Japon adası aşırı turizmi engellemek için ziyaretçi kotası getirdi

Aşırı turizm, "Doğu'nun Galapagos'u" için bir tehdit olarak görülüyor

Bozulmamış Iriomote'nin bereketli doğası, burayı turistler için bir cazibe merkezi haline getiriyor (Wikimedia Creative Commons)
Bozulmamış Iriomote'nin bereketli doğası, burayı turistler için bir cazibe merkezi haline getiriyor (Wikimedia Creative Commons)
TT

Japon adası aşırı turizmi engellemek için ziyaretçi kotası getirdi

Bozulmamış Iriomote'nin bereketli doğası, burayı turistler için bir cazibe merkezi haline getiriyor (Wikimedia Creative Commons)
Bozulmamış Iriomote'nin bereketli doğası, burayı turistler için bir cazibe merkezi haline getiriyor (Wikimedia Creative Commons)

Japonya'nın en muhteşem adalarından biri, nesli tükenmekte olan yerli bir vahşi kediyi korumak amacıyla ziyaretçi sayısına sınırlama getiriyor.
Nisan 2023 itibarıyla, "Doğu'nun Galapagos'u" olarak bilinen, güneydeki Okinawa prefektörlüğüne bağlı Iriomote adasını günde en fazla 1200 turist ziyaret edebilecek. Doğal güzelliği ve sadece burada bulunabilen kendine özgü Iriomote kedisi, adayı popüler hale getirmişti.
Japan Today'in haberine göre yerel yönetim, aşırı turizmin yerel ekosistemi ve sakinlerin yaşamlarını bozmasını önleme çabaları kapsamında bu tedbirleri uygulamaya koydu.
The Independent'ın habereine göre, kısıtlamalar henüz zorunlu değil ancak turizm yetkilileri seyahat şirketlerini bunlara uymaya çağırıyor.
Iriomote, Okinawa'nın en büyük ikinci adası olmasına rağmen büyük çoğunluğunda yerleşim bulunmuyor. Ada, Okinawa ve Kagoşima'da 2021'de UNESCO'nun Dünya Doğal Mirası listesine eklenen 4 bölgeden biriydi.
Iriomote'ye her yıl yüz binlerce kişi gidiyor ve bu sayı 2007'de 406 bin ziyaretçiyle zirve yapmıştı. Adada 2 binden biraz fazla kişi daimi olarak ikamet ediyor.
Iriomote kedisi, 10 yıldan uzun süre önce Dünya Doğa ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği'nin Nesli Tükenme Tehlikesi Altında Olan Türlerin Kırmızı Listesi'ne eklendi ve halen sadece 100 civarında yaşadığına inanılıyor.
Endonezya'nın Komodo Adası'ndaki Komodo ejderlerini korumak için de benzer bir yaklaşım benimsenmişti.
Hükümet, Komodo ejderi nüfusunun azalmasını engellemek için tüm turistlerin adaya ayak basmasını yasaklamayı planlamasına rağmen bunun yerine sıkı bir kota ve kişi başı yaklaşık 4 bin 800 liralık bir ücret getirmişti.



Metal dedektörüyle bin yıllık altın Viking bileziği keşfetti

Man Adası'nda Viking Çağı'ndan kalma altın bir üst kol bileziği bulundu (Manx National Heritage)
Man Adası'nda Viking Çağı'ndan kalma altın bir üst kol bileziği bulundu (Manx National Heritage)
TT

Metal dedektörüyle bin yıllık altın Viking bileziği keşfetti

Man Adası'nda Viking Çağı'ndan kalma altın bir üst kol bileziği bulundu (Manx National Heritage)
Man Adası'nda Viking Çağı'ndan kalma altın bir üst kol bileziği bulundu (Manx National Heritage)

Metal dedektörü kullanan bir kişi, Man Adası'nda Vikinglere ait bin yıllık, altından bir örgülü üst kol bileziği keşfetti. Bu bulgu, bin yıl öncesine ait ustaca mücevher yapımına dair ipuçları sunuyor.

Adanın kültürel tarihini korumaya adanmış hayır kurumu Manx National Heritage'a göre, MS 1000 ila 1100'e tarihlenen bu buluntu, Man Adası'nın zengin Viking mirası hakkındaki bilgilerimizi zenginleştiriyor.

Üst kol bileziği, birbirine örülmüş 8 altın şeritten oluşuyor.

Bilezik, amatör bir metal dedektörü kullanıcısı olan Ronald Clucas tarafından bulundu.

Clucas "Bu güzel altın parçayı keşfetmek epey büyük bir şoktu. İlk başta gerçekten inanamadım!" diyor.

Altın genellikle dedektörde çok zayıf bir sinyal yaratır, bu yüzden neyin ortaya çıkacağı gerçekten tahmin edilemiyor.

Araştırmacılar yaklaşık 28 gram ağırlığındaki üst kol bileziğinin, özel bir teknik kullanan yetenekli bir kuyumcu tarafından yapıldığını düşünüyor.

İkiye katlanmış halde bulunan bileziğin uzunluğu yaklaşık 4 santimetre, yani orijinal uzunluğu yaklaşık 8 santimetre olmalı. Clucas "Uzun yıllardır metal dedektörü kullanıyorum ve çok güzel şeyler buldum ancak Viking Çağı'nda kalma bir altın parçası bulmak gerçekten çok farklı bir şey" ifadelerini kullanıyor.

Vikinglerin ticaret merkezi olan Man Adası, 9. yüzyıldan sonra yerleşim yeri haline geldi.

Daha önceki araştırmalar, adanın ikili bir ekonomiye sahip olduğunu ortaya koymuştu. Bu ekonomide ödemeler hem madeni paralar hem de gümüş veya altın külçelerle mal ve hizmetler karşılığında yapılıyordu.

Adada Viking altınlarına gümüş buluntulardan daha nadir rastlansa da uzmanlar, yakın zamanda keşfedilen örgülü altın üst kol bileziğinin de finansal işlemlerde para birimi olarak kullanılmış olabileceğini düşünüyor.

Manx National Heritage'ın arkeoloji küratörü Allison Fox, "Bu tür mücevherler Viking Çağı'nda hem değerli kişisel eşyalar hem de zenginliği sergileme görevi görmek gibi çeşitli işlevlere sahipti. Taşınması kolaydı ve finansal işlemlerde masrafları karşılamak için de kullanılıyorlardı" diyor.

Bu üst kol bileziği iki kez kesilmiş, bu da muhtemelen en az iki ayrı işlemde kullanıldığına işaret ediyor. Kesiklerden biri bileziğin uç kısmını koparırken, diğer kesik orijinal bileziği neredeyse ikiye bölmüş.

Üst kol bileziğin bir parçasının neden toprağa gömüldüğü belli değil. Fox, "Güvende tutmak için saklanmış olabilir, kaybolmuş olabilir veya Viking tanrılarına adak amacıyla bile gömülmüş olabilir" diyor.

Bu Viking hazinesi, 31 Mayıs'tan bu yana Douglas'taki Manx Müzesi'nin Viking Galerisi'nde sergileniyor.

Independent Türkçe