Moskova: Ankara ile Şam arasındaki ‘normalleşme’ istişareleri

Rus kaynakları, Suriye rejiminin aşırılığını “iç tüketim” olarak niteleyip hafife aldı.

Nisan ayı başında Moskova’dan bir manzara (AFP)
Nisan ayı başında Moskova’dan bir manzara (AFP)
TT

Moskova: Ankara ile Şam arasındaki ‘normalleşme’ istişareleri

Nisan ayı başında Moskova’dan bir manzara (AFP)
Nisan ayı başında Moskova’dan bir manzara (AFP)

Rusya’nın başkenti Moskova’da Rusya, Suriye, İran ve Türkiye dışişleri bakan yardımcılarının katılımıyla başlayan dörtlü görüşmelere beklenti hâkim oldu.
Kapalı kapılar ardında gerçekleştirilen istişare turunun gidişatını çevreleyen gizliliğe rağmen Suriye tarafının medyaya yansıyan sert açıklamaları, Şam ile Ankara arasındaki normalleşme yolunda ilerleme çabalarının sekteye uğradığını ima ediyor. Rus çevreleri ise toplantının düzenlenmesinden duyduğu memnuniyeti dile getirerek,  ‘mümkün olan en kısa sürede’ dışişleri bakanları düzeyinde bir toplantı ayarlamanın ‘önemli bir ön adım’ olacağına dikkat çekti.
Dörtlü toplantı çalışmaları, diyaloğun gündemi ve katılan tarafların tutumlarına ilişkin ayrıntılar açıklanmadan başladı. Suriye heyeti, Şam’ın Ankara ile normalleşme şartlarını ilan ederek kapalı oturumları kasıtlı olarak engellemiş olsa da Rus diplomatik çevreleri, ‘Suriye aşırılığının’ önemini hafife aldı. Bakan yardımcıları düzeyinde yapılacak toplantıda yapılması gerekenin kamuoyuna açıklama yapmak veya uzlaşı ilan etmek değil, aksine ‘yakın zamanda yapılacak ve dört ülkenin liderlerinin katılacağı bir zirvenin önünü açacak ve mutabakata zemin hazırlayacak bir bakanlar toplantısına hazırlık’ olduğu belirtildi.
Rus medyası, Suriye hükümeti haber ajansı SANA’dan aktardığına göre hükümet heyeti başkanı Eymen Susan, müzakereler sırasında üç ana noktaya odaklanılmaya çalışıldığını belirterek, “Bunlar, Suriye topraklarındaki yasadışı Türk varlığına son verilmesi, Türkiye’nin Suriye’nin iç işlerine karışmaması ve terörün her türlüsüne karşı mücadele edilmesi gereğidir” dedi.
Rusya, Türkiye ve İran heyetleri bu açıklamalar karşısında resmi düzeyde sessiz kaldı. Daha sonra Rus devlet kanalı Russia Today (RT), Suriye heyeti başkanının toplantıya ilişkin ifadelerini diğer tarafların müdahalelerine değinmeden yayınladı.
RT’ye göre Susan katılımcılara; Türkiye’nin, kuvvetlerini tüm Suriye topraklarından çekeceğini ve fiilen çekilmeye başlayacağını resmi olarak ilan etmesinin, iki taraf arasında yeniden iletişim kurmanın kapısını açacaktır güvencesini verdi.
“Suriye’nin kuzeydoğu ve kuzeybatısındaki durumu eski haline döndürmek için Suriye’nin egemenliğinin ve birliğinin korunması, yasadışı güçlerin çekilmesi, terörle mücadele ve Suriye devletinin tüm topraklarda otoritesinin yeniden tesis edilmesi gibi koşulların sağlanması gerekiyor” dedi.
Eymen Susan, “Herhangi bir terör tehdidinin varlığı, bununla mücadele için ilgili ülke ile fiilen ve hukuken iş birliği ve koordinasyonu gerektirmektedir. Suriye, egemenliğine ve toprak bütünlüğüne saygı çerçevesinde olduğu sürece böyle bir iş birliğine hazır olduğunu ifade ederek ülkesinin, Türk güçlerinin Suriye’den çekilmesine, İdlib bölgesinde teröre karşı mücadele ve terörün ortadan kaldırılmasına ilişkin henüz olumlu bir işaret görmediğine dikkat çekti.
Suriye heyeti başkanı, Şam’ın, Rusya ve İranlı dostlarının Suriye ile Türkiye arasındaki iletişimi yeniden tesis etme çabalarına olumlu baktığını ve buna açık olduğunu söyleyerek, “Ancak bu hedefe ulaşmanın, karşılanması gereken nesnel koşulları ve gereklilikleri vardır” dedi. Susan, “Birleşmiş Milletler raporlarına göre yüzden fazla ülkeden yabancı teröristler buraya geldi. Suriye, tam ve sınırsız planlama ve bazı batılı, bölgesel ve Arap ülkelerinin desteğiyle benzeri görülmemiş bir terör savaşına maruz bırakıldı ve ne yazık ki bu komşu ülkeler aracılığıyla oldu.” ifadelerini kullandı
Bu açıklamalar, Moskova’nın Şam ile Ankara arasındaki normalleşme yolunu başarılı kılmak için yürüttüğü arabuluculuk çabalarının sekteye uğradığı anlamına gelse de Rus diplomatik kaynak Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, Suriye liderliği tarafından açıklanan koşulların tekrarlanmasının “Şam’ın Moskova’nın güçlü bir şekilde desteklediği normalleşme yolunun başarısına bağlı olmadığı anlamına gelmediğini” söyledi. Kaynak ayrıca, “Toplantının tamamlanması, kendi başına önemli bir adımdır. Çünkü bu toplantının uzlaşıya varmak için değil, yalnızca bakanlar toplantısının gündeminin belirlenmesi için gerekli olduğuna” dikkat çekti.
Kaynak, Rusya'nın pozisyonunun net olduğunu ve Astana grubunun ateşkes rejiminde bir kusura veya Suriye topraklarının tamamında hüküm süren düşmanlık rejiminin sona ermesinden geri adım atılmasına izin vermeyeceği gerçeğinden kaynaklandığını söyledi. Artık herhangi bir ön koşul sunmak, Kürtlerle çatışma da dahil olmak üzere Suriye'nin kuzeyindeki iç savaşa dönüş anlamına gelir. Suriye’nin kuzeyi, Suriye’nin güneyinde ve Suriye’deki diğer bölgelerde durumu ateşleyecek kıvılcım olacak ve bunun sonuçları Suriye ve halkı için felaket olacaktır” ifadelerini kullandı
Rus diplomat, “Herhangi bir ön koşulun ortaya koyulması, Suriye ile Türkiye arasındaki ilişkiyi düzeltme girişimine dahil olan herhangi bir tarafça ilkesel olarak kabul edilemez. Bu sorun, tüm konuların toplantılarda ve her düzeyde tartışılması için çözülmüştür” dedi.
Kaynak ayrıca, “Önemli olan dışişleri bakan yardımcılarının dörtlü toplantıya katılmaları. Bu, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed’in geçtiğimiz günlerde Moskova’da Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüşmesinin ardından, Rusya’nın Türkiye-Suriye çözümü konusundaki ve ayrıca Türkiye’nin Suriye iç çözümünü tüm Suriyelilerin katılımıyla başlatmasına yardımcı olmadaki önemli rolüne ilişkin tutumunda kararlı olduğunu anlaması sonrasında gelişti” dedi.
Türkiye’nin kendi adına ‘normalleşme sürecinin başlatılması ve askıdaki sorunların çözümü için müzakerelere ilişkin ön koşulları açıklamadığını söyleyen Rus diplomatik kaynak, “Türkiye, Suriye ile ilişkileri düzeltme ve komşuluk ilişkilerini normale döndürme girişimi ve meselesini çok yüksek bir sorumlulukla ele alıyor. Herhangi bir tarafça yapılan tüm medya manevralarını anlıyor” dedi. Kaynak, zaman zaman yapılan sert açıklamaların ‘dörtlü toplantının bakanlar toplantısına hazırlanma hedefindeki ilerlemeyi etkilemeyeceğine, daha ziyade yalnızca Suriye içi tüketim için kullanılmasının amaçlandığına’ dikkat çekti.
Rus kaynak, ‘Suriye- Türkiye ilişkilerinin çözüme kavuşturulacağına, bakanlar toplantısının yakında yapılacağına ve ardından cumhurbaşkanları düzeyinde toplantının düzenleneceğine’ inandığını da dile getirdi.



Kuşatma altındaki el-Faşir, savaş ve açlıkla mücadele ediyor

Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) tarafından kuşatılan el-Faşir kentinden göç (Arşiv – Şarku’l Avsat)
Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) tarafından kuşatılan el-Faşir kentinden göç (Arşiv – Şarku’l Avsat)
TT

Kuşatma altındaki el-Faşir, savaş ve açlıkla mücadele ediyor

Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) tarafından kuşatılan el-Faşir kentinden göç (Arşiv – Şarku’l Avsat)
Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) tarafından kuşatılan el-Faşir kentinden göç (Arşiv – Şarku’l Avsat)

Sudan'ın batısında bulunan Kuzey Darfur eyaletinin başkenti el-Faşir'deki sivillerin durumu, gıda, su ve tıbbi tedaviye erişimin giderek zorlaşmasıyla daha da kötüleşiyor. Açlık ve devam eden çatışmalar, Nisan 2024'ten bu yana şehirde mahsur kalan on binlerce insanın kaderini tehdit ediyor. Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) her geçen gün kötüleşen insani durumun ortasında, gıda maddelerinin şehre girdiği tüm geçitleri ve yolları kapatıyor; temel gıda maddeleri ve yakıt tedarik etme girişimlerini engelliyor.

El-Faşir'deki kaynaklar, HDK’nin her gün pazarları ve hayati tesisleri ağır topçu ateşine tutması nedeniyle büyük marketlerin kapılarını kapatmasının ardından sivillerin büyük zorluklarla gıda temin ettiğini söyledi. Şarku’l Avsat’a konuşan kaynaklar, “Siviller, mısır unu, şeker, yağ ve sabun gibi temel gıda maddelerini satın almak için meskûn mahallelerdeki küçük marketlere güveniyor” dedi.

Devam eden kuşatmanın bir sonucu olarak, bölge sakinlerinin alım gücü azaldı ve yüksek fiyatlar nedeniyle az miktarda yiyecek bile alamaz hale geldiler.

Bir bölge sakini, banka yoluyla ödeme yapıldığında fiyatların iki katına çıktığını, nakit ödeme yapıldığında ise fiyatların düştüğünü ve çok sayıda bölge sakininin yüksek fiyatlar nedeniyle el-Faşir'den kaçtığını belirtti. Birçok sebze ve meyve türü bir yılı aşkın süredir şehrin pazarlarında bulunmuyor.

Gıda kaçakçılığı

Bazı kent sakinlerine göre, el-Faşir'e mal ve eşya sokmanın tek yolu eşek ve deve gibi hayvanları kullanarak kaçakçılık yapmak, ancak bu da riskli. Çünkü HDK militanları tarafından durduruluyorlar ve çoğu zaman mallara el konuluyor.

VFGHY
Sudanlılar savaştan kaçmak için Kuzey Darfur eyaletinin başkenti el-Faşir’in eteklerinde bulunan Ebu Şuk Mülteci Kampı’na sığınıyor. (AP)

Şehir sakinlerinin çoğunluğu, günde darı unu ve mısırdan yapılan tek bir ana öğünle yetiniyor ve ellerinde başka bir şey olmayabiliyor.

Geleneksel yeraltı kuyularından yeterli miktarda içme suyu temin edilse de, bir varilin fiyatının 8 bin Sudan cüneyhini aşması vatandaşların sıkıntılarını artırıyor.

Günde bir öğün ücretsiz yemek sağlayan aşevlerine bağımlı hale gelen ailelerin sayısı her geçen gün artıyor; bazen bu yemekler ihtiyaç sahibi ailelerin sayısına yetmiyor. El-Faşir'deki bazı vatandaşlar, kuşatma altında bulunan kentteki insani durumun özellikle çocuklar, kadınlar ve yaşlılar için ciddi bir zorluk derecesine ulaştığını, yetersiz beslenme nedeniyle zayıf vücutlarının bunu kanıtladığını bildirdi.

Yerlerinden edilen insanlar HDK ve müttefikleri tarafından öldürmeye varan ciddi ihlallere maruz kaldıkları için el-Faşir'den kaçmak da güvenli değil. Bölge sakinleri, kuşatmanın devam etmesi ve el-Faşir'e insani erişimin açılmaması halinde, sonbahar mevsimine girilmesi ve vatandaşların tarım yapamaması nedeniyle durumun daha da kötüleşeceğinden korkuyor.

Saha durumu

El-Faşir'deki geniş alanlar, son birkaç gün içinde siviller arasında onlarca ölüm ve yaralanmaya neden olan, bazıları konutları hedef alan yoğun topçu bombardımanına ve insansız hava aracı (İHA) saldırılarına tanık oluyor.

Yerel kaynaklar, ordunun geçtiğimiz aylarda HDK tarafından el-Faşir'e düzenlenen onlarca saldırıyı püskürtmeyi başardığını bildirdi. El-Faşir sakinleri, Birleşmiş Milletler (BM) ve yardım kuruluşlarının insani yardımın ihtiyaç sahibi sivillere ulaşmasına izin vermesi için HDK üzerinde daha fazla baskı kurmasını bekliyor.

Yerel bir gönüllü grubu olan el-Faşir Direniş Komiteleri Koordinasyonu, çatışmaların ortasında kalan on binlerce masum insanın çektiği acılara son vermek için orduyu şehir üzerindeki kuşatmayı kaldırmaya çağırıyor.

CDFG
Kuzey Darfur eyaletinin başkenti el-Faşir'deki Hızlı Destek Kuvvetleri mensupları (Arşiv - Telegram)

Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan kısa bir süre önce BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'in talebi üzerine kentte bir hafta süreyle insani ateşkes yapılmasını kabul etti, ancak HDK bu konuda kendileriyle herhangi bir temas kurulmadığını belirtti.

HDK'ye göre el-Faşir kentinde şu anda siviller bulunmuyor; kentte bulunanlar ordu ve müttefik silahlı gruplara mensup savaşçılar.

Geçtiğimiz haziran ayında BM Güvenlik Konseyi, bir yıldan uzun bir süredir HDK tarafından kuşatma altında tutulan ve ordunun geniş ve yoğun nüfuslu Darfur bölgesindeki son kalesi olan el-Faşir üzerindeki kuşatmanın kaldırılması için bir karar almıştı.