Yemen: Husiler Sana'nın batısındaki mahallenin tümüne el konulması kararı aldı

Yemen'in tarihi şehri ‘eski Sana’ (EPA)
Yemen'in tarihi şehri ‘eski Sana’ (EPA)
TT

Yemen: Husiler Sana'nın batısındaki mahallenin tümüne el konulması kararı aldı

Yemen'in tarihi şehri ‘eski Sana’ (EPA)
Yemen'in tarihi şehri ‘eski Sana’ (EPA)

Husi darbeciler, yaklaşık 7 asır önce Yemen'in başkenti Sana'nın batı mahallesine, bu mahallenin topraklarının sadece hanedanları yararına bir imam tarafından vakfedildiği bahanesiyle el koymaya başladılar. Bu adım, hazine zekâtı’ adı altında liderlerinin hanedanı lehine yüzde 20'lik bir vergi koyduktan ve aynı zamanda eski Sana'a kentindeki 500'den fazla dükkânı kaldırma ve yerlerine mezhepsel bir türbe kurma planının başlatılmalarıyla aynı zamanda gerçekleşti.
Husi darbeciler, Asr bölgesinde geniş arazilere el koyma niyetlerini bir yıl öce açıkladılar.  Ancak hiç kimse darbecilerin böyle bir adım atarak bu mahallede yaşayan yüzlerce aileyi, orada arazi satın alıp inşa ettikleri konut, dükkân veya fabrikalarına el koyarak çıkaracağını beklemiyordu.
Gruba bağlı sözde vakıflar kurumu başkanı Abdulmecid el-Husi tarafından imzalanan ve Şarku’l Avsat’ın ulaştığı belgeye göre, batı kısmındaki es-Sittin Caddesi’nden es-Sabaha bölgesine kadar uzanan Asr mahallesindeki arazilerinin mülkiyetine el konulması sürecinin başlatılmasına karar verildi. Bölge sakinlerinin mülkiyetinde olan veya yıllar önce başkalarına satılan binalar, tarım arazileri ve tepeler de bu karara dahil edildi.
Darbeciler, bu toprakların yaklaşık yedi asır önce Husi liderlerden birinin ailesi adına vakfedildiğini, geri kalan payın yerli nüfusa tahsis edildiğini belirten bir belge olduğunu öne sürerek bu adımı attı. Husi liderin imzaladığı belgeye göre, araziler, evler, çiftlikler dahil olmak üzere bu bölgenin tüm mülkiyeti, vasilik yetkisinin sahibi olması için sözde vakıflar kurumuna devredildi. Ayrıca topraklara el koyma işleminin iki aşamada gerçekleştirilmesi şart koşuldu: Öncelikle bölge sakinleri arazinin sahibi olmadıklarını kabul ettikleri aylık kira sözleşmelerini imzalamaya zorlanacak. Daha sonra, çeşitli amaçlarla inşaatların yapıldığı bölgelerden aylık olarak kiraların toplanma süreci başlayacak.
İkinci aşamada, bölge haricinden şahıslara ait konutlar da sürece dahil edilecek. Bölge sakinlerinin yaşadığı konut meselesi ise daha sonra ele alınacak. Belgeye göre, sakinler kira miktarı konusunda süreçle ilgilenen komite ile anlaşmazlığa düştüğü taktirde, asıl sakinler konuyu Sana şehrinden sorumlu Husi lider Halid el-Medani’ye sevk edecek. Medani, sözde vakıflar kurumunun aldığı karar göre uygun gördüğü kararı alabilecek ve şahıslar bu karara itiraz edemeyecek. Nitekim Yemenliler, sosyal medyada yaptıkları açıklamalarda bu gelişmeler üzerine dehşete düştüklerini dile getirdi.
Husiler aynı zamanda Sana’da UNESCO Kültür Mirası listesinde yer alan eski şehir semtinde bulunan dört farklı çarşıdaki 500 eski yapıyı, yerlerine kendi mezheplerine uygun bir türbe inşa edilmesi amacıyla kaldırmayı planlıyor. Bu planın, Husi grubu ile bir barış anlaşması düzenleme yönündeki çabalarda karşılaşılan zorlukları teyit ettiğine dikkat çeken Yemenliler, başkentin demografik yapısını değiştirmekte ısrar eden darbecilerin izlediği ırkçı yaklaşımı pekiştirdiğini ifade ettiler.
Bu gelişmeleri eleştiren Yemen Enformasyon Bakanlığı Vekili Abdulbasit el-Kaidi, Husi çetesinin yaklaşık 7 asırlık bir efsaneyi öne sürerek Asr bölgesinde vatandaşların mallarını yağmalamaya yönelik organize bir faaliyet yürüttüğünü söyledi. Ayrıca, “İçlerinden biri, diğer bölgeleri de yağmalamak için yeni bir emir yayınlatacak. Yemenliler kendilerini bu milislere kira öderken bulacaklar. Böylece onlar haricinde kimse bir karış toprağa sahip olamayacak” açıklamalarında bulundu.
Bölge sakinlerinden Nebil, darbecilerin toprakları yağmalamak için öne sürdüğü gerekçelerle dalga geçerek, ellerinde tuttukları söz konusu belgenin geçerliliğini, bu toprakların mülkiyetinin nasıl tek bir kişi tarafından elde edildiğini sorguluyor. Söz konusu Husi ailenin ataları Yemen'e gelmeden önce buranın Yemenlilere ait olduğunu vurgulayan Nebil, bu konunun Husi grubu ile halk arasında çatışmalara yol açacağını söylüyor.
Sana'da devlet memuru olarak çalışan Yahya, devrimcilerin attığı bu adımlara şaşırmadığını söylüyor. Bugün yeni Husi liderlerin kendilerine muhaliflerin mallarını adli korumalar ve ceza mahkemesi aracılığıyla yağmalamak istediğini vurgulayan Yahya, bu toprakların vakıf veya kamu mülkiyeti olduğunu iddia ettiklerini, atalarının da yüzyıllar önce bu tür yaklaşımlar izlediğini belirtiyor. 



Gazze ateşkesi: Anlaşmanın imzalanacağına dair sinyaller artıyor

Gazze Şeridi'nin güneyindeki bir mülteci kampına düzenlenen saldırıda yaralanan ve tedavisi altına alınan küçük bir kız çocuğu (AFP)
Gazze Şeridi'nin güneyindeki bir mülteci kampına düzenlenen saldırıda yaralanan ve tedavisi altına alınan küçük bir kız çocuğu (AFP)
TT

Gazze ateşkesi: Anlaşmanın imzalanacağına dair sinyaller artıyor

Gazze Şeridi'nin güneyindeki bir mülteci kampına düzenlenen saldırıda yaralanan ve tedavisi altına alınan küçük bir kız çocuğu (AFP)
Gazze Şeridi'nin güneyindeki bir mülteci kampına düzenlenen saldırıda yaralanan ve tedavisi altına alınan küçük bir kız çocuğu (AFP)

Gazze Şeridi'ndeki ateşkes müzakereleri, arabulucu ABD'nin Gazze Şeridi'nde 60 günlük ateşkes için sunduğu yeni öneriyle yeni bir aşamaya girdi.

ABD Başkanı Donald Trump'ın yaptığı açıklamada, ilk kez Hamas'ın talep ettiği savaşın sona erdirilmesi konusunun tartışılacağı vurgulanırken Hamas’ın öneriyi kabul etmesi gerektiği, aksi takdirde durumun daha da kötüye gideceği belirtildi. Şarku’l Avsat’a konuşan Hamas liderlerinden biri, bu sözlerin müzakerelere ivme kazandırdığını ve ABD tarafından İsrail üzerinde gerçek bir baskısı oluşturulması durumunda bir ateşkes anlaşması imzalanabileceğine dair yeni bir işaret taşıdığını söyledi.

Hamas Hareketi tarafından dün yazılı olarak yapılan basın açıklamasında, arabulucu kardeş ülkelerin, savaşan taraflar arasındaki uçurumun kapatılması, bir çerçeve anlaşmaya varılması ve ciddi müzakerelerin başlatılması için yoğun çaba sarf ettikleri belirtildi. Açıklamada Hamas’ın yüksek sorumluluk bilinciyle hareket ettiğini ve arabulucuların önerilerini tartışmak üzere ulusal istişareler yürüttüğünü, saldırıların sona erdirilmesi, geri çekilmenin sağlanması ve Gazze Şeridi'ndeki halkımızın acil olarak yardım alması için bir anlaşmaya varılması için çalıştığını vurguladı.

gthy
Gazze Şeridi'nin güneyindeki bir mülteci kampına düzenlenen saldırıda ölen Filistinlilerin cenaze töreninde yakınlarını kaybedenlerin gözyaşları ve feryatları (AFP)

Hamas'tan üst düzey bir yetkili dün Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, müzakere masasında, ABD Başkanı Donald Trump'ın Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff’un daha önce önerdiği çerçeve anlaşmasını içeren ve Katar'ın arabuluculuğunda üzerinde değişiklikler yapılan bir öneri olduğunu ve bu önerinin 60 günlük bir ateşkes ve bu süre içinde savaşı tamamen sona erdirecek bir anlaşma sağlanmasını öngördüğünü söyledi.

Hamas’ın İsrail'in Filistinlilere yönelik soykırımını sona erdirecek tüm önerilere açık olduğunu vurgulayan kaynak, Kahire'de bir Hamas heyetinin bulunduğunu belirterek, savaşın tamamen durdurulması, yardımların ulaştırılması ve İsrail'in Gazze'den çekilmesi olmak üzere üç temel talebin yerine getirilmesinin önemine dikkati çekti.

Hamas'ın şu anki tutumunu, Trump'ın Washington'da ABD’li ve İsrailli yetkililerle yaptığı toplantının ardından sosyal medya platformu Truth Social üzerinden yaptığı, “İsrail, 60 günlük ateşkesin tamamlanması için gerekli şartları kabul etti ve bu süre zarfında savaşı sona erdirmek için tüm taraflarla birlikte çalışacağız” şeklindeki açıklamasından sonra sergilemeye başladı.

frgty
İsrail'in Han Yunus'un kuzeyindeki mülteci kampına düzenlediği hava saldırısının ardından yükselen dumanlar (AFP)

Barışı sağlamak için yoğun çaba sarf eden arabulucular Katar ve Mısır’ın bu nihai öneriyi sunacaklarını söyleyen Trump, “Ortadoğu'nun iyiliği için Hamas'ın bu anlaşmayı kabul etmesini umuyorum. Aksi takdirde durum düzelmeyecek, hatta daha da kötüye gidecek” ifadelerini kullandı.

Trump'ın Ortadoğu Özel Temsilcisi Witkoff, ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ve Başkan Yardımcısı JD Vance ve İsrail Stratejik İşler Bakanı Ron Dermer ile bir araya geldi.

İsrail gazetesi Haaretz, İsrailli bir kaynağın Dermer'in yeni öneriye insani yardım ve ateşkes süresince İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nden kademeli olarak çekilmesini öngören maddeyi kabul ettiğini söylediğini bildirdi. Bunu ‘İsrail'in verdiği bir taviz’ olarak değerlendiren kaynak, buna karşın önerinin savaşı sona erdirmek için açık ve net bir taahhüt içermediğinin altını çizdi.

ABD Başkanı Trump salı günü gazetecilere yaptığı açıklamada, önümüzdeki hafta rehinelerin serbest bırakılması karşılığında ateşkes anlaşması sağlanmasını umduğunu söyledi. ABD merkezli haber sitesi Axios'a göre Trump, pazartesi günü Beyaz Saray'da Netanyahu ile görüşecek.

“Temel sorun”

Filistinli siyasi analist ve Hamas uzmanı İbrahim el-Medhun, mevcut bilgilere göre önerinin Hamas liderlerinin sınır dışı edilmesi veya silahlarının toplatılmasına ilişkin açık bir madde içermediğini söyledi. Medhun, “Öneri, ateşkesin sağlanmasına ve aşamalı bir takas anlaşmasının uygulanmasına odaklanıyor. Anlaşma, ilk günlerde sekiz rehinenin serbest bırakılmasıyla başlayacak ve 60’ıncı güne kadar aşamalı olarak devam edecek” dedi.

Ancak Medhun, Hamas’a göre önerinin savaşın kalıcı ve kapsamlı bir şekilde durdurulması için gerçek garantiler sunmaması ve özellikle Gazze Şeridi'ndeki felaketi ele almak için etkili bir insani protokolün uygulanmasını garanti etmemesi temel bir sorun teşkil ediyor.

cdfrgth
Gazze Şeridi'nin orta kesimlerinde yer alan ve yerinden edilmiş kişilerin sığındığı UNRWA'ya ait bir okuldaki yıkımı inceleyen Filistinliler (AFP)

Hamas'ın bu konudaki tutumuna değinen Medhun, Hamas’ın devam eden girişimlere büyük bir ciddiyet ve açıklıkla yaklaşacağını ve anlaşmanın sağlanacağına dair işaretlerin artmasıyla birlikte şartlı bir esneklik sergilediğini düşünüyor. Medhun’a göre bu tutum, iki önceliğe dayanıyor. Bunlardan biri saldırıların tamamen durdurulması, ikincisi ise herhangi bir bahaneyle soykırım ve açlık politikasına geri dönülmeyeceğine dair gerçek garantiler verilmesi ve bunun süre dolduğunda kapsamlı bir anlaşmaya varılamaması durumunda da geçerli olması.

Medhun'a göre Hamas, aşamalı çözümleri kabul etmeye karşı değil, ancak bunun için ‘önce savaşın durdurulması, ardından saldırı sonrası düzenlemelere geçilmesi, şantaj veya askeri baskı yapılmaması’ gibi açık ve kesin şartlar konulması gerektiğini savunuyor.

Washington'ın müzakerelere başlamadan önce savaşın durdurulmasını şart koşarak İran meselesini ele aldığı önceki deneyiminin, bu konuda örnek alınabilecek bir model olduğunu vurgulayan Filistinli siyasi analist, “Bombardıman altında müzakere yapılamaz ve katliamlar devam ederken güven inşa edilemez” dedi.

Trump'ın savaşı sona erdireceğine dair sözleri müzakerelere ivme kazandırsa da bu sözlerin ötesine geçip somut adımlar atılması gerekiyor.

“Fırsat kaçırılmamalı”

İsrail'in tutumu da bu gelişmelerden uzak değildi. ABD Dışişleri Bakanı Gideon Sa'ar dün sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı bir paylaşımda, Gazze Şeridi'nde tutulan rehinelerin serbest bırakılmasını sağlamak amacıyla bir anlaşmaya varılması için ‘bu fırsatın kaçırılmaması’ gerektiğini söyledi. İsrailli Bakan paylaşımında “Halkın ve hükümetin büyük çoğunluğu rehinelerin serbest bırakılmasına yol açacak bir anlaşmayı destekliyor. Böyle bir fırsat kaçırılmamalı” diye yazdı.

Eski muhalefet lideri Yair Lapid, dün X platformundaki hesabından Netanyahu'ya tüm rehineleri geri getirmesini tavsiye ederek, “(Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar) Ben-Gvir ve (Maliye Bakanı Bezalel) Smotrich'in 13 milletvekiline karşı durmak için, rehine anlaşması için 23 milletvekilini güvenlik ağı olarak kullanabilirsiniz. Hepsini şimdi evlerine geri getirmeliyiz” diye seslendi.

İsrail televizyonu Kanal 12’nin aktardığına göre Lapid, Ben-Gvir ve Smotrich'in, Gazze Şeridi'nde ateşkes ve esir takası anlaşmasının imzalanmasını engellemek için hükümet koalisyonu içinde ortak hareket etme niyetinde olduklarını belirtti.

İsrail'de hem iktidar hem de muhalefet tarafından ateşkesin önemi hakkında konuşulurken, medya da bu konuya büyük ilgi gösteriyor. İsrail Yayın Kurumu (IBA), İsrail'e sunulan yeni öneriye göre 60 günlük bir ateşkesin ilan edileceğini, ilk gün sekiz rehinenin serbest bırakılacağını ve 50’nci günde iki rehinenin daha serbest kalacağını aktardı.

Haaretz gazetesi ise, yeni esir takası anlaşması taslağında, 60 günlük ateşkes süresi içinde bir anlaşmaya varılamaması halinde, arabulucuların İsrail ile Hamas arasındaki müzakereleri nihai bir anlaşmaya varılana kadar sürdürmekle yükümlü olacağını belirten bir maddenin yer aldığını doğruladı.

Bu değişiklikler çerçevesinde Medhun, yakında bir anlaşmaya varılması olasılığını dışlamazken, aksine ABD'nin uluslararası bir irade ortaya koyması ve İsrail’e saldırılarını açıkça ve kesin olarak durdurması için baskı yapması halinde, ateşkes anlaşmasına varılmasının her zamankinden daha mümkün olduğunu düşünüyor.

O, topun artık arabulucuların, özellikle de ABD'nin sahasında olduğunu ve onların girişimlerinin sadece bir kriz yönetimi değil, savaşın sona ermesi ve yeni bir dönemin başlaması için bir kapı olduğunu kanıtlamaları gerektiğini düşünüyor.

Topun artık arabulucuların, özellikle de ABD'nin sahasında olduğunu söyleyen Medhun, arabulucuların girişimlerinin sadece bir kriz yönetimi değil, savaşın sona ermesi ve yeni bir dönemin başlaması için aralanacak bir kapı olduğunu kanıtlamaları gerektiğini vurguladı.