım tırlarının geçtiği yollarda neredeyse her gün silahlı çatışmalar ve cinayetler yaşandığına dair haberler geliyor.

Gazze’deki sağlık yetkilileri, mayıs ayı sonlarından bu yana 500'den fazla Filistinlinin ABD destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı (GHF) tarafından yönetilen yardım merkezlerinin yakınlarında veya Birleşmiş Milletler’e (BM) ait gıda tırlarının geçmesi planlanan bölgelerde üzerlerine açılan ateş sonucu hayatlarını kaybettiğini bildirdi.