Japonya'da bir restoranda ortak kaseye kendi yemek çubuklarını daldıran iki kişi gözaltında

Suşi restoranları da dahil olmak üzere ülkedeki birçok yemek zinciri, müşterilerin hijyenik olmayan davranışlar sergileyip bunları sosyal medyada paylaşmasından şikayetçi (Pixabay)
Suşi restoranları da dahil olmak üzere ülkedeki birçok yemek zinciri, müşterilerin hijyenik olmayan davranışlar sergileyip bunları sosyal medyada paylaşmasından şikayetçi (Pixabay)
TT

Japonya'da bir restoranda ortak kaseye kendi yemek çubuklarını daldıran iki kişi gözaltında

Suşi restoranları da dahil olmak üzere ülkedeki birçok yemek zinciri, müşterilerin hijyenik olmayan davranışlar sergileyip bunları sosyal medyada paylaşmasından şikayetçi (Pixabay)
Suşi restoranları da dahil olmak üzere ülkedeki birçok yemek zinciri, müşterilerin hijyenik olmayan davranışlar sergileyip bunları sosyal medyada paylaşmasından şikayetçi (Pixabay)

Japonya'da bir restoranda ortak kullanılan zencefil kasesine kendi yemek çubuklarını saldıran iki kişi gözaltına alındı.
Gözaltına alınanların 34 yaşındaki Toshihide Oka ve 35 yaşındaki Ryu Shimazu olduğu öğrenildi.
Olay, ülkenin tanınmış gyūdon zinciri Yoshinoya tarafından işletilen, Osaka'daki bir restoranda meydana geldi.
Türkçede "sığır eti kasesi" anlamına gelen gyūdon, Japonya'nın en popüler yemeklerinden biri.
Pirinç üzerinde terbiyeli sığır eti ve soğanın dizilmesinden oluşan yemek genellikle zencefil turşusu eşliğinde servis ediliyor.
Ancak zencefil turşularının yer aldığı kaseler genellikle ortak kullanılıyor. Hijyenin sağlanması için de müşterilerin bu kaselerdeki turşuları kendi yemek çubuklarıyla değil, buna özel çubuklarla çıkartması ve tabağına alması gerekiyor.
Oka ve Shimazu ise zencefil turşusu kasesine kendi yemek çubuklarını daldırdı. İkili bu yüzden restoranın hizmetini engellemekle suçlanıyor.
The Japan Times'ın aktardığına göre ikilinin bunu kasten yaptığı görüldü. Zira Shimazu yemek çubuklarını zencefil kasesine daldırdığı sırada Oka onu kayda aldı.
Görüntüler sosyal medyada paylaşıldı ve geniş çapta yayıldı. Japon polisi bunun ardından harekete geçti.
Shimazu'nun "İnsanları güldürmek istedim" dediği, Oka'nın da "Shimazu'ya komik bir şey yapmasını söyledim. Komik olduğunu düşündüğüm için herkese göstermek istedim" ifadelerini kullandığı aktarıldı.
Adalet Bakanlığı, ikiliye mala zarar verme suçlaması yöneltti.
Zira Yoshinoya, bu olayın ardından Osaka'daki restoranı geçici olarak kapattı ve tüm kaselerindeki zencefil turşularını değiştirmek zorunda kaldı.
Ülke genelinde yaklaşık 1000 restoran işleten firmanın bir sözcüsü, "Bu haberin müşteriler arasında rahatsızlığa ve endişeye neden olması ve genel olarak dışarıda yemek yemenin güvenliğini sorgulamasına sebebiyet vermesi gerçekten üzücü" açıklamasında bulundu:
"Bunun bir daha yaşanmamasını içtenlikle diliyoruz."
 
Independent Türkçe, The Guardian, The Japan Times



Bilinç, beynin neresinde? Öne çıkan iki teori de sınavı geçemedi

Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)
Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)
TT

Bilinç, beynin neresinde? Öne çıkan iki teori de sınavı geçemedi

Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)
Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)

Bilincin beynin hangi bölümünde olduğunu araştıran bilim insanları ilginç sonuçlara ulaştı. 

Kişinin kendisini, etrafını, deneyimlerini, duygularını anlamasını sağlayan bilinç, insan varlığının temel bileşenlerinden biri. 

Bilim insanları uzun zamandır bilincin beynin hangi bölümünde, nasıl meydana geldiğini anlamaya çalışıyor. Pek çok fikir ortaya atılırken halihazırda 30'a yakın teori olduğu tahmin ediliyor. 

Bunlar arasında en çok öne çıkan ikisiyse Küresel Çalışma Alanı Teorisi (GWT) ve Bütünleşik Bilgi Teorisi (IIT). Bunlardan ilki bilincin, beynin ön kısmında olduğunu ve buradaki kilit bölgeler duyusal bilgileri tüm beyne yaydığında bilinçli deneyimin ortaya çıktığını savunuyor. 

IIT ise beyindeki bilginin son derece entegre ve bütünleşik olduğunu ve bu şekilde bilinçli bir deneyimin mümkün olduğunu öne sürüyor.

Önde gelen hakemli dergi Nature'da 1 Mayıs Perşembe günü yayımlanan çalışmada bilim insanları, bu iki teoriyi test ederek hangisinin geçerli olduğunu bulmaya çalıştı. Bulgular, ikisinin de yetersiz olduğuna işaret ediyor. 

Max Planck Enstitüsü'nden Dr. Lucia Melloni ve ekip arkadaşları, ABD, Avrupa ve Çin'deki 12 laboratuvarda 256 kişiye çeşitli görüntüleri izleterek beyinlerindeki elektrik ve manyetik aktiviteyi ve kan akışını ölçtü. 

Katılımcıların bilinçli farkındalığını ölçmek için onlara çeşitli yüzler, nesneler ve semboller gösterildi. Katılımcılar ekranda belirli görüntüler belirdiğinde bir düğmeye bastı. Ekip katılımcıların beynini üç farklı yöntem kullanarak izledi.

Bulgular bilincin, beynin düşünmeyle ilişkili ön kısmından ziyade, görme ve işitmeyle bağlantılı duyusal bölgeleri içeren arka kortekste ortaya çıktığına işaret ediyor. 

Çalışma, beynin arka kısmındaki nöronlarla öndeki bölgeler arasındaki önemli bağlantılar saptasa da bilincin ana merkezinin arka kortekste olduğu fikrini destekliyor.

Araştırmada ayrıca IIT'nin öne sürdüğü gibi bilincin, beynin çeşitli bölümlerinin etkileşimi ve işbirliğiyle oluştuğunu destekleyen güçlü kanıtlar da bulunmadı. 

Makalenin başyazarlarından Christof Koch, "Burada kanıtlar kesinlikle arka korteks lehine. Bilinçli deneyimle ilgili bilgiler ön loblarda ya yoktu ya da arka kortekse kıyasla çok daha zayıftı" diyerek ekliyor: 

Bu durum, ön lobların zeka, yargılama, muhakemede kritik önem taşımasına karşın görme, bilinçli görsel algılama gibi konularda kritik bir rol oynamadığı fikrini destekliyor.

Araştırmacılar yeni çalışmanın komadaki veya bitkisel hayattaki hastalar açısından da önem taşıdığını ifade ediyor.  

Bu durumdaki hastalar birkaç gün boyunca yanıt vermediği zaman genellikle bilinçlerini kaybettikleri varsayılarak yaşam destek ünitesiyle bağları kesiliyor. Ancak geçen yıl yayımlanan bir çalışmada tepkisiz hastaların yaklaşık 4'te birinin bilinci olabileceği tespit edilmişti.

Bu araştırmaya gönderme yapan Koch "Bilincin beyindeki temelini bilmek, sinyal vermeden 'orada olmanın' bu gizli biçimini daha iyi saptamamızı sağlar" diyor. 

Independent Türkçe, Reuters, New York Times, SciTechDaily, Nature